Haksız Rekabet, Firma Şovenizmi ve Cehalet
Bir ürünü satmayı hedefleyen firma temsilcisi genelde, alternatifi ürünü ya da aynı tip üründe diğer markaların karalanması yöntemini tercih ediyor. Bazı arkadaşlar ellerini dokundurmadıkları, uygulamasını sadece seminerlerde ve broşür fotoğraflarında gördükleri ürünleri öyle abartıyorlar ki koca karı ilaçları gibi her derde deva ürün tanıtımları ortaya çıkıyor. Alternatif ürünleri veya diğer markaları karalamak yetmezse bu kez firmalarını abartmayı öyle ileri götürüyorlar ki patronu duysa ‘bu bizim firma mı?’ diyecek... Son turda elbette ‘Onlar ne fiyat verdiyse söyleyin, biz altında verelim’ söylemiÉ Üstelik bazen bu arkadaşlar bir gün bu karaladıkları firmaların birinde çalışmak durumunda olabileceklerini de unutuyorlar. Kuşkusuz bu tarzın dışında örnek davranışlar sergileyen arkadaşlara da rastlamak olası. Ancak olumlu bir algıyı olumsuza dönüştürmek o kadar kolay ki... Bu durum elbette uygulayıcı firmalar açısından da hiç farklı bir görünüm sergilemiyor. Hatta bazen daha kötü bir tablo bile ortaya çıkıyor. Birkaç hafta önce bir şantiyede ‘Sizin sektördeki rekabet öyle boyutlara ulaşmış ki hemen herkes belden aşağıya vuruyor’ dediler. Üstelik son günlerde yanımdaki genç mühendis arkadaşıma yalıtım sektörünün kendisi için iyi bir tercih olduğunu anlatmaya çalışıyordum. Yalıtım sektörü olarak bu tür olumsuz algıya neden olan davranışlarla mücadele etmeli ve yalıtım bilincinin ve sektörün gelişebilmesinin hedef kitlenin algısına bağlı olduğunu unutmamalıyız. Rekabeti, etik değerleri göz ardı etmeden, karalama ve spekülasyondan arındırarak, centilmence ve aynı gemide olduğumuzun bilinciyle yapabilmeliyiz. 17 Ağustos’ta yaşadığımız felaketin ve son günlerde yaşadığımız hazin olayların cehalet, bilgiye ve bilime önem vermemenin, kısa vadeli ucuz hesapların sonucu olduğunu unutmamalıyız. Tekrar yaşanmaması için bilgiye, bilime değer veren bir anlayışla çağdaş, yasal düzenlemeler ve sağlıklı planlamalar bir an önce hayata geçirilmelidir. Bir şehrin veya binanın yapım sürecinde yer alan projeci, karar verici ya da uygulayıcının hatası sonucu binlerce insan hayatının yok olduğu unutulmamalıdır. Bu sayımızın ‘Portre’ bölümüne Yılın Profesyoneli seçilen Bülent Çolak’ı konuk ettik. Sektöre umutla bakan Çolak’ın tecrübeleri genç okurlarımız için de faydalı olacak. 1993 senesinden bu yana polietilen köpük üreten Berkosan firmasını yaptığımız röportajla daha yakından tanıma fırsatı bulacaksınız. Polistren sert köpükle ilgili bilimsel yazıyı da ilgiyle okuyacağınızı düşünüyoruz. Ve tabii ki her sayıda olduğu gibi teknik yazılar, ürün tanıtımları ve haberler de dergimizin değişmeyen bölümleri olarak sayfalarımızda yer alıyor. Gelecek sayıda görüşmek üzere hoşça kalın. İlginizi çekebilir... 17 Ağustos'un 25. Yılı, İklim Değişikliği ve YALITIMIN ÖNEMİÖnce ozon delindi. Küresel ısınma filan derken iklim değişikliği tüm dünyada aşırı sıcaklar, orman yangınları ve kuraklıkla kendisini kabul ettirdi.... Nisan Ayına Yapı Fuarı ve Ödül Seremonileri Damga VurduDergimizin bir yıl aradan sonra yeniden ve yeni bir yaklaşımla organize ettiği 2024 Yalıtım Sektörü Başarı Ödülleri'ni Yapı İstanbul fuarında 17 N... Yalıtım dergimiz yeniliklerle yeniden...Nasıl başlamıştık, sektöre katkımız oldu mu?
1996 yılında, İstanbul Yapı Fuarında A5 broşür ile Yalıtım dergimizi yayımlayacağımızı duyurmuştuk. Da... |
||||
©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.