Gümrük Birliğinin Yalıtım Sektörüne Etkileri
Dosyamızı SİKA De-teks Yapı Kimyasalları A.Ş. Pazarlama Müdürü Sayın Bülent Çolak'ın görüşleri ile açıyoruz."Türkiye ekonomisinin öncü sektörü olan yapı sektörü büyük ölçüde yerli sanayiye dayanır ve devlet politikası, kararlarından direkt olarak etkilenmektedir. Nisan 1994 kararlarından sonra satın alma gücündeki gerileme, genel fiyatlar ve inşaat malzemeleri fiyatlarındaki artışın yurtiçi inşaatlarda gerilemeye sebep olmasıyla ihracata ağırlık verilmiştir. Yurtdışı pazarlarda tutunabilmek için istenen kalite şartlarını sağlamaya çalışan firmalar, son yıllarda ihracat potansiyellerini arttırmışlardır. Gümrük Birliği ile birlikte artacak olan ithalata paralel iç sanayide kar marjlarının düşmesi dış pazarlara yönelmeyi zorunlu hale getirmiştir, inşaat sektöründeki geçici bekleme dönemi, nüfus artışı tahminleri gözönünde bulundurulursa geçicidir;... Sektörü etkileyen ana faktörler nüfus artış hızı, konut edindirme politikaları ve kentleşme sürecidir. Bunlar dikkate alındığında yalıtım sektörünün gelişmesinin önünde engel bulunmadığı görülmektedir... Yalıtım sektörü sadece yeni yapılarda değil, tamir, bakım gibi izolasyon işlerinde de etkin olsa da yapı sektörünün geleceği ile yakından ilgilidir. Gelişme potansiyeli yüksek bu pazara hücum edecek ithal ürünler karşısında rekabet gücünü arttırmanın önemi büyüktür. Gümrük Birliğiyle birlikte birçok ürün pazara girmiş, kimi zaman da haksız rekabete sebep olmuşlardır. Diğer Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi belli standartlarla korunmayan pazarımızda kalitesi düşük ürünler devlet ihalelerine kadar girmektedirler. Yalıtım sektörünü Gümrük Birliği karşısında en fazla tehdit eden unsur enflasyon artışıdır. Ülkemizdeki yüksek enflasyon nedeniyle kredi maliyeti yükselirken, döviz fiyatlarındaki bastırma, fiyat verme konusunda bizleri zorlamaktadır. Gümrük Birliği'ndeki ana unsur serbest pazar ekonomisinde rekabetin korunması ve bunun yanında iyi hizmet sunul-masıdır. Sektörün önde gelen firmalarında araştırma, geliştirme çalışmalarıyla sürekli yenilenen yüksek teknoloji ürünlerimizle, ISO 9001 kalite belgemizle Gümrük Birliği'ni bir tehlike olarak değil, pazarı canlı tutacak, kaliteli ürünleri destekleyecek bir gelişme olarak karşılıyoruz. Fakat bunun yanında şu açıktır ki; Gerekli know-how birikimi olmayan şirketler bundan fazlasıyla etkileneceklerdir. Toplam kalite yönetimini hızla benimseyen firmalar Avrupa ülkeleriyle eş düzeyde rekabet gücüne sahipken, yalıtım sektörünün küçük firmalarının rekabet gücü düşecektir. Gümrük Birliği inşaat sektörüne kalite ve standart getirecek, malzemede ucuzluk sağlayacaktır. Yalıtım sektöründeki rekabet nedeniyle üretici firmalar kalitelerini ve fiyatlarını koşullara uyduracak, ucuz ve kaliteli mal üreteceklerdir. Bunun olumlu etkisi kendisini yalıtım sektörünün canlanmasında muhakkak ki gösterecektir. Özellikle düşük kaliteli mallarla haksız rekabete sebep olmamak için belli standartlar getirilmeli, kalite belgeleri her tesise verilmemelidir. Bu şartlarla Gümrük Birliği yalıtım sektörünün genişlemesini sağlayacak, çeşitli ithal ürünlerin pazarımıza girmesinin yanı sıra bizim de kendi kaliteli ürünlerimize geniş pazar alanları yaratmamıza ve rekabet ortamında daha da gelişmemize sebep olacaktır." Orcan Asfalt ve Yalıtım Ürünleri A.Ş. Genel Müdürü Sayın Cem Cansever de benzer görüşleri paylaşıyor. "Gümrük Birliği her sektörü olduğu gibi bizim sektörümüzü de etkiledi. Bazı sorunlar yaratmasına rağmen Gümrük Birliği-'ne girişi genel olarak olumlu olarak değerlendirmekte ve zaman içinde her geçiş sürecinde yaşanan bazı pürüzlerin de çözümleneceği umudunu taşımaktayız. Gümrük Birliğininin etkilerini hammadde, teknoloji ve ürün bazında değerlendirecek olursak; Gümrük Birliği öncesi üretimimizle ilgili hammadde konusunda gümrük vergileri yüksek olmadığından birliğe girişin maliyetlerde fazla etkisi olmadı. Buna mukabil AT dışında hammadde satıcıları yüksek oranlı fona tabi tutuldukları için Türkiye pazarınagirme şanslarını başlangıçta kaybetmişlerdi. Fakat son zamanlarda onlar da kendi bünyelerinde bu rekabete uygun bazı düzenlemeler yaparak pazara tekrar girme şanslarını yarattılar. Öte yandan teknoloji transferi açısından bakılacak olursa, gümrük vergilerinin sıfırlanmasından dolayı önemli bir avantaj elde edilmiş oldu. Şöyle ki; yeni yatırım maliyetlerinin düşmesi eski teknolojilerin yenilenmesi sürecini hızlandırdı ve sektörde daha geniş kapasitelere ulaşıldı. Böylece tüketicinin önündeki seçenekler arttı ve tüketici kısıtlı seçenek yerine daha geniş bir ürün yelpazesi içinden kaliteli malı daha uygun fiyatla temin edebilme şansını bulmuş oldu. Yalıtım ürünleri konusunda ise iç piyasada üretilen mamullerle ilgili kalite standartlarının yerleştirilerek dışarıdan ithal edilecek mallarda da bu standartlara uyulmasının sağlanması çok önem kazanmaktadır. Ucuz olduğundan tercih edilerek ithalatı yapılan yerli üretimden daha kalitesiz ürünler, iç piyasada rekabeti olumsuz yönde etkileyecek, yerli üretici fiyatla rekabet edebilme amacıyla kalitesinden ödün verebilecektir. Oysa yukarıda belirtildiği gibi ithalat esnasında kalite standartları titizlikle uygulanır ve denetlenirse yerli üretici olumlu bir rekabetin içine girecek, bu da yerli üreticinin aynı fiyatla daha kaliteli mal üretme sonucunu getirecektir. Sonuç olarak; Gümrük Birliği'ne geçiş aşamasında birliğin talep ettiği ve Türkiye'nin de kabullenmiş olduğu anlaşmaların getirmiş olduğu şartların titizlikle uygulanarak geri adım atılmaması ülkemizin menfaatine olacaktır düşüncesindeyiz." Thermaflex-Form Yalıtım Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti. Genel Müdürü Sayın Tevfik Ceritoğlu Gümrük Birliği konusuna farklı bir bakış açısı getiriyor. "Gümrük Birliği'ne girdikten sonra izolasyon sektöründe de lider olan firmalar Avrupa'nın bu sektörde önde gelen kuruluşları ile ortaklıklar kurmaya başladı. Bazı Avrupa'lı firmalar da özellikle ra-kabet güçlerini arttırmak ve kısa yoldan Orta Doğu Ülkelerine ve Türk Cumhuriyetlerine ulaşmak için ülkemizde üretim yapmanın yollarını arıyorlar. İşin sevindirici yanı bu firmalar çoğunlukla ISO 9000 Kalite Standartlarına sahipler. Bu yüzden gelişmekte olan izolasyon sektöründeki firmalar kolaylıkla ISO 9000 Kalite Standartlarını benimseyeceklerdir. ISO 9000'e sektörümüz açısından bakmaya çalışacağım. ISO 9000 Kalite Standartı bir mal veya hizmet standartı değildir. Kalite yalnız ürüne veya hizmete bağlı bir özellik olarak görülmemelidir.Ürünün veya hizmetin kalitesinin sürekliliği üreten veya hizmet veren kuruluşun bütünüyle kaliteli olması durumunda mümkün olur. Bu yüzden ISO 9000 Standartı toplam kalite yönteminden esinlenerek geliştirilmiş bir kalite güvencesi sistemidir... izolasyon bilincinin yeni yeni oluşmaya başladığı Türkiye'de bu sektörün önde kuruluşları ISO 9000 Standart serilerini alması ile birlikte iyi bir referansa sahip olacaklar; mal ve hizmet almak isteyen müşteriler bu belgeyi şart koşmaya başlayacak; Üreticiler ISO 9000 Kalite Standartına uygun olduklarını ispat etmek zorunda kalacaklardır. Örnek olarak Avrupa Topluluğu Konseyi'nin yaptırımları sonucu AT'a üye ülkelere motorlu taşıtlar, tekstil ürünleri, gübreler, kozmetikler, tıbbi cihazlar ile diğer bazı ürünleri, ihraç edilmesi için bu ülkelerce kabul edilen EN 29000 ya da ISO 9000 standartlarına uygun olması şartı 1 Ocak 1993 tarihinden itibaren aranmaya başladı. Sektörümüze baktığımızda çok sayıda işçi çalıştıran büyük şirketlerden daha çok 5-20 personeli olan satıcı ve hizmet veren kuruluşlar vardır. Bu küçük ve orta ölçekli işletmelerin izolasyon sektörüne büyük katkıları olmaktadır. Eğer belge almanın öngördüğü şartlar yerine getirilirse ISO 9000 Standartları büyük küçük işletme ayrımı olmaksızın alınabilir. 10 Mart 1993 tarihine kadar 20 Türk firması ISO 9000 Kalite Belgesi almıştır. 1996 yılının 6. ayı itibariyle bu sayı 300'ü aşmıştır, izolasyon sektöründe öncü olan birkaç kuruluş bu sayı içinde yer almaktadır. Avrupa'ya baktığımızda ISO 9000 Kalite Belgesi olan firmaların sayısı ingiltere'de 60.000, italya'da 4.500, Fransa'da 3.800'dür. ISO 9000 Kalite Belgesi her ülkede farklı sayılarda ortaya çıkmış bulunan ulusal kuruluşlar tarafından verilmektedir. Türkiye'de TSE bu belgeyi vermektedir. TSE'den alınan bu belge sayesinde üretici firmalar ithal ettikleri hammaddeleri test ettirmeden geçirebilmektedir. Daha önce de belirttiğim gibi izolasyon bilincinin yeni yerleştiği ülkemizde ISO 9000 Kalite Belgesi desteğinde bu bilinci yaygınlaştırma fırsatı da doğmuştur.ISO 9000 Kalite Belgeli Türk firmaları daha kaliteli ve düşük maliyetli üretim yaparak hem iç pazarda hem de dış pazarda daha iyi rekabet edebilecektir, izolasyon sektöründeki eski firmalar ISO 9000 Kalite Belgesi almak istediklerinde bir reorgani-zasyonu ve teknoloji yenilemesini de kabul edecektir. Avrupa'da bu sektörde dünya lideri olmuş firmalar yatırım yapma fırsatları aradığı bu dönemde izolasyon sektörü bu gelişmelere açık ve uyanık olmalıdır. Çünkü tek başına kalite belgesini alamayacak olan firmalar dünyanın önde gelen kuruluşları ile ortak yatırıma girecek olurlarsa, ülkemiz açısından yeni yatırım, yeni teknoloji yeni istihdam alanı ve daha yüksek alım gücünü yaratmış olacaklardır. İlginizi çekebilir... İnşaatta yükselen değer: Yapısal Çelikİnşaat sektörü gerek teknolojinin getirdiği yenilikler gerek sürdürülebilirlik gibi konular nedeniyle değişim geçiriyor. Özellikle çelik yapılar hem g... nZEB 101Bu ay ki dosyamızı nZEB konusuna ayırdık. Yapacak çok şeyimiz var, yolumuz uzun ve zamanımız kısa. İş dünyası, hükümet ve sivil toplum arasındaki işbi... Sürdürülebilir KonutSürdürülebilir konut dosyası... |
||||
©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.