E-Dergi Oku 

PÜKAD Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Ermurat: "Cephe, Bir Bütün Olarak Ele Alınmalı!"

PÜKAD Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Ermurat: "Cephe, Bir Bütün Olarak Ele Alınmalı!"

7 Ağustos 2019 | SÖYLEŞİ
185. Sayı (Ağustos 2019)
1.325 kez okundu

PÜKAD (Pencere ve Kapı Sektörü Derneği)’ın geçtiğimiz şubat ayındaki olağanüstü genel kurul toplantısında Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçilen Abdulkadir Ermurat, “Bina cepheleri bir bütün olarak ele alınmalı ve ısı köprüsü oluşturabilecek her türlü malzeme ve uygulamadan kaçınılmalı. Ancak böyle olursa kesintisiz bir yalıtım kabuğu oluşturulur ve gerçekten enerji verimli binalar yapılabilir” diyor.

ÇATI VE CEPHE: Yeni yönetim olarak gündeminizde neler var ve hedefleriniz neler?

ABDULKADİR ERMURAT: PÜKAD olarak geçtiğimiz yıllarda değişen tüzüğümüzle birlikte öncelikle üye sayımızı artırmayı amaçlıyoruz. Üye olabilecek şartları sağlayan firmalarla görüşmelere başladık. Niteliği es geçmeden üye sayımızla da güçlü ve etkin olmayı hedefliyoruz.

Geçtiğimiz yıllarda Mesleki Yeterlilik Kurumu ile çalışarak PVC Doğrama Montajcısı meslek standardını hazırlamıştık. Resmi Gazete’de ilan edilen bu standardımız çerçevesinde bayilerimizi ve alt bayilerini seminerlerle, yaptıkları işin önemini ve enerji verimliliği anlamında hassasiyetini anlatmaya çalışıyoruz. Sektörümüz açısından çok önemli olan bu konuyla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Ayrıca ülkemizde PVC profil standardı oturmuş durumda fakat ısı yalıtım standartlarının yükselmesiyle TS 825’te yer alan sektörümüzün konusu ile ilgili bölümlerde de bazı değişiklikler yapılması gerektiğinden, bazı çalıştay ve komitelerde yerimizi alarak söz konusu çalışmalara dahil oluyoruz.

ÇATI VE CEPHE: Enerji tasarrufu konusunda pencere ve kapıların önemi nedir? Ayrıca bu konuda yaşanan sorunlar ve çözüm yollarını özetleyebilir misiniz?

ABDULKADİR ERMURAT: Türkiye’de enerji tasarrufu konusu ben kendimi bildim bileli konuşulur. Sorunların da nereden, nelerden kaynaklandığı çok net bir şekilde bilinir. Mesela bir binadaki ısı kaçaklarının yüzde otuza yakınının, yalıtım değeri yüksek olmayan malzemelerden yapılmış pencere ve kapılardan olduğu herkesin malumudur. Bu konuda her türlü bilgiye sahibiz. Ne yapılması gerektiği de bilinir. Fakat enerjide dışa bağımlı, dövizle enerji tedarik eden bir ülke olarak maalesef bu bilgileri ve hassasiyeti tam anlamıyla sahaya yansıtamıyoruz. Örneğin, TS 825’te şu anda pencerelerle ilgili tavsiye edilen ısı iletim değeri 1,8 W/m²K’dır. Bu değer 2008 yılındaki revizyonla 2,4’ten 1,8’e düşürülmüştü. Bu rakam bile aslında çok yetersiz. Avrupa’da pasif evler için standart hale getirilen pencere ısı iletim değeri 0,8 W/m²K. Avrupa 0,8 değerine sahip pencereleri uygularken Türkiye’de hala 1.8 değeri tavsiye ediliyor. Üretici firmalarımız ise bu konuda standartların önünde gidiyor. Ülkemizde 1.8’in altındaki değerlerdeki profiller 1998’den beri üretilebiliyor aslında. Üreticiler olarak rahatlıkla 0,8’in altına düşebiliriz. Ama dediğim gibi teknolojik gelişmeler sahaya tam anlamıyla yansımıyor, piyasadan da böyle talep sıkça gelmiyor.

Ayrıca pencerelerde 1.8 değeri sağlansa bile yeterli olmuyor. Pencerenin takıldığı yerde duvarla doğrama arasında bir “kör kasa” gerçeği var. Sektörde her profesyonel ve her mimar bu gerçeği bilmesine rağmen nedense bu sorun göz ardı ediliyor. Pencere sisteminin yalıtım performansı çok yüksek olsa bile kör kasaya monte edildiğinde, gerekli yalıtım önlemleri alınmadığı takdirde uygun yalıtım değerleri tam elde edilemiyor.

Avrupa’daki mimar ve mühendisler bizden akıllı değiller; bilgi herkesin elinin altında, nasıl yapılması gerektiği herkes tarafından biliniyor ama sahada, şantiyede bu bilgiler ciddiyetle dikkate alınmayabiliyor. Sorun belki de kolaycılıktan, her işi çabucak bitirme arzusundan kaynaklanıyor. Müteahhidin zamana kısıt getirmesi, on beş günde yapılacak bir işin beş günde teslim edilmesini talep etmesi, birçok şeyin yüzeysel yapılmasına neden oluyor. Bir montajcıdan günde beş doğrama montajı yerine 15 doğrama montajı yapması talep edildiğinde özellikle doğrama ile duvar arası yalıtım işlemleri gerektiği gibi olmayabiliyor. Özetle, bina cepheleri bir bütün olarak ele alınmalı ve ısı köprüsü oluşturabilecek her türlü malzemeden ve uygulamadan kaçınılmalıdır. Ancak böyle olursa kesintisiz bir yalıtım kabuğu oluştururuz ve gerçekten enerji verimli binalar yapmış oluruz.

ÇATI VE CEPHE: Sıkıntılı bir ekonomik ortamda inşaat sektörünün mevcut durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sektördeki durgunlukla ilgili görüş, öneri ve öngörüleriniz neler?

ABDULKADİR ERMURAT: PVC pencere ve kapı sektörü olarak kentsel dönüşüm çalışmalarıyla üretimimizin büyük çoğunluğunu yeni binalara kaydırmıştık. Bu dönemde, binasının kentsel dönüşüme gireceğini düşünen binlerce konut sahibi, yakında yıkılacağını tahmin ettiği evlerine bir sineklik bile taktırmıyordu. Kentsel dönüşüm büyük şehirlerde önemli ölçüde azaldı. İnşaat sektörüyle ilgili kamu kuruluşlarının, özel firmaların ve bizim gibi derneklerin çabalarıyla yenileme pazarı canlandırılıyor. Bu kapsamda sadece konutların dışında endüstriyel binalar ve otel gibi yapıları da düşünmek gerekiyor. Bu yenileme pazarı şu anda Avrupa Birliği ülkelerinde revaçta. Sadece tarihi binalar değil, mevcut konutlar da yenilenerek daha enerji verimli hale getiriliyor. “Derin Yenileme” olarak tabir edilen söz konusu yenilemelerin sadece makyaj değil, penceresinden elektrik tesisatına, taşıyıcı sisteminden çatısına kadar uzanan unsurları kapsayacağını da hatırlatmak isterim. İnşaat sektörü için sağlıklı olanı da, yeni inşaatlarla birlikte yenileme pazarının da canlı olmasıdır. Ayrıca artan ihracat sektörün nefes almasını sağlıyor. Kentsel dönüşüm günlerinde neredeyse tam kapasite bu pazara çalışan sektörde ekonomik durgunluk nedeniyle kapasite kullanım oranları düşünce ihracata yönelik adımlar atılmaya başlandı.

ÇATI VE CEPHE: Plastik pencere ve kapı doğramalarının avantajları ve dezavantajları nelerdir?

ABDULKADİR ERMURAT: Hayatın birçok alanında sayısız yararlı işte kullanılan plastik, son yıllarda birçok problemin sorumlusu olarak görünmeye başladı. Çevreci olmamakla itham edilen plastiğin iradesi ve aklı yoktur. Dolayısıyla çevreci olan veya çevreci olmayan “İnsan”dır. Doğayı insan kirletir, aklı ve iradesi olmayan bir nesne değil. Evet plastik doğaya atılmamalı. Ama atıldığı takdirde suç plastiğin değildir. Sorun, insanın plastiği kullanma şeklinde.

Plastik, yaşam döngüsünde karbondioksit salımı açısından, en avantajlı ürünlerden birisi. Çünkü çok düşük enerjiyle üretiliyor. Mesela PVC profiller alternatif ürünlerden beş kat daha az enerji ile şekillendirilebiliyor. Ayrıca çok da kolay geri dönüştürülebilen bir malzeme. Kentsel dönüşüm çalışmalarında yıkım kararı çıktığında ilk gün plastik doğramalar toplanır ve geri dönüşüme gönderilir. Defalarca geri dönüştürülebilecek plastik doğramayı toplamak pratik, kolay ve çok kârlıdır. Geri dönüşümü kolay olması da önemli bir avantajı olarak öne çıkıyor. Ayrıca yaşam döngüsü boyunca sağladığı enerji tasarrufuyla, daha az enerji tüketilmesini sağlıyor.

Teknolojik ilerleme doğrultusunda gelişen PVC profiller ve bunlarla oluşturulan pencere sistemleri enerji tasarrufuna büyük katkılar sağladığı gibi, uygulandıkları mekanlarda yaşam konforu da sağlamaktadır. En önemlisi de iklim değişikliğinden kaynaklı küresel ısınmanın etkilerini azaltmak için her daim çevreci yaklaşımla üretim yaparak bunu sahaya yansıtmamız gerekiyor artık. Dünyanın gidişatı bunu gerektiriyor.


 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Bostik Yapı Tüketici Departmanı İş Birimi Direktörü (Türkiye & Merkez Asya) Bilgehan Türkkan: "Yenilikçi Özelliklerle Pazarda Fark Yaratacak Ürünler Geliştiriyoruz"

Bostik'in hedef ve faaliyetlerini, şirketin Yapı Tüketici Departmanı İş Birimi Direktörü (Türkiye & Merkez Asya) Bilgehan Türkkan ile konuştuk....
24 Ağustos 2023

Wavin Türkiye Ürün Müdürü Serdar Esen: "Ses Yalıtımının Yaşam Kalitesini Nasıl Arttırdığını Hiç Düşündünüz mü?"

Wavin Türkiye Ürün Müdürü Serdar Esen ile yaşam kalitesi yüksek binalarda akustik yönetiminin önemini konuştuk ve mimarlar, planlamacılar ve tesisatçı...
24 Ağustos 2023

Başergün Boya ve Kimya A.Ş. Pazarlama Direktörü Burcu Güngör Özdemir: "Yalıtım Konusunda Toplumun Farkındalığını Artırmayı Amaçlayan Bir Markayız"

Başergün Boya ve Kimya A.Ş.'nin markalarından biri olan CUBO'nun çalışmalarını ve hedeflerini; kendisiyle gerçekleştirdiğimiz sohbette Başergü...
23 Haziran 2023

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • BAU Teknolojileri Dergisi
  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Doğalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeşilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü Kataloğu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü Kataloğu
  • Yalıtım Sektörü Kataloğu
  • Su ve Çevre Sektörü Kataloğu

©2023 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.