E-Dergi Oku 
ROKA YALITIM
BOSTİK

Yapı Sektöründe Sürdürülebilirlik ve Yapı Malzemeleri Çevresel Ürün Beyanları

Yapı Sektöründe Sürdürülebilirlik ve Yapı Malzemeleri Çevresel Ürün Beyanları

9 Kasım 2015 | KONUK YAZAR
140. Sayı (Kasım 2015)

Dr. Hüdai Kara Metsims Sustainabality Consulting Kurucu ve Yöneticisi

Sürdürülebilirlik dünyanın gündemine iyice oturdu. Daha çok çevresel açıdan yeterliliği ve etkin kaynak kullanımını tanımlayan bu “Sürdürülebilirlik” ifadesi aslında ekonomik ve sosyal göstergeleri de içeriyor. İklim değişikliği, kaynakların azalması ve artan nüfus ile birlikte bu kaynaklara olan talebin artıyor olması, sürdürülebilirliğin üç temelinden biri olan “çevre”yi ön plana çıkartıyor.

Sürdürülebilirlik konusu yapı sektöründe de ön plana çıkıyor. Sürdürülebilir yapılar, Yeşil Binalar gibi kavramları her geçen gün artan sıklıkla duyuyoruz. Bunun nedeni, yapı sektörünün çevresel performansının zayıf, daha pozitif bir ifadeyle iyileştirme potansiyeli yüksek bir sektör olmasından kaynaklanıyor. Bu yılın sonunda Paris’te de görüşmelerin devam edeceği iklim değişikliğinin yanında kaynak tüketimi ve atık üretimi açısından en önemli sektörlerden birinin yapı sektörü olduğunu, rakamlar tüm çıplaklığı ile gözler önüne seriyor [1]:
•    Yüzde 40 gibi bir oranla iklim değişikliğine neden olan sektörlerin başında
•    Doğadan alınan kaynakların yaklaşık yüzde 50’si yapılarda kullanılıyor
•    Dünyada ortaya çıkan atıkların yüzde 30’dan fazlası yapı sektörü kaynaklı.

Yapı kaynaklı birçok çevresel etkinin azaltılması için çok sayıda değerlendirme sistemi geliştirilmiştir. Bu konuda dünyadaki gelişmelere paralel olarak Çevre Bakanlığı tarafından “Sürdürülebilir Yeşil Bina ile Sürdürülebilir Yerleşmelerin Belgelendirme Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik”[2] 2014’ün son ayında yayınlandı. 2015 yılının sonuna gelirken ortada henüz bir icraat olduğu söylenemez. İlgili bakanlıklar tarafından politikalar geliştirilmedikçe, yukarıda sıralanan etkilerde bir azaltma olması beklenemez. Her ne kadar Yeşil Bina değerlendirme sistemleri pazar mekanizmaları ile iyileştirme sağlamaya çalışsa da, bunun belge özelinde kaldığı ve rakamlara dökülemediği de kabul edilen bir gerçektir.

“Bir bina nasıl sürdürülebilir yapılır?” sorusunun cevabı bu yazı için çok detaylı olabilir. Fakat bilinmesi gereken, yukarıda verilen olumsuz etkileri azaltma yönünde ihtiyaç duyulan eğitim, teknik bilgi ve standart altyapısının hızlı bir şekilde oluşturulmasıdır. Avrupa Komisyonu, yapıların temel taşı olan yapı malzemelerine odaklanarak ve yasalar geliştirerek bu konuyu ele almaya başlamıştır. EN 15804 yapı malzemeleri [3] ve EN 15978 bina çevresel değerlendirme [4]  normları bu gelişmelerin başında gelmektedir. EN 15804 standardı ile yapı ürünlerinin çevresel performansının tutarlı ve ölçülebilir bir şekilde hesaplanmasına ve yayınlanmasına, EN 15978 normu ise yapı boyutunda çevresel performansın hesaplanmasına olanak sağlamaktadır. Her iki normda da ortak hesaplama yöntemi ISO 14040/44 Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (YDD) standardıdır. Uluslararası Yeşil Bina değerlendirme sistemlerinin son zamanlarda YDD’yi tercih etmeye başlaması, Avrupa’nın aslında ne kadar doğru adım attığının bir göstergesidir. Yoğun ticari odaklı bu sertifika sistemlerinin Avrupa Komisyonu’na lobi faaliyetlerinde bulunduğu da bir gerçektir. Fakat bunun başarılı olamayacağı, aklın yolunun bir olduğu bir defa daha doğrulanıyor.

Yapı malzemeleri için geliştirilen EN 15804 normunun çıktısı, Çevresel Ürün Beyanları’dır (EPD) [5]. EPD Beyanları, Tip III olarak tanımlanan, bir ürünün veya sistemin çevresel etki değerlendirmesi iletişimini ISO 14025’e göre ve hesaplamasını ISO 14040-44 YDD standartlarına uygun olarak sağlayan bir etiketleme olarak bilinirler. Yapı malzemeleri üretiminde hammaddenin doğadan elde edilmesi, üretimi ve yaşam sonu bertarafına kadar olan tüm süreçlerin şeffaf ve nicel olarak bilimsel bir yaklaşımla değerlendirildiği ve ürünün çevre performansını belirli etki kategorilerine göre hesaplandığı çalışmalardır. Türkiye’de özellikle yapı ürünleri sektöründen ilginin olduğu bu etiketleme türü, yapı ürünleri harici ürünler için de elde edilebilmektedir. Daha çok firmalar arası ticarette kullanılan bir etiketleme türü olarak bilinmektedirler.

1989’da yürürlüğe giren Avrupa Yapı Ürünleri Direktifi [6] (CPD-Construction Products Directive) Mart 2011’de Avrupa Yapı Malzemeleri Yönetmeliği [7] (CPR-Construction Products Regulation) olarak yenilendi. Yönetmelik Avrupa’da üretilen yapı ürünlerinin uyumlaştırılmış standartlar çerçevesinde üretimini ve pazarlanmasını öngörüyor. 1 Temmuz 2013 tarihinden itibaren üye ülkeler ve Türkiye, bu direktife uyumluluk sağlamak zorundadır. Bunun başında CE işareti gelmektedir. CE markası gerekliliklerinden biri EPD beyanlarıdır.

İMSAD’ın da üye olduğu Avrupa Yapı Malzemeleri Üreticileri Birliği (Construction Products Europe) [8] kanalıyla kurulan ECO Platform [9], EPD belgeli ürünleri Kasım 2014 tarihi itibariyle kayıt altına almaya başlamıştır [10] ve bugün itibariyle farklı firmalara ait 226’nın üzerinde ürün bu listede yer alıyor. Türkiye’den seramik sağlık gereçleri üreten İdevit ve Creavit markaları, seramik sektörünün büyüyen markaları Seranit ve NG Kütahya, Avrupa’nın 3 büyük üreticisinden biri olan Fırat Plastik, boya sektörünün öncü firmalarından Polisan Boya, yapı çelikleri üreten Habaş, Ekinciler, Yazıcı, İÇDAŞ, Kroman, Nursan, Diler ve İzmir Demir-çelik, yalıtım ürünleri ile İzocam ve çimento sektörünün öncü firması Çimsa bu listede yer alan öncü firmalarımızdır. EPD beyanları olan fakat EN 15804 uyumlu olmadıklarından dolayı yer alamayan Türk firmaları da mevcuttur. Teknik uyumluluk anlamına gelen CE işaretinin yanında artık EPD logosunu da çevresel performans göstergesi ya da uyumluluğu olarak görüyor olacağız.



EPD belgeleri ürünün iklim değişikliğine etkiyi ifade eden karbon ayakizinin hesaplanmasının yanında diğer birçok çevresel yükü de şeffaf bir şekilde ortaya koyuyor. Özellikle yapı inşasında ve işletiminde karbon emisyonlarının sıfıra çekilmesinde de etkin olacak EPD belgeleri, Yeşil Bina sertifika ve değerlendirme sistemlerinde de ön plana çıkıyor. Yapı kaynaklı birçok çevresel etkinin azaltılması için geliştirilen bu sistemlerden Amerikan LEED, İngiliz BREEAM, Alman DGNB bunlardan sadece birkaçıdır. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızlı bir şekilde yayılan bu değerlendirme sistemleri, yapı malzemeleri üreticileri için yeni pazar fırsatı oluşturmaktadır. EPD beyanı olan ürünler bu sertifika sistemlerinde ilave puan imkanları sağlamaktadır [11]. Tüm dünyada geçerli olan bu belgeler ihracat pazarlarında da ürünlerimizi ayrıştıracak fırsatlar sunmaktadır. Avrupa’da yerleşik EPD Belgelendirme sistemlerinin yanında Türkiye’de Sürdürülebilir Üretim ArGe ve Tasarım Merkezi [12] bünyesinde kurulan EPD Türkiye [13] kanalıyla veriliyor. Bugün EPD Türkiye, uluslararası seviyede belgelendirme yapan ve Türk malzemeleri üreticileri başta olmak üzere tüm sanayiye hizmet vererek büyük bir açığı kapatmaktadır.

KAYNAKLAR
1.     EU COM (2011) 571, EU Roadmap to a Resource Efficient Europe
2.     http://www.csb.gov.tr/turkce/index.php?Sayfa=faaliyetdetay&Id=1203
3.     EN 15804 (2012), Sustainability of Construction Works. Environmental Product Declarations: Core Rules for the Product Category of Construction Products
4.     EN 15978 (2011) Sustainability of Construction Works. Assessment of Environmental Performance of Buildings
5.     Türkiye EPD Belgelendirme Sistemi, www.epdturkey.org
6.     Construction Products Directive (EU) No 89/106/EEC (CPD), 1989.
7.     Construction Products Regulation (EU) No 305/2011 (CPR), Marc 2011.
8.     www.construction-products.eu
9.     www.eco-platform.org
10.   www.eco-platform.org/list-of-all-eco-epds.html
11.   Türkiye Yapı Malzemeleri EPD Veritabanı, http://www.epdyapi.org
12 .  www. surdurulebiliruretimmerkezi.org/
EPD Türkiye Çevresel Ürün
13.   Belgelendirme Sistemi, www.epdturkey.org


 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Global Bitümlü Membran Pazarı Büyümesini Sürdürüyor

Chemical Research'te yayınlanan araştırmaya göre bitümlü membran pazarının 2029 yılında 3 milyar dolara yaklaşması bekleniyor....
22 Ağustos 2024

Su Yalıtımı, Depreme Karşı En Basit, En Ekonomik, En Temel Güvencedir

Güvenli yapılar oluşturmada ve depreme karşı korunmada su yalıtımı-deprem ilişkisi önemlidir. Su yalıtımı her şeyden önce yapısal bütünlüğü sağlamada ...
20 Mayıs 2024

Ülkemizde Deprem Gerçeği ve Güvenli Yapılar

Binalar tasarım aşamasından itibaren, kullanım amacına uygun, can ve mal güvenliğini koruyacak şekilde, bulunduğu iklim ve doğa şartlarında güvenli ve...
11 Mart 2024

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Doğalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeşilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü Kataloğu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü Kataloğu
  • Yalıtım Sektörü Kataloğu
  • Su ve Çevre Sektörü Kataloğu

©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.