
|
Tarihi Yapılarda Yangın Güvenlik Önlemleri![]()
Topluma açık tarihi yapılarda, ısıtma sistemleri en büyük yangın nedeni olmaktadır. Gerekli önlemler alınmayan mutfaklar, sobalar veya kalorifer daireleri, elektrikli ısıtıcılar ve bacalar önemli yangın kaynakları arasındadır. Özellikle eskimiş elektrik tesisatından meydana gelen yangınlar büyük bir oran tutmaktadır. Aydınlatma amacıyla kullanılan elektrik tesisatlarında kullanılan malzemelerinin uluslararası standartlara uygunluğu çok önemlidir. Eski yapılarda mikroorganizmalar, böcekler ve özellikle kemirici fareler elektrik kablolarında kısa devre olmasına neden olabilmektedir. Dalgınlıkla atılan sigaraların meydana getirdiği yangınların sayısı da oldukça fazladır. Tarihi yapılarda çalışan, ikamet eden veya ziyaretçilerin dikkatsizlikleri, ihmalleri veya beklenmeyen kazalar en büyük yangın riskleri arasındadır. Tarihi yapılarda yangının genişlemesine en çok çatılar neden olmaktadır. Çoğunlukla perdeleme yapılmadan tek bir hacim olarak yapılan ve birbiriyle bağlantılı olan çatıların bir bölümünde meydana gelen yangın, tozlarla ve ahşap yapı elemanlarıyla bütün çatıya ve daha sonra alt kısımlara doğru genişlemektedir. Çatı yangınlarına müdahale zor olduğundan, yangının söndürülmesi kolay olmamakta ve çoğu zaman sıkılan su, diğer katların da büyük oranda zarar görmesine neden olmaktadır. Tarihi yapılarda yangının genişlemesinin bir nedeni de bağdadi duvar ve tavanlardır. Birbirine paralel olarak çakılan tahtalar ve arası tuğla veya değişik malzeme ile doldurulan bağdadi duvarların yangına dayanıklı olması için bir sıva ile kaplanmakta, fakat alçı sıvalar iç kısımdaki ahşabın ısınmasına ve çürümesine neden olmaktadır. Sıvanın çatlayan bir bölümünden duvar içine giren kıvılcımlar bütün duvarın iç kısmında yavaş yavaş ilerlemekte ve beklenmeyen bir noktadan yangını diğer bölümlere geçirmektedir. Bu nedenle bağdadi yapılarda yangının söndü zannedilmesine rağmen çok sonra yeniden büyüdüğü sıkça görülmektedir. Yangınların genişlemesine önemli ölçüde bacalar ve tesisat şaftları da neden olmaktadır. Havalandırma amacıyla bırakılan dikey ve yatay boşluklardan ilerleyen alevler, yangın kaynağına uzak bir noktadan dahi başka yangınlar çıkarabilmektedir. Depremlerden veya büyük gemilerin ve kara taşıtlarının neden olduğu sarsıntılar ve malzeme yorulması nedeniyle çatlayan bacalar yangının genişlemesinde önemli rol oynamaktadır. Konut olarak kullanılan tarihi yapılarda yangın sebeplerinden birisi de sıvılaştırılmış petrol gazı tüplerinden kaynaklanmaktadır. Özellikle tarihi yalı ve köşklerde yangının çıkmasına ve yangın çıktıktan sonra hızlı bir şekilde genişleyerek bütün binaya yayılmasına sıvılaştırılmış petrol gazı tüpleri neden olmaktadır. TARİHİ YAPILARDA YANGIN ÖNLEMİ İLKELERİ Tarihi yapılarda, yapıyı yangından korumak kadar yapının tarihi özelliklerini muhafaza etmek de önemlidir. Bu tür yapılarda yangın güvenlik önlemlerinin alınmasında diğer binalara uygulanan kurallar göz önüne alınmamalıdır. Yapı korunmak istenirken tarihi özelliklerine zarar veriliyorsa zaten yanmadan yok edilmiş demektir. Alınacak önlemler yapının tarihi özelliklerinde hiçbir değişikliğe neden olmamalı, hasar vermemeli, taşıyıcı sisteme yük getirmemeli, bakım ve onarım gerektiren sistemler kullanılmalı ve kullanılan söndürme malzemeleri içerideki eserlere zarar vermemelidir. Alınacak önlemler tarihi yapının özelliklerine ve kullanma amacına uygun olmalıdır. Müze, konut veya topluma açık olarak kullanılan yapılarda alınacak önlemler birbirinden farklılık taşımaktadır. Tarihi yapıların kullanımı ile ilgili olarak “İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yangından Korunma Yönetmeliği”nde aşağıda belirtilen hususlar getirilmiştir. Tarihi değeri olan ve devlet tarafından korunan ahşap yapılar için Kültür Bakanlığı Savunma Sekreterliği tarafından hazırlanan 08.07.1980 tarihli “Bina ve Tesislerin Yangından Korunması” hakkındaki özel yönerge ve tarihi eserlerin taşımış oldukları niteliğe uygun sistem seçilmelidir. “Korunması Gerekli Kültür Varlığı” olarak tescil edilen binalarda, yangın güvenliği ile ilgili yapılacak tesisatlar için “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu”nun görüşü alınmalı ve yapının özelliğini etkilemeyecek biçimde otomatik ihbar, alarm ve söndürme sistemleri yapılmalıdır. Bitişik nizamda yapılmış ahşap binalar, otel, hastane, okul, yurt ve benzeri gibi topluma açık yerler ile işyeri olarak kullanılmamalıdır. Tek katlı ve bağımsız biçimde yapılmış ahşap yapılar, en yakın komşu binaya uzaklığı, yüksekliğinin iki katından daha fazla ise özel önlemler alınarak topluma açık yapı olarak kullanılabilir. Ayrık nizamda yapılmış bir kattan yüksek ahşap yapıların topluma açık yapı olarak kullanılabilmesi için, binada yanıcı ve parlayıcı maddelerin bulunmaması, merkezi ısıtma sisteminin olması, otomatik ihbar sistemi ve otomatik söndürme sistemi yapılması, binanın yangın önleyici özel boyalarla boyanması, her kattan dışarıya, birisi diğer katlardan bağımsız, en az iki çıkışı olması ve üç kattan fazla olmaması gerekir. Belirtilen esaslara uyulmadan topluma açık yapı olarak kullanılan binaları korumak çok zordur. YAPISAL YANGIN GÜVENLİK ÖNLEMLERİ Yangın Bölmelerinin Oluşturulması Tarihi yapılarda yangının genişlemesini önlemek için mümkünse yapıyı dikey ve yatay olarak yangın bölmelerine ayırmak uygun olur. Kendi içinde tarihi özelliğini bozmadan bölmeler ayrılamıyorsa, en azından dış binalardan ayırarak komşu binalarda oluşacak yangının bir binadan diğerine geçişi önlenmelidir. Yangın duvarları, yangın bölmelerini ayırmak ve yangının diğer binalara ya da bina bölümlerine geçişinin önlenmesi amacıyla kullanılır. Yangın duvarları yangına en az 90 dakika dayanıklı yanmaz yapı malzemelerinden yapılır ve yangının yapabileceği olumsuz etkilere karşı bir set oluşturması istenir. Bölmelerin oluşturulmasında, yangın köprüsü görevini yapabilecek yanabilir ek binalar, sundurmalar ve benzerlerinin ya da yanıcı madde etkisi yaratabilecek depoların göz önünde bulundurulması gerekir. Genel olarak bir yapının çevreden gelecek yangın tehlikesine karşı güvenli olabilmesi için komşu masif binalardan 5 metre ve dış yüzeyi yanıcı olan binalardan 10 metre uzakta olmalıdır. Yangından korunma yönetmeliklerine göre yangın duvarlarının binanın her katından geçirilmesi istenmesine rağmen, arada kalan tavanların yangına karşı dayanıklılığı ve yapının konstrüksiyonu gözönüne alınarak geçiş yollarında değişiklikler yapılabilir. Genel olarak yangın duvarları 40 metre aralıklarla yapılır. Bina bölümleri arasında bir bölümün yapım şekli, kullanımdan dolayı farklı bir yangın tehlikesi oluşturması ya da o bölgenin özellikle korunması gerekiyorsa, yangın duvarıyla bölmelerin yapılması çok yararlı olur. Belli bir açıyla birbirine bağlı binalarda yangın duvarları köşeden değil, yangının duvar üstünden atlayarak diğer bir yangın bölmesine geçmesini engelleyecek şekilde düzenlenmesi gerekir. Çatıların ahşap ön kısımlarının yangına dayanıklı hale getirilebilmesi için bölünmeli ve yangın duvarları doğrudan doğruya çatı kaplamasının altına kadar gelmelidir. Yangın duvarının üst köşesi ve çatı örtüsü arasında herhangi bir ara bölme bırakılmamalı ve çatı kirişleri yangın duvarının üstünden geçmemelidir. Çatı kiremitleri yangın duvarına tamamen boş bir hacim kalmayacak şekilde yerleştirilmelidir. Yüksek oranda yangın güvenliği gerektiren binalarda duvarlar çatıdan da geçirilmeli, mimari açıdan gerekli olması durumunda ise her iki taraftan 50 cm dışarıya doğru çıkıntılı, yangına karşı dayanıklı, dışarıdan görünmeyecek şekilde çelik beton plakalarla örtülmüş olmalıdır. Koruma kapsamında olan tarihi binalarda, korunacak binaya ve objelere zarar vermeksizin, yangın duvarlarıyla kusursuz bölümler oluşturmak çok zordur. Yangın duvarlarının eserin konstruktif bünyesinde herhangi bir değişikliğe yol açmadan yapılması genellikle olanaksızdır. Bu gibi durumlarda hemen hemen her zaman yangın duvarı yerine yedek önlemlere başvurulmalı ve yapının orijinalliği bozulmamalıdır. Yedek önlemler, yangın duvarlarının yaptığı etkinin hiçbir zaman tümünü yapamasa da, yapının özelliğini bozmasından daha iyidir. Tarihi yapılarda kapsamlı bir restorasyon söz konusu olduğunda, yangın duvarlarının yerleştirilmesi daha kolay olacaktır. Bu durumlarda, yeni duvar ilavesi yerine restore edilecek mevcut duvarların yangın duvarı haline dönüştürülmesi daha uygundur. Duvarların ve Tavanların Korunması Duvarlar ve tavanlar, yapıların yangın güvenliği açısından önemli elemanlarıdır. Yapı içinde yangına dayanıklı duvar ve tavanların bulunması yangın riskini azaltacağı gibi yangını söndürmede ve kurtarma hizmetlerinde de kolaylık sağlayacaktır. Yüksek oranda yangın riski taşıyan bölmeler, örneğin ısıtma sistemlerinin bulunduğu bölümler, depo ve muhafaza bölümleri, kendine özgü tarihi ve kültürel özellikler taşıyan bölümler, içerdikleri çok değerli objelerden dolayı özellikle korunması gereken bölümler, ayırıcı duvarlar ve tavanlarla başka alanlardan gelebilecek bir yangın geçişine karşı korunmalıdır. Bağdadi tip eski duvarlar yangın güvenlik tekniği açısından yangınla mücadeleyi güçleştirdikleri için özellikle dikkate alınmalıdır. Bu tür duvarların içindeki boşluklarda uzun yıllar boyunca biriken yanıcı tozlar, örümcek ağları ve haşere kalıntıları yangının çıkmasını kolaylaştıran ve yayılmasını çabuklaştıran etkenlerdir. Bu tehlikeyi ortadan kaldırmak için duvar içindeki boşluklar mineral dolgu maddesi ile doldurulmalıdır. Tarihi yapılardaki duvarları değiştirme imkanı olmadığından, bunların yangına dayanıklı hale getirilebilmesi için uygulanabilecek en iyi çözüm, yangına dayanıklı boyalarla boyanmasıdır. Yangını yavaşlatıcı ya da yangına dayanıklı duvarların sonradan inşa edildiği eski tarihi binaların tavanlarının taşıma güçleri sınırlı olduğundan, bunlara daha hafif yapı malzemeleri, örneğin fiber silikat, alçı kartonlar ya da mineral lifli plakalar kullanmak daha uygundur. Basit ahşap duvarlar, yangın güvenlik tekniği açısından yangın yükünü daha hızlı arttırıcı ve yangını genişletici özelliklere sahiptir. Bu tür binalarda en azından zor alevlenen bir malzemenin kullanımı ile yangın riski ve yangının yayılma tehlikesi azaltılmalı, yangına dayanıklı boyaların kullanımıyla da yangına karşı mevcut olan koruma gücü arttırılmalıdır. Yangına dayanıklı bölme duvarlarındaki geçişlere yangını yavaşlatıcı özelliğe sahip, kendiliğinden kapanan kapılar konulmalı veya 4 cm kalınlığında masif meşeden yapılmış kendiliğinden kapanan kapılarla kapatılmalıdır. Ayrıca çelik ya da sert ahşap çerçeveli, yangına dayanıklı cam geçirilmiş, kendiliğinden kapanan kapıların en az 2.5 metrelik çevresinde yanıcı madde bulunmaması yangın güvenliği açısından yeterlidir. Tarihi binaların kapılarında değişiklik yapılması eserin orijinalliğini bozacağından, bu tür kapıların yangına dayanıklı malzeme ile kaplanması veya yangını geciktiren boya ile boyanması gerekir. Özellikle yağlı boya ile boyanmış duvar, kapı ve tavanlarda boya nedeniyle yangın çok hızlı ilerlemektedir. Yağlı boyalardan kesinlikle kaçınılmalı ve tarihi yapıların boyanması gerekiyorsa, yangına dayanıklı boyalar kullanılmalıdır. Tavanların yangına dayanıklılığının yanında taşıyıcı ve destekleyici elemanların, örneğin sütunların ve kirişlerinin de yangına dayanıklılığı önemlidir. Çelikten ya da ahşaptan yapılmış, korumaya alınmamış taşıyıcılar ve destekler bir yangın anında çok çabuk dirençlerini kaybederek tavanla birlikte çöküntüye uğrayabilir. Çelik taşıyıcıların tuttuğu kubbe şeklindeki tavanlarda taşıyıcı flanş bağlantıları sıvanarak alçı ile kaplanmalı veya yanmaz boya ile boyanmalıdır. Tarihi binalarda çoğu zaman, yangın güvenliği açısından risk taşıyan ahşap kirişler kullanılmıştır. Buralarda bir elektrik kontağı veya restorasyon çalışması sırasındaki herhangi bir dikkatsizlik nedeniyle çıkacak yangınlar, tavan boşluk alanlarında kısa bir süre zarfında mücadelesi zor olan bir yangına dönüşebileceğinden, tavan boşluk alanları mümkün olduğu kadar küçük bölümlere ayrılmalı ve yanıcı olmayan dolgu malzemeleri kullanılmalıdır. Merdivenler ve Çıkışlardaki Önlemler Bir binanın sakinleri için yangın sırasında kullanabilecekleri emniyetli kaçış yollarının bulunmasının ayrı bir önemi ve anlamı vardır. Buradaki temel ilke, insanların bulundukları yerlerden koridorlar aracılığıyla merdivenler ve çıkışlarla temiz havaya ulaşmasının sağlanmasıdır. Merdivenler ilk kurtarma yolu olarak yangının olumsuz etkilerine karşı korunma yolları olduğu gibi, aynı zamanda itfaiyenin ilk müdahale yolu olarak da hizmet ettiklerinden dolayı önemlidir. Merdivenlerin kendilerine ait bir alanları, yangına dayanıklı duvarları, zehirli gazlardan korunmuş sahanlıkları, merdiven sahanlığına açılan diğer kapıların duman sızdırmaz olmaları, insanların bulunduğu alanlardan 30 metreden fazla uzakta olmamaları, kendilerine ait bir koridor çıkışıyla doğrudan temiz havayla bağlantılı olmaları gerekir. Bodrum ve çatı katına açılan kapılar yangını yavaşlatıcı özelliğe sahip olmalıdır. Aynı şekilde yangın riski yüksek alanlara açılan diğer kapılar da yangına dayanıklı olmak zorundadır. Yatay kurtarma yolu olarak hizmet eden ve kolaylıkla ulaşılabilen koridorlar, duvar ve tavanları yangını yavaşlatıcı türden ve merdiven sahanlığına açılan kapılar da duman sızdırmaz olmalıdır. Çok uzun olan koridorlar 30 metrelik bölümlere ayrılmalı, kaçış yollarının üzerine eşyalar bırakılmamalı, özellikle de yanıcı maddeler kesinlikle depolanmamalıdır. Tarihi binalarda bulunan merdiven tertibatları istenen özellikleri çoğunlukla karşılayamamaktadır. Genellikle çok uzun koridorlara açılan açık bağlantılar, bir yangın anında orada bulunan insanlar için özellikle tehlike oluşturacak, yangının çok çabuk yayılmasına neden olacak ve oluşan yoğun duman itfaiyenin etkin bir mücadele yapmasını engelleyecektir. Tüm bunlara karşın tarihi binalarda, yapının özellikleri göz önünde bulundurularak birtakım önlemler almak mümkündür. Topluma açık olmayan ve kontrollü ziyaret yaptırılan tarihi yapılarda kaçış yollarının görevliler tarafından bilinmesi yeterlidir. Büyük toplantılar yapılan topluma açık saray ve köşklerde, emniyetli merdivenler, çıkışlar ve kurtarma yolları olmalıdır. Çıkış ve kurtarma yolları, en az 120 cm olmak üzere ziyaretçilerin sayısına göre uygun genişlikte, çıkışlar işaretlenmiş ve yeterince aydınlatılmış olmalıdır. Mevcut şartların elverişli olması durumunda helezonlu merdivenlerin emniyetini sağlamak da mümkündür. Ancak, muhteşem koridorlara açılan geniş merdiven sahanlıklarını yangın güvenlik tekniğine uygun olarak bölümlere ayırmak her zaman mümkün değildir. Tarihi binalarda muhafaza edilmiş olan bu merdivenlerin çoğunluğu meşeden ya da başka bir sert ahşaptan yapıldıkları için yangın güvenlik tekniği açısından fazla riskli değildir. Yumuşak ahşap merdivenler, eğer mümkünse yanıcı olmayan bir yapı malzemesiyle kaplanmalı, çift kanatlı olan kapılar sıkıca kapanmalıdır. Normal camın yüksek ısı karşısında kısa bir zaman zarfında parçalanma özelliğine sahip olmasından dolayı, kapıların ve aydınlıkların camlarının yerine yangın güvenlik camlarının konulması gereklidir. Çatı alanlarında bulunan merdiven sahanlıklarına bağlı bina parçası yangın duvarlarıyla sınırlı olmalı, çok değerli freskler taşıyan tavanlar yangından korunma plakalarıyla kapatılmalı, eğer üstten kapatmak mümkün değil ise yangının etkisini azaltmak için korumaya alınmalıdır. Köşklerde ana merdivenin dışında hemen hemen her zaman hizmetlilerin kullandığı ikinci bir merdiven daha bulunur. Düz olan bu yan merdivenler, eğer yeterince geniş ise ve girişten çatıya kadar bağlantısı ve kapalı merdiven sahanlığına açılan bir de kapısı var ise kaçış yolu olarak kullanılabilir. Şaftlar, Kanallar ve Havalandırma Tesisatı Açık merdivenlerde olduğu gibi, her katta bulunan şaft ve kanallar, yangının yayılmasına ve dumanın birikmesine neden olduklarından, tesisat şaftları ve kanallarından geçen hatlar yanmaz malzemeden yapılmalıdır. Genellikle bir katta çıkan yangının diğer katlara ve çatıya sirayeti tesisat şaftları aracılığıyla gerçekleşmektedir. Her bir kattan geçen kablo kanalları, şaftlar, yanmayan, az duman çıkaran ve ısıya dayanıklı malzemelerle kaplanmalıdır. Böylece kablo yangınlarında ortaya çıkan yoğun dumana ve özellikle kablo yalıtımlarından ortaya çıkacak sülfirik asidin diğer alanlara yayılmasına engel olunacaktır. Ayrıca, her kattaki şaft kapakları duman sızdırmaz ve yangını içeriye geçirmeyecek özellikte yapılmış olmalıdır. Havalandırma tesisatları da yanmayan malzemeden yapılmalıdır. Binaların özelliği ve kullanım amacı göz önünde bulundurulmalıdır. Yangın duvarları ve yangına dayanıklı hale getirilen tavanlardan geçen havalandırma tesisatları içine, muhtemel bir yangının diğer bir yangın bölmesine geçmesini engellemek için ısı ve duman oluşumunda kendiliğinden kapanan yangın güvenlik kapakları (yangın damperleri) ilave edilmelidir. Bu tür kapatma tertibatına sahip olan havalandırma tesisatlarının sık sık bakımı yapılmalı, olası bir yangın anında fonksiyonlarını yeterince yerine getirip getiremeyecekleri kontrol edilmelidir. Havalandırma kanalları dumanın ilk gireceği yerler olduğundan, bu kısımlarda kanal dedektörlerinin kullanılması da yararlıdır. Çatı Alanlarının Korunması Çatı alanları, binaların yangına karşı çok hassas bölümleridir. Yangın riskinin yüksek oluşu sadece ahşap malzemenin fazla olmasından dolayı değil, aynı zamanda çok sık temizlenmeyen çatı araları içinde zamanla yanıcı tozların birikmesi, örümcek ağlarının oluşması, kuşların yuva yapması ve genellikle de eski kırık dökük eşyaların istiflenmeleri sonucu ortaya çıkmaktadır. Bütün bunlara, bir de bu alanda meydana gelen bir başlangıç yangınının ihbar alarm sistemlerinin olmaması halinde geç fark edilmesi ve hemen yangına müdahale edilememesini de eklemek gerekir. Başka bir risk ise hem yüksek oldukları ve hem de çatı arasında kaldıkları için bu bölümlere söndürme müdahalesinin kolay yapılamamasından dolayıdır. Tarihi binalarda yangın güvenliği için yapılacak ilk önlemlerden biri, çatı alanlarının boşaltılması ve temiz tutulmasıdır. Çatı arasında biriken tozlar periyodik olarak temizlenmeli ve yangın yükünün azaltılması için yanıcı malzeme, örneğin eski mobilya, minder ve ısıtma cihazlarından arındırılması gerekir. Bu tür yanıcı malzemeler en azından yangını durdurucu özelliğine kavuşturulmuş alanlarda muhafaza altına alınmalıdır. Çatı ve ısı yalıtımında kullanılan malzemeler yanmaz türden olmalı, ahşap bölmeler olmamalı, dar yerler, çatı köşeleri ve bacalar her zaman açık olmalı ve kolay ulaşılabilmelidir. Ahşap çatı iskeleti, yangının çıkmasına engel olmak ve yayılma tehlikesini engellemek için zor alevlenebilen maddelerle kaplanmalıdır. Yangına karşı yeterli derecede dirençli yapı malzemesi kullanılamadığı durumlarda, koruma plakaları ile kaplanmalı veya özel sıvalarla sıvanmalı ya da yangına dayanıklı boyalarla boyanmalıdır. Çatı alanlarının alt kısımlarında bulunan diğer alanlar mümkün olduğu kadar yangına dayanıklı hale getirilmiş, en azından yangını durdurucu özelliğe kavuşturulmuş olmalıdır. Masif kubbeli tavanlar, eğer hasar görmüş ya da zayıflamış iseler, bunların yangına karşı dayanıklılığı beton püskürtme yöntemiyle arttırılabilir. Çatı yangınlarında çatı alanıyla onun altında bulunan kat arasındaki mevcut ahşap kalasların zarar görmemesi ve kullanılacak söndürme suyunun hafif betondan sızarak zarara yol açmasını önlemek için yangından koruma plakalarıyla koruma altına alınmalı, mevcut ekler ve aralıklar çimento harcıyla çok iyi kapatılmalıdır. Ahşabın çürümesini önlemek için tavanlar yeterince havalandırılmalıdır. Çatı alanlarında meydana gelecek yangını büyüyünceye kadar kimse göremeyeceği için anında haber almak amacıyla duman dedektörleri yerleştirilmelidir. Kullanılacak söndürme sistemi çatıya bir yük getirmemeli ve işletme sırasında fazla bakımı gerekmemelidir. Yangınların çoğu zaman insan hatalarından kaynaklandığı göz önünde bulundurulduğunda, çatılara bakım yapmak amacıyla dahi olsa çıkan insan sayısı sınırlandırılmalıdır. Onarım gerektiği zaman mutlaka bir görevli beklemeli ve kontrol altında tutmalıdır. Çatı girişlerine kimyasal kuru tozlu yangın söndürme cihazlarının bulundurulması da yararlıdır. ISITMA SİSTEMLERİ Ortaçağda meydana gelen çok sayıda yangına, hatalı inşa edilen veya yanlış kullanılan ısıtma sistemleri neden olmuştur. Günümüzde de yangınların en önemli kaynaklarından birisi ısıtma sistemleridir. Konut olarak kullanılan birçok tarihi yapıda soba ile ısıtma yapılmakta, sobadan dökülen ateşler, soba boruları veya bacalar yangına neden olmaktadır. Mutfaklarda kullanılan sıvılaştırılmış petrol gazı tüpleri de yangını başlatabilmekte ve genişletmektedir. Elektrikli ısıtıcıların kesinlikle tarihi yapılarda kullanılmaması gerektiğini düşünmeyenlerin sebep olduğu yangınların sayısı da az değildir. Ocaklar, Şömineler ve Sobalar Geçmişte, her odada ayrı bir soba ile yapılan ısıtmanın yanı sıra ocakların üzerlerinde bulunan ince tahtalardan veya çamur sürülmüş ince ahşap malzemeden yapılmış duman tahliye kanalları çatıya kadar ulaşmaktaydı. Tavan arasından açık havaya ulaşan bu duman kanalları daha sonraları davlumbazlar aracılığıyla dışarıya atılmaya başlanmıştır. On beşinci yüzyılda kızgın buhar üreten demir sobalar ortaya çıkmış ve bacalar tuğladan yapılmaya başlanmıştır. Sobalardan çok daha üstün olan toprak ya da tuğlalarla örülmüş çini sobalar kullanılmaya başlanmasıyla birlikte soba yapımcılığında ileri bir adım atılmıştır. Osmanlı saraylarında 16. yüzyıldan itibaren davlumbaz ve yaşmak malzemesi olarak bronz kaplamaya önem verilmiştir. Davlumbazlar sivrilmiş ve yaşmak incelmiştir. Madalyonlarla süslü ocağın tablası, maşalıkları ve siperleri oymalı bronzdan yapılmıştır. 17. yüzyılda barok tarzı ocaklarda alçı ve mermer kullanılmaya başlanmış, ocak ebatları küçülmüş, altın yaldız kabartmalı ocaklar kullanılmıştır. 18. yüzyıl sonlarına doğru Avrupa tesiri artmış, ocak ağızları küçülmüş ve bacalar duvar içine alınmış ve davlumbazlar kalkmıştır. Genellikle bütün odalarda soba bulundurulmamış, binanın geniş bir hacminde bulunan büyük ocaklarda yanan ateş mangallara alınarak diğer odalara götürülmüştür. Başlangıçta mangal ve ocaklarla ısıtılan Dolmabahçe Sarayı, II. Abdülhamid devrinde çini sobalarla, V. Mehmed Reşat devrinde kalorifer tesisatı ile ısıtılmaya başlanarak merkezi sisteme geçilmiştir. Kalorifer kazanı olarak Hamidiye zırhlısının yedek kazanları kullanılmıştır. Sobalar ve açık şömineler dekoratif görünümleriyle saray ve köşklerin görkemli teşhir ürünleri oldukları gibi, yangınlar için de önemli bir kaynak oluşturmuşlardır. Günümüzde konut olarak kullanılan tarihi ahşap yapılarda genellikle her odada bir soba yakılmaktadır. Bugün varolan eski çini sobalar ve açık şömineler de ender olarak kullanılmaktadır. Tarihi yapılarda açık şömineler yangını durdurucu duvar ve tavanlar içinde değilse kesinlikle kullanılmamalıdır. Eğer kullanılmaları söz konusuysa, önce ısıtma sisteminin durumu, dayandığı duvarları ve atık gazların dışarıya atılma durumlarının çok iyi kontrol edilmesi gerekir. Hasarlı ya da amaca uygun olmayan soba boruları da tarihi yapılarda yangının çıkmasına neden olmaktadır. Duman boruları biçim yönünden ısıya dayanıklı, yanıcı olmayan malzemelerden üretilmiş olmalı, bina parçalarından ve yanıcı malzemelerden yapılmış olan kapılardan 20 cm, diğer yanıcı yapı parçalarından 40 cm uzakta bulunmalıdır. Boruların duvar içinden geçmesi gerekiyorsa, borunun geçtiği yerin çapı 40 cm’lik bir alanın yanmaz, ısıya dayanıklı malzemelerle kaplanmış olmasına özen gösterilmelidir. Bacaların Kullanılması Saraylarda ve diğer tarihi yapılarda eski bacalar bulunmaktadır. Özellikle eski künklerden yapılmış bacalarda meydana gelen çatlaklardan çıkan kıvılcımların çok sayıda yangına neden olduğu görülmüştür. Baca yangınıyla başlayan ve büyük yangına dönüşerek yanan çok sayıda yalı ve ahşap bina mevcuttur. Bu yangınların bir kısmı çatı yangınına dönüşmüş, ahşap olanları tamamen yanmıştır. Özellikle ahşap binalarda baca yangınları çok tehlikelidir. Küçük yer sarsıntıları ile de olsa bacalarda meydana gelen küçük çatlaklar yangın çıkması için yeterli olabilmektedir. Bu tür eski bacalarda ahşap kaplama ya da inşaat sırasında ahşap kalaslar kullanılmış olabileceğinden, buralarda oluşabilecek bir yangın uzun süre fark edilmeden çatıya kadar sıçramasının önlenmesi için bacaların iyi kontrol edilmesi gerekir. Genellikle eski bacaların enleri yeni bağlanmış sobaların, örneğin gaz sobası için fazla büyüktür, bunun sonucu olarak atık gazlar kuvvetle soğurlar ve baca içi duvarlarda sıvaya ve duvar taşlarına zarar veren katranlar oluştururlar. Hasarlı olan dayanıksız bacalar sadece yangın açısından değil, aynı zamanda yangın anında çöküntüye uğrayarak itfaiyecileri de tehlikeye düşürmeleri açısından da önemlidirler. Bu tür bacaların enlerini daraltmak amacıyla paslanmaz çelik kullanılmalı, yönetmeliklere uygun olarak yeniden yapılmalıdır. Yanıcı malzemelerden oluşan yapı elemanları, bacanın dış yüzeyinden en az 5 cm uzaklıkta olmalıdır. Bacaların temizleme kapakları sıkıca kapanmalı, çevreye kül ya da kurum dağıtmamalıdır. Temizleme işlerinden sonra bu kapakların açık kalmamasına çok dikkat edilmeli, hatalı ve hasarlı olanlar anında değiştirilmelidir. Yanıcı madde atıkları binalarda sadece yanıcı olmayan, ısı karşısında dayanıklılığını muhafaza eden kapaklı kaplarda saklanmalıdır. Açık çatı alanlarında, merdiven sahanlıklarında yanıcı özellik taşıyan döşemeler üstünde yanıcı madde atıkları bulundurmanın çok tehlikeli olduğu unutulmamalıdır. Kullanım dışı olan bacalar, eğer mümkünse, en azından çatı alanının tabanına kadar iptal edilerek zemin düzeyinde olan bir beton plakayla kapatılmalıdır. Bu bacalara ait diğer delikler de kapatılmalıdır. Açık olan şöminelerin çoğu zaman alan havalandırması için önemli olduğundan, bu tür bacaların kapatılıp kapatılmamasına karar vermeden önce objelerin özellikleri göz önünde bulundurulmalıdır. Bütün bu önlemlerin yanı sıra bacaların temiz tutulmasına da dikkat edilmeli ve her yıl en az iki kez ehil kişilere temizlettirilmelidir. Merkezi Isıtma Sistemleri Tarihi yapılarda çok yönlü tehlike kaynakları nedeniyle yerel ısıtma yerine merkezi sistem ısıtma yapılması çok daha uygundur. Gerekli olan koşulların sınırlı olması halinde, önce oturulan bölümlerde merkezi sisteme gidilmeli ve mümkün olduğunca binanın kullanılmayan bölümlerini ısıtılmamalıdır. Merkezi sistemli ısıtmaya geçilmesi sırasında hassas olan parçalara ve resimlere herhangi bir zarar vermemek için bütün bölümlerdeki ısı kayıpları dikkatlice incelenmeli, gerekli olması halinde hava nemlendirici yerleştirilmeli ya da bu alanlarda bulunan objelerin yerleri değiştirilmelidir. Ahşap tavanlardan geçen merkezi sisteme ait ısıtma boruları ahşap parçalara değmemeli ve çatı arasından geçen borular uygun olarak yalıtılmalıdır. Sıcak borular yalıtılmış olsa bile tavanların ve duvarların içinden geçerken yanıcı özellik taşıyan yapı parçalarına değmemeli ve bu mesafe 10 cm dolayında olmalıdır. Mutfak Tesisatları Mutfak tesisatları tarihi yapıdan ayrı olan kagir bir yapı içinde teşkil edilmelidir. Topluma açık yapılarda çay hazırlamak amacıyla kullanılan tüp gazlar kaldırılmalı, piknik tüpleri kesinlikle hiçbir tarihi yapıya sokulmamalıdır. Konut olarak kullanılan tarihi yapıların mutfaklarında ısıtma amacıyla sıvılaştırılmış petrol gazı tüpleri kullanılmasında çok dikkat ister. Tüp kullanmak gerekiyorsa, varsa korunmuş alanlar içinde muhafaza edilmeli ve gaz dedektörü yerleştirilmelidir. Tüple ocak arasındaki bağlantı bakır borularla yapılmalıdır. ELEKTRİK TESİSATI VE AYDINLATMA Eskimiş, hatalı elektrik tesisatları ve elektrikli aletlerin hatalı kullanımları nedeniyle tarihi yapılarda ağır sonuçlar doğuran yangınlar meydana gelmiştir. Bu yapılardaki elektrik tesisatlarından bugün maalesef ürkütücü sonuçlar ortaya çıkmakta ve neredeyse tamamen paslanmış tesisatlar, yalıtımsız borular, hasar görmüş düğme ve dağıtım kutuları ve diğer eksiklikler yangın tehlikesini sürekli gündemde tutmaktadır. Bu tür hatalı tesisatlar bir an önce iyileştirilmeli ve hiçbir zaman bir sonraki yenileme çalışmalarına kadar ertelenmemelidir. Bütün elektrik tesisatı kullanımdan, eskimeden ya da herhangi bir nedenle oluşan hasardan dolayı tehlike arz ediyorsa, yeni bir tesisatın yapımı için bir planlamaya gidilmeli, tesisatın geçmesinin gereksiz olduğu yerlerden geçirilmemelidir. Önemli bir temel prensip de, tarihi yapı ve müzelerde elektrik tesisatlarının sadece elektrik konusunda tecrübeli uzman kişilerce yapılmasına izin verilmesidir. Kullanılan malzemeler uluslararası standartlara uygun olmalıdır. Elektrik tesisatındaki yalıtım hatlarında, hasar gören parçalar arasında potansiyel farklılıkların yapıdaki diğer metal parçalara geçmesini önlemek için potansiyel denge oluşturulmalıdır. Potansiyel dengeyi sağlamak için potansiyel denge kızağı ilave edilmeli, mevcut olan paratoner sisteme, telsiz sistemine, gaz hattına, kalorifer hattına, su ve kanalizasyon tesisatına ve metal olan diğer bina elemanlarına bağlanmalıdır. Tarihi yapılardaki elektrik tesisatları dış yüzeyleri alevlenmeyi önleyici sentetik madde geçirilmiş olmalıdır. Metal manto giydirilmiş tesisatlar kullanılmamalıdır. Kablo ve hatlar mümkün olduğu kadar kagir yapının sıvasının altından geçmelidir. Ahşap kaplı çatı alanlarından bu hatları geçirirken gerekli dikkat ve özen gösterilmeli; bu gibi durumlarda kablolar ya da hatlar ek olarak yangına karşı dayanıklı sentetik maddeli koruma borularının içinden geçirilmelidir. Anahtarlar ve prizler izole edilmiş yuvalarda olmalıdır. Değiştirilmesi gereken bir prizin olması halinde yerine, diğerleriyle aynı türden ve aynı güç de bir priz tercih edilmelidir. Elektrikli ısıtıcıların kullanımına müsaade edilmemelidir. Son zamanlarda tarihi yalı yangınlarının çoğunluğu elektrikli ısıtıcılardan meydana gelmiştir. 1993 yılı başında İstanbul Üniversitesi’nde meydana gelen ve tarihi yapının son anda kurtarıldığı yangın, elektrikli ısıtıcıdan meydana gelmiştir. Elektrik aydınlatması sırasında sadece ışık değil, büyük oranda ısı enerjisi de açığa çıktığından dolayı bunların olası bir yangın tehlikesi kaynağı olduğu her zaman hesaba katılmalıdır. Aydınlatma cihazlarının yerleştirilmesi sırasında o bölgede bir ısı birikimi meydana gelmemesine ve kolay tutuşabilen nesnelerle, örneğin perde ya da benzerleriyle temasta olmamasına dikkat edilmelidir. Reflektörler ısıya dayanıklı koruma plakasıyla korumaya alınmalı veya tel bir kafesle örtülerek üzerine düşebilecek ya da patlayabilecek, örneğin bir lambadan korunmalı ve bir ışık demetinin ulaştığı mesafe en az 1 metre olacak şekilde yerleştirilmelidir. Yüksek ışık kapasitesine sahip lambalar için de oldukça fazla aralıklar bırakmak gerekir. RESTORASYON ÇALIŞMALARINDA ALINACAK ÖNLEMLER Yenileme çalışmaları sırasında, özellikle de kaynak ya da lehim çalışmalarıyla bağlantılı olarak meydana gelen başlangıç yangınları çok kısa bir süre içinde büyük hasarlara yol açan büyük yangınlara dönüşebilmektedir. Yanıcı maddelerle döşenmiş objeler ve kolay alevlenen dekorasyonlar taşan kıvılcımların veya kaynak parçalarının dağılmasıyla isabet almakta ve yangın genellikle kuvvetli duman oluşumuyla birlikte kısa bir zaman dilimi içinde tüm yanıcı malzemeleri kaplayarak kurtarılması mümkün olmayan büyük hasarlara yol açabilmektedir. Bu gibi durumlarda yangın yerinde genellikle az sayıda bulunan insanlar tarafından yeterli olmayan araçlarla yapılan söndürme girişimleri de sonuçsuz kalmaktadır. Yardıma çağrılan itfaiye güçlerine rağmen, söndürme çalışmaları sadece diğer bina bölümlerine sirayet etmesinin önlenmesiyle sınırlandırılmaktadır. Bu gibi durumlarda hasarların önüne geçmek çoğunlukla mümkün olmamaktadır. Restorasyon çalışmalarındaki birçok durumda dikkat ve tehlike bilincinin daha önceden yerleşmiş olması halinde, bu gibi durumların meydana gelmesi söz konusu dahi olmayacaktır. Yenileme çalışmalarını yürüten kişiler çalışmalar sırasında binalarda ve alanlarda tehlikeli, kaçınılması mümkün olmayan pozisyonlar yaratabileceklerini, ancak bunları dikkatlice alınacak önlemler sayesinde kolayca aşabileceklerini bilmek zorundadırlar. Oksijen kaynağı ya da elektrikli kaynak ve kesme işlerinde olduğu gibi, lehimle ilgili çalışmalarda ve benzerlerinin kullanımı sonucunda oluşan açık alevler, kaynak ve kesme kıvılcımları, damlayan sıvı metal parçacıklarının, kuvvetli ısınan metallerinin yangın açısından tehlikeli olduğu çalışanlar tarafından iyi bilinmelidir. Kıvılcım sıçramasıyla en az 10 metre çapındaki bir alanda yangın tehlikesi oluşur. Ayrıca kaplarda ve boru hatlarındaki bu tür çalışmalarda, içinde yanıcı madde depolanmış sıvı kapları boşaltılmış olsalar dahi patlama tehlikesi oluştururlar ve risk söz konusudur. Bu nedenden dolayı oksijen kaynağı, elektrikli kaynak, kesme ve lehim çalışmaları kolay tutuşabilen maddelerin ve sıvıların bulunduğu bölümlerde yapılmasından kaçınmak temel prensiptir. Üzerinde çalışılacak parçalar, mümkün olduğu takdirde ana parçadan sökülmeli ya da tehlike oluşturmayan başka bir alana alınarak tamir edilmelidir. Bunların zorunlu nedenlerden dolayı gerçekleşememesi durumunda, kaynak, kesme ve lehim çalışmalarını sadece bu konuda tecrübeli olan kişilerce yapımına izin verilmelidir. Çalışmalardan önce gerekli söndürme araçları ve yeterli ekip çalışmaya başlamadan önce hazır bulundurulmalıdır. Hareketli yanıcı objeler, toz ve çöpler, çalışmalar sırasında o çevreden uzaklaştırılmalıdır. Sabit yanıcı bina bölümleri, örneğin ahşap duvarlar ve kapılar çalışma başlamadan önce alevlenmeyen koruyucularla, örneğin suyla ıslatılmış bezler ya da kum gibi alevlere karşı güvenli olan malzemelerle, kıvılcımlara ve akkor halinde olan metal parçacıklarına karşı korumaya alınmalıdır. Tavanlar ve duvar çatlakları, boru geçişlerinin ek yerleri ve yarıklar çalışmadan önce yan bölümlerin yangın güvenliğini sağlamak için kapatılmalıdır. Çalışmanın yapıldığı alanın yukarısında ve aşağısında bulunan diğer alanlar, yürütülen çalışmalar sırasında da herhangi bir ısı birikiminin, kıvılcım sıçramasının olup olmadığı açısından kontrol edilmelidir. Kaplar, boru hatları ve kanallar yangın riski olan katı maddeler, sıvılar ya da gazlar çalışılacak bölgeden uzaklaştırılmalı, temizlenmeli ve mümkün olduğu takdirde su ile doldurulmalıdır. Eğer bunların suyla doldurulması mümkün olamıyorsa anılan bu parçalara CO2 ya da azot doldurulmalıdır. Söndürme suyu rezervi ve yeterli sayıda yangın söndürücü, çalışmadan önce hazır tutulmalıdır. Kullanılan kesme, kaynaklama ve lehimleme aletlerini bir kenara koymadan önce alevli olup olmadıklarına dikkat edilmelidir. Kaynak çalışmaları sırasında yangın battaniyelerinden yararlanılmalıdır. Ateşli çalışmadan sonra çalışma yerine sınırı olan diğer alanlar yangın ve duman açısından derinlemesine ve tekrar edilerek, en azından çalışma bittikten sonra birkaç saat sonrasına kadar kontrol edilmelidir. Eğer yeterli derecede yangın güvenliği sağlanamıyorsa, bu tür kaynak veya lehim cihazlarından uzak durmalı, bunların yerine vidalama veya perçinleme gibi çözümler aranmalıdır. Restorasyon çalışmaları sırasında ortaya çıkan diğer bir problem de dışarıda kurulan iskelelerden kaynaklanmaktadır. Bunlar çok sayıda tırmanma meraklısının ilgisini çeker, aynı zamanda kötü niyetlilerin, hırsızlık ya da kundaklama girişiminde bulunmak isteyenler için de kolay açılabilen ya da açık olan pencereler aracılığıyla içeriye girilmesini kolaylaştırır. Özet olarak, restorasyon çalışmaları sırasında alevli çalışmalardan kaçınılmalı, ehil kişilere iş yaptırılmalı, söndürme cihazı ve yangın battaniyeleri bulundurulmalı, çalışmalar sürekli kontrol edilmeli ve kontrol süresi çalışma tamamlandıktan sonra da devam etmelidir. YANGIN ALGILAMA VE UYARI SİSTEMLERİ Birçok büyük yangının genişlemesi ve hasar miktarının fazla olmasının nedeni, yangın başlangıcının çok geç fark edilmesi ve dolayısıyla geç müdahale edilmesindendir. Bir yangın, dışarıdan görülecek boyutlara gelmişse kontrol altına alınarak söndürülmesi çok zordur. Yangınlar yeterince önce fark edilebilirse daha küçükken söndürülerek zarar miktarları küçük boyutta tutulabilir. Yangın, ilk beş dakikada kaplumbağa, daha sonra tavşan hızıyla ilerler ve parlama noktasına ulaşınca bütün hacim bir anda alevler içinde kalır. Bunun için her şeyden önce, yangının çıktığı anda haberdar olunması, özellikle yangının çok hızlı ilerlediği tarihi yapılarda çok önemlidir. Yangının erken haber alınması, sürekli kontrol eden kişilerle veya otomatik uyarı sistemleriyle sağlanır. Birçok tarihi yapıda bütün hacimlerde sürekli insan bulundurmak mümkün olmadığı gibi, bulundurulan insanların da ayrıca kontrolü gerekmektedir. Günümüzde yangının erken haber alınması için kendiliğinden faaliyete geçen yangın algılama ve uyarı sistemleri etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Dumana ve yanma gazlarına duyarlı olan iyonizasyon duman dedektörleri saraylar, köşkler ve müzelerin yangın güvenlik önlemlerinin alınmasında ilk düşünülecek önlemlerdir. Kablo kanalları, şaftlar, havalandırma ve klima kanallarının korunmasında optik duman dedektörleri tercih edilmelidir. Yüksekliği 6 metreden fazla olan alanlar için optik duman dedektörleri kullanılmamalıdır. Belirli bir sıcaklıktan sonra örneğin 70 °C’de harekete geçen ısı dedektörleri, özellikle girintili çıkıntılı olan, yanma sonucunda az duman çıkabilecek mahallerde tercih edilmelidir. Çeşitli yangın algılama sistemlerinin yan yana kullanılmasının olumlu yönleri vardır ve önemli mahaller ile ısıtma santralarında iyonizasyon duman dedektörleri ile ısı dedektörlerinin birarada kullanılmaları tavsiye edilir. Algılama sistemlerinin kafalarının dikkat çekici olmaması ve mimari açıdan herhangi bir sakınca yaratmaması gerekir. Büyük tek hacimlerde yapının tarihi görünümünü bozmamak için standartlara fazla bağlı kalmadan yapının özelliğine göre hareket edilmeli, teknik olarak ihtiyacı karşılayacak sayıların üzerine çıkılmamalıdır. Tavanı uygun olmayan büyük hacimlerde “beam dedektör”lerin kullanılması uygun olur. Geniş bir alanı olan ve çok yüksek olan Dolmabahçe Sarayı’ndaki Muayede salonu gibi yerlere çok iyi bir örnektir ve beam dedektörlerle korunmaktadır. Kabloların çekilmesi zor olan veya kablo görüntüsünün istenmediği yerlerde pilli dedektörler kullanılmalıdır. Bu tür dedektörlerin pillerinin zamanla değiştirilmesi gerektiğinden kolay ulaşılabilen noktalara yerleştirilmeli ve bakımı periyodik bir takvime bağlanmalıdır. Tarihi yapılarda özellikle normal zamanlarda insanların az bulunduğu ve yangın çıktığı zaman haber alınmasının gecikebileceği bölümlerde otomatik yangın algılama ve uyarı sistemi yapılması yararlıdır. Eski eşyaların konulduğu bölümler ve çatı araları öncelikli olarak ele alınmalıdır. Dolmabahçe Sarayı’nın bodrum katı ve bütün çatı araları başta olmak üzere bütün bölümlerine adreslenebilir yangın algılama ve uyarı sistemi yerleştirilmiştir. SONUÇ Kısaca özetlenmeye çalışılan tarihi yapılarda yangın güvenliğinin sağlanması konusu, özellikle İstanbul’umuzda bulunan birbirinden değerli tarihi yapıyı korumak ve gelecek kuşaklara aktararak milli kültürümüzün güzelliklerini paylaşmak açısından çok önemlidir. Her geçen gün sayıları hızla azalan tarihi değerlerimizi bilimsel, çağdaş yöntemlerle korumaya almak, bu doğrultuda dünyada seyreden araştırma ve geliştirme çalışmalarını izlemek, geçmişimize ve geleceğimize olan saygımızın bir ifadesi olacaktır. Önlemin sınırı yoktur. Alınan önlemler yangının çıkışını tamamen engellemez. Sadece yangının çıkma olasılığını azaltır ve en önemlisi de yangının genişlemesini durdurur. Ne kadar önlem alınırsa alınsın insan olan yerde hata vardır ve beklenmeyen olaylarla karşılaşmak mümkündür. Bu nedenle, tarihi yapıların topluma açık yapı olarak kullanılmaması, müze niteliğindeki yerlerin ise kontrollü gezdirilmesi gerekir. Tarihi yapılarda, yapıyı yangından korurken tarihi özelliklere zarar vermemek için kurallara sıkı sıkıya bağlı olmamalıdır. Bu çalışmada verilen hususlar genel önlemler olup yangın güvenliği sağlanacak yapıya özgü sistemlerin seçilmesinde yangın korunum mühendislerinin ve sanat tarihi uzmanların müşterek kararı aranmalıdır. Unutulmamalıdır ki; tarihi yapılar normal yapı değildir ve normal yapılara uygulanan kurallar burada uygulanamaz. Alınacak önlemler yapının tarihi özellikleri ve kullanım amacına uygun olmalı, yapıda hiçbir değişikliğe neden olmamalı, hasar vermemeli, taşıyıcı sisteme yük getirmemeli, bakım ve onarım gerektiren sistemler kullanılmalı ve kullanılan söndürme malzemeleri içerideki eserlere zarar vermemelidir. İlginizi çekebilir... Pratik ve Çözüm Üreten Bitümlü Örtülerde ÇeÅŸitlilik ArtıyorGeliÅŸen teknoloji ve deÄŸiÅŸen ihtiyaçlar doÄŸrultusunda dünya genelinde yapıların ve inÅŸaat tekniklerinin deÄŸiÅŸtiÄŸini gözlemliyoruz. Bu deÄŸiÅŸimlere baÄŸl... Üzeri Kumlu Her Membran, Proof Membran DeÄŸildirPiyasada ticari adı proof olan çift yüzü polietilen kaplı bazı membranlar ve bir yüzü kumlu diÄŸer yüzü polietilen film kaplı viyadük membranları,proof... Su Yalıtımsız Bina Sismik Performansını SürdüremezBinanızın statik hesapları ve zemin etüdleri mükemmel bir ÅŸekilde yapılmış, uygulaması en kaliteli malzemelerle ve üst düzey işçilikle yapılmış olabil... |
|||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.