E-Dergi Oku 

Su Yalıtımının Türkiye'deki Gelişimi ve Nitelikli Pazar Artışını Sağlamak Üzere Sektör Firmalarının Yapması Gerekenler

TEKNİK MAKALE
10. Sayı (Ocak Şubat 1998)

1. Giriş Türkiye'de son on yıldır hızla büyüyen yalıtım sektörü, üretici ve satı-cı-uygulayıcı firmaların çabalarıyla, git-gide daha çok sayıda insanın ilgi gösterdiği önemli inşaat kalemlerinden birine dönüşmüştür

Şu ana kadar oluşan genel duruma baktığımızda, ısı yalıtımının talep ve bilinirlik yönlerinden diğer yalıtım konularına göre daha önde olduğunu görüyoruz. Bu doğal sonuç, ısı yalıtımının, enerji tasarrufu ve hava kirliliği gibi hayati önem taşıyan iki konuda çevreye ve topluma sağladığı büyük avantajdan kaynaklanmaktadır Hızla büyüyen ve ekonomimizin lokomotifi olan inşaat sektöründe, ısı yalıtı-mıyla birlikte su, ses ve yangın yalıtımının da önemini vurgulamak ve yalıtımın birbirinden ayrılmaz bir bütün olduğu gerçeğini göz ardı etmeden toplumumuzu bilinçlendirmek, yalıtım firmaları olarak bizlere düşmektedir

 

2. Su yalıtım sektörünün problemleri

 

Su yalıtımında Türkiye'de son yıllardaki gelişme son derece sevindiricidir Dünya pazarında var olan tüm ürünlerin imalat ve ithalat yoluyla pazardaki yerlerini aldıklarını, uygulamak kalitesinin ve yardımcı ürün çeşitlerinin hızla arttığını görüyoruz. Şu anda, dikkat edilmesi gereken iki önemli unsur dışında ilerleme son derece sağlıklı gerçekleşmektedir Su yalıtım sektöründe çalışmalarını sürdüren firmaların önümüzdeki yıllarda gündemini işgal edecek problemlerden biri; ürün kalitesinde standardizasyonun sağlanması, diğeri de dünya standartlarında ürün kalitesinin aynı standartlarda hizmetle desteklenmesidir

 

a) Farklı niteliklerde malzemelerin her detaya önerilmesi ve uygulanması, birinci derecedeki problem olarak karşımıza çıkmaya başlamıştır Su yalıtımı amaçlı üretilen malzemeler, teknik özelliklerine göre farklı alanlarda kullanılmak üzere üretilmişlerdir ve bu farklılık göz ardı edildiğinde, su yalıtım malzemesi kullanıldığı halde risk içeren bir yalıtım söz konusudur Benzer şekilde tip, görünüm ve kullanım alanı olarak aynı kabul edilen ürünler arasında da farklılıklar söz konusudur Örneğin polimer bitüm membran-larda, birbiri ile tamamen aynı görünen ancak su yalıtım kabiliyetleri çok farklı ürünler üretilebilir Teknik özelliklerdeki bu ayrım, maliyetleri, dolayısıyla ürünün fiyatını etkiler Üretici, ithalatçı ve satıcı firmaların bu konuda kısa vadeli satışları hedefleyerek müşterileri doğru seçeneğe yönlendirmemeleri, telafisi, güç, uzun vadeli ve tüm su yalıtım sektörünü etkileyecek problemlere yol açmaktadır.

Su yalıtımında kullanılan tüm ürünlerin TSE veya yabancı standartlara uygun nitelikte üretilmesi gerekmektedir Ürünlerin stan-darta uygunluk belgesi almış olması ne yazık ki yeterli değildir Rekabet koşullarında, avantaj sağlamak amacıyla, standart uygunluk belgesi almış ürünlerin daha düşük teknik özelliklerde üretilmesi ve satılması sık rastlanan bir durumdur Firmaların kısa vadeli karlar elde etmeleri, sektörün uzun vadede zarar görmesine, müşterilerimizin firmalara ve ürünlere karşı kuşkuyla yaklaşmasına neden olmaktadır. Bu zararı algılayabilen ve sektördeki yerini uzun süre korumayı hedefleyen üretici firmaların bu konuda ortak kararlar alarak acilen uygulamaları gerekmektedir

b) Su yalıtım sektörünün ikinci önemli problemi, ürünle birlikte müşteriye sunulan hizmetin kalitesindeki farklılıktır Hizmet, ilk bakışta belirli rakamlarla ölçülebilir bir değer olarak algılanmasa da, aslında ölçülebilir değerlere dönüştürülür ve tüm su yalıtım sektöründe, ürün kalitesindeki standartlar gibi hizmetin de stan-dartı oluşturulabilir Satış öncesi teknik tanıtım, satış sırasında teknik danışmanlık ve satış sonrası servisi içeren hizmet kavramı, ürünün piyasa değerini ve pazar payını önemli derecede etkiler Sektör firmaları, müşterinin ürün (+) hizmet beklentilerini doğru algılamak ve karşılamak durumundadırlar Önümüzdeki yıllarda ürünler arası kalite farklılığı alınan tedbirlerle minimum boyutlara inecek, satışın gerçekleşmesi için geriye avantaj ya da dezavantaj olarak firmanın sunduğu hizmetteki farklılık kalacaktır Sektörün gelişiminde rol oynayan üretici firmaların bu gerçeği göz ardı etmeden satış stratejilerini yeniden yapılandırmaları gerekmektedir Maliyetleri arttırıcı bu tarzın erken benimsenmesi, firmalar arası denge oturuncaya kadar, satışlarda az miktarda düşüşe neden olabilir Ancak su yalıtım sektörünün hak ettiği hızla büyümesi, bu güce sahip firmaların söz konusu riski göze almalarıyla mümkün olacaktır

 

3. Su yalıtım sektöründe yapılması gerekenler

 

Sektörümüzde faaliyet gösteren firmaları üreticiler ve satıcı-uygu-layıcılar olarak iki ana grupta toplayıp, kanımca yapmamız gereken işlemleri belirlemek istiyorum:

 

Üre'tici firmalar olarak bizler, sektörün pazar payını genişletmek, ya da sekteye uğratmak adına en büyük paya ve sorumluluğa sahibiz. Bu sorumluluğun bilincinde olan firmamın müşterilerine ve bayilerine karşı olan yaklaşımını altı yıldır çok yakından, üretici konumdaki diğer firmaları aynı yakınlıkta olmasa da yaptıkları bizi de etkilediği için olabildiğince birebir takip ediyorum. Bu gözlemler sonucunda dikkatinizi çekmek istediğim iki önemli nokta var Üretici firmalar, öncelikli olarak ürün kalitelerini pazarda edinmek istedikleri imaj ve yere göre belir-liyorlar işte bu noktada çok net ve geri döndürülemez bir ayrım ortaya çıkıyor. Bizler pazara sunduğumuz ürünlerin kalitesini ne yazık ki istediğimiz gibi belirleyebilirle  hakkına sahibiz.  Türkiye için dünya standartlarında ürün kalitesini fazla bulan ve rekabet koşulları içinde gerektiğinden I nitelikli ürün vermekle dezavantajlı duruma düşeceğini var sayan üretici firmalarla, su yalıtım sektörünü nitelikli şekilde büyütmek mümkün olamayacaktır Bu yaklaşım, üretici firmaları net bir ayrımla gruplara ayırmıştır Şu an pazara ürün sunan firmalar, ürün kalitesini dünya standartlarında ve sabit tutanlar, ürün kalitesiyle rekabet koşullarına ve kar tamahkarlığına göre oynayanlar olmak üzere ikiye ayrılmıştır Birinci grup TSE ve firma ahlakıyla sabit-lenmiş ürün kalitesini koruyarak, uzun vadeli, pazarı ve pazardaki payını büyütecek stratejilerle ilerlemekte, diğer grup ise birinci gruptakilerin yaptığı yatırımlardan maksimum karlarla faydalanarak, kalitesiz ürün ve yetersiz hizmetle maliyetlerini daha da düşürerek, kısa sürelerde hızlı büyümeler yaşamaktadırlar Bu kazanç sonunda iyileştirme adına firma bazında ve sektör gelişimine yönelik yatırım yapmaları olayı biraz daha mantıklı hale getirmektedir Ancak genel eğilim, elde edilen kazancın farklı alanlarda değerlendirilmesi ve yalıtımdan aynı yöntemle haksız kazanca devam edilmesi şeklindedir Su yalıtım pazarında kalite çıtasını yukarı taşımak isteyenlerle her-gün biraz daha aşağı çekenler arasındaki bu rekabet eninde sonunda, hep daha iyiyi hedefleyenler lehine sonuçlanacaktır Şu anda acilen yapılması gereken bu belirsizlik sürecini kısaltmak ve süreç boyunca son kullanıcıların su yalıtım sektöründe faaliyet gösteren firmalara ve ürünlere duydukları güveni yitirmelerine engel olmaktır

 

a) Üretici firmaların yapması gerekenler

 

1)         Ürün kalitesin, sağlıklı yalıtım için gereken limitlerin altına asla düşürmemeli, rekabette avantajlı konuma geçmek için detayın gerektirdiği ürünlerden taviz vermemelidirler

2)         Kendi ürünlerinin ve rakip ürünlerin yeterli teknik özelliklerde olduğunu sürekli testlerle denetlemeli ve son kullanıcıların da bu konuda takipçi olmalarını sağlamalıdırlar

3)         Dünyadaki gelişmeleri, yeni ürün çeşitlerini, yeni detayları yakından takip etmeli ve Türkiye'de uygulanmasını sağlamalıdırlar

4)         Bayi olarak birlikte çalıştıkları satıcı ve uygulayıcı firmaların konuya aynı perspektiften yaklaşmalarını, müşteri öncelikli hareket etmelerini, kar amaçlı tavizlerden kaçınmalarını sağlamalı ve kontrollerle devamlılığı oluşturmalıdırlar

5)         Ürün ve hizmetin bir bütün olduğu gerçeğini gözardı etmeden, ürün kalitesinde hedeflenen üst noktayı hizmet konusunda da hedeflemeli, koşulsuz müşteri mutluluğu ilkesine bağlı kalarak, firmaya ulaşan her müşterinin yeterli şekilde hizmet almasını sağlamalıdırlar.

6)         Firma personelinin motivasyonunun ve inançlarının güçlenmesini sağlayarak, aynı ortak bilinçle hareket etmelirin, müşterilerin firmaya duyduğu güveni zedelemeyecek şekilde davranmalarını, rakip ürün ve firmalar konusunda bilinçli ve müşteriyi de bilinçlendirecek şekilde pazarlama çalışmalarını sürdürmelerini sağlamalıdırlar

7)         Pazarın gelecekte oluşacak beklentilerini ön görerek, uzun vadeli yatırımlara ve yeniliklere yönelmelidirler

8)         Sürekli eğitimlerle, personeli, bayileri ve müşterileri geliştirmeli, nitelikli pazar artışına katkıda bulunmalıdırlar

9)         Yeni teknolojilere yatırım yaparak, maliyetleri düşürmeyi hedeflemeli ve maliyetlerdeki düşmeyi müşteriye yansıtarak, su yalıtımının mutlak kullanımına yardımcı olmalıdırlar Kaliteli ürün ve hizmetle, sürümden kazanımı hedefleyen düşük kar marjlarının birleşiminin, nitelikli potansiyel artışını sağladığını göz ardı etmemelidirler

10)       Ürünlerinin pazardaki dağılımını kontrol altında tutmalı, satış ağırlıklı stratejiler yerine ürünü kullanım sonrasında da takip edebilecekleri ve geri besleme bilgilerinden faydalanabilecekleri satış (+) uygulama tarzını benimsemelidirler

11)       Olabilecek hatalı üretimlerde ve yanlış uygulamalarda, bayileri desteklemeli, eksik kalan yanlarını tamamlayarak müşterinin zarar görmesini engellemeli, su yalıtımına ve firmaların satış sonrası servis garantilerine duyulan güveni arttıracak şekilde davranmalıdırlar

b) Satıcı-uygulayıcı firmaların yapması gerekenler Üretici firmaların tüm çalışmalarının sonuçlarını destekleyecek nitelikte davranmak satıcı-uygulayıcı firmaların başlıca görevi olmalıdır. Sonuçta bu çabaların karşılığını üretici firmayla paylaşan bayi firmalar, üretici firmanın verdiği ürün kalitesine paralel hizmet kalitesini sağlamak ve müşterinin memnuniyetini sürekli kılmak durumundadırlar Ürün ve hizmeti müşteriye ulaştıran bayi firmalar, üretici firma ile bir bütün oluşturmalı, müşteri de bu bütünün hangi noktasına ulaşırsa ulaşsın aynı yaklaşımı ve hizmeti bulacağını bilmelidir Bu ortak anlayışı oluşturmak adına yapılacaklar ağırlıklı olarak üretici firmanın sorumluluğundadır Ancak, pazardaki talepleri ve beklentileri ilk karşılayan satıcı-uygulayıcı firmalardır, bu nedenle aracı olmak, üretici firmayı doğru stratejilere yönlendirmek, belirlenen ortak perspektifte, üzerlerine düşen görevleri gereken şekilde yerine getirmek durumundadırlar

 

1)         Satıcı-uygulayıcı firmalar, müşterilerin beklentilerini tam olarak algılayabilen, işini severek yapan, kısa süreli kar yerine uzun vadeli çalışılabilecek, firmaya bağımlı müşteriler yaratabilen, iyi eğitilmiş pazarlama sorumluları ile çalışmalıdırlar

2)         Rekabet koşulları içinde, detayın gerektirdiği ürünlerden ve uygulama kalitesinden avantajlı duruma geçmek için taviz vermemelidirler

3)         Sürekli ve eğitimli uygulayıcı elemanlarla çalışmalıdırlar

4)         iç denetim sistemlerini kurarak, hız, nitelik ve süreklilik açısından verdikleri hizmetin standart olduğunu kontrol etmelidirler

5)         Müşterinin su yalıtımı konusunda doğru bilinçlenmesine katkıda bulunmalı, taleplerinin sonuçlarına ilişkin uyarıları iş başlamadan önce iletmelidirler

6)         Satış sonrası servis hizmetinin ilk talep edildiği ve acil çözümleri geliştiren taraf olduklarından, gereken özenle hareket etmeli, bu tip hizmette yapılacak hataların tüm sektöre yansıdığı gerçeğini unutmadan müşteri tatminini tam olarak karşılamaya yönelik çalışmalıdırlar

7)         Satışını ve uygulamasını gerçekleştirdikleri ürünleri tam olarak tanımalı, rakip ürünlerle kıyaslandığında ortaya çıkan avantaj ve dezavantajlarını iyi bilmeli, ürünlerin gelişmesini sağlayacak veya pazarın gereksinim duyduğu yeni ürünlerin tasarımına yardımcı olacak öneriler geliştirmelidirler 8) Normal sistem içinde rekabet halinde bulundukları diğer satıcı-uygulayıcı firmalarla, sektörün gelişimi için İZODER gibi ortak çabayı hedefleyen kurumlarda biraraya gelmeli ve yapıcı bir yaklaşımla çalışmalara destek vermelidirler

4. Gelecekte Türk su yalıtım sektöründe meydana gelecek gelişmeler

iletişimin süratle artması, ülkeler arası ticaretin git gide daha da kolaylaşmasını göz önüne alarak, sektörde faaliyet gösteren firmaların, ne kadar hızlı hareket etmesi gerektiğini kolaylıkla anlayabiliriz. Hedeflerimizi ulaşabileceğimiz en üst noktaya odaklarsak, önümüzdeki yıllarda iç pazarda oturan denge ve gelişen potansiyel bizi dünya pazarına taşıyacaktır iç pazardaki rekabet koşullarını gelişimden yana kullanır ve uzun vadeli yatırımlara yönelir-sek, kaydedeceğimiz aşama dünyaya açıldığımız günlerin başarı temelini oluşturacaktır. Avrupa'daki üretici ve bayi firmaların şu andaki durumu da bu kanıyı güçlendirmektedir. Ürün kalitesinin dünya standartlarına odaklandığı, müşteri öncelikli hizmet anlayışının oturduğu ülkelerde rekabet, firmaların aynı ürün ve benzer hizmeti ne kadar ucuza mal ettiğine bağlı olarak fiyata dayanmıştır. Bu noktada firmanın gücü, eskiliği, referansları ve kendine özel yaklaşımları tercih edilmesini sağlamaktadır Dolayısıyla iç pazar dengeli bir şekilde paylaşılmaktadır. Hedeflediğimiz bu dengeyi yakaladıktan sonra gücümüzü dünya pazarına yönlendirmek hepimiz için avantajlı olacaktır Su yalıtımında dünya çapında önde gelen firmalar arasına katılmayı hak ettiğimize inanarak, bu amaca bizi taşıyacak iç pazardaki gelişimimizi doğru tasarlamak ve sistematik şekilde uygulamak durumundayız.

 

Şu anda sektörü istediğimiz noktaya taşımak için harcanan çabaların bir kısmı boşa gidebilir, ya da bu bakış açısını yakalayamamış firmalar tarafından sekteye uğratılabilir, ancak gelişimi durdurmak mümkün değildir, geçici yavaşlamaları dikkate almadan ve ürün+hizmet kalitesinde dünya standartlarından taviz vermeden ilerlemek zorundayız. Türkiye'nin su yalıtımındaki üretim kapasitesi, şu andaki tüketiminin çok üstündedir. Pazarı ülkemizle sınırlı görmez ve dışa açılmayı hedeflersek, bizden beklenenleri karşılamak üzere yaptıklarımız, aynı zamanda Türkiye pazarını da etkileyecek ve nitelikli gelişim kaçınılmaz olacaktır. Bu yaklaşımı benimsemek ve desteklemek, sektördeki her firmanın bağımsız olarak kendi vereceği bir karardır. Bu görüşe çoğunluğun katılımı ise, önümüzdeki yıllarda Türk Su Yalıtım Sektö-rü'nün nitelikli bir gelişmeye sahne olacağının garantisidir

 

(*) Yazarın onayı ve İzoder'in yazılı izni ile II. Isı-Ses-Su-Yangın Yalıtımı Sempozyumu Bildiriler Ki-tabı'ndan alınmıştır
 


R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Yeşil Sahalarda, Emülzer İmzası

İnsanlar yaşadıkları mekânlarında, gerek artan arsa fiyatları gerekse gelişen inşaat teknoloji bilgisi ile doğanın vazgeçilmezi yeşille daha fazla bi...
23 Haziran 2022

Teknik Yalıtım Neden Başarısız Olur? En Çok Karşılaşılan 5 Sorun

Uzmanlar tarafından tespit edilen yetersiz endüstriyel teknik yalıtımın en yaygın beş nedeni aşağıdaki şekilde tanımlanabilir....
16 Aralık 2021

Çatıların Teknik Kriterlerle Değerlendirilmesi

Genellikle köylerden kentlere göç nedeniyle atıl kalan müstakil evler pandemi dönemiyle önem kazandı....
16 Aralık 2021

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • BAU Teknolojileri Dergisi
  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Doğalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeşilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü Kataloğu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü Kataloğu
  • Yalıtım Sektörü Kataloğu
  • Su ve Çevre Sektörü Kataloğu

©2023 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.