6 Haziran 2013 | EDİTÖRDEN 107. Sayı (Şubat 2013)

SADIK ÖZKAN teknik@2dyapi.com

Şubat 2013 / Sayı: 107

Geçtiğimiz ay İstanbul’un önemli tarihi yapılarından biri olan ve Galatasaray Üniversitesi’ne ait Ortaköy’de ki binayı da yangına teslim ettik. Ardından Karaköy’de yer alan Kemankeş Karamustafa Paşa Camii çıkan yangında zarar gördü. Kapalıçarşı ve Milli Eğitim Müdürlüğü binası derken bu tempoyu sürdürürsek önümüzdeki üç beş yıl içinde kültür mirasımızın önemli bir bölümünü küle dönüştürmeyi başaracağız(!)...
Bildiğiniz gibi 2010 yılında da İstanbul’un simge yapılarından Haydarpaşa Garı aynı akıbete uğramıştı. Henüz yandığı haliyle durmaya devam ediyor. Önerim, çocuklarınızı çevrenizdeki tarihi binalara götürerek yanmadan görebilmelerini sağlamanızdır.
Bir başka yangın alanı ise Tuzla civarındaki boya ve vernik fabrikalarının olduğu bölge... Adeta sıraya girmişler. “Ülkemiz deprem bölgesinde, insanlar depreme karşı bilinçlendirmeli” derken, diğer yandan ülkemizin aynı zamanda bir “yangın bölgesi” olduğu ve topyekûn yangına karşı bilinçlenmeye ihtiyacımız olduğu da ortaya çıkmış bulunuyor.
Başta tarihi ve yangına duyarlı endüstriyel tesisler olmak üzere okul, hastane, yüksek katlı yapılar ve aynı anda çok sayıda insanın bulunduğu yapıların tümünde yangın risk analizlerinin yapılması ve somut önlemlerin alınması gerekiyor. İtfaiye teşkilatının en modern teknolojiye sahip olması, yapılarda en gelişmiş yangın algılama sistemlerinin kullanılması elbette gerekli... Ne var ki daha gerekli olan, yapıların yangına dayanıklılığını sağlayabilmektir.