IMEA (Ortadoğu-Hindistan-Afrika) Bölgesinin ve Sika Türkiye'nin Bayi Dağıtım Kanalı İş Birimi Müdürlüğünü yürüten Bora Yıldırım, 17 Haziran 2009 tarihi itibariyle Sika Yapı Kimyasalları A.Ş Genel Müdürü olarak atandı.

Aynı zamanda Sika Türkiye'nin görev sorumluluğunda bulunan Türki Cumhuriyetlerinden oluşan ülkeler grubunun yönetim sorumluluğunu da üstlenecek olan Bora Yıldırım, "Sika'nın Türkiye'deki organizasyonu 1990'lardan bu yana aynı yönetim kadrosuyla gelmiş. O yönetim de şirketi küçük bir organizasyondan bugün içerisinde bulunduğumuz yaklaşık 19 bin metrekare kapalı alanı olan, yıllık yaklaşık 160 bin ton üretim yapan bir organizasyona dönüştürmüş. Yönetimler belli bir misyonu tamamladıktan sonra o bayrağı kendinden sonrakine devrediyor. Ben de haziran ayının ortası itibariyle o bayrağı devraldım. Böyle köklü bir dünya şirketinin, Türkiye'deki böyle köklü bir organizasyonunun sorumluluğunu almak, hem gurur hem de heyecan verici" şeklinde konuşuyor.

Sika'nın Türkiye'de oldukça köklü bir mazisi olduğunu hatırlatan Bora Yıldırım, "Uzun yıllar önce bir distribütörlükle başlamış, 1990 yılında da lokal bir ortaklık kurulmuş, 2000 yılının sonunda da Sika İsviçre tarafından bütün hisseler satın alınarak, yüzde 100 İsviçre sermayeli bir şirket olmuş. Merkezi İsviçre'de olan Sika, yapı kimyasalları sektöründe 5 kıtadaki 90 şirketi, 12 bin 900 çalışanı ve 4.6 milyar frank 2008 yılı cirosuyla faaliyette bulunduğu alanlarda lider konumdadır" diyor.

Sika'da yaklaşık 2 ay önce hayata geçen yönetim değişikliğinin gerçekleştiği dönemin, ekonomik krizin inşaat ve inşaat malzemesi sektörünü maksimum düzeyde etkilediği bir döneme denk geldiğini belirten Yıldırım, şöyle devam ediyor: "Dönem olarak çok motive edici olduğu söylenemez. Ama biz hiçbir zaman kısa vadeli düşünmüyoruz. Sika her zaman uzun vadeli düşünen bir şirkettir. 100 yıldan bu yana hala 'Sika' markasıyla var olabilme sebeplerinden biri de bu düşünce yapısıdır. Dünya üzerindeki diğer tüm Sika şirketleri de bu kültürle hareket eder. Küresel mali krizin etkilerini neredeyse bütün dünya ülkelerinin yaşadığı bu ortamda bile Sika son bir yıl içerisinde 70 yeni patent ve alanında söz sahibi 6 şirket satın alması yaparak inovasyona ve değişime ne kadar önem veren bir şirket olduğunu göstermiştir."

"Faaliyette bulunduğumuz hiçbir alanda ikinciliği kabullenmeyeceğiz"

"Yönetim değişikliği yapıldığında 'bütün kadro değişecek veya bugüne kadar yapılanlar değiştirilecek, çok farklı şeyler yapılacak' gibi bir bakışımız yok. Bütün arkadaşlara verdiğimiz mesaj şu: 'faaliyette bulunduğumuz hiçbir alanda ikinciliği kabullenmeyeceğiz'. Çünkü Sika kendi konusunda dünyada bir numara. Türkiye'de de tüm gruplarda bir numara olmamamız için hiçbir neden yok. Çok iyi bir altyapımız, iyi bir geçmişimiz ve güçlü bir markamız var. Bize düşen bunları iyi yönetmek. Bunları iyi yönettiğimiz takdirde de, kendi hitap ettiğimiz tüm müşteri gruplarında lider tedarikçi olmamız zor değil."

"Sika Türkiye'nin yönetimi, aynı zamanda Sika'nın 'Türki Cumhuriyetler' olarak tanımlayabileceğimiz ülkeler grubundan da sorumlu. Bunların iki tanesinde Azerbaycan ve Kazakistan'da Sika şirketi var. Diğerleri ise ihracat pazarı olarak değerlendiriliyor. Sika Türkiye'nin sorumluluğu o bölgelerdeki Sika satışlarını geliştirmek, distribütörlükler oluşturmak, müşteri kazandırmak. Bir yandan da eğer uygun şartlar varsa, gelecekte Sika şirketleri oluşturmak için altyapı hazırlamak. Dolayısıyla Sika merkez yönetimi Türkiye'yi bir bölge olarak değerlendiriyor. Şu an ekonomik şartlar çok pozitif değil ama gelecekte dünyadaki global ölçekteki pazarlara baktığınız zaman, artık Avrupa'da ya da Amerika'da büyümek çok zor. Bu tarafa baktığınız zaman, burada halen gelişecek ciddi bir potansiyel var. Sika, 90 şirketini 6 bölgeye bölerek yönetiyor. Kuzey Amerika, Güney Amerika, Kuzey Avrupa, Güney Avrupa, Asya-Pasifik ve bizim de içinde bulunduğumuz yeni bölge IMEA (India, Middle East, Africa). IMEA bölgesini bir ucu Hindistan'da, bir ucu Türkiye'de, bir ucu da Güney Afrika'da olan bir üçgen olarak düşünebiliriz. Bu üçgenin içindeki hemen hemen tüm ülkeler dahil. Merkez bölge ofisi Dubai'de. Asya-Pasifik ve IMEA bölgeleri en büyük potansiyelin olduğu bölge olarak değerlendiriliyor ve yeni yatırımlar bu bölgelere yoğunlaştırılıyor. 2008 yılı büyüme oranlarına baktığımız zaman da, diğer bölgeler yüzde 10 büyürken, bu bölgelerde yüzde 35- 40 büyüme söz konusu. Sika'nın Türkiye'ye bakış açısı da bununla orantılı. Bizim sorumluluğumuzun olduğu bu bölgenin geliştirilmesi, ileride uygun olan ülkeler varsa Sika şirketleri kurulması ve buradaki potansiyelin değerlendirilmesi bekleniyor."

"Birinci önceliğimiz şirketin yeni ekonomik şartlara ayak uydurması"

"Ä°nÅŸaat sektörüne malzeme tedarik ediyoruz. Ä°nÅŸaat sektörünün durumuyla birebir doÄŸru orantılı olarak geçen sene kasım ayından itibaren, özellikle 2009'un ilk 3 ayına baktığınız zaman nerdeyse eksi 20'ler mertebesinde bir küçülme var. Ä°kinci çeyrekte biraz daha pozitife doÄŸru gidiyor. Ama geçen seneye göre hala ciddi sıkıntılar var. Potansiyel aÅŸağıya düştü, paranın geri dönüşü daha da sıkıntılı hale geldi. Firmalar satış yapabilmek için daha agresif hale geldi. Daha düşük fiyatlar sunuyorlar, dolayısıyla kar marjı da düştü. Bu ekonomik ÅŸartları da göz önünde bulundurduÄŸumuzda ilk odaklandığımız konu, ÅŸirketi yeni ÅŸartlara uyum saÄŸlayabilecek hale getirmek. Åžu anda da belli bir noktaya geldik. Geçen sene önemli olan birçok ÅŸey ÅŸu anda önemini yitirmiÅŸ durumda. Geçen sene konuÅŸuyor olsaydık, büyümeyle ilgili 2009'daki planlarımızdan bahsedebilirdim. Åžu an birinci önceliÄŸimiz büyüme deÄŸil, birinci önceliÄŸimiz ÅŸirketin çok saÄŸlıklı bir ÅŸekilde yeni ekonomik ÅŸartlara ayak uydurduÄŸunu görebilmek. Aynı zor koÅŸullar endüstri grubumuz için de geçerli. Zira, özellikle otomotiv sektörü de aynı inÅŸaat sektörü gibi, hatta daha öncelikli ve kapsamlı olarak, olumsuz durumdan etkilendi. Önde gelen üreticilere ve yan sanayiye malzeme tedarik eden bir ÅŸirket olarak  stratejilerimizi ve planlarımızı yeniden deÄŸerlendirmekteyiz."

"Gerçek büyüme planımızı 2011'de hayata geçireceğiz"

"Detaya girmeden özetlersek, önümüzdeki 5-6 ay kendi içimizdeki yeni yapılanmayı hayata geçireceğiz. Daha fazla müşteri odaklı olarak çalışacağız, çok klasik ama gerçekten de bunun olması gerekiyor. Ekonomik şartların ne kadar elverdiğini birlikte göreceğiz ama 2010'da bazı müşteri gruplarına odaklanarak onların üzerine büyüme yapmaya çalışacağız. 2011'de ise ekonomik şartların elvereceğini, inşaat sektöründe de buna bağlı bir çıkışın geleceğini düşünüyoruz. Dolayısıyla 2011'de de gerçek büyüme planımızı hayata geçirmeyi planlıyoruz. 2011 sonu itibariyle hedefimiz tüm müşteri gruplarımızla lider tedarikçi olmak."

"Dünyada ve Türkiye'de köklü bir organizasyonumuz var. Yapı kimyasalları konusunda çok değerli bir markamız, iyi insan kaynağımız, iyi ürünlerimiz ve iyi üretim tesislerimiz var. Yani, başarılı olabilmek için her şeye sahibiz. Yapılması gereken, iyi planlama, iyi konsantrasyon ve iyi uygulama. Şu anda bunlara odaklanmış durumdayız. Önemli olan o heyecan ve motivasyonu doğru plan ve uygulamayla birleştirmek. O heyecanı ve motivasyonu bayisinden müşterisine Sika ile ilgili olabilecek herkese yansıtmak istiyorum. Bu heyecan ve pozitif enerji birlikte çalıştığımız iş ortaklarımıza geçerse başarı mümkün olabilir. Tüm Sika camiası olarak birlikte başaracağız!"