|
Çatılarda İkincil Su Sızdırmazlık Tabakası Kullanımı
Özet Suyun yapılar üzerindeki etkisi bina ömrü ve güvenliğiyle ilgilidir ve su sızdırmazlığının yaşamsal bir önemi vardır. Suyu yapıdan güvenle uzaklaştırmak ve yeterli su sızdırmazlık sağlamak için, suyla doğrudan temas halindeki yapı elemanı olan çatıların, yağmur suyunun çatı kaplaması altına geçmesini engelleyecek şekilde tasarlanması ve çatı örtü malzemesinin, suyu yapıdan uzaklaştırabilecek özellikte seçilmesi gerekmektedir. Yağmur suyunu ve benzeri suları çatı yüzeyinden güvenle uzaklaştırmak amacıyla çatılarda su sızdırmaz örtüler kullanılmaktadır. Ancak artan yağmur şiddeti, güçlü rüzgarlar, çatı konstrüksiyonunu oluşturan elemanlardaki ek yeri sayısının fazlalığı, suyun çatının alt katmanlarına sızmasına neden olmaktadır. Bu gibi durumlarda çatı konstrüksiyonunda ikincil bir su sızdırmazlık tabakası kullanımı gerekli görülmektedir. 1. Giriş Yapıların en önemli işlevi, insanların barınma gereksinimlerini etkili biçimde karşılamaktır. Bu nedenle, yapıyı dış etkilerden korumak için özel önlemler alınmalıdır. Binayı üstten bitiren ve onu doğa etkilerine karşı koruyan üst kabuk elemanı çatılar, yapı fiziği açısından yapıların başarısında büyük önem taşır [1]. Yapının önemli bir elemanı olan çatılar, atmosferik koşullarla en yoğun ilişki içinde bulunan yapı elemanı olduğu için yağış, ısı, radyasyon, genleşme gibi birçok güçten etkilenmektedir. Çatıları etkileyen güçler sırasıyla; yerçekimi, kar yükü, rüzgar yükü, ısı enerjisi, yangına dayanıklılık, güneş ışınımı, yapım ve dayanıklılık, bakım ve onarımdır. Çatılar, her şeyden önce taşıyıcı ve taşınan olarak üstlerini örten malzeme ve ona yataklık yapan çatı kaplaması ile ona şeklini veren yüzey elemanlarını ve taşıyıcı sistem olarak kendi zati (kişisel) yükünü taşımak zorundadırlar. Bu nedenle çekim enerjisinin etkisi altındadırlar [3]. Kar yükü: Çekim enerjisine bağımlı olarak çatıyı etkileyen yük kar yüküdür. Çatının taşıyıcı sistemi bu yüke dayanmak zorundadır. Çatı eğimi arttıkça kar kendi ağırlığıyla çatıdan akar [3]. Rüzgar yükü: Çatılar rüzgar enerjisinin baskısıyla oluşacak yükü taşımak (direnç göstermek) zorundadırlar. Rüzgar çeşitli yönlerden eserek, binayı konum ve yüksekliğine bağlı olarak etkiler. Çatı yüzeylerine rüzgarın yükleme etkisi binanın yerden yüksekliğiyle bağımlı olarak, çatı eğim derecesi ve yüzeyin rüzgar esiş yönüyle oluşturduğu açıya bağlıdır. Rüzgar baskısı altında bulunan çatı yüzeyinin karşıtındaki yüzeyin üstünde bir emme gücü oluşur. Eğim arttıkça bu emme gücü artar [3]. Isı enerjisi: Çatı taşıyıcı sistemini doğrudan etkilememesi ve onu deforme edecek hiçbir yük yüklememesine rağmen, binayı ve onun işletmesini etkileyen iki enerji vardır. Bu enerjiler ısı enerjisi ve ses enerjisidir. Bunları dengeleyecek elemanlar, çatı taşıyıcı sistemin üstünde yer alırlar [3]. Tüm çatı konstrüksiyonları ısıl hareketten etkilenir ve bu hareket bazı çatı konstrüksiyonlarının kötü performans göstermesine neden olur. Isıl hareket nedeniyle çatı konstrüksiyonunun farklı elemanları arasında oluşan çekme ve genleşme etkisinin hesaba katılması gerekir [4]. Yangına dayanıklılık: Bir binanın ve çatısının yangına karşı dayanıklı olması en büyük amaçlardan biridir [3]. Çatıların çoğu bünyelerinde barındırdıkları bazı yapı malzemeleri nedeniyle yangın tehlikesine karşı açıktır. Çünkü yalıtım tabakaları, çoğu zaman yanıcı veya kolay tutuşucu nitelikteki petrol artığı malzemelerden yapılırlar. Aynı zamanda çatıyı oluşturan ana taşıyıcı malzemelerin (ahşap, çelik taşıyıcılı çatılar) yangın dayanımı azdır [4]. Su akışı: Yağmur suyu her zaman çatı örtüsü altına sızabileceği, tıkanma, taşma gibi nedenler sonunda çatıda birikebileceği için suya karşı direnme görevi, çatının yerine getirmesi gereken en önemli görevlerindendir. Özelliklede az eğimli çatıların sızdırmazlık sorunları karmaşık olup, detaylandırma ve yapım sürecinde su sızdırmazlık konusuna önem verilmelidir. Diğer taraftan su, toz, kimyasal atıklar vb. beraberinde sürükleyerek su giderleri içerisinde tıkanmalara ve korozyona sebep olur [5]. Güneş ışınımı: Güneş ışınları içerisindeki UV ışınlar özellikle plastik kökenli malzemeler üzerinde hasarlara yol açar ve malzemenin niteliklerini bozarlar. Bu nedenle güneş ışınlarına doğrudan maruz kalan malzemeyi bu ışınların zararlı etkilerinden korumak için bir koruyucu katmana ihtiyaç vardır [5]. Yapım: Çatı örtü malzemesinin cinsine, uygulama tekniklerine göre değişim gösteren montaj kurallarına uyulmaması önemli hasarlara yol açar. Derz aralıkları, malzeme uygulama boyutları, malzemelerin serilme yönü ve serilme tekniği, malzeme cinsine uygun montaj elemanları kullanılması gibi noktalara uygulama sırasında dikkat edilmemesi çatı örtülerinde daha sonra önüne geçilemeyecek büyük hasarlara yol açar [5]. Dayanıklılık, bakım, onarım: Çatı elemanının uzun ömürlü olabilmesi için aşağıdaki kurallar yerine getirilmelidir. * Çatının formu işlevine uygun seçilmelidir. * Uygun konstrüksiyon, detay ve malzeme seçimi yapılmalıdır. * Uygulama dikkatli yapılmalı, yapım kurallarına her aşamada dikkat edilmelidir. * Gerekli bakım ve onarım zamanında ve eksiksiz yapılmalıdır [5]. Çatıları eğimi ve biçimleri açısından "eğik yüzeylerin oluşturduğu çatılar", "eğri yüzeylerin oluşturduğu çatılar"ve "yatay yüzeylerin oluşturduğu çatılar" olmak üzere 3'e ayırabiliriz. Bu üç tür çatılardan, eğik ve eğri yüzeyli çatılarda ana etken çatı kabuğunu oluşturan örtü malzemesinin boyutları ve bunların birleşimindeki derz sayısıdır. Yatay yüzeyli çatılarda ise ana etken mekanı örten ve açıklığı geçen çatı yapısının yapısal formudur. Örtü malzemesinin boyutlarının küçülmesi çatı yüzeyi üzerindeki derz sayısını artırmakta; bu durum rüzgar etkisiyle kar, dolu ve yağmur suyunun bina içine akmasını kuvvetlendirmektedir. Bu olumsuz etkiyi ortadan kaldırmak amacıyla örtü malzemesinin boyutları küçüldükçe örtünün oturduğu yüzeyin eğimi artırılmalı ve mutlaka çatılarda su sızdırmazlık sağlanmalıdır [3]. 2. Çatılarda Su Sızdırmazlığın Önemi Su, yapı elemanlarını doğrudan veya dolaylı olarak yıpratan, elemanlarda fiziksel, kimyasal ve biyolojik değişmelere neden olan etkenlerden biridir. Çatılar, yapı kabuğunun havayla doğrudan temas ettiği yüzeyler olduğu için, yağmur ve kar suyunu içeri geçirmeyecek şekilde tasarlanmalıdır. Bundan dolayı, kullanılacak örtü malzemesi suyu yapıdan uzaklaştıracak özellikte olmalı ve suyu kesintisiz olarak yağmur giderine iletmelidir [1]. Hava koşullarının sertleştiği, yağmur şiddetinin ve içindeki kimyasal maddelerin aşındırıcı etkisinin arttığı ve buna bağlı olarak çatı örtüsünün birleşim yerlerinde sızıntıya neden olabilecek güçlü rüzgarlar söz konusu olduğunda ve çatı konstrüksiyonunda birincil su sızdırmaz tabaka olarak kullanılan örtü malzemesinin etkili özellikte olmadığı durumlarda, eğimli çatılarda ikinci bir su sızdırmazlık tabakasının kullanılması gerekmektedir. 2.1. Birincil Su Sızdırmazlık Tabakası (Çatı Örtüsü) Dış etkenlerle doğrudan temas halinde olan çatı örtüsü iç ve dış etkenlere (rüzgar yükü, kar ve insan yükü, ısıl genleşmeler, sarkma, darbe, yüzeysel çatlamalar) dayanıklı olmalı; su geçirmemeli (su emmeyen malzemelerden yapılmalı); derz yerlerinden çatı içine yağmur, kar, rüzgar girişini engellemeli; ısı enerjisi kaybını azaltmalı; yanmaya karşı dayanıklı ve ekonomik olmalıdır [6]. Eğimli çatılarda çatı örtüleri çimento kökenli kaplamalar, metal levhalar, plastik levhalar, bitüm esaslı örtü malzemesi ve pestiller, membran ve tabakalar, cam örtüler gibi etkili su yalıtım özelliğine sahip malzemelerden yapılabildiği gibi doğal kaplama malzemeleri (taşlar, saz/kamış örtüler, çim, çakıl) ve pişmiş toprak esaslı (kiremit) malzemeler gibi etkili su yalıtım özelliğine sahip olmayan malzemelerden de yapılabilmektedir [5]. Ancak bu tür örtü malzemeleri eğime bağlı olarak suyu drene ettikleri için birincil su sızdırmazlık tabakası olarak değerlendirilebilmektedirler. Az eğimli çatılarda ise yine verilen eğime bağlı olarak çatı örtüsü (çakıl, toprak tabakası, plak kaplama vb.), koruyucu tabakalar, drenaj tabakası ve bazı durumlarda ısı yalıtım tabakası birincil su sızdırmazlık tabakası görevini üstlenmektedir. 2.2. İkincil Su Sızdırmazlık Tabakası İkincil su sızdırmazlık tabakası genellikle altlık bir malzeme ile onun üzerine serilen bir su sızdırmazlık malzemesinden oluşan iki bileşenli bir tabakadır. Altlık olarak farklı malzemelerden yararlanılabilir. Su sızdırmazlık malzemesi olarak bitüm esaslı, plastik esaslı vb. malzemeler kullanılmaktadır. Çatı örtü malzemesinin üst üste bindirilme yoluyla oluşturulduğu çatı konstrüksiyonlarında çok fazla miktarda ek yeri olduğu için su girişi kaçınılmaz olmaktadır. Şiddetli yağmurlarda çatı yüzeyinde biriken su miktarı artmakta veya başka nedenlerle yoğuşma meydana gelmekte ve yapı içerisine su sızması oluşmaktadır. Bu gibi durumlarda büyük yüzeyli eğimli çatılarda, az eğimli çatılarda ve birkaç çatı yüzeyinin aynı noktada birleştiği çatılarda özel önlemler alınması gerekmektedir.
İkincil su sızdırmazlık tabakası yapılarak çatılarda; * Toz ve kirlilik * Buz bentleri oluşumunun zararlı etkileri * Yapı içerisine su sızması * Yoğuşma gibi etkiler Etkisiz hale getirilebilir [7]. Toz ve kirlilik: Toz ve kir, çatı örtüsündeki ek yerlerinden çatı alanına girebilir. Buz bentleri oluşumu: Kötü tasarlanmış bir çatı üzerindeki kar, ısı akımının iç ortamdan dış ortama geçişi yoluyla erir. Eriyen su daha sonra soğuk saçaklarda tekrar donar ve buzun ileriye akışını önler. Eriyen su, buzun arkasında toplanır ve çatı örtüsündeki ek yerlerinden sızar ve eriyen buz halkaları buz bentleri oluşturur. Bu problem aşağıdaki önlemler alınarak giderilebilir: * Yeterli ısı yalıtımı sağlanarak iç ortamdan dış ortama doğru gerçekleşen ısı akışının önlenmesi, * Çatı örtüsü altında yeterli bir havalandırma katmanı aracılığıyla ısı dağıtımı, Su sızıntısı: Şiddetli yağmur ve kar yağışı çatı örtüsünün ek yerleri içerisinde şiddetli bir esintiye neden olabilir. Az eğimli çatılarda rüzgar, çatı yüzeyi üzerindeki ek yerlerine ve böylece çatı konstrüksiyonu içerisine suyun hızla çarpmasına neden olur. Bu tür çatılarda havalandırma boşluklarına yağmur ve kar girişinin önlenmesi oldukça zordur. Yoğuşma: Yüzeydeki sıcaklığın çiyleşme noktası sıcaklığının altına düştüğü ve gece dış ortama doğru bir ısı akımı gerçekleştiğinde çatı örtüsünün üst yüzeyinde oluşur. Soğuk ve rüzgarlı havalarda, çatı örtüsü yüzey sıcaklığının dış hava sıcaklığının altına düşmesine neden olabilir. 0°C'nin altındaki sıcaklıklarda su donar ve güneş ışınımıyla erir. Bu su, ısı yalıtımı ve ahşap kısımlar üzerine damlar veya akar, nem seviyesi artar. Hızlı soğuyan malzemeler, önemli miktarda ısı yayar ve düşük ısı kapasitelerinin sonucu daha az miktarda su absorbe ederler [7]. Havalandırmalı Eğimli Çatılarda İkincil Su Sızdırmazlık Tabakası Bu tür çatılarda ikincil su sızdırmazlık tabakası genellikle ısı yalıtımı üzerindeki hava boşluğu veya bu boşluk ile çatı örtüsü altındaki hava boşluğunun arasında yer alan bir altlık üzerine uygulanır. Havalandırma boşlukları ve bu boşluklar arasında ikincil su sızdırmazlık tabakası kullanımı, yapı içi neminden kaynaklı zararları önlemede etkili bir yoldur. Çatı örtüsünün bünyesindeki su ile dış ortamdan gelen çiy suyu çatı örtüsünün alt kenarında veya su sızdırmaz örtüde yoğuşabilir. Bu durum, akşam saatlerinde dış ortama doğru gerçekleşen ısı kaybının sonucu olarak, ısınan nemli dış havanın ikincil su sızdırmazlık tabakasının soğuk yüzeyinden geçişiyle oluşur. Ahşabın ısı depolama özelliğinden dolayı ahşap kaplama üzerindeki geçirimsiz katmanlarda daha az soğuma gerçekleşir. Altlıklar neme karşı tampon görevini yerine getirir. Çiy suyu ahşap kaplamadan geçip gider (akar) ve damlamaz [7]. Havalandırmasız Eğimli Çatılarda İkincil Su Sızdırmazlık Tabakası Havalandırmasız eğimli çatıların birçok dezavantajı olmasının yanında bazı avantajları da vardır. Bunlar; * Kirişler arasına yerleştirilen ısı yalıtımının kirişlerin yüksekliği boyunca kullanılabilmesi * Saçaklarda, mahyada ve çatı hava kanallarındaki detayların daha basit yollarla çözülebilmesine imkan sağlaması * Dış ortamdan gelen nemin alt yüzeyde yoğuşmasının engellenmesidir. Ancak, yoğuşmadan kaynaklı zararların oluşmaması için, iç ortamdan dış ortama nem taşınımının engellenmesi, iç ortamda kullanılan astar veya buhar bariyerinin kesinlikle hava geçirimsiz olarak tasarlanması gerekmektedir [7]. Bu çatı konstrüksiyonunda, ikincil su sızdırmazlık tabakası altında bir altlık kullanımına gerek yoktur. Su yalıtım malzemesi ısı yalıtım malzemesinin üzerine serilebilir.
Az Eğimli Çatılarda İkincil Su Sızdırmazlık Tabakası Az eğimli çatılarda ikincil su sızdırmazlık tabakası yerine getirdiği işlev gereği en önemli tabakalardan biri olan su yalıtım tabakasıdır. 2.2.1. İkincil Su Sızdırmazlık Tabakasını Oluşturan Elemanlar İkincil su sızdırmazlık tabakası, farklı malzemelerden oluşturulmuş bir altlık ve bu altlığın üzerine serilerek uygulanan bir su yalıtım malzemesinden meydana gelmektedir. Bazı altlık malzemeleri aynı zamanda su yalıtımı görevini de yerine getirmektedirler. Altlık Elemanı; Altlık elemanı eğimli çatılarda, plaklardan ve örtülerden oluşturulabilir. Plaklar; Ek yerleri; Kalın plaklar düzlemsel olacak şekilde yerleştirilir ve plakların yerleştirilme doğrultusuna dik yöndeki latalarla sabitlenirler. Ek yerleri lamba-zıvanalı veya lambalı olup, suyun bina içerisine akışına izin vermeyecek şekilde düzenlenmelidirler [7]. Isı yalıtım plakları; Polistren ve poliüretan sert köpük ısı yalıtım plakları mertekler üzerine yerleştirildiğinde altlık görevini yerine getirirler. Bu plakların bağlantısı lamba-zıvanalı veya lambalı derzler aracılığıyla olur. Plakların minumum eğimi derz formuna göre düzenlenir. Bu gibi yalıtım plaklarının dezavantajı strüktürel harekete karşı düşük performans göstermeleridir. Basınca karşı hassastırlar. Isı yalıtım plağının üst yüzeyine, bitümlü örtüler, plastik veya alüminyum folyolar veya ahşap esaslı malzemelerden geçirimsiz tabakalar yerleştirilebilir [7]. Bitümlü ahşap lifi plaklar; Bu tür plaklarda bitüm içeriği ağırlıkça %10-15 arasındadır. Plaklar mertekler üzerine yerleştirilir ve geniş başlı çivilerle sabitlenirler [7]. Sert lif plaklar; Bu tür plaklar nem tutucu özelliğe sahiptir. Bundan dolayı bu tür plakların kullanıldığı çatı konstrüksiyonlarında etkin bir havalandırma sağlanmalıdır. Plaklar mertekler üzerine yerleştirilir ve geniş başlı çivilerle sabitlenirler [7]. Lifli çimento plaklar; Bu plaklar hakim rüzgara zıt yönde ve saçaklara paralel olarak düzenlenir, galvanize çivilerle mertekler üzerine sabitlenirler. Lifli çimento plaklar üzerinde çok fazla sayıda ek yeri olmamasına dikkat edilmelidir [7].
Örtüler; Germe örtüler; Havalandırmalı çatı konstrüksiyonlarında mertekler üzerine, ısı yalıtım tabakası ile arasında hava boşluğu kalacak şekilde gerilerek uygulanan ve baskı çıtaları ile merteklere sabitlenerek hem altlık görevini yerine getirirler hem de su, kar, nem ve toza karşı geçirimsizlik sağlarlar. Su geçirimsiz germe örtüler bünyesindeki mikro delikleri aracılığıyla buharı geçirerek ısı yalıtım malzemesinin kuru kalmasını ve fonksiyonunu tam olarak yerine getirmesini, ahşap konstrüksiyonun rutubet nedeniyle çürümemesini sağlar. Buhar ve hava bariyeri olan germe örtüler genellikle plastik esaslıdır. Kafes yapılı polietilen folyo ve transparan polyester folyo arasına su geçirmez ve paslanmaz bir alüminyum katmandan oluşurlar. Kafes yapılı polietilen folyolar vb. türleri de germe örtüsü olarak kullanılmaktadır [7].
İkincil Su Sızdırmazlık Malzemesi İkincil su sızdırmazlık malzemesi, genellikle iki katmanlı bitümlü örtü veya bir katman kaynaklanabilir bitümlü örtü veya bir tabaka plastik esaslı örtü ile bu malzemelerin yüzeyine uygulandığı düzlemsel bir alt konstrüksiyondan oluşur. PVC esaslı bir örtü kullanıldığı durumda uygun bir ayırıcı katman gereklidir. Su sızdırmazlık malzemesi üzerinde su akışı hızlı olan az eğimli çatılarda, su latalar çevresinden hızla uzaklaşmalıdır. Su akışı az olan az eğimli çatılarda uzun süreli neme karşı lataların korunması tavsiye edilir. 3. Sonuç Çatı kabuğu rüzgar, kar, yağmur, dolu ve hava akımlarının etkisi altında bulunduğundan, bu kabuğu oluşturacak örtü malzemesinin de bu etkilere direnecek özelliğe sahip olması, toz ve kir birikimini ve yoğuşmayı engelleyecek nitelikte olması gerekmektedir. Bu etkilere direnmede en önemli kriterlerden biri çatı örtüsüyle birlikte ikincil bir su sızdırmazlık tabakasının kullanılmasıdır. Bu tabakanın kullanılmasıyla çatılardaki toz ve kirlilik, buz bentleri oluşumu, yapı içerisine su sızıntısı ve yoğuşma gibi etkenler önlenecektir. İkincil su sızdırmazlık tabakasında kullanılacak su yalıtım malzemesi seçilirken bu malzemenin buhar geçirgenlik özelliklerine dikkat etmek gerekir. Şayet kullanılacak ikincil su yalıtım malzemesi polimer bitümlü vb. buhar geçirimsiz bir tabaka ise bu çatı kesitinde havasızlığa ve nemin birikmesi sonucu yoğuşmaya neden olacaktır. Yoğuşmadan dolayı ıslanan su yalıtım malzemesinin ısı iletkenlik değeri artacak ve yapı içi konfor koşulları azalacaktır. Havasızlığın getirdiği sıcaklık değişimleri su sızdırmazlık malzemesinde kopmalara ve yırtılmalara neden olacak ve zamanla özelliğini kaybederek çatıyı suya ve onun zararlı etkilerine karşı korumasız bırakacaktır. Tüm bunlardan dolayı buhar geçirimsiz bir su yalıtım malzemesi kullanıldığı takdirde bu tabakanın üzerinde bir havalandırma katmanı düzenlenmesi gereklidir. Kullanılacak su yalıtım malzemesi, polietilen lifli vb. buhar geçirgen bir malzeme ise bu tabakaların üstünde yüksek buhar geçirgenliklerinden dolayı havalandırma yapmaya gerek yoktur. Su buharını kolayca dışarı atabilirler. Bu tabakalar, çatı konstrüksiyonunu hem nemin zararlı etkilerinde korumakta hem de konstrüksiyona su girişini önleyebilmektedirler. Kaynaklar [1] Küskü, B. Eğimli Çatılarda Havalandırma, Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul, 2005. [2] www.buildingscience.com/documents/digests/bsd?115-wood-pitched-roof-construction [3] Ulkay, S. , Ahşap Çatılar, Yıldız Teknik Üniversitesi Yayını, İstanbul, 1989. [4] Rich, P. And Dean, Y., Principle of Element Design,Reed Educational and Professional Publishing Ltd, Third Edition, [5] Aker,E. Çatılarda Seçenek Özelliklerinin Tanımlanması,Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul, 1998. [6] Ulkay, S. , Çatı Örtüleri, Yıldız Teknik Üniversitesi Yayını, İstanbul, 1988. [7] Oster, S. and Kıessl, B., Roof Construction Manual, Pitched Roofs, Edition Detail, 2003, [8] Cziesielski, E., Lehrbuch der Hochbau Konstruktionen, B.G. Teubner Stuttgart, 1999. Prof. Dr. Asiye PEHLEVAN Karadeniz Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi Prof. Dr. Yalçın YAŞAR Karadeniz Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü Karadeniz Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi
İlginizi çekebilir... Pratik ve Çözüm Üreten Bitümlü Örtülerde Çeşitlilik ArtıyorGelişen teknoloji ve değişen ihtiyaçlar doğrultusunda dünya genelinde yapıların ve inşaat tekniklerinin değiştiğini gözlemliyoruz. Bu değişimlere bağl... Üzeri Kumlu Her Membran, Proof Membran DeğildirPiyasada ticari adı proof olan çift yüzü polietilen kaplı bazı membranlar ve bir yüzü kumlu diğer yüzü polietilen film kaplı viyadük membranları,proof... Su Yalıtımsız Bina Sismik Performansını SürdüremezBinanızın statik hesapları ve zemin etüdleri mükemmel bir şekilde yapılmış, uygulaması en kaliteli malzemelerle ve üst düzey işçilikle yapılmış olabil... |
|||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.