|
Soğutmada Yalıtım Uygulamalarına Yakın Bakış
Bu makalede sadece iş merkezleri ve sanayi tesisleri karşılaştırılıcaktır. Bir yüklenici malzeme, fiyat ve işçilik açısından bu uygulamalara nasıl yaklaşır? Yazı sadece soğutma ortamlarında, yani sıcaklığın, normal çevre sıcaklıklarının altında olmasının istenildiği projelerde yer alan yalıtım uygulamalarına odaklanmıştır. Ticari ve Endüstriyel Uygulamalar Nasıl Tanımlanmıştır? Öncelikle, ticari ve endüstriyel uygulamaların bazı örnekleri nelerdir? Alışveriş merkezleri, iş merkezleri, hastaneler, okullar, süpermarketler, kiliseler, oteller, buz pistleri hatta küçük imalathaneler bazı tipik ticari uygulamalardır. Bazı endüstriyel uygulama örnekleri ise fabrikalar, gıda işleme ve depolama merkezleri, kimya ve/veya petrokimya tesisleri ve güç tesisleridir. Genellikle yükleniciler endüstriyel veya ticari uygulamalardan bir tanesinde "uzman" olarak değerlendirilirler. Endüstriyel uygulamalara yönelmiş yükleniciler, ekonomik şartlara bağlı olarak, sanayinin durakladığı dönemlerde ticari uygulamalarla ilgilense de bu alanda uzmanlaşmış kuruluşlar ağırlıkla burada kalmayı yeğler. Ticari projeler ekonomik tabloya uygunluk gösterir ve genelde bir süreklilik içerir. Endüstriyel projeler ise uzun vadeli ve ihtiyaca dayalı yatırımlardır. Bu yatırımlar bir yandan da değişkendir. Bir kere yatırım başladıktan sonra mevcut şartlardan bağımsız olarak ilerlerler. Endüstriyel proje yüklenicileri ile ticari proje yüklenicileri arasındaki fark oldukça açıktır. Ancak firmalar büyüdükçe iş alanlarını geliştirme zorunluluğundan ötürü bu fark oldukça bulanıktır. Genellikle endüstriyel uygulamalarda ısıtmada yalıtım uygulamalarına rastlanır. Yüzde 75 gibi bir oranda ısıtma yalıtımı uygulamasına rastlansa da pek çok sektörde soğuk su, soğutulmuş su, soğuk hava ve kriyojenik uygulamalar ve benzerlerine rastlanır. Çalışma sıcaklıkları açısından bakıldığında endüstriyel uygulamalar ticari uygulamalardan daha geniş bir bölgede yer alır. Normal sıcaklıklıklar altındaki uygulamalar +10¡C’den 184¡C’ye değin uzanırlar. Ticari uygulamalarda ise rastlanan en düşük sıcaklık -23¡C olur. Sıcaklığın aşırı düşmesi, yalıtım tabakasını kalınlaştırarak çok katmanlı bir yalıtım ihtiyacı doğurur ve ilave buharlaşma bariyerleri ile yoğuşma ve buzlanma engellenir. Ayrıca endüstriyel uygulamalar çok daha büyük bir döngüdür; bu yüzden aynı sistemde hem yalıtım hem de kaplama uygulamaları gerekebilir. Performans açısından değerlendirildiğinde ise endüstriyel ve ticari uygulamaların hedefi aynıdır: Isı kazançlarını azaltmak Enerji tasarrufu Daha düşük emisyon değerleri Yoğuşmanın önlenmesi Ekipman performansının geliştirilmesi Proses performansının geliştirilmesi Su sarfiyatının azaltılması Kişisel güvenliğin artırılması Gürültü kontrolü Donmaya karşı koruma Isısal dinamikler her bir uygulama için aynıdır. Çalışma sıcaklıkları arasındaki fark dışında endüstriyel ve ticari uygulamalar arasında beklenen veya tavsiye edilen hava dirençleri, kimyasal dirençler, boru çapları ve uzunluğu gibi farklar da vardır. Ticari uygulamalar genelde yeni yapılardır ve çoğunlukla kapalı alanlardan oluşurlar. Endüstriyel projeler ise teknolojinin yenilenmesi, mevcut tesislerin genişletilmesi gibi işlerdir ve genellikle % 60 dış alan, % 40 iç alan oranı gözetilir. Bu faktörler endüstriyel projeleri çok daha karmaşık hale getirir. İşçilik ve kaplama tercihleri de anahtar rol oynar. System Undercover Inc. firmasından Ray Stuckenschmidt’in söylediği gibi: "Endüstriyel işlere kalkıştıysanız ne yaptığınızı çok iyi bilmelisiniz." Ticari projeler ise daha kolay erişilebilirdirler. İş endüstriyel projeler kadar sıkışık değildir ve genellikle ikincil kaplamaya gerek duyulmaz. Bu sayede yalıtım tabakası daha etkin olarak kullanılabilir. Öte yandan, işin ilerlemesi aşamalar olarak bildirilir. Örneğin bir rezidans projesinde katlar çıkıldıkça proje ilerlediği için teslim süreleri çok uzar. Bir endüstriyel proje ise daha sıkı bir zaman tahdidi içindedir; çünkü projenin belli bir zamanda devreye alınma mecburiyeti vardır. Bazı endüstriyel projeler harcanan zaman ve malzeme maliyetine göre, bazıları ise toplam maliyete belli bir kar yüzdesi eklenerek fiyatlandırılır. Ancak ticari projelerde böyle bir durum yoktur. Endüstriyel proje teklifleri iş alanına bağlı olarak, çok daha fazla değişken göz önüne alınarak hazırlanma mecburiyetindedir. Ayrıca ilgili endüstriyel proje yüklenicisinin iş güvenliği kayıtları önem arz ederken ticari projelerde bu kayıtlar çok önemli değildir. Maalesef, ticari projelerin pek çoğunluğu, sadece % 60 kısımları projelendirilmiş olarak teklif edilir. TRA Termatech firmasından W. Paul Stonebreaker bu durumu, "Ticari projelerde, beklentilerin nasıl karşılanabileceğini öngörmek için çok fazla tecrübe gerekir." sözleriyle ifade ediyor. Malzemeler ve İhtiyaç Duyulan Kalınlık Malzeme açısından bakıldığında, ticari projelerde öngörülen sıcaklık aralıklarına göre genellikle cam lifi, polyolefin, elastomerik malzemeler gibi malzemeler kullanılır. Zaman zaman hücresel cam ve polisyanureyt (PIR) gibi malzemeler de işin içine girse de genellikle, endüstriyel projelerde kullanılan malzemeler ticari projedeki benzerleriyle örtüşür. Malzeme alanında yaşanan gelişmeler neticesinde, bu malzemeler daha evvel kullanılmadıkları yerlerde kullanılabilirler. Bazı durumlar döşenen borunun malzemesi, kullanılacak yalıtım malzemesini belirleyebilir. Ticari projelerdeki minimum yalıtım kalınlığı, ilgili inşaat yönetmelikleriyle, endüstriyel projelerde ise işverenin koyduğu teknik şartnameye göre belirlenir. Bu şu anlama gelir; Ticari projelerde müteahhit endüstriyel projelerdekine göre çok daha fazla sınırlandırılmıştır. Endüstriyel projede işverenler genellikle en randımanlı ürünün kullanılmasını ister. İşin ticari veya endüstriyel olması farketmeksizin, uygulama kolaylığı ve maliyet, kullanılacak malzemeyi belirlemede ciddi rol oynar. İşveren açısından bakım kolaylığı da belirleyici bir faktör olabilir. Her iki taraf da maliyetten kısabilecekleri bir nokta ararlar; bu açıdan işçiliğin kolay olması tercihleri değiştirebilir. Hem endüstriyel hem de ticari projelerde uygulama hataları ağır maliyetlere yol açabilir. Bu yüzden kolaya kaçılmamalıdır, en uygun ve doğru prosedür ne ise o uygulanmalıdır. Proje hacminden ötürü endüstriyel projelerde daha fazla hata meydana gelebilir. Ancak işverenler genellikle sürece katılırlar ve kullanılacak malzeme kriterleri daha spesifiktir. Ticari projeler daha ziyade halka yönelik olduğu için hataların mahkeme konusu dahi olması mümkündür. Ticari proje işverenleri daha esnek davranabilmeli ve müşterilerin sürekli değişen beklentilerine ayak uydurabilmelidir. Küf ve yosun konusunu ele alalım. Enervation Inc. şirketinden Paul Sawatzke şöyle söylüyor: "Rutubet, küf ve yosun meselesi işverenlerin projedeki malzeme seçimini doğrudan etkiliyor. Biz de pazarın bu beklentisne hızlı cevap verebilmeliyiz." Bu noktada ticari projelerin endüstriyel projelerinden daha az ciddiye alınabileceği yanılgısı doğmamalıdır. Olası bir mahkeme süreci bunun böyle olmadığına herkesi ikna edecektir. ASHRAE 90.1 gibi standartlar, kullanılacak yalıtım malzemesi kalınlığını enerji tasarrufu esasına göre düzenlerler. Bu şekilde olmasının sebebi enerji tasarrufuna, yoğuşma oluşumuna ve verilen tavsiyeler sonucu alınan sorumluluğun karmaşık bir yapı oluşturmasıdır. Yukarıdaki tabloda verilen K değerleri kullanılarak verilen şartlar için yoğuşmanın olmayacağı yalıtım kalınlığı seçilebilir. 3 K değeri yalıtım malzemelerinin geniş aralığını belirtmek için verilmiştir. Bağıl nemin, ortam sıcaklığının ve boru boyutlarının veya akışkanın sıcaklığının düşük ya da yüksek olduğu durumlarda daha fazla kalınlık gerekir. Çiğ noktası sıcaklığının oda sıcaklığına yakın olduğu durumlarda yalıtım malzemesinin yüzey yayma kabiliyeti, uygulanması gereken yalıtım malzemesi kalınlığında çok büyük rol oynayabilir. 3E Plus veya malzeme tedarikçisinden sağlanabilcek benzer bir hesaplama programı ile uygun yalıtım kalınlığının seçilmesi önerilir. İlaveten, bazı malzemeler ancak belli boyutlarda bulunabilir. Tabloda görüldüğü üzere K değerleri arasındaki fark uç sıcaklıklara doğru gidildikçe artmaktadır. Daha kalın yalıtım daha fazla kaplama ve boru çengeli demektir. Kullanılan yalıtım malzemesi işin sadece bir kısmıdır. Diğer bir önemli kısım da kaplamadır. Kaplamanın muhtelif görevleri vardır: Hava koşullarına karşı koruma (güneş ışınları dahil), nem ve terlemeye karşı koruma, mekanik darbelere karşı koruma, kimyasal direnci artırma, korozyon direncini kuvvetlendirme ve bazı uygulamalarda yangına karşı koruyucu olma. Kaplama genellikle alüminyum, paslanmaz çelik veya PVC’den olur. PVC genelde ticari uygulamalarda kullanılır. Old Dominion firmasından Steve Isler şu görüşü ifade ediyor: "Sıkça gereken çok katmanlı yalıtım ve kaplama uygulamalarından ötürü her zaman endüstriyel projeleri tercih ederim." Ana fikir Pekala ticari ve endüstriyel işler nasıl kıyaslanacak? Şaşırtıcı biçimde pek çok yüklenicinin bu konudaki fikri tutarlıdır. Öncelikle ticari proje yüklenicilerinin ticari proje, endüstriyel proje yüklenicilerinin ise endüstriyel projeleri uygulamaktan hoşlandıkları çok açık. Her biri kendi sektörünün en iyisi olduğunu iddia ediyor. Sıcaklıkların ve çevresel koşulların daha uçlarda gezinmesi endüstriyel projeleri daha komplike hale getirir ve bu durum teklif veren yüklenici sayısını doğrudan etkiler. Bu uygulamalarda yükleniciler, teknik şartnameye uygun olarak, pratik uygulamaları ve uygun malzemeleri yakalayarak güvenilir sistemleri en düşük maliyete ve en hızlı şekilde oluşturmaya çalışırlar. Bu ilke yalıtımı, kaplamayı veya uygulama pratiklerini kapsayabilir. Gelecekte bu iki sektörde durum nasıl olacak? Insulation Inc. firmasından Peter J. Gauchel şu cevabı veriyor: "Ticaret sektörü şu anda güçlü. Endüstriyel sektör de aynı şekilde güçlü ve enerji sektöründeki gelişmeler gösteriyor ki uzunca süre böyle devam edecek" Bilinen konvansiyonel tesislerin yanı sıra Amerika’nın orta-batı bölgesinde etanol üretim tesisleri artıyor. New York’tan Seattle’a kadar rastlanan LNG terminalleri de ilerisi için ışık veriyor. Her iki sektörde de benzer malzemeler ve benzer uygulamalar var. Ayrıca kalifiye eleman eksikliği gibi ortak sorunlara da rastlanıyor. Her iki sektör arasında yatırım kararı, kurulum ve amortisman açısından ise büyük farklar bulunmaktadır. Her iki sektörün temsilcileri de yaptıkları işle gurur duyabilirler. Çünkü enerji tasarrufu, sera etkisi olan gazların salınımının azaltılması ve dünyamızın biraz daha iyi işlemesine katkı sağlıyorlar. İlginizi çekebilir... Pratik ve Çözüm Üreten Bitümlü Örtülerde ÇeÅŸitlilik ArtıyorGeliÅŸen teknoloji ve deÄŸiÅŸen ihtiyaçlar doÄŸrultusunda dünya genelinde yapıların ve inÅŸaat tekniklerinin deÄŸiÅŸtiÄŸini gözlemliyoruz. Bu deÄŸiÅŸimlere baÄŸl... Üzeri Kumlu Her Membran, Proof Membran DeÄŸildirPiyasada ticari adı proof olan çift yüzü polietilen kaplı bazı membranlar ve bir yüzü kumlu diÄŸer yüzü polietilen film kaplı viyadük membranları,proof... Su Yalıtımsız Bina Sismik Performansını SürdüremezBinanızın statik hesapları ve zemin etüdleri mükemmel bir ÅŸekilde yapılmış, uygulaması en kaliteli malzemelerle ve üst düzey işçilikle yapılmış olabil... |
|||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.