Kamu otoritesinin betonarme'den başka yapı teknikleri de olduğunu kabul etmesi gerekir

Kamu otoritesinin betonarme'den başka yapı teknikleri de olduğunu kabul etmesi gerekir

SÖYLEŞİ
21. Sayı (Kasım Aralık 1999)

Prefabrike Çelik Yapı konusunda yeni oluşum içerisinde olan Saadettin Eyüboğlu ve Cihan Kalay ile projeleri üzerine konuştuk.
Yalıtım: Kendinizi ve hedeflerinizi kısaca anlatır mısınız?

Cihan KALAY: Haydarpaşa Lisesi ve İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi’nden mezunum. İş hayatıma ve master eğitimime O.D.T.Ü. Mimarlık Fakültesi’nde başladım. Daha sonra Tepe Grubu’nda prefabrike binalar konusunda, satış ve uygulama ağırlıklı olarak çalıştım. Askerlik sonrasında İzopoli ve Metalfrom’da poliüretan, ısı yalıtımı ve metal konularında çalıştım. Bayiliğini alarak Metalfrom’dan ayrıldıktan sonra arkadaşım Sadettin Eyüboğlu ile bir araya geldik.

Bizi bir araya getiren, benim yalıtım, Sadettin Bey’in mekanik, tesisat konularındaki birikimlerimizi ortak olarak değerledirme isteğimizdir. Böyle bir birikime sahip, bildiğimiz kadarı ile Türkiye’de başka bir firma yok. Bu birlikteliğin bize büyük bir güç vereceğini düşündük. Bu arada Sadettin Bey’in yaklaşık bir yıldır sürdürdüğü yurtdışı bağlantılı bir araştırmayı beraber yürütmeye başladık. Hafif çelik sistemler ve binalar yapmak olan bu konu, bir araya gelmemizden sonra gelişti ve hızlandı. Hafif çelik taşıyıcılı konutlar konusunda tecrübeli bir İsveç firması ile diyaloğumuz gelişti. 2000’li yıllar için hedeflerimizi ve bu hedefe uygun yapılanmayı belirledik. Bu yapılanma içinde İsveçliler doğrudan yer alacaklar. Hedefimiz öncelikle Türkiye’de daha sonra da yurtdışında konut ağırlıklı hizmet vermek.

Sadettin EYÜBOĞLU: Haydarpaşa Lisesi’ni ve 1984 yılında İ.T.Ü. Elektrik Fakültesi’ni bitirdikten sonra 15 yıl çeşitli firmalarda ve kendi firmamda mühendislik ve taahhüt faaliyetlerinde bulundum. Friterm’de soğutma sistemleri, AEG-ETİ’de yurtdışı, yurtiçi tekliflerin hazırlanmasında çalıştıktan sonra, Turbo A.Ş.’nin ortağı olarak, soğutma, klima güvenlik sistemleri konularında taahhüt faaliyetleri yürüttüm. Bu arada, bir yıl öncesinden başlayan sağlıklı, çağdaş konutlar üretmek fikrini geliştirmeye başladık. Dünyada; mevcut, alışılmış betonarme sistem yerine alternatif teknikleri araştırmaya başlayınca hafif çelik sistemin öne çıktığını gördük. Araştırmalarımızı derinleterek A.B.D., Japonya, İsveç ve Finlandiya firmaları ile ilişkiler kurduk. Çeliğin anavatanı olan İsveç’ten bir firma ile ortaklık kurma konusunda ilke olarak anlaştık. Yaklaşık bir yıl önce başlayan arayışlarımızın, 17 Ağustos Marmara depremi ardından çok acı bir biçimde de olsa doğru yönde olduğunu gördük ve buradan anladık ki, eğer ders çıkarılabilirse sorun avantaja dönüştürülebilir. Türkiye’deki mevcut kapatılamayan, büyük konut açığı ve yapılan konutların sağlıklı olmaması gerçeği bizim, hafif çelik taşıyıcılı sağlıklı konutlar üretme düşüncemizi daha ciddi olarak ele almamıza sebep oldu. 2000’li yıllardaki yapılanmamızda 15 yıllık mühendislik biriklerimiz ile bu düşüncelerimiz çakışıyor. Cihan Bey’in bir mimar olarak prefabrike yapılar ve yalıtım, benim de mühendis olarak mekanik ve elektrik tesisatı konularındaki bilgilerimizi ve deneyimlerimizi birleştirdiğimizde, sağlıklı konutlar üretebilecek birikim kendiliğinden ortaya çıkıyor.

Bizim sistemimizin ana malzemesi hafif çeliktir. Bilinen, alışılmış olan sistemde ise betondur. Türkiye’de, sanayide, İsveç Çeliği’nin kalitesi çok iyi bilinir. İsveç bir çelik ülkesidir. Bu sebeple bizim hafif çelik taşıyıcılı konut yapmak üzere İsveçliler ile bir araya gelmemiz çok doğaldır.

Yalıtım: Hafif çelik taşıyıcılı binaların belirleyici özellikleri nelerdir?

Cihan KALAY: Çelik kuru bir malzemedir. Doğal olarak bünyesine su-nem almaz. Hafif çelik sistem ile yapılan konutlarda insan sağlığını bozabilecek, alerjik rahatsızlıklara neden olabilecek bakteri barındırmama, rutubet oluşturmama özellikleri vardır. Çok iyi yalıtılabilen yapılardır. Bu konudaki çalışmalara başladığımızda birçok özelliğinden biri olan depreme dayanıklılık, Marmara depreminden sonra en önemli özelliği haline geldi. Aslında diğer özellikleri de bizce, depreme dayanıklılık kadar önemli.

Sadettin EYÜBOĞLU: Bizim amacımız insanları çelik kutularda, sandıklarda yaşatmak değil. Zaten bu evlere bakıldığında, bir çelik bina mı, yoksa betonarme mi olduğu anlaşılamaz. Ancak detaylar incelenerek anlaşılabilir.

Deprem yatağı, deprem masası gibi bu da deprem evi değil. Depreme dayanıklı olması malzemenin doğal bir sonucu. Yoksa sedece depreme dayanıklı olsun diye çelik yapı üretilmiyor.

Yalıtım: Taşıyıcının hafif çelik olması mimaride kısıtlamalar getiriyor mu? Yoksa avantajları nelerdir?

Cihan KALAY: Binanın taşıyıcısı hafif çelik malzeme projesine göre İsveç’te hazırlanıyor. Şantiyeye milimetrik ölçülerde gelen bu malzemeler uzman ekiplerce monte ediliyor. Taşıyıcının hafif çelik olması mimari tasarımı hiçbir şekilde kısıtlamıyor. Cephelerde ve iç mekanlarda istediğimiz görüntüyü ve kaliteyi yakalayabiliyoruz. Bu sebeple üç kata kadar villa-konut pazarında hizmet vereceğiz.

Yalıtım: Bu teknik ile yapılan binaların maliyeti konusunda ne söyleyebilirsiniz?

Sadettin EYÜBOĞLU: Kesinlikle betonarme konuttan pahalı değil. Hatta mimari projeyle bağlantılı olarak %:20-30 ucuz olabiliyor. İsveç deprem ülkesi değil. Hafif çelik sistemin İsveç’te tutulmasının sebebi sıhhi olması ve ekonomikliğidir. Ayrıca İsveç’te alerjik hastalıklar çok yaygın olduğundan özellikle okulların ve çocuk yuvalarının hafif çelik sistem ile yapılması zorunluluğu var. Betonarme evin bir metrekaresi yaklaşık 900 kg, çelik evin ise 150 kg’dır. Sonuçta bina oldukça hafif, temel maliyeti de düşüyor. Malzemeler şantiyeye kullanıma uygun standartlarda geldiğinden fire yok. Çevreyi kirletmiyorsunuz, çünkü atığınız yok. Montaj çok hızlı, işçilik maliyeti düşüyor.

Yalıtım: Çok lüks yerlerde bile yalıtım konusu atlanabilmekte, sizin binalarınızda yalıtım nasıl ele alınıyor?

Cihan KALAY: Mutfak dolaplarına, musluğa, seramiğe bakarak ev alan konut müşterisi ne yazık ki binanın ısı yalıtımına enerji giderine bakmamakta. Bakması, sorması gerektiğini bilmemekte, yalıtımsız binada oturduğunda ısınma için harcadığı paranın olması gerekenden çok fazla olduğunu anlayamamaktadır. Bildiğiniz gibi 17 Ağustos depreminden sonra, konut müşterileri konutların taşıyıcılarına, depreme dayanıklılığına da dikkat etmeye başladı. Ne yazıkki halen ısı yalıtımının önemi anlaşılmış değil. Bizim binalarımızda TS 825’in yeni revizyonunda belirtilen kalınlıkların çok üzerinde kalınlıkta ısı yalıtım malzemeleri kullanılmakta. Sonuçta insan sağlığına çok uygun, konforlu konutlar. İnsanımıza çok az yakıtla, çok az maliyetle kolayca ısınan evler sunuyoruz.

Sadettin EYÜBOĞLU: Isıtmacı gözü ile bakacak olursak, evlerin hem ilk üretim maliyetleri düşecek (yalıtım iyi olduğundan uygun ısıtıcı sistemin kapasitesi ve dolayısı ile fiyatı) hem de ısıtma-işletme maliyeti düşecek. Yaz saati uygulaması ile bile enerji tasarrufu yapmaya çalışan bir ülke olduğumuzu düşünürsek, konutların yalıtılması ile sağlanacak tasarrufun önemini daha iyi anlarız.


Yalıtım: Bu binalarda korozyon olur mu?Yangın bir risk yaratabilir mi?

Sadettin EYÜBOĞLU: Bizim çelik profillerimiz elektrolitik olarak galvanizlenirler.  Bu sebeple bu profiller yüzlerce yıl dış etkenlere karşı dayanıklı hale gelmişlerdir. Hafif çelik profiller ile oluşturulan konstrüksiyon çeşitli levha formlu malzemeler ile kaplanır. Aralarda ise taş yünü veya cam yünü yalıtım malzemeleri vardır. Bu malzemelerin tümü yanıcı değildir. Aksine yangını iletmeyerek, yangının yayılmasını önlerler. Durdurucu özellik gösterirler.

Yalıtım: Kamu sektörü ile nasıl bir diyalog kurmayı düşünüyorsunuz?Biliyorsunuz deprem bölgesinde binlerce kalıcı konut yapılacak.

Sadettin EYÜBOĞLU: Evet, yapılarımız depreme dayanıklı ve deprem bölğisinde de hizmet vermeyi düşünüyoruz, fakat hedefimiz üç kata kadar kaliteli konut yapmak olacak. Bizim yapılarımız geçici prefabrike konut kavramına uymuyor. Bu arada prefabrike yapıların maliyetinin de düşük olmadığını biliyoruz. Öncelikle kamu zihniyetinin değişmesi gerekir. Betonarmeden başka bir yapı tekniği olduğunu kabul etmeleri lazım. Depremin etkisi ile kamu da konuta yönelik kavramların yeniden ele alınacağını, Avrupa Topluluğu’na adaylığın bilgi akışını olumlu yönde etkileyeceğini düşünüyoruz.

Aslında, Türkiye’de çelik yapılar konusunda bilimsel ve ekonomik alt yapı hazır durumda. 1998 deprem yönetmeliğinde çelik yapılara yer verilmiş. Yıllardır sanayi sektöründe çelik yapı yapılmakta. Münferit uygulamalar da olsa konut sektöründe de başarılı çelik taşıyıcılı konut uygulamaları görülebilmekte. İ.T.Ü.’lü hocaların kurduğu Yapısal Çelik Derneği var. İ.T.Ü.’de çelik kürsüsü var.

Yalıtım: Hedef kitleniz nedir?

Sadettin EYÜBOĞLU: Sağlıklı çağdaş, iyi yalıtılmış, dayanıklı bir yerde yaşamak isteyen herkes bizim hedef kitlemizdir. Türkiye’nin her yerinde bu tür konut talebi olan herkese hizmet vermeye hazırız. tek tek talepleri karşılayabileceğimiz gibi kurulmuş olan organizasyonlarda da hafif çelik taşıyıcılı konut isteğini, talep edilen her aşamaya kadar üstlenebiliriz. Deprem bölgesinde yapılacak olan kalıcı konutların da bu teknoloji ile yapılmasında büyük yarar görmekteyiz.

Cihan KALAY: İnsanların, çevrelerinden oluşturdukları gruplarla bina yaptırmak eğilimleri var. Depremin de etkisi ile bunun hiç de küçümsenmeyecek miktarlarda olduğunu öğrendik. Tek tek gelecek kişileri de bir araya getirmeyi, isteklerine göre gruplar oluşturmayı planlamaktayız. Tek bir bina  ile 10 ya da 100 binanın yapım maliyetleri birbirinden çok farklı.

Yalıtım: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Cihan KALAY: Bilimsel bulguların ve teknolojinin hızla gelişip eski teknolojileri tarihin çöp sepetine attığı son yıllarda, inşaat teknolojisinin de artık ‘Yap satçı müteahhit’ kafası ile gitmeyeceği son depremde çok açık biçimde ortaya çıktı. Bu büyük acıdan gerekli dersleri çıkarıp, son büyük felaketi kendimiz ve çocuklarımız  için mutlu bir geleceğe dönüştürmemiz gerekir. Çünkü, yaşadıklarımızın hiç biri kader değildi.


 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Atalay Özdayı; "2025 Yılında da Çift Haneli Pazar Büyümesi Hedefliyoruz"

Yalıtım dergimizin 2025 yılı ilk sayısında röportaj sorularımızı yanıtlayan Baumit Türkiye CEO'su Atalay Özdayı firması hakkında bilgiler verdi. G...
28 Ocak 2025

Ali Murat Ekin; ''Yapı kimyasalları inşaatların görünmez yüzü, binaların gizli kahramanlarıdır.'

2001 yılında yapı kimyasalları üretimine başlayan FİXA bugün İstanbul, Adana ve Ankara'daki 4 fabrikasında su yalıtım malzemeleri, beton katkıları...
21 Kasım 2024

Murat Savcı; 'Bu sene, yenilikçilik vizyonumuzun sonucu 3 ayrı ödüle layık görülmek bizleri gururlandırmıştır'

Yalıtım Sektörü Başarı Ödülleri 2024'te İzocam, Optima Smart ürünü ile 'Yılın Ses Yalıtımı Ürünü' ödülünü ve İzocam Genel Direktörü Murat ...
21 Kasım 2024

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & DoÄŸalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeÅŸilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü KataloÄŸu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü KataloÄŸu
  • Yalıtım Sektörü KataloÄŸu
  • Su ve Çevre Sektörü KataloÄŸu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.