
Türkiye İMSAD Gündem BuluÅŸmaları’nın 46’ncısı, ‘YeÅŸil Mutabakat Sürecinde Seramik ve Demir Çelik Sektörü’ baÅŸlığı altında gerçekleÅŸtirildi. Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Tayfun KüçükoÄŸlu, “YeÅŸil Mutabakat’a uyum ve dönüÅŸüm sürecinde birey, kurum, sektör ve kamunun ortak aklı, mücadelesi ve kolektif dönüÅŸüm iradesi ile ülke ve sektör olarak, bulunduÄŸumuz coÄŸrafyanın üretim üssü haline geleceÄŸimize gönülden inanıyorum” dedi.
Türkiye İMSAD (Türkiye İnÅŸaat Malzemesi Sanayicileri DerneÄŸi) tarafından 46’ncı kez düzenlenen ‘Gündem BuluÅŸmaları’, Demirdöküm’ün katkılarıyla 25 Kasım PerÅŸembe günü online olarak gerçekleÅŸtirildi. Açılışını Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Tayfun KüçükoÄŸlu, moderatörlüÄŸünü Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu BaÅŸkan Vekili Ferdi ErdoÄŸan’ın yaptığı ‘YeÅŸil Mutabakat Sürecinde Seramik ve Demir Çelik Sektörü’ baÅŸlıklı toplantı, inÅŸaat malzemesi sanayicileri, iÅŸ dünyasından isimler ve sektör profesyonelleri tarafından ilgiyle takip edildi. Toplantının konuÅŸmacıları Eczacıbaşı TopluluÄŸu CEO’su Atalay Gümrah ve Türkiye Çelik Üreticileri DerneÄŸi (TÇÜD) Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan, seramik ve demir çelik sektöründeki son geliÅŸmelerle birlikte YeÅŸil Mutabakat ve COP26’nın etkilerini deÄŸerlendirdi.
İnÅŸaat malzemesi sanayisinin 2020 ve 2021 yılında iki temel etki altında kaldığını vurgulayan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Tayfun KüçükoÄŸlu, “Bu temel faktörlerin birincisi, pandemi etkisiyle ülkemizin artan coÄŸrafi önemi ve ihracat kapasitemizin yükselmesi; ikincisi ise Covid-19 nedeniyle evde kalmamızla beraber yükselen yenileme talebi oldu. YaÅŸam ortamlarını iyileÅŸtirme, konforu geliÅŸtirme farkındalığı ve bilincindeki artış, ülkemizdeki talebi canlandırdı. Bu yenileme talebiyle beraber gelen canlılıkla 2020’yi üretimde yüzde 9,1’lik bir büyüme ile tamamlamıştık. 2021 yılını ise ihracatımızın da verdiÄŸi destekle yüzde 20 gibi bir büyüme ile tamamlayacağımızı düÅŸünüyorum” diye konuÅŸtu.
Güçlü geliÅŸim stratejilerine ihtiyacımız var
İnÅŸaat malzemeleri sanayisinin, bulunduÄŸu coÄŸrafyanın üretim üssü olma hedefine ulaÅŸmak için orta ve uzun vadeli güçlü geliÅŸim stratejilerine ihtiyacı olduÄŸunu belirten Tayfun KüçükoÄŸlu, ÅŸöyle konuÅŸtu: “Önümüzdeki süreçte en etkili ve kapsamlı planların başında, bizi çok güçlü ÅŸekilde etkisi altına alacak YeÅŸil Mutabakat geliyor. Dünyanın dengelerinin hızla ve büyük oranda deÄŸiÅŸtiÄŸi, rekabet koÅŸullarının yeniden oluÅŸtuÄŸu dönemde, YeÅŸil Mutabakat’ın ülkemiz ve sektörümüz açısından gündemin en önemli maddesi haline geldiÄŸini görüyoruz. Bu zorunlu dönüÅŸümlerin zamanında ve doÄŸru anlaşılabilmesi kritik öneme sahip. GeleceÄŸe hazırlanırken kritik faktörlere dikkat etmeli, sanayimizin önündeki aşılması gereken engellerle planlanması gereken konuları birlikte deÄŸerlendirmeliyiz.”
Dünya çelik üretimine kıyasla 3 misli daha iyi durumdayız
Dünya çelik üretiminde yüzde 5,8 oranında artış yaÅŸandığı bir dönemde Türkiye’nin çelik üretiminin yüzde 14,2 yükseldiÄŸine dikkat çeken Türkiye Çelik Üreticileri DerneÄŸi (TÇÜD) Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan, yıl sonu itibarıyla durumun Türkiye lehine daha da geliÅŸeceÄŸi yönündeki beklentisini dile getirerek, “Bu yılın performansına baktığımızda, dünya çelik üretimine kıyasla 3 misli civarında daha iyi durumdayız. 10 aylık dönemde, üretimde 33,3 milyon tona ulaÅŸtık, 2021 yılını 40 milyon ton civarında üretimle kapatabiliriz. Bu bizim için ÅŸimdiye kadarki en büyük üretim miktarı olacak” dedi. Dr. Veysel Yayan, ÅŸöyle devam etti: “Biz bir taraftan dünyanın en büyük ihracatçıları arasında 6’ncı sıradayız, diÄŸer taraftan ithalatta da 6’ncı sıradayız. Burada bir terslik var. AB’de ithalat yüzde 13’e çıktığında, ‘çelik gibi stratejik bir üründe kendi çeliÄŸimizi kullanmalıyız’ denilerek hemen koruma tedbirleri alınması yönünde çalışma baÅŸlatılıyor. Bizim de ülkemizin üretim kapasitesinin bulunduÄŸu ürünlerde ithalatı sınırlayıcı bir yapıyı oluÅŸturmamız lazım.”
Türkiye, Avrupa’daki çelik sektörüne göre daha yeÅŸil üretim yapıyor
Türk çelik sektörünün üretim yapısıyla dünyadan ayrıştığını ifade eden Dr. Veysel Yayan, “Entegre ve ark ocaklı tesisler YeÅŸil Mutabakat çerçevesinde karbon salımıyla ilgili hassasiyetin zirveye çıkmasından dolayı önemli. Dünyada entegre tesislerin oranı yüzde 75, ark ocaklı tesislerin oranı yüzde 25 civarında. AB’de bu oran yüzde 60 entegre, yüzde 40 ark ocaklı tesisler ÅŸeklinde. Biz yüzde 71’e 29 oranıyla onların tam tersi bir yapıdayız. Dolayısıyla ülkemiz karbon salımında onlara göre ortalama yüzde 40-45 daha avantajlı. Türkiye’deki 40 milyon ton çeliÄŸin üretilirken saldığı karbona baktığımızda, Avrupa’daki çelik sektörüne göre çok daha masum, çok daha yeÅŸil bir çelik üretimi yapıyoruz. Öngörülen tedbirleri alabildiÄŸimiz ölçülerde, AB’de sorun yaÅŸamadan, YeÅŸil Mutabakat ÅŸartlarını karşılayabileceÄŸimizi düÅŸünüyoruz. Ayrıca, Türkiye’nin hem Avrupa hem ABD ile daha sıkı bir ÅŸekilde çalışması gerekiyor. Avrupa ile olan iÅŸ birliÄŸimizin sigortası da dış ticaretimizin dengede gidiyor olması. Benzer durum Türkiye-ABD dış ticareti için de geçerli. Dolayısıyla kazan kazan durumunu korumaya özen göstererek, Avrupa ve ABD ile iÅŸ birliÄŸini geliÅŸtirmemiz lazım” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
Türkiye seramik sektörünün dünyadaki konumu gurur verici
“Türkiye’de seramik gerçekten çok önemli ve büyük bir sektör” diyen Eczacıbaşı TopluluÄŸu CEO’su Atalay Gümrah ÅŸunları söyledi: “Seramik saÄŸlık gereçlerinde Avrupa'nın en büyük üretim kapasitesi Türkiye’de. Karo seramikte İspanya’nın ardından en büyük ikinci kapasite Türkiye’de… Bu durum, hem sektörümüz, hem de ülkemiz adına gurur verici.”
Yerli yüksek katma deÄŸer yüzde 80’in üzerinde
Sektörün önemli bir özelliÄŸinin de yüzde 80’in üzerinde yerli katma deÄŸer yaratma kapasitesi olduÄŸunu vurgulayan Atalay Gümrah, “Seramik, enerji dışında ithalata dayalı bir sektör de deÄŸil. Bu alanda faaliyet gösteren giriÅŸimcilerin en önemli öncelikleri artan enerji ve lojistik maliyetlerini yönetmek, ürünlerini marka ile, tasarım ile güçlendirerek satmak. Kapasite konusundaki liderliÄŸimizi, inovasyonda, tasarımda, markada yakalamak ancak insana, pazarlamaya daha çok yatırım yaparak olacak. Hem kuruluÅŸlarımızda hem de sektörümüzde bu geliÅŸimi görmek sektörün geleceÄŸi açısından da umut verici. Seramik sektöründe inovasyonlarda teknolojinin önemini yadsımamak gerekiyor. Bu da yeni teknolojilere, dijitalleÅŸmeye sürekli yatırım yapılmasını gerektiriyor. Rekabetçilik, bu alanlarda sürekli, sürdürülebilir ve akıllı yatırımlardan geçiyor” dedi.
Türkiye yeÅŸil dönüÅŸüme uyum saÄŸlayacak
AB’nin ‘Fit for 55’ çalışmasında 2025’te uygulama kapsamına girecek öncelikli sektörler arasında seramik sektörünün yer almadığını belirten Atalay Gümrah, “Sektörün 2030 yılında kapsama gireceÄŸini öngörürsek, bu da bize 8-10 yıllık bir adaptasyon süresi saÄŸlayacak. AB'nin yeÅŸil dönüÅŸümü ivmelendi. Yerkürenin geleceÄŸi açısından son derece umut veren bir geliÅŸme. YeÅŸil dönüÅŸüm uygulamaları ve sınırda karbon vergilendirmesi, sürdürülebilir bir gelecek hedefinin yanı sıra, Avrupa'nın yerel sanayisini koruma çabası olarak da görülebilir, ancak ana amaç doÄŸru. Gezegenimizin geleceÄŸi ile ilgili önemli endiÅŸeler, sıkıntılar var. Åžimdiden önlem almazsak çocuklarımıza, ebeveynlerimizden teslim aldığımızdan daha iyi olmayan bir dünya bırakacağız.
Avrupa Ortak Pazarı Avrupalılar’ın bir mutabakatıydı. ‘Birlikte yaratacağımız deÄŸer tek tek yaratacağımız deÄŸerden daha büyük’ diyerek daha güçlü bir ekonomi haline geldiler. Aynı mutabakatın yeÅŸil dönüÅŸümde de olduÄŸunu görüyorum. Dünyayı ve deÄŸer üretme ÅŸeklimizi bu anlamda nasıl dönüÅŸtüreceÄŸimiz konusunda önemli bir inisiyatif söz konusu. AB Gümrük BirliÄŸi’ne girerken ülkemizde, giriÅŸimcilerimizde kalitede Avrupa ile rekabet edebilme endiÅŸesi oluÅŸmuÅŸtu. Hepimiz öz deÄŸerlendirmeler yaptık, ISO 9000'ler aldık ve sanayimiz kalite konusunda önemli pek çok sınavı baÅŸarı ile verdi. Türkiye’nin sanayisi ile, STK'ları ve kamu ile iÅŸ birliÄŸi içinde yeÅŸil dönüÅŸümde de aynı dirayeti göstereceÄŸini düÅŸünüyorum” diye konuÅŸtu.
Yeşil Mutabakat belki de bir fırsat sunuyor
Toplantının moderatörü Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu BaÅŸkan Vekili Ferdi ErdoÄŸan, “YeÅŸil dönüÅŸüm için sektörlerin yol haritasına ihtiyacı olduÄŸunu belirterek, “YeÅŸil Mutabakat belki de bir fırsat sunuyor” dedi. Ferdi ErdoÄŸan, seramik ve demir çelik sektörünü ÅŸöyle deÄŸerlendirdi: “Demir çelik, Türkiye’de mineral ürünler grubundan sonra ihracatı en yüksek sektörümüz. 2020’de miktar olarak 12 milyon ton, deÄŸer olarak 11 milyar dolara yakın ihracat geliri var. Üretimin 29 milyon ton gibi büyük bir kısmı iç pazarda tüketiliyor. İnÅŸaattan otomotive kadar girmediÄŸi bir alan yok. Seramik sektöründe ise ihracat gittikçe artıyor. Seramik saÄŸlık gereçleri ile karo ihracatı 1 milyar doları geçiyordu, ÅŸimdi sadece karo ihracatı 1 milyar doları zorluyor. 3,5-4 milyar dolarlık ekonomik büyüklüÄŸü olan bir sektör, bunun yaklaşık yarısını ihraç eder hale geldi. Tüm bu geliÅŸmeler sektörlerimiz adına sevindirici.”
Türkiye İMSAD 46. Gündem BuluÅŸmaları’nın tamamını aÅŸağıdaki linkten izleyebilirsiniz...
Link: https://youtu.be/vwKiVPn6H-I
R E K L A M