Kent Yaşamında Ses Yalıtımı ve Kentsel Dönüşüm
Uzun yıllardır şehirlerde ve çok katlı yapılarda yaşıyoruz. Çok katlı binalarda yaşamanın gerek maliyetler gerekse sosyal yaşam adına pek çok faydası oluyor. Bunun yanında şikayetçi olduğumuz tarafları da yok değil. Bunların başında ise “daireler arası ses geçişi” geliyor. Ülkemizdeki inşaat teknolojisinde en az özen gösterilen konulardan biri, daireler arası ses yalıtımıdır. Hem komşu daireler arasında hem de alt ve üst katlar arasında ses geçişi maalesef maksimum seviyededir. Bu durumun ortaya çıkmasındaki en önemli etken ise tüm ilgili tarafların bu konuda hassasiyet göstermemeleridir. Ne yatırımcı, ne mimar, ne mühendis, ne de daireyi satın alanlar ses yalıtımını umursamazlar. Tabi ki daireleri satın alanlar, sonradan yana yakıla çare ararlar ama çoğu zaman artık çok geç kalınmıştır. Çünkü onlar, daireyi satın alırken mutfağa, parkeye, doğramalara önem vermişlerdir. Oysa tüm bu sayılanlar, çok basit bir şekilde yenisiyle değiştirilebilirken ses yalıtımı için durum hiç de öyle değildir. Alt ve üst katlar arasında yaşanan ses problemlerinde, şikayetçi olan dairenin içerisinde yapacak pek fazla bir şey olmadığı gibi, yapılacak kısıtlı netice veren önlemler de hem pahalı hem de fazla alan kaybına sebep olurlar. Ses yalıtımı “huzur” demektir. Çünkü insanlar evlerinde gürültüsüz bir ortamı, bölünmeyen bir uykuyu ve iyi komşuluk ilişkilerini hak ederler. Bunlara ek olarak, hatta belki de daha önemlisi “mahremiyettir”. Aile içi konuşmaların ya da tartışmaların yabancılar tarafından takip edilmesi kesinlikle konforlu bir hayat tarzının parçası değildir. Herkes mağdur Ses yalıtımı bakımından yapıların olumsuzluklarından bahsederken gözden kaçırılan çok önemli bir konu da ailelerin, belli bir seviyeye kadar gürültü yapabilme haklarının da ortadan kalkmasıdır. Yani mağdur sadece gürültüden şikayet eden değil, aynı zamanda, yeri geldiğinde makul seviyede gürültüyü yapamayandır da... Haftasonu konuklarla rahatça sohbet edememek, sevilen bir müziği dinlerken sesi orta seviyelerde bile açamamak, çocuk büyütürken ona dilediğince eğlenebileceği ortamı sağlayamamak da aynı derecede mağduriyettir. Özenle yapılan yapılarda bu tür durumlar sorun değildir. “Ses yalıtımı” eğer o binanın yapımında bir iş kalemi olarak yeterli önemi görürse, her iki mağduriyet de ortadan kalkacaktır. Problem, yeni yapılarda da görülüyor İşin ilginç tarafı, ses yalıtımı problemlerinin eski yapıların yanında yeni yapılarda da görülmesidir. Hatta bu durum bazı yeni yapılarda daha da ileri boyutlara ulaşmıştır. Aslında teknolojik gelişmelerin ve yapı malzemelerindeki kalitenin artmasına, işçiliğin iyileşmesine rağmen yeni yapılarda da bu problemlerin görülmesi, gerçekten yadırganacak bir durumdur. Evet, konutlar artık daha lüks imal edilmektedir, yeni ve kaliteli yapı malzemeleri mevcuttur ama diğer yandan hala ses yalıtımına özen gösterilmemekte ve söz konusu modern yapı malzemeleri gereğine uygun kullanılmamaktadır. Örneğin hafif malzemelerle bölme duvarlar imal edilmekte ama bu duvarları imal ederken ses yalıtımını destekleyecek malzemelerin kullanımı ihmal edilmektedir. Bir başka önemli etkense, arsa fiyatlarının artması ve buna bağlı olarak imal edilen konutların da her santiminin çok kıymetli olmasıdır. Bu durum, ses yalıtımı için harcanacak “gereksiz” kalınlıkların göz ardı edilmesine sebep olmaktadır. Kentsel değil, rantsal dönüşüm Kısacası inşaat sektörü, modern yapı malzemelerini daha kaliteli yapılar üretmek maksadından ziyade, aynı arsa üzerinde daha fazla alan yaratmak amacıyla kullanmaktadır. İçinde bulunduğumuz günlerde “Kentsel Dönüşüm” adı altında bir orta oyunu oynanmaktadır. Esas amacı depreme dayanıklı olacak şekilde konut stoğunu yenilemek olan 6306 sayılı kanun, sadece konut fiyatlarının ve emlak alışverişinin yüksek olduğu semtlerde devreye girmiştir. Ne yazık ki yaşanan yenilenme süreci, ileride “kentsel değil, rantsal dönüşüm” olarak anılacaktır. Kağıttan duvarlı binalar inşa ediliyor Üstünkörü hazırlanan bir deprem dayanıklılık raporu sonrasında binalar yıkılmakta ve aynı alana daha küçük dairelerden oluşan yapılar inşa edilirken, müteahhitlerin de yatırımlarının karşılığını alabilmesi için ek daireler çıkarılması hedeflenmektedir. Bunun neticesi olarak da hiçbir santimetrekaresi “israf” edilemeyen, “kâğıttan duvarlı” ve acayip mimari şekillerde ucube binalar yükselmektedir. Yukarıda geçen “acayip ve ucube” ifadelerini açıklayabilmek için şöyle bir örnek vereyim... Mesela, İmar Kanunu gerekliliklerinden dolayı kat sayısı artamayan bir arsada, orijinalinde bir katta 2 daire varken, her kata 3 daire sıkıştırıp, binanın simetrisini bozan mimari projeler ortaya çıkmıştır. Neticesinde de komşu dairelerde yatak odası ile banyo ya da salonu birbirine denk getiren ve bunları da “mecburen” kağıttan duvarlar ile ayırdığı için daha samimi komşuluk ilişkilerini destekleyen bir yapı karakteristiği oluşmaktadır. Depreme karşı önlem olması beklenen Kentsel Dönüşüm Kanunu’nun bu şekilde uygulandığı takdirde toplumun ruh haline ciddi zarar vereceği ve komşuluk ilişkilerinde onarılamaz başka “depremler yaratacağı” aşikardır. Bazı çözüm önerileri... Bu kadar tespiti yaptıktan sonra az da olsa çözüm önerilerini en basit seviyeden başlayarak sıralamak gerekir. Daha önce de belirttiğim gibi mevcut yapılarda, sonradan ses yalıtımı yapımı masraflı, daha fazla alan kaybına sebebiyet veren ve bazen de uygulanamaz bir işlemdir. Ses yalıtımı, mimari detaylardan başlayarak ele alınması gereken bir olgudur. Binayı tasarlayan mimar her şeyden önce simetrik alanlar düzenleyerek, bağımsız bölümlerin aralarında bulunan bölme duvarlarını da yeterli kalınlıkta ve /veya ses yalıtımı önlemini alarak tasarlamalıdır. Bu noktada önemli olan husus, komşu hacimleri oluştururken ses seviyesi benzer olanların yan yana projelendirilmesidir. Örnek olarak salon ile salon, yatak odası ile yatak odası gibi... Özellikle yatak odaları, komşu dairelerin salonları ya da banyo, mutfak gibi tesisat seslerinin fazla olduğu hacimlerle yan yana gelmemelidir. Mimar tarafından ele alınması gereken diğer konulardan en önemlileri de, şaftlar ve havalandırma boşluklarında ses yalıtımı konusunda önlem alınması, asansör kovalarının asla yatak odaları ile komşu olmamasıdır. Hatta aynı bağımsız bölüm içinde dahi eğer mümkünse banyolar ile yatak odaları arasında mesafe olmasıdır. Kat aralarında yüzer döşeme uygulaması yapılmalıdır. Yalıtım malzemesi olarak zaman içerisinde niteliklerini kaybetmeyecek kaliteli ürünler seçilmelidir. Döşemelerde eğer asmolen sistemi kullanılacaksa, boşlukların tuğla ile doldurulması tercih edilmeli, ancak sonrasında döşeme şapı atılırken muhakkak yüzer döşeme olarak planlanmalı, ayrıca tavan sıvasının da yeterli kalınlıkta ve ağırlıkta olmasına özen gösterilmelidir. Eğer planlama süresinde yukarıda tarif edilen esaslara çeşitli zaruri sebepler neticesinde uyulamıyorsa, ortaya çıkan kesitlerin ciddi anlamda ses yalıtımı konusunda irdelenmesi gerekir. Ayrıca genel olarak ses yalıtımı konusunda ufak detaylara özen göstererek çok daha iyi neticeler elde etmek mümkündür. Bunlardan bazıları da aşağıdaki gibidir. • Dış seslerin de yalıtılabilmesi için uygun kalite ve nitelikte doğrama ve cam seçilmesi • Tesisat borularının yalıtımlı kutular içine alınması ya da boruların yalıtım malzemeleri ile sarılması • Özellikle komşu daireler arası bölme duvarları örmeden önce uygun nitelikte bir yalıtım bandının döşeme ile duvar arasına yerleştirilmesi. Aslında yapılarda ses yalıtımı düzeyinin yükseltilmesi konusunda en etkili olabilecek kesim, toplumumuzun kendisidir. Eğer satın alma veya kiralama sırasında seçme kıstaslarının en üst noktasına ses yalıtımı koyulacak olursa, müteahhitler de bu konuya azami önem ve özeni göstereceklerdir; nasıl ki mutfak, parke, kapı kolu gibi detaylarda gösteriyorlarsa... İlginizi çekebilir... Global Bitümlü Membran Pazarı Büyümesini SürdürüyorChemical Research'te yayınlanan araştırmaya göre bitümlü membran pazarının 2029 yılında 3 milyar dolara yaklaşması bekleniyor.... Su Yalıtımı, Depreme Karşı En Basit, En Ekonomik, En Temel GüvencedirGüvenli yapılar oluşturmada ve depreme karşı korunmada su yalıtımı-deprem ilişkisi önemlidir. Su yalıtımı her şeyden önce yapısal bütünlüğü sağlamada ... Ülkemizde Deprem Gerçeği ve Güvenli YapılarBinalar tasarım aşamasından itibaren, kullanım amacına uygun, can ve mal güvenliğini koruyacak şekilde, bulunduğu iklim ve doğa şartlarında güvenli ve... |
||||
©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.