9 Eylül 2014 | SÖYLEŞİ 126. Sayı (Eylül 2014)

Kalkınmada öncelikli bir bölge olan Erzincan’da 46 bin metrekare açık ve 8 bin metrekare kapalı alanda Woolmax taşyünü markasıyla 2013’ün başında üretime geçen İzoer İnşaat ile ilgili bilgi aldığımız firmanın genel müdürü Sinan Bingöl, üretimde enerji tüketimini düşürmek için kalker veya kalsit ilave etmediklerini, sadece bazalt kullandıklarını belirtiyor. Taşyünü sektöründe büyük bir rekabet olduğunu da vurgulayan Bingöl, “Fiyatlar aşırı miktarda düşüyor. Çok büyük meblağlarla yatırımlar yapılıyor. Bu yatırımın geri dönüşü en fazla on yıl olmasına rağmen Türkiye’de 20 yılı bulabiliyor” diyor...Yalıtım: İzoer ile ilgili bilgi alabilir miyiz? Ne zaman, kimler tarafından kuruldu? Kuruluş aşamalarını kısaca özetleyebilir misiniz?


Sinan Bingöl: Kuruluşumuzun temelleri, 2011’de ortaklarımız Hüseyin Baştürk (Uzay Plastik), Hüseyin Koç (Alkapen İnşaat) ve Ahmet Altıntaş’ın (Alfill Yapı), yatırımları da bulunan Rusya’da bir taşyünü tesisi kurma planlarıyla atıldı. Rusya çok büyük bir pazardır. Her büyük firmanın fabrikaları vardır ve kapasitelerini artırmaya çalışırlar. Rusya bu anlamda Avrupalı firmaların da ayakta kalmasını sağlamıştır. Yani gerçekten çok doğru bir karardı. Fakat satın alınan arsa, Rus çevre kanunlarına göre bir taşyünü üretim tesisi için uygun bir yer değilmiş. Bu süreçte farklı araziler de aradık fakat istediğimiz özelliklerde bir yer bulamadık. Yatırım sürecimiz de başlamıştı. Sonunda söz konusu üretim tesisini Türkiye’de kurmaya karar verdik ve 2012 yılında Erzincan Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikamızın kuruluş çalışmalarını başlattık. 2013’ün başında da üretime geçtik. 
46 bin metrekare açık ve 8 bin metrekare kapalı alanımız var. Kapasitemizi 15 bin ton olarak planladık ama hattımız 20 bin tonluk. Üretimimizde sadece bazalt kullanıyoruz. Enerji tüketimini düşürmek için kalker veya kalsit ilave etmiyoruz. Ürünlere hiçbir katkı koymuyoruz. Bizi zorlayan şey ise hammadde. Bölgede hammaddemizi bulduk ama maden ocağı ruhsatı almak Türkiye’de hayli zor. Bir buçuk yıldır maden ocağı ruhsatı için uğraşıyoruz. Onu çözdüğümüz zaman hiçbir sorunumuz kalmayacak. 


Satışlarımızı bayilerimiz üzerinden yapıyoruz. Türkiye çapında yaklaşık on bayimiz var. Yeni ve güvenilir bayi arayışımız da devam ediyor. Tecrübeli bir kadroya sahibiz. Birkaç bölgeye de mühendis arkadaşlar yerleştirerek ağımızı genişleteceğiz. 


Yalıtım: Üretime geçiş sürecinde zorluk yaşadınız mı?


Sinan Bingöl: Üretim tesisinin kuruluş aşamasında yurtdışından danışmanlık hizmeti almadık. Danışmanlığa pek ihtiyacımız yoktu ama planlama çok önemliydi. Yatırım yapacaksanız ilk önce hammaddeyi bulacaksınız, hammaddeye göre de verimli bir sistemi belirleyeceksiniz. Bunları Rusya için başta düşünmüştük ama yatırım kararı Türkiye’ye kayınca bazı zorluklarla karşılaştık. Rusya için hesaplarımızla Türkiye için hesaplarımız farklı oldu. Ekipmanı aldığımız Avrupa’daki firmadan montaj ve devreye alma yardımı aldık ve ortak tecrübelerden yararlandık.  


Yalıtım: Yurtiçi ve yurtdışı satışlarınız nasıl gidiyor?


Sinan Bingöl: Türkiye’deki satışlarımız beklediğimiz seviyelerde değil. Hala kapasitemizin yarısındayız. Taşyünü sektöründe çok büyük bir rekabet var. Fiyatlar aşırı miktarda düşüyor. Büyük meblağlarla yatırımlar yapılıyor. Bu yatırımın geri dönüşü en fazla on yıl olmasına rağmen Türkiye’de 20 yılı bulabiliyor. Türkiye’de hizmet ve kaliteden ziyade fiyata odaklanılıyor. İhracat olarak ise bu zamana kadar Erbil ve Gürcistan’a satış yaptık. 





Yalıtım: Ürün portföyünüz hakkında bilgi alabilir miyiz? 


Sinan Bingöl: Genellikle plaka bazlı olmakla birlikte ürün portföyümüz geniştir. Ürünlerimizi sadece bazalttan üretiyoruz. Hepsi taşyünü olmak üzere ara bölme levhası, dış cephe levhası, mantolama levhası, yüzey döşeme levhası, teras çatı levhası, şilte, klima levhası, sanayi levhası, sanayi şiltesi, fırın levhası, fırın şiltesi, rabitz telli sanayi şiltesi, gemi levhası, gemi şiltesi ve dökme ürünlerimiz mevcut. İlerleyen günlerde de mantolama pazarına paket bir sistemle gireceğiz. 


Yalıtım: Sizce yalıtım sektörünün sorunları nelerdir?


Sinan Bingöl: Türkiye’de en büyük sorun piyasadaki fiyatlandırmadır. Dalgalı fiyatlardan dolayı yatırım yapmak çok zor. Ürün fiyatları da yarı yarıya inmiş durumda. Ürünlerde ve uygulamada standartların olmaması da sıkıntı yaratıyor. 

Sinan Bingöl
1980 yılında ODTÜ Kimya Bölümü’nden mezun olduktan sonra Mersin Soda Sanayi’de dört yıl vardiya mühendisliği yapan Sinan Bingöl, ardından 1984-1995 yılları arasında İzocam’da Araştırma ve Geliştirme Şefi olarak çalıştı. 1995-2002 yılları arasında İzotoprak’ta İmalat ve Fabrika müdürlükleri yaptı. 2002-2006 yılları arasında da Özpor’da görev aldı. 2008-2011 yılları arasında ise İsrail’de Metal Work S. Cohen firmasında danışman olarak çalışan Bingöl, yaklaşık iki senedir de İzoer İnşaat’ın genel müdürlüğünü yürütüyor.

 

---

R E K L A M