ODE Genel Müdürü Ali Türker: "Değişimin Gücüne İnanıyoruz"

ODE Genel Müdürü Ali Türker:

8 Ağustos 2014 | SÖYLEŞİ
125. Sayı (AÄŸustos 2014)

Türkiye’yi beş kıtada, 70 ülkede temsil eden ODE Yalıtım, son yıllarda geçirdiği değişim ve yenilenme sürecini geçtiğimiz aylarda logosuna da yansıtmış, geleceğe kalıcı değerler yaratma misyonuna odaklanmış ve bu bakış açısıyla, şirket mottosunu da “Insulates the Future” olarak değiştirmişti. Yine geçtiğimiz aylarda TÜSİAD, SEDEFED ve Sabancı Üniversitesi tarafından dördüncüsü düzenlenen, Türkiye’nin en prestijli organizasyonlarından Rekabet Gücü Ödülü’nde “Büyük Ölçekli İşletme Kategorisi 2013 Ödülü”nü kazanan ODE Yalıtım, şimdiye kadar bu ödülü alan en genç üretici firma olma özelliğini taşıyor. 
ODE, son yıllarda yurtdışı faaliyetlerini de hızlandırdı. Global pazardaki iddiasını her geçen gün artıran ODE, aralarında Şili, Brezilya, Belçika, Bosna Hersek, Sri Lanka, Uruguay ve Rusya gibi ülkelerin de olduğu 70 pazara ihracat yapıyor ve 2014 sonuna kadar ihracat yaptığı ülke sayısını 75’e yükseltmeyi hedefliyor. Şu anda dört üretim tesisinde yüzde yüze yakın kapasiteyle çalışan ODE, önümüzdeki üç yıl içinde Eskişehir’de hayata geçireceği yeni üretim tesisleri için de hazırlıklarını sürdürüyor. Geçtiğimiz iki yılda yüzde 60 büyüme performansı sergileyen firma, 2018 yılına kadar her yıl en az yüzde 25 büyüme hedefliyor.
Çalışmalarını daha yaşanılabilir bir dünya hedefine yoğunlaştıran, markasını “Insulates the Future” söylemiyle özdeşleştirerek dünyanın geleceğini korumayı bir misyon haline getiren ODE, bu anlayışını somut çalışmalarla da ortaya koyuyor. 2009 yılında T.C. Çevre Bakanlığı ve UNIDO işbirliğiyle Türkiye’de başlatılan Umbrella projesine 2010 yılında dahil olan firma, projeyi başarıyla sonuçlandıran ilk şirketlerden biri oldu. Proje kapsamında köpük sektöründe ozon tabakasının inceltilmesine yol açan HCFC gazının kullanımının sonlandırılması için iki yıl süren Ar-Ge çalışmasını geçtiğimiz aylarda tamamlayan ODE,  2010 yılından itibaren kademeli geçiş yaptığı yeni üretim sistemi sayesinde şu anda yüzde yüz ozon dostu bir üretim yürütüyor. Ürün ambalajlarında da değişikliğe giden ve yeni ambalaj tasarımlarıyla iki ödül birden alan ODE, ambalajlarında kullandığı yeşil yaprak simgesiyle tüm sosyal paydaşlarında da çevreci çalışmalara karşı farkındalık yaratmaya çalışıyor.
Tüm bu gelişmelerle ilgili, yaklaşık yirmi senedir çalıştığı ODE Yalıtım’ın, şubat ayından bu yana genel müdürlüğünü üstlenen Ali Türker’den bilgi aldık...

Yalıtım: Kurumsal kimliğinizi yenilediniz, yüzde yüz ozon dostu üretime geçtiniz... Süreçler nasıl gelişti ve ODE’de son dönemlerde yaşanan gelişmeleri özetleyebilir misiniz? 
Ali Türker: Öncelikle böyle bir projeyi tamamlayarak sektöre öncülük etmekten büyük mutluluk duyduğumuzu söyleyebilirim. Dünyanın geleceği için hepimize büyük görevler düşüyor. Başta da elbette sanayi sektörü geliyor. İnsan yaşamının bulunduğu her ortamı daha korunaklı hale getirmeye çalışan yalıtım sektörünün de bu konuda ciddi önlemler alması gerekiyor. Umbrella projesini tamamladık fakat durmayacağız. Bu konudaki çalışmalarımız artarak devam edecek. Ar-Ge ekibimizin iki yıllık çalışması sonrasında HCFC22/142b gaz karışımını kullanmayı bırakıp HFC 152a/DME gaz karışımına dönüş sağladık. Bu çalışmalarımızdan dolayı UNIDO’dan yaklaşık 850 bin dolar hibe aldık. Bu gelişme sevindirici olduğu kadar bize yeni sorumluluklar da yükledi. ODE olarak attığımız her adımın dünyaya katkısını da hesaplayarak yol almaya devam edeceğiz. 
Sürdürülebilirlik konusunda oldukça hassas bir şirketiz. Kuruluşumuzdan bu yana, 29 yıldır değişimin gücüne inandık. Geleceğe bırakılacak izler için bugünü doğru okumak gerekiyor. Bugünkü değişim yarına hizmet edecek. Şimdiye kadar “Aşkımız Yalıtım” diyorduk, şimdiyse işimize olan bağlılığımızı bir adım öteye, geleceğe taşıyoruz. Vizyoner, inovatif, Ar-Ge’ye yatırım yapan, dünya kaynaklarını gözeten, sosyal paydaşlarını bu yönde teşvik eden bir marka olarak “Insulates the Future” sloganı, geleceği koruma tutkumuzun en doğru yansıması oldu. Markamızın globalleşmesiyle şirket sloganımıza da evrensel bir dil ihtiyacı gerekiyordu; bu değişiklik uluslararası faaliyetlerimiz için de önem taşıyor. Diğer taraftan logomuzda da bir yeniliğe gittik. Logomuzu var olan halinden çok uzaklaşmadan, günümüzün modern tasarım anlayışına uygun, bugünü ve yarını yakalayacak şekilde yeniledik. Yeni logumuz, bugün olduğu gibi gelecekte de kullanabileceğimiz daha sade bir tasarımın izlerini taşıyor. Bu değişimin tamamı, daha yaşanılabilir bir gelecek için çalışan ODE’nin kendini daha doğru bir şekilde anlatmasına yarar sağlayacak.
Tüm bunlar aslında bir bütünün parçaları ve önceden planlanan çalışmalar... 2011 yılında PWC ile yaptığımız yedi aylık çalışmada, ODE’nin, önündeki beş yıl içerisindeki ürün portföyünün ne olması gerektiği, hangi ürünlerin nasıl pazarlanması gerektiği ve hem yurtiçi hem yurtdışı dağıtım kanalının nasıl olması gerektiği gibi konuları ortaya koyduk. Yurtdışında öncelikli pazarlar belirledik. 2012’nin ocak ayından itibaren de bu yol haritasını uygulamaya başladık. 2012’den 2014’e kadar yaklaşık iki yıl içerisinde yüzde 60’ın üzerinde büyüme gerçekleştirdik. Yurtdışına odaklanmamız sonucunda kısa sürede  70 ülkeye ihracat yapar hale geldik. Lisans kısıtlamalarımız olmadığı ve ürünlerimizin kalitesi dünya standartlarında olduğu için belgelendirme faaliyetlerini çözdüğümüz, ilk yatırımı düşük her ülke bizim için potansiyel hedef ülke oldu. 
Üretilecek ürünlerden pazarlama stratejilerine, personel yapımızdan yurtdışı şirket alımları ve yatırımlara kadar ciddi çalışmalarda bulunduk. Bu yıldan itibaren de bu iş planlarını bütçemizle uyuşturup hayata geçireceğiz. 

Yalıtım: Yurtdışına da ciddi bir odaklanmanız var... Yurtdışı yatırımı veya operasyonları için öncelikli bölgeleriniz hangileri? Neler planlıyor, ne tür stratejiler yürütüyorsunuz?
Ali Türker: Ciromuzun yüzde 30’unu yurtdışı gelirlerimizden sağlamayı hedefliyoruz. Şirketimizin zaten ana vizyonu global bir marka olmak. Global marka olmak da sadece ihracat yaparak mümkün değil. Yurtdışında yatırımın şart olduğunu düşünüyoruz ve bu konuda adımlar atıyoruz. Bugün en yaygın olduğumuz pazar Rusya. ODE’nin Güney Rusya’da yüzde 10-15 pazar payı var. Orada herkes ODE’yi biliyor. Rusya’da bir pazarlama firması kurduk. Rusya’daki bu firmamız vasıtasıyla Rusya pazarına iyice nüfuz edip, bölgedeki birkaç lokasyonda bir süre sonra yatırım planlıyoruz.   
Dünya çapında uzak-yakın birçok ülkeye ihracat yapıyoruz. Burada navlun maliyetleri çok değişkenlik gösteriyor. Bize çok daha uzaktaki Brezilya’ya deniz yoluyla yaptığımız ihracat, çok daha yakın olan Romanya veya Bulgaristan’a tırla yaptığımız ihracattan daha ekonomik oluyor. Karayoluyla ihracatın maliyeti çok yüksek. Biz de genelde deniz yolunu tercih ediyoruz. Bu yıl Uruguay ve Brezilya’ya ihracata başladık. Dolayısıyla bugüne kadar bizim için iyi ve yakın pazarlar olan Suriye, Irak gibi karayoluyla ihracat yaptığımız ülkeleri ikinci plana aldık. 
Yalıtım: Camyünü üretiminde yatırımlarınız oldu mu?
Ali Türker: Camyününde bu yıl elyaflamayla ilgili bir yatırım yaptık. Tüm ürettiğimiz ürünlerde, çevreye karşı duyarlı hammadde kullanmayı ve tedarikçilerle çalışmayı hedefliyoruz. Bu anlamda Ar-Ge bazında yapmış olduğumuz bilimsel çalışmalar var. Önümüzdeki aylarda da camyünündeki çevreci çalışmalarımızı sizlerle paylaşacağız. 
Yalıtım: Eskişehir yatırımınız hakkında da bilgi alabilir miyiz?
Ali Türker: Eskişehir’de yaklaşık olarak bir yıl önce 75 dönümlük arsa aldık. Bu arsada şu an nazım planlar bitti, projeler çiziliyor. Çok yakında da bina inşaatları başlayacak. Bununla ilgili düşündüğümüz üç ana üretim var. Ama bu yatırımlar muhtemelen kasım ayında tam bir netlik kazanacak. Camyünü, XPS ve membran ürünlerini aktif olarak ürettiğimiz ve bu pazarlarda önemli bir oyuncu olduğumuz için şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, bu ürünlerde sektörün kapasite kullanım oranları yüzde ellilerde. Membranda altmışa yakın, XPS’te yirmiye yakın üretici var. Bu da tabii ki sektörde birçok kişiyi mutsuz ediyor. 
Yalıtım: Yalıtım sektöründe şu andaki sıkıntılar, tehditler ve fırsatlar sizce nelerdir?
Ali Türker: Isı yalıtımı pazarının büyüdüğünü görüyoruz. Sektörde, özellikle mantolamada renovasyonların pazarı büyüttüğünü söyleyebiliriz. Taşyününe de talep artıyor. Camyününde ise bu artış daha alt seviyelerde.
Su yalıtımı sektöründe membranda pazarın biraz daraldığını ve özellikle sürme esaslı malzemelere yönelik bir artış olduğunu görüyoruz. Özellikle perde duvarlarda sürme esaslı malzemeler, uygulama kolaylıkları ve daha ekonomik oluşlarından dolayı ciddi bir pazar payına ulaşıyorlar. Bu alandaki uluslararası firmalara yerli üreticiler de katılıyor ve pazar büyüyor. Membran sektöründe ise TSE’si ve CE belgesi olmadan üretim yapan merdivenaltı üreticilerin fazlalığı çok rahatsızlık verecek boyutlara ulaştı. Henüz su yalıtımıyla ilgili yasal zorunluluklar olmadığı için sistemdeki boşlukları iyi değerlendiren merdivenaltı olarak tabir ettiğimiz firmalar, kullanıcıları yanlış yönlendirebiliyorlar. Dolayısıyla su yalıtımıyla ilgili yasal düzenlemelerin bir an önce yapılmasını bekliyoruz. 
Diğer taraftan, Türkiye’de enerji verimli, kendi enerjisini üreten yeşil binaların, pasif evlerin de sayısı giderek artıyor. Bu bilinç artışının, yalıtım sektörünün kapasite kullanım oranlarını da geliştireceğini düşünüyorum. 
Yalıtım: Yurtdışını yakından takip ediyorsunuz... Sizce önümüzdeki yıllarda yalıtım malzemelerinde ne tür gelişmeler olacak, yeni ürünlerle karşılaşacak mıyız? 
Ali Türker: Birçok sektörde olduğu gibi yalıtım sektörü de nano teknolojiyle tanışmaya başladı. Şu anda ısı yalıtım malzemelerinde kalınlık çok önemli. Ürün ne kadar kalın olursa ısıl direnci de o kadar fazla oluyor. Ancak önümüzdeki senelerde yeni teknolojilerle bugün 7-8 santimetre kalınlıkla sağladığımız ısıl direnç, 1-2 santimetre kalınlıklardaki yeni ürünlerle sağlanabilecek. Bu yeni nesil ürünler önümüzdeki on yıl içinde pazarda giderek fazla yaygınlaşacaklar. Eskiden birçok detayda camyünü ve taşyünü kullanılıyordu. Gerçekten ısıtmada çok efektif ve iyi malzemelerdi ama soğutmada ikisinin de dezavantajı vardı. Bu dezavantajı ilk başlarda polietilen, daha sonra da kauçuk çözmüştü. Yarın bulunacak yeni malzemelerle bu durum da değişebilir. Bugün Almanya veya ABD gibi ülkelerde plastik esaslı ürünlerin yavaş yavaş farklı tiplerinin kullanılmaya başlandığını gözlemliyoruz.
 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Atalay Özdayı; "2025 Yılında da Çift Haneli Pazar Büyümesi Hedefliyoruz"

Yalıtım dergimizin 2025 yılı ilk sayısında röportaj sorularımızı yanıtlayan Baumit Türkiye CEO'su Atalay Özdayı firması hakkında bilgiler verdi. G...
28 Ocak 2025

Ali Murat Ekin; ''Yapı kimyasalları inşaatların görünmez yüzü, binaların gizli kahramanlarıdır.'

2001 yılında yapı kimyasalları üretimine başlayan FİXA bugün İstanbul, Adana ve Ankara'daki 4 fabrikasında su yalıtım malzemeleri, beton katkıları...
21 Kasım 2024

Murat Savcı; 'Bu sene, yenilikçilik vizyonumuzun sonucu 3 ayrı ödüle layık görülmek bizleri gururlandırmıştır'

Yalıtım Sektörü Başarı Ödülleri 2024'te İzocam, Optima Smart ürünü ile 'Yılın Ses Yalıtımı Ürünü' ödülünü ve İzocam Genel Direktörü Murat ...
21 Kasım 2024

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & DoÄŸalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeÅŸilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü KataloÄŸu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü KataloÄŸu
  • Yalıtım Sektörü KataloÄŸu
  • Su ve Çevre Sektörü KataloÄŸu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.