
|
Borsa, Berkosan'a 'İyi Geldi'![]()
1993 yılında kurulan Berkosan, Tekirdağ ve Bursa’daki iki fabrikasında yaklaşık 150 çalışanı ve 5 farklı markasıyla ısı-ses yalıtımı ve ambalaj malzemeleri üretimi gerçekleştiriyor. Daha önce yurtdışından ithal edilen polietilen bazlı ürünlerin üretimini Türkiye’de ilk defa gerçekleştiren Berkosan’ın üretimdeki diğer ilkleri ise ambalaj naylonu, balonlu naylon ve çapraz bağlı polietilen köpük... İnşaat, ambalaj ve otomotiv sektörlerinin önde gelen kuruluşlarının yalıtım ve ambalaj alanlarındaki ana tedarikçisi olan Berkosan, 2011 yılını 16,5 milyon TL ciroyla kapatmıştı. İMKB’ye bağlı Gelişen İşletmeler Piyasası’nda hisseleri satışa sunulan ilk şirket olan Berkosan, 2012 yılının Nisan ayında ise 2. Ulusal Pazar’da işlem görmeye başlayan ilk KOBİ olma özelliğine sahip oldu. Bu yönüyle sektörde farklılaşan Berkosan’ın borsaya giriş süreci ve sonrasında yaşananlarla ilgili gelişmeleri Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aldıkaçtı’dan öğrendik. Kurumsal yapıya önem veren ve yoğun ihracat yapan bir aile şirketi olduklarını dile getiren Aldıkaçtı, “Standart dışı esnek üretim anlayışımızla ekonomi devlerinin çözüm ortağıyız. Amacımız, ülkemizde olmayanı üretip ithal hegemonyayı kaldırarak ülke dışına döviz çıkışını engellemek.” diyor. Borsaya girmeden önce bir aile şirketi olarak kapasite artırımları konusunda olanaklarının sınırlı olduğunu belirten Aldıkaçtı, borsaya girdikten sonra ise yıllık ciroyu 6 ayda yapmaya başladıklarını ve eleman sayılarının 85’ten 150’ye çıktığını belirtiyor. “Borsa denilince küçük işletmeler duraksıyorlar. Büyük şirketlere göre bir şey olduğunu düşünüyorlar. Bence kendine güvenen ve iş yapma kapasitesi olan tüm KOBİ’lerin borsaya korkmadan girmesi gerekli” tavsiyesinde bulunan Aldıkaçtı, borsaya girişleriyle ilgili aşamaları ve nedenleri ise şöyle özetliyor: “Büyük şirketlerin yaptığı gibi ‘prosedürleri tamamlayarak borsaya açılabilir miyiz’ diye düşünüp çalışmaya başladık. Şirketimizin Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda oğlum olan Mehmet Aldıkaçtı, ABD’de Milletlerarası Ticaret üzerine master yaptı. Dolayısıyla borsa hakkında bilgisi vardı. Dokuz ay gibi bir zamanda tüm prosedürleri tamamladık. Müracaat ettiğimiz dönemde GİP’in prosedürleri henüz net olarak belirlenmemişti. Bu nedenle tüm büyük şirketlerin geçtiği prosedürlerden geçtik. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) gibi kurumlar, bir firmanın yaptığı borsa başvurusu üzerine sadece mali durumu incelemiyor. Bu kurumlar, firmanın her şeyini titizlikle takip ederek incelemelerde bulunuyor. Biz hep kurumsal firmalarla çalıştığımız için her şeyimiz belgeli. Açık ve şeffaflık ilkesi üzerine kurulu bir şirketiz. Dolayısıyla borsaya girmemiz zor olmadı. Başvurumuzun ardından 9 ay içinde borsaya girdik. GİP’te olmamıza rağmen 2. Piyasadan girmeyi amaçlıyorduk ama borsada diğer KOBİ’lere örnek olması için birinci piyasadan giriş yaptık. Borsadaki ilk senemizi doldurduktan sonra 2. Piyasaya geçtik. Ancak yılbaşından sonra 2. Piyasadakiler de serbest piyasaya geçecek...” KOBİ’ler borsaya girmeli “Elimizden geldiği kadar doğru yatırımlar yapmaya ve doğru partnerler seçmeye çalışıyoruz. Diğer firmalardan arkadaşlarımızı da borsaya yönlendiriyoruz. KOSGEB verilerine göre bugün Türkiye’de 3 milyon 200 bin KOBİ var. Bugün Güney Kore’de borsayı yönlendirenler KOBİ’lerdir. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de hiç olmazsa KOBİ’lerin yüzde 10’unu borsaya kazandırabilirsek, ülkemiz çok daha iyi yerlere gelir. Borsaya girmek uzun bir süreç. Bu süreç de çok akıllıca hazırlanmış. Elde etmiş olduğunuz fonu sadece işletmenin faaliyetleri için kullanmanıza olanak tanıyor, sıkı bir incelemeden geçiriyor. Borsaya girmek isteyen işletme gelişebilecek durumdaysa, yaptığı işle, yöneticisiyle, vizyonuyla her alanda inceleniyor. Çünkü insanlar sizin firmanıza yatırım yapacaklar. Dolayısıyla detaylı bir inceleme gerekli. Daha sonra borsa yetkilileri tarafından size yeterlilik onayı veriliyor...” “Artık dünya değişti. İyi ve kaliteli üretim yapmak zorundasınız. Müşterinin taleplerini dinleyeceksiniz. Bunu yapabilmek için de mümkün olduğu kadar insanları yetiştirmeye, kurumsallaşmaya ve şeffaflığa dikkat edilmesi gerekiyor. Türk halkı zeki ve çalışkan. Ama bir insanın sporcu olabilmesi için mutlaka bir antrenöre ve bir çalışma sahasına ihtiyacı var. İşte bu da ülkemizde yeni yeni oluşturulmaya çalışılıyor.” Türkiye’de olmayan köpük üreteceğiz “Bu sene toplam 1,5 milyon dolarlık ilave yatırımla Türkiye’de örneği olmayan türde köpük üretimine başlayacağız. Dünyada sadece ABD’li bir firmanın yaptığı bu yeni üretim teknolojisini Kasım 2012’den itibaren devreye sokmayı planlıyoruz. Ürünün özelliği de yine Türkiye’ye ithal girmesi ve birçok sektör tarafından kullanılıyor olması. Bu üretimle birlikte yine misyonumuza uygun davranarak ülkemizden döviz çıkışını engellemiş olacağız.” Berkosan Genel Müdürü Meltem Aldıkaçtı: “Teşvik, Şart!..” ![]() “Türkiye’de henüz yalıtım bilinci tam olarak oluşmadı. Sektörümüzde sivil toplum kuruluşlarının bu anlamda yaptığı faaliyetleri biraz yetersiz buluyorum. Özellikle Şekerbank’la yapılan anlaşmayla düşük faizli kredi alma kampanyası iyiydi fakat çok yetersiz kaldı. Dış cephe yalıtımında insanlar yalıtım yaptırınca tasarruf edeceklerinin bilincindeler fakat buna yatıracak para bulamıyorlar. Apartman sakinleri için de büyük bir yük. Her aile bu rakamları ödeyebilecek durumda değil. Yurtdışında bununla ilgili ciddi anlamda teşvikler var. Örneğin hükümet, dış cephe yalıtımı yaptıranlara yüzde 30 indirim sağlasa süreç çok daha hızlı ilerlerdi. Türkiye’de binaların sadece yüzde 8’i yalıtımlı. Büyük bir potansiyel olduğu ortada.” “Sektörde bir de ucuza iş yapma alışkanlığı var. 6 santimetrelik kalınlığa ihtiyaç duyan bir cepheyi, 2 santimetre yalıtım yaparak kurtarmaya çalışıyoruz. Yalıtımla birlikte 7 milyar lira tasarruf yapmayı planlıyoruz ama uygulamanın tam ve düzgün bir şekilde yapılması gerekiyor. Denetimle ilgili de ciddi sıkıntılar var. Üniversiteden çıkan arkadaşlar çok donanımlı çıkmıyor. Denetimde zayıf, ekonomik anlamda çok güçlü değiliz ve yüzeysel konulara çok takılıyoruz.” İlginizi çekebilir... Atalay Özdayı; "2025 Yılında da Çift Haneli Pazar Büyümesi Hedefliyoruz"Yalıtım dergimizin 2025 yılı ilk sayısında röportaj sorularımızı yanıtlayan Baumit Türkiye CEO'su Atalay Özdayı firması hakkında bilgiler verdi. G... Ali Murat Ekin; ''Yapı kimyasalları inÅŸaatların görünmez yüzü, binaların gizli kahramanlarıdır.'2001 yılında yapı kimyasalları üretimine baÅŸlayan FİXA bugün İstanbul, Adana ve Ankara'daki 4 fabrikasında su yalıtım malzemeleri, beton katkıları... Murat Savcı; 'Bu sene, yenilikçilik vizyonumuzun sonucu 3 ayrı ödüle layık görülmek bizleri gururlandırmıştır'Yalıtım Sektörü BaÅŸarı Ödülleri 2024'te İzocam, Optima Smart ürünü ile 'Yılın Ses Yalıtımı Ürünü' ödülünü ve İzocam Genel Direktörü Murat ... |
|||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.