
|
ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan: 'Yalıtım Sektörü Kabuk Değiştirmeli!..![]()
Yalıtım sektörünün bir an önce “kabuk değiştirmesi” ve sadece Türkiye pazarına odaklanmayı bırakması gerektiğini vurgulayan ODE Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, “Bugün Türkiye’nin hedefi on yılda on tane global marka yaratmak. Türkiye’nin ülke olarak marka değerini artırmak için global arenada oynayan oyuncu sayımızı artırmamız gerekiyor. Kore 1970’li yıllardan beri çok sayıda uluslararası marka yarattı. Türkiye ise sadece konuştu. fiu anda o yılların iyi yönetilememesinin bedelini ödüyoruz. Türkiye başarıya susamış bir toplum, bu anlamda profesyoneller ve insan kaynağımız da yeterli seviyede. Girişimciliğin önündeki engellerin kaldırılması ve iyi örneklerin ön plana çıkarılması lazım.” diyor. Son yıllarda yabancı firmaların Türkiye’ye geldiğini ve etkinliklerini artırdıklarını belirten Turan, bu süreçte Türk yapı malzemeleri sanayinin de, geç kalmasına rağmen iyi bir trend yakaladığını, hem yurt içi hem de yurt dışında önemli başarılara imza attığını ifade ediyor. “Dünyada yapı malzemeleri alanında yedinci büyük ihracatçı ülke konumuna geldik. 2023 yılında da yüz milyar dolarlık ihracatla üçüncü sıraya yükselmeyi planlıyoruz. ‹nsan kaynağımız iyi, üretim teknolojisini öğrendik. Belki ara mamulle ilgili problemlerimiz var ama çevre ülkelere bakıldığı zaman Türkiye ile rekabet edebilecek bir ülke de göremiyorum. Önümüzdeki süreçte ise katma değer yaratıp, uluslararası arenadaki firma sayımızı artırmamız lazım. Ama öncelikle lokalleşmemiz şart.” diyen Turan, Suriye ya da Yunanistan gibi komşu ülkelerden firmaların satın alınması gerektiğini ifade ediyor ve şu yorumlarda bulunuyor: “Türkiye’nin yapı malzemelerinde de yalıtım malzemelerinde de izleyeceği yol bu olmalı. Sadece Türk pazarına odaklanırsak hata ederiz. 1940’larda Türkiye’de çivi bile üretilemiyordu. Bugünden itibaren ise teknoloji ve sermaye transferi yapılması şart oldu. Fransa’da, Almanya’da ikinci kuşağa devredilemeyecek 600 bin tane firma var. Bunları alabilmenin yollarını aramalıyız. Yani kısır döngü içinde, içimize kapalı bir sektör değil, dışa açılmayı amaç edinen bir sektör olmamız lazım...” Sektör firmaları kendilerine çeki düzen vermeli “Yüzde yüz Türk sermayeli, gelirlerinin tamamını yerli kaynaklardan sağlayan en büyük yalıtım firması ODE... Firmaların eğer iyi bir vizyonları yoksa, insan kaynakları kuvvetli değilse ve finansal açıdan güçlü değillerse başarılı olma şansları artık kalmadı. fiirketlerin sürdürülebilir büyümeyi sağlaması için bu üç faktör çok önemli. Ancak bunları dikkate alan firmalar büyüyebilecek. Ayrıca ölçek ekonomisinin yakalanması gerekiyor. Rekabette insan kaynağı çok çok önemli. Milyon dolarlık makineyi kullanacak insana yatırım yapmıyorsan olmaz. ODE olarak en güvendiğimiz unsur insan kaynağımız. Rekabetteki bu kadar hızlı büyümemizin altında bu anlayış yatıyor. Ama maalesef bazı Türk firmaları bunu göremediler; günlük ve operasyonel işlere boğuldular, küçüldüler. Finans modelleri, organizasyon gibi temel işletme problemlerinin altından kalkamadılar. Toplam yalıtım pazarından aldıkları paylar azaldı. Buna karşılık yabancı sermayeli, uluslararası firmaların etkinliği arttı. Global firmaların Ar-Ge’leri güçlü, finansman modelleri ve organizasyon yapıları oturmuş. Bu konuları çoktan aşmışlar. Yabancı sermayeye karşı değilim. Düzeyli ve kaliteli rekabet pazarı da büyütür, firmaları da disipline eder. Önümüzdeki süreçte yabancı sermayenin etkinliğinin daha da artacağını tahmin ediyorum. Türk kökenli firmalar ya lokal kalacaklar ya da küreselleşecekler. Küreselleşebilecek firma sayısının da çok olmayacağı kesin. Türk yalıtım sektöründe birkaç firmanın dışında küresel oyuncu olacak firma yok. Bunun için önce lokal olarak güçlü olman gerekiyor. Markanın güçlü, dağıtım kanalının sağlam, operasyonel verimliliğinin iyi olması lazım. ‹çerde temel problemleri halledemiyorsan dışarı çıkma şansın zaten olmuyor. Global markalar, önümüzdeki süreçte özellikle Çin, Hindistan, Brezilya, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerden çıkacak. Türk yalıtım sektöründeki firmaların da kendilerine çeki düzen vermesi ve iş yapış şekillerini gözden geçirmeleri lazım. Verimli çalışmanın, maliyetlere odaklanmanın, düşük kârlı gereksiz işlerden kurtulmanın yollarını aramalılar. Sektörde çoğumuz teknik insanlarız. Ama iş adamı kimliğimizi de geliştirmemiz gerekiyor...” Türkiye’nin kabuğunu kırmak istiyoruz “Önümüzdeki dönemde toplam yalıtım pazarında Türk sermayeli firmaların nitelik olarak sayısı azalacak. Sayı olarak kalabilirler ama toplam pazardaki paylar düşecek. Yurt dışından birçok firmanın daha Türkiye’ye geleceğini tahmin ediyorum. Yalıtım sektöründe birleşmelerin, satın almaların sonu gelmedi; taşlar henüz yerine oturmadı. Arz fazlalığı olmaya başlıyor, fiyatlar düşüyor, kapasiteler artıyor... Verimli olmayan, iyi yönetilmeyen firmaların gelecekte şansı yok. ODE olarak vizyonumuz önce bölgesel, sonra global marka yaratmak. Yabancı arenada çok ilgi çekiyoruz ve izleniyoruz. Türkiye’nin kabuğunu kırmak istiyoruz. Elli ülkeye ihracat yapıyoruz. Yalıtım sektöründe bu kadar ülkeye ihracat yapan bir firma yok. Bu noktaya gelmemizin ardında kurumsallaşma çabalarımız, inovasyona verdiğimiz önem ve sosyal sorumluluk bilincimiz var. Yalıtım sektörünün gelişiminde de büyük rolümüz bulunuyor. Bu kapsamda sivil toplum kuruluşlarında aktif rol alıyoruz. ‹MSAD’ın Yönetim Kurulu başkanıyım, ‹KM‹B Yönetim Kurulu üyesiyim; Genel Müdürümüz Bülent Bey de ‹ZODER Yönetim Kurulu Üyesi...” Global bir marka yaratmalıyız “ODE küresel sermayeyle rekabet ediyor. Hızlı olmak zorundayız. ODE olarak belli stratejilerle iş yapıyoruz, tesadüfen değil. Firmaların amacı, sürdürülebilir kâr ve sürdürülebilir büyümeyi sağlamak olmalı. Yüzde yüz Türk sermayeli firmaların toplam pazardan aldıkları pay giderek azalıyor. Ülkeden firma çıkması ve katma değerin ülkede kalması lazım. Ama önce içeride operasyonel verimliliğimizi iyileştirmemiz şart. Daha fazla kar edebilmenin, daha çok rekabetçi olabilmenin cevaplarını bulduktan sonra sahaya çıkabiliriz. Türkiye yalıtım sektörü global marka yaratmalı. ‹nşaat sektöründe dünya ikincisiyiz, yapı malzemelerinde dünya yedincisiyiz, neden yalıtım sektöründe global oyuncu çıkmıyor. Biz ODE olarak buna da öncülük ediyoruz. Çok sayıda kurum ve kişi bizi izliyor ve model almaya çalışıyor. 2004 yılından itibaren yurt içi ve yurt dışı girişim sermayeleri tarafından takip ediliyoruz. Sonunda, 2008 yılında ‹ş Girişim Sermayesi ile işbirliği yapmaya karar verdik. Hedeşerimize ulaşabilmek için güçlü bir sermaye yapısının oluşturulması, şirketin daha kurumsal ve şeffaf bir yapıya kavuşturulması, daha hızlı büyüme için gereken kurumsal ve mali altyapının oluşturulması gibi nedenlerin yanı sıra farklı bir bakış açısına doğan ihtiyaç, ‹ş Girişim Sermayesi ile işbirliği yapmamızdaki en önemli etkenler olmuştu...” “Yalıtım sektöründe talep hızla artıyor. Yatırımlarımızı da bu yönde gerçekleştiriyoruz. Sahip olduğumuz birikim ve deneyimin, uluslararası sektörde rakiplere karşı bizi güçlü kılacağına inanıyoruz. Girişim sermayesi insan kaynağı, vizyonu, büyüme kapasitesi olmayan bir firmaya yatırım yapmaz...” “Dünyanın devlet destekli ilk ve tek markalaşma programı Turquality Destek Programı’na katılan ilk yalıtım markası da ODE oldu. Ciddi bir büyüme dönemindeyiz ve dış pazardaki tanıtım çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Gerçekleştirdiğimiz yatırım ve ihracat girişimleriyle bir Türk markasının adını dünyaya duyurmayı hedeşiyoruz. Yurt dışında üretim gerçekleştirmek için uygun yatırım koşullarını gözetiyoruz. Bir Türk markası olarak, uluslararası hedeşerimizi destekleyecek olduğuna inandığımız, Turquality programına dâhil olmaktan da çok memnunuz. Turquality kapsamına girmemiz ODE’nin uluslararası arenada etkinliğini, yayılmasını arttıracak ve büyümesine pozitif etki yapacaktır...” İnovatif değilsen fark yaratamazsın “Türkiye’de küçük olsun, benim olsun mantığı hakim. Yalıtım sektörü mesela eğitim konusunda bazı yanlış uygulamalar içinde. Her firma kendi eğitimini kendi veriyor. Ortak bir eğitim merkezi oluşturulabilir ve eğitim maliyetleri azaltılabilir. Gücü bölmemek lazım. Nitelikli ürünler üretebiliyoruz ama yeterli eğitim verilemediğinden sorunlar ortaya çıkıyor. Ar-Ge’ye ciddi önem verilmeli. Mesela nanoteknoloji bugünlerde çok önemli. ‹MSAD’da nanoteknolojiyi kullanarak katma değeri artırmanın yollarını araştırıyoruz. Rekabet artık firmaları zorlar hale geldi. Ne yaparsan yap, inovatif değilsen fark yaratma şansın kalmıyor, marka yaratamıyorsun, yarattığın markanın da değerini fiyata yansıtamıyorsun. Ürün ve hizmette inovatif olmak zorundayız.” İlginizi çekebilir... Yılın Profesyoneli Aysun Ecin: " İş felsefem; güven, ekip ruhu ve sürekli gelişimdir."Çatı ve cephe malzemeleri ödülleri 2025'te yılın profesyoneli ödülünü kazanan Aysun Ecin, kariyer yolculuğunu, Hekim Yapı'nın yenilikçi ürünle... Atalay Özdayı; "2025 Yılında da Çift Haneli Pazar Büyümesi Hedefliyoruz"Yalıtım dergimizin 2025 yılı ilk sayısında röportaj sorularımızı yanıtlayan Baumit Türkiye CEO'su Atalay Özdayı firması hakkında bilgiler verdi. G... Ali Murat Ekin; ''Yapı kimyasalları inşaatların görünmez yüzü, binaların gizli kahramanlarıdır.'2001 yılında yapı kimyasalları üretimine başlayan FİXA bugün İstanbul, Adana ve Ankara'daki 4 fabrikasında su yalıtım malzemeleri, beton katkıları... |
|||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.