3 Mayıs 2010 | SÖYLEŞİ 83. Sayı (Mart - Nisan 2010)

Ekonomik kriz dolayısıyla yatırımlarını öteleyen Eczacıbaşı Koramic Yapı Kimyasalları, 2015’e kadar ciddi bir yatırım süreci geçirecek...
Eczacıbaşı Koramic Yapı Kimyasalları (EKY), ekonomik kriz nedeniyle ötelediği iki önemli yatırım planını önümüzdeki süreçte hayata geçirecek. Yılın ikinci yarısı Ege Bölgesi’nde bir toz yapı kimyasalları tesisi yatırımının startını verecek olan EKY, ayrıca ‹stanbul’da poliüretan ve epoksi ürün grubunu kapsayacak büyük bir tesis kurmayı da planlıyor. 2015’e kadar ciddi bir yatırım süreci geçirecek olan EKY’nin Genel Müdürü Hüseyin Bilmaç, bu yatırım planlarının sadece Türkiye pazarı düşünülerek yapılmadığını dile getiriyor. Eczacıbaşı Koramic Yapı Kimyasalları’nın yabancı ortağı Belçikalı Koramic ile birlikte planlanan yurt dışı yatırım planlarının da olduğunu vurgulayan Bilmaç, “Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Türki cumhuriyetlerde olmak üzere üç yatırım planımız mevcut. Bunlar, yurt içindeki yatırımlar bittikten sonra başlayacak” ifadelerini kullanıyor.

Yurt dışında Koramic’in kendi girişimleri de bulunduğunu dile getiren Bilmaç, şu bilgileri veriyor: “Koramic de yapı kimyasalları alanında bir büyüme kararı alarak Fransa’daki üç üretim tesisine ek olarak ‹sviçre ve Hollanda’da tesisler kurdu. Koramic kendi markasıyla Avrupa’da planladığı yatırım silsilesine önümüzdeki yıllarda da devam edecek. fiu anda seramik ve yapı kimyasalları alanında dünyanın önde gelen ülkelerinden ‹talya’da bir depo/tesis açıyor. Biz EKY olarak da Türkiye’den onların dağıtım ağına malzeme göndereceğiz. İlk deneme sevkiyatını gerçekleştirdik...”

“Ekonomik kriz, 2008 yılında planladığımız yurt içi yatırımları askıya almamıza ve ötelememize neden oldu. Bir takım tasarruf tedbirleri uyguladık. Öncelikle, birçok firmanın yaptığı gibi reklam ve tanıtım harcamalarımızdan kısmak zorunda kaldık. Fabrikalarımızdaki büyük revizyonları beklettik. Fakat bu can sıkıcı tedbirlere rağmen 2009’da satışlarımız arttı. Bunun en büyük nedeni, son üç yıldır özellikle tali kanal yapılanmamızla ilgili yaptığımız çalışmalardı. Tali bayi yapılanmamızı çok başarılı düzeyde yönettik. Yurt içi satış firmamız olan İntema içerisindeki Vitrafix ve Vitratherm markalı ürünlerin satışını yapan EKY personelinin sayısını artırdık. Bu süreçte, piyasaya sunduğumuz yeni ve inovatif ürünler ve teknik satış ekiplerimizin sorunlara çözüm bulan yaklaşımları satışlarımızı yükseltti...”

 

Kriz döneminde büyüdük

“Türk yapı sektörü, artık yenilikçi ürünlere prim verir hale geldi. Klasik bazda düşünerek üretim yapan firmalar gittikçe küçülüyorlar. ‹novatif olan firmalar kazanıyor. Şirketimiz, 2009’da Eczacıbaşı topluluğu içinde karlılık, nakit yaratma ve satış büyümesini içine alan toplu hedefler ortalamasında üçüncü şirket oldu. Krizin olduğu 2009’da yapı sektöründe yüzde 20’lere yakın küçülme yaşanırken, EKY olarak 2008 bütçemizin yüzde yirmisinin üzerinde bir büyüme sağladık. Önümüzde bir merhale daha kaldı; ötelediğimiz yatırımları bitirerek Türkiye’de daha iddialı bir konuma gelmek... Özellikle son iki yıldır epoksi ve poliüretan ürün portföyümüzü oldukça genişlettik. Vitrafix epoksi ve poliüretan zemin kaplama ve su yalıtım sistemleri adı altında birçok ürün piyasaya sürdük ve sürmeye devam ediyoruz. Bu konuda çok iddialıyız. Yavaş yavaş satışı çok olan klasik ürünleri bırakarak yeni jenerasyon teknik ürünlere ağırlık veriyoruz...”

 

Yüksek teknolojili ürünler yaygınlaşacak

“Poliüretan ve epoksi ürünlere odaklandık. Yeni piyasaya sunduğumuz zemin kaplamaları, son katlar, boyalar ve su yalıtım ürünleri son derece enteresan ürünler. Epoksi ve poliüretan ürünlerde daha aktif olmayı amaçlıyoruz ve EKY markasına çok değer katacağına inanıyoruz. Türkiye çağdaş dünyaya ayak uydurdukça akrilik, çimento bazlı ürünler ve bitümlü membranlar gibi klasik malzemelerin yerine ülkemizde Hi-tech ürünler yaygınlaşacak. Özellikle epoksi, poliüretan tamir harçları Türkiye’de gittikçe talep görecek. Otoyolların özelleştirilmesi ve özellikle beton yolların devreye girmesiyle tüm bu teknik özel malzemeler fazlasıyla kullanılacak ve yapı kimyasalları, seramik yapıştırıcıları, derz dolgularından ve bir takım harçlardan bu palete kadar uzanacak. Dünyayla entegre bir Türkiye’de bunlar kaçınılmaz olacak. Bu süreçte inovatif davranan, kendi ürünlerini geliştiren firmalar kazanacak. Türkiye’de epoksi ve poliüretan kaplama ile su yalıtımı pazarı bir milyar euro’ya yaklaştı. Bu pazar artık birçok firmanın iştahını kabartıyor...”

 

Isı yalıtımında da iddialıyız

“EKY olarak su yalıtımı kadar ısı yalıtımında da iddialıyız. Vitratherm Dış Cephe Isı Yalıtım Sistemi 2005 yılında Yılın Isı Yalıtım Ürünü Ödülü’nü kazanmıştı. Aynı kalitede çizgisini sürdürüyor. Çok büyük metrajlarda kullanılmamasına rağmen özel projelerde sıklıkla yer alıyor. 2009’da satışları yüzde ellinin üzerinde arttı. Piyasanın tüm baskısına rağmen ekonomik ürünlere girmemekte direniyoruz. Sistemin tüm komponentlerinin üstün kalitede olmasına dikkat ediyoruz. Türkiye’de ısı yalıtım pazarında kıran kırana bir fiyat rekabeti yaşanıyor. ‹nanılmaz rakamlara dış cephe ısı yalıtımı yaptığını savunan firmalar çok fazla. Bu rakamlara yalıtım yaptırmak mümkün değil. Tüketicilerin de hassas olmaları lazım. Tüketici, fayda ve maliyeti optimum sunabilen firmalarla çalışmalı. Mantolamada kimseyi üzmeyecek rakamın metrekarede 20 liranın altına düşmemesi şart. Yarım yamalak yapılmış bir ısı yalıtımı, hiç yalıtım yapılmamış bir binadan çok daha fazla enerji tüketimine neden olur.”

 

Avrupalı meslektaşlarımız gülüyor

“Avrupa ülkelerinde levha kalınlıkları bazı yerlerde yirmi santimetreyi buluyor. On santimetre kalınlığın altında ısı yalıtım plakası pek kullanılmıyor. Türkiye’de ise bu kalınlıklar ortalama dört, beş santimetre düzeyinde. Avrupalı meslektaşlarımızla konuştuğumuzda gülüyorlar. Buna rağmen Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’nin sektöre büyük katkısı olacağına inanıyorum. Gelişmiş ülkelerde yılda on milyar dolarları bulan bir enerji tasarrufu sağlanıyor. Türkiye’de 28 milyon metrekarelik bir dış cephe ısı yalıtım potansiyeli var. Sekiz milyar dolara yakın da bir tasarruf sağlama imkanı söz konusu. Türkiye’nin enerjide dışa bağımlı olması bu tasarrufun önemini bir kez daha artırıyor...”

Ses yalıtımında yeni bir ürün: Cermiphonic...

“Ses yalıtımı konusunda yabancı ortağımız Koramic çok iddialı ve Cermiphonic isimli bir sistemi var. Sistemi bu yıl Türkiye’de de üreterek piyasaya sunacağız. Teknik altyapı çalışmalarımız devam ediyor. Zeminlerde kullanılan Cermiphonic, seramik uygulamasının altında kullanılıyor. Paket olarak piyasaya sürülen üründe özel bir seramik yapıştırıcı ve özel bir derz dolgusu bulunuyor. Cermiphonic, seramik zemine uygulandığında 50/60 desibellik bir ses yalıtımı sağlıyor. Bu konuda ülkemizde bir ilk olacağına inanıyoruz...”

 

Gardımızı almayı beceremiyoruz

“Türk toplumu genellikle ağır yaralar aldığı krizlerden veya olağanüstü durumlardan sonra kendine gelebiliyor. Normal zamanlarda, kendimize çeki düzen verip, sistemli çalışıp, iş sonuçlarına veya pazarın gidişatına bakıp gardımızı almayı beceremiyoruz. Bu nedenle krizler bize bazı şeyleri hatırlatıyor ama yeterli gelmiyor. Yıkıcı depremler yaşamamıza rağmen yine de kimse üzerine düşen görevi yerine getirmedi. Yapı denetim kurumları çalışmıyor, zemin etütleri doğru dürüst yapılmıyor, kurumsal müteahhitlerin yaptıkları binalar dışında binlerce binanın hala garantisi yok. ‹nanılmaz yükseklikte binalar yapılmaya başladı. Bunların teknik altyapılarının sağlam olduğuna inanmak istiyorum. Peki bu zeminler 45 katlı binaları kaldırabileceklerdi de, neden daha önce aynı yerlere beş kattan daha yüksek binalar yapılmadı. Ya da 45 kat yapılan binanın karşısında neden hala 8 kattan daha yüksek bir bina yok?..”

 

Teknolojik ürünler hak ettiği yeri bulamıyor

“Zorunluluktan ve yasak savmak için yapılan ısı yalıtımında da ciddi sorunlar mevcut. Fiyat çok ön planda yer alıyor. Su yalıtımına geçmeden ısı yalıtımında da çözülmesi gereken, kat edilmesi gereken sorunlar var. Türkiye’de su yalıtımında geleneksel ürünlerin kullanımı çok yoğun. Teknolojik ürünler hak ettikleri yeri bulamıyorlar. Büyük müteahhit firmalar bile geleneksel ve nispeten ucuz ürünlere talep gösteriyorlar. Bu teknolojik malzemeleri firmalara anlatmakta çok zorlanıyoruz. Türkiye’de yanlış yönlendirmeler de söz konusu. Bazı malzeme üreticisi firmalar teknolojik ve biraz daha pahalı ürünleri, çok satmak amacıyla her derde deva gibi sunuyorlar. Ve bu da uzun vadede telafi edilemeyen hatalara yol açıyor. Teknik anlamda altyapısı iyi firmaların ürünleri tercih edilmeli. Ayrıca karşımızdaki partnerlerimizin karar vericilerinin de bizler kadar bu yeni ürünlere ilgi göstermeleri gerekiyor.”

 

Işık göründü

“İnşaat sektörü çok hassas bir sektör. Krize ilk giren ve krizden ilk çıkan bir yapısı var. Tünelin ucunda ışık göründü. fiu anda gidişat hiç fena değil. Yüzde on gibi bir büyüme öngörülüyor. ‹MSAD olarak 24 milyar dolar olan yapı malzemeleri ihracat rakamımızı, 2023 yılına kadar 100 milyar dolarak çıkarmayı hedefliyoruz. Yine yurt içi ve yurt dışı müteahhitlik gelirlerini de 200 milyar dolara yükseltmeyi planlıyoruz...”