Binalar ve buna bağlı olarak içerisindeki mekanik tesisatlar büyüdükçe, gürültü ve titreşim seviyeleri de yükseliyor. Bu titreşim hem yapıya hem de tesisatın kendisine zarar veriyor. Zararı engellemek için ısı, su, ses ve yangın yalıtımı yanında bir de titreşim yalıtımı ihtiyacı ortaya çıkıyor.

Türkiye'nin ilk demir-çelik dübel ve kelepçe üreticisi olarak 1978 yılında kurulan Link Tesisat, 2001 yılında üretimine başladığı titreşim, deprem ve akustik ses yalıtımına yönelik ürünlerini toplam 6 ürün grubundan oluşan geniş bir yelpazede sunuyor. Satışını yaptığı ürünlerin doğru kullanılması için projelendirmesini de yapan firma, ayrıca teknik danışmanlık ve ürünlerin uygulanma aşamasında süpervizörlük hizmeti de sağlıyor.

Titreşim ve ses yalıtımının ülkemizde fazla önemsenmediğini söyleyen Link Tesisat Genel Müdürü Özkan Ünal, "Yabancı yatırımcıların Türk müteahhitlerle beraber Türkiye içinde ve dışında iş yapmaya başlamasıyla birçok proje de gündeme gelmeye başladı. Çünkü Avrupa'da ve Amerika'da titreşim ve ses yalıtımı ayrı bir kalem. Yani projeleri incelediğinizde inşaat, mimari, tesisat, elektrik gibi unsurların yanında mutlaka ses ve titreşim konusunu da görürsünüz. Ama bizim için bu konu bir gereklilik değil; bir konfor şartıymış gibi algılanıyor. Bu yüzden projenin maddi sıkıntıya girmesi anında ilk üzeri çizilen kalem oluyor. Bir taahhüt içerisinde önceden düşünülmemiş her kalem, ekstra bir masraftır. Boyutunun bir önemi yok. Titreşim ve akustik çözümleri de projenin başında projeye dahil edilirse, bütçenin içerisinde yer aldığı için ekstra bir yük getirmez. Zaten çok göze çarpan bir miktar da değil. Titreşim ve ses gibi unsurlar, inşaatın kalemleri içinde maddi boyut olarak en alt sıralarda yer alıyorlar" diyor.

Titreşimin yapıya bağlandığı her noktada yalıtılması gerekiyor

Link Tesisat ürünlerinin gemi sektöründen elektrik sektörüne, makine imalat sektöründen binaların içerisindeki mekanik tesisatın yalıtımına kadar çok geniş bir alanda kullanıldığını söyleyen Ünal, "Gürültünün, tahrik mekanizmasından çıkıp yapıya bağlandığı her noktada yalıtılması gerekiyor. Bu da bütünüyle bir proje olarak ele alınarak çözülmesi gereken bir konu" şeklinde konuşuyor. Özkan Ünal şöyle devam ediyor:

"Titreşimin ve sesin ölçütü, yarattığı tahrikin frekansıdır. Bu frekansın değişimine ve bulunduğu ortama göre elastomer bazlı, kauçuk ve neopren gibi ürünlerimiz var. Bunlar belli frekans aralıklarındaki titreşim ve sesin yalıtımı için kullanılıyor. Düşük frekanslı titreşimlerin yalıtımı için kullanılan ürünlerimiz ise yaylı ürünler."

"Bir de binalarda, mekanik odalarda uygulanan bir sistem var. Mekanik odanın oluşturduğu titreşimin ve sesin kendi bünyesinde yalıtılması için, oda içinde oda yaratıyoruz. Odanın zemin, duvar ve tavandan oluşan üç bileşeni var. Buralarda kullanılan ürünlerimizi de IZO-Duvar, IZO-Zemin ve IZO-Tavan olarak gruplandırdık."

Titreşim ve ses yalıtımının önemi proje bittikten sonra ortaya çıkıyor

"Ayrıca, mimari ses ayrımı var. Binaların yapıları dolayısıyla içerisinde yer alan birçok fonksiyon bulunuyor. Örneğin bir binada hem ofis, hem konut, hem dükkan, hem sinema bir arada bulunabiliyor. Yani ayrı ayrı tasarlanması gereken hacimler aynı bina içerisinde yer alabiliyor. Dolayısıyla bu hacimlerin kendilerine has oluşturdukları titreşimlerin ve seslerin de birbirinden yalıtılması gerekiyor. Bu da yine proje aşamasında düşünülüp tasarlanması gerekirken, maalesef ülkemizde çoğu zaman iş bittikten sonra kullanıcıların şikayetleri doğrultusunda önlem alınıyor."

"Sinemada ses seviyesi, sesin frekansı düşük ve yüksek arasında çok gidip gelirken bir konutta daha değişik bir frekansa sahip. Dolayısıyla buralarda kullanılacak ürün asla aynı olmamalı. Bunun için projelendirme çalışmasının bir bilen tarafından yapılması gerekiyor. Bunun dışında titreşimin aslında en yoğun olarak görüldüğü endüstriyel tesisler ve endüstriyel ses yalıtımı var. Buralarda gürültüye ve titreşime neden olan birbirinden çok farklı kaynakların hepsinin ayrı ayrı üzerinde çalışılıp, değerlendirilip o sistemin kendi özelliklerine has ürünlerle projelendirilmesi gerekiyor."

Yaptırımlar başlayınca talep de arttı

"Çevresel gürültünün önlenmesiyle ilgili bir yasa çıktı ve devlet bu yasanın uygulama yetkisini belediyelere verdi. Yerel yönetimler işin içine girdiği zaman önlem alınması daha kolay oluyor. Çünkü belli bir yaptırım uygulaması da var. Bize de belediyelerin bu uygulaması sonucunda daha çok talep gelmeye başladı. Yasa kapsamında İTÜ, ODTÜ ve Bahçeşehir Üniversitesi'nde eğitimler düzenleniyor. Biz de bünyemizdeki mühendislere bu eğitimleri aldırdık."

"Üniversitelerimizde, gürültü ve titreşimin ölçümüyle ilgili çalışmalar yapılıyor fakat çözümüyle ilgili pek çalışma yapılmıyor. Bu doğal olarak geçirilmesi gereken bir süreç. Önce ölçeceğiz, sonra yorumlayacağız daha sonra da çözümleyeceğiz."

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser Salonu'nun akustiği çözümlendi

"Şu anda yapımı tamamlanmak üzere olan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser Salonu ile ilgili bir çalışmamız var. Oluşan sesin ve akustiğin içeride daha iyi yayılması için duvarlarda ve tavanda, alçıpan duvarların yapıya bağlantısında akustik askı dediğimiz malzemeler kullanıldı. Onun dışında Nişantaşı City's projesinde mekanik aksamın yapıya titreşimini geçirmemesi için alınan önlemler ve sinema salonlarında, salonların birbirlerine ses ve titreşim geçirmemesi için IZO-Duvar, IZO- Zemin ve IZO- Tavan ürünlerimizin kullanılması projesi var. Bunların yanında yurtiçi ve yurtdışında daha birçok projede ürünlerimiz kullanılıyor."