İZODER Su Yalıtım Komisyonu Başkanı ve BTM Teknik Danışmanı Jozef Bonfil: "Su Problemine Yapı Bittikten Sonra Çözüm Aranıyor"

İZODER Su Yalıtım Komisyonu Başkanı ve BTM Teknik Danışmanı Jozef Bonfil:

SÖYLEŞİ
55. Sayı (Temmuz AÄŸustos 2005)

Ülkemizin deprem kuşağında yer alması, binaların temel sistemindeki su yalıtımının önemini bir kez daha artırıyor... Konu hakkında görüşlerine başvurduğumuz ÎZODER Su Yalıtım Komisyonu Başkanı ve BTM Teknik Danışmanı Jozef Bonfil, "Deprem açısından çok riski bir coğrafyada bulunmamız nedeniyle temel lerdeki su yalıtımının zorunlu olması gerekiyor.

İfkat Bayındırlık Bakanlığı birim fiyatlarda temel yalıtımlarıyla ilgili pozlarda fer alan Temellerde su yalıtımı yapılabilmesi için* idarenin onayı alınmalıdır' ibaresi de bu konuda büyük bir çelişki yaratıyor diyor ve ÎZODERin bu ibare değişinceye kadar girişimlerini sürdüreceğini vurguluyor Türkiye'de, büyük boyutlu yapılar hariç, su problemine yapı bittikten sonra çözümarandığını ve bunun da çoksağlıksız bir çözüm olduğunu dile getiren İZODER Su Yalıtım Komisyonu Başkanı ve BTM Teknik Danışmanı Jozef Bonfil, "Bu konudaki en çarpıcı örnek 1999 yılında yaşanan depremden sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yaptırdığı araştırma sonuçlarında görülebiliyor. Yaklaşık 55 bin konut üzerinde yapılan araştırmada, konutların %79'u çeşitli nedenlerle hasarlı bulunmuştu. Bu hasarların oluşum nedeninde ise %64 ile donatıdaki korozyon başı çekiyordu. Bu da geçmişte yapılan yapılarda su ve ısı yalıtımına önem verilmediğinin önemli bir göstergesi. Halbuki kazı yapılırken, o bölgede yeraltı suyu yoksa bile şehir şebekesinde olabilecek kaçaklara karşı ve yağmur suyunun toprak içinde süzülüşü esnasında beton tarafından kapiler yollarla emilmesi sonunda, taşıyıcı sistemde oluşacak korozyona karşı kesinlikle su yalıtımı yapılmalıdır" ifadelerini kullanıyor. Ülkemizdeki inşaat sisteminin değiştirilmesi gerektiğinin altını çizen Bonfil, "Bina nasıl ki kum, çakıl, ahşap, demir, çimento gibi malzemeler ve mimari.

Statik, elektrik, ısıtma projeleri olmadan inşaa edilemiyorsa, su ve ısı yalıtım malzemeleri kullanılmadan, su ve ısı yalıtım projeleri olmadan da inşaa edilememeli. Özellikle yapı denetiminde su ve ısı yalıtım uygulamalının projelerine uygunluğu denenmeli ve ilgili mercilere raporlanmalıdır? Yapıyı taşıyan betonarme taşıyıcı sistemi korozyondan korumamız gereyor. Yapıyı korozyondan korumanın tek yolu ise su ve ısı yalıtımlarını birlikte yapmak. Her iki yalıtımın, yapının temelinden çatısına kadar kesintisiz olarak yapılması lazım. Aksi taktirde yapı ekonomik ömrünü tamamlayamadan, iskelet sistem taşıma gücünü büyük bir oranda kaybediyor.

Nüfusumuzun %95'i deprem kuşağında yaşıyor. Dolayısıyla yapılarımızın sağlam olması şart..." diyor. Temel sistemindeki su yalıtımının zorunlu olması gerekiyor

Bayındırlık Bakanlığı Yüksek Fen Kurulu'nun 2005 yılı içinde büyük bir hamle yaparak, inşaatlarda kullanılan birçok güncel uygulamanın analiz ve birim fiyatlarını yayınladığını belirten Bonfil, "Ancak Türkiye'nin deprem kuşağında bir ülke olması ve inşaatlarının büyük bir bölümünü deprem alanlarında yapıyor olması nedeniyle yapıların temel sistemindeki su yalıtımının zorunlu olması gerekirken, mevcut Bayındırlık Bakanlığı birim fiyatlarında temel yalıtımları ile ilgili pozlarda 'Temellerde su yalıtımı yapılabilmesi için idarenin onayı alınmalıdır' diye bir ibare var.

Bu büyük bir çelişki... Bu konuyla ilgili yaptığımız girişimlerde 2004 yılı içinde maalesef olumlu bir sonuç alamadık. Ancak İZODER olarak bu ibare değişinceye kadar gerekli girişimleri sürdürmeye devam edeceğiz" açıklamasını yapıyor. Bonfil şöyle devam ediyor:

CE işareti konulması konusunda bir tebliğ var; ancak bunu yapacak ve denetleyecek yasal mercilere henüz sahip değiliz...

EN standartları bizim ulusal standartlarımız olarak kabul ediliyor. Ancak Türkiye'de henüz bu standartlarda tanımlanan testleri yapacak akredite bağımsız laboratuvarlar yok. Yurtdışında ise hem çok pahalı hem de bazı testler için uzun bir sırayı beklemek zorunda kalıyorsunuz. 2006 yılından itibaren CE işareti konulması konusunda bir tebliğ var; ancak bunu yapacak ve denetleyecek yasal merciler de henüz yok. Bunlar inşaat malzeme üreticilerinin genel ve güncel sorunları... Bunun dışında polimer bitümlü örtülerin TS 117581 ürün standardı ve TS 117582 uygulama standardı varken, sentetik örtülerin ve sürme tipi malzemelerin henüz Avrupa'da bile ürün standartları mevcut değil. DİN 18195'te, bu ürünlerin nerelerde ve kaç milimetre kalınlıklarda kullanılmasına yönelik bazı atıflar var... Avrupa Standartları TC 254 ve TC128 komisyonlarında oylama aşamasında olan PrEN13758 polimer bitümlü örtüler, PrEN 14909 PVC sentetik örtüler, PrEN544 bitümlü shingle ürünlerinin harmonize standartları, ilgili kurullardan olumlu oy alması halinde önümüzdeki günlerde yayınlanacak. Ardından diğer sentetik örtülerin standartları üstünde çalışmalar başlayacak. Bu standartların Avrupa'da yürürlüğe girmesinde belli bir prosedür izleniyor. Yürürlüğe giriş tarihinde yaklaşık üç aylık bir süre sonra TSE'ye İngilizce orijinal metinler ulaşmakta, bir yıllık süre içinde de bizim ulusal standardımız olmaktadır.

Almanya'dan sekiz misli gerideyiz!

Kendi araştırmalarıma göre 2004 yılı su yalıtım pazarının satış boyutlarını şöyle verebilirim: Bitümlü örtüler 25 milyon m2, PVC örtüler 2,5 milyon m2, su yalıtımında kullanılan toz ve sürme malzemeler 20 bin ton civarında. Aslında bu üç grup malzeme birbirlerin tamamlayıcısı durumunda. Her bir grubun kendi özel spesifik uygulama alanları bulunuyor. Bizimle yaklaşık aynı nüfusa sahip ve gelişimini tamamlamış Almanya'yla mukayese ettiğimizde en az sekiz misli gerilerdeyiz. Ancak nereden nereye geldik diye baktığımızda, işe başladığım 1977 yılıyla bugün arasında pazarda çok büyük değişiklikler yaşandı. 1977 yılında TS2191'e uygun okside bitümlü örtü satışı 700 bin m2 idi. O dönemde yalıtımların büyük bir bölümü pamuk veya jut kanaviçeler, fibrocam ve bitümlü karton ile yapılırken, bugün Avrupa ve Amerika'da en ileri teknoloji denilen polimer bitümlü örtüler Türkiye'de birçok kuruluş tarafından EN standartlarına uygun test yöntemleri içeren TS standartlarıyla üretiliyor. Sentetik örtülerin tümü yerli üretim veya ithal yolu ile pazarda mevcut; sürme malzemelerde ise neredeyse tüm ürünler Türkiye'de üretiliyor. Değişim sadece malzeme kalitesinde değil... Kullanım miktarlarında ve yerlerinde de önemli artışlar oldu.

Yalıtımda başarının sırrı doğru malzeme, doğru detay ve doğru uygulamadan geçiyor

Ülkemizde su yalıtımı uygulamalarında yapılan hataları malzeme, detay ve uygulama olmak üzere üç ayrı başlık altında inceleyebiliriz: a) Malzeme seçiminde büyük hatalar yapılıyor. Her malzeme her yerde kullanılamaz ve uygulanamaz. Her malzemenin fiziksel, kimyasal ve uygulama özellikleri kullanım alanını sınırlar. Ne yazık ki tüketici malzemeyi seçerken ustanın veya nalburun tavsiyeleri doğrultusunda hareket ediyor. Bu konuyla uğraşan bir mimar veya mühendise danışmıyor. Ayrıca merdivenaltı üretim diye tabir ettiğimiz ürünler pazarda rahatlıkla satılıyor. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Bayındırlık Bakanlığı'nın yapması gereken piyasa denetimi yapılmıyor. Şöyle bir örnek verebilirim; TSİ 17581, polimer bitümlü örtülerin kalitesine yönelik zorunlu standarttır. Bu standartta tanımlanan kalite kriterlerine uymayan malı üretemediğiniz gibi fabrika depolarında bile bulundurmanız yasakken, bugün TSE belgesi olmayan birçok polimer bitümlü örtü üreticisi üretim yapıyor ve standardın belirlediği kalite kriterlerine uymayan malları rahatlıkla pazarda satabiliyor. Bunları, Sanayi ve Bayındırlık bakanlıklarının takip edip, gerekli yasaları uygulaması gerekiyor.

b) Tüm üretici firmalarının kendi ürünlerine yönelik uygulama detaylarını kullanıcılara sunmalarına karşın, detay hatalarının büyük bir bölümü, özellikle çatılarda su giderlerinin çaplarının küçüklüğünden ve yerleştirme şeklinden kaynaklanıyor. Diğer önemli bir detay sorun ise çatı kullanım amacına uygun yeterli basma mukavemetine sahip olmayan ısı yalıtım malzemelerinin su yalıtım katmanları ile birlikte kullanılması veya çatının yapım sistemine göre yanlış ısı yalıtım malzemelerinin seçilmesinden kaynaklanıyor.

c) Uygulamada da yapılan hatalar var. Bu daha çok eğitimsizlikten kaynaklanıyor. Üretici firmalar yoğun eğitim çalışmaları ile kendi ürünlerinin nasıl uygulanacağının eğitimini veriyor ve bu eğitimi başarı ile bitirenler sertifika alıyorlar. Ustalardan böyle bir eğitime katılım belgesini istemekte yarar var. Diğer önemli bir husus ise işi daima kurumsallaşmış firmalara yaptırmaktan geçiyor. Bugün kalitesiz üretim yapan birçok firmanın ürünleri, ticari isimleri de açıkça söylenerek, belli şantiyelerde ^fl kabul görmüyor. Bu bir yandan sevindirici bir yandan da üzücü... Sevindirici yanı, tüketicinin bilinçlenmeye başladığı, malzeme alımında araştırmanın ön planda olduğu, sadece düşük fiyatın prim yapmadığı, kalitenin ve hizmetin fiyatın önünde olduğu anlamını taşıyor olması. Üzücü yanı ise bu aşamaya gelininceye kadar, kullanıcıların yaşadığı olumsuzlukların pazarı ne şekilde etkilediği sorusunun cevabıdır.

İZODER Su Komisyonu TSE ile Yakın İşbirliği İçinde Olacak Yakında yayınlanacak olan EN harmonize standartlarının Türkçe tercümeleri için TSE ile yakın işbirliği içinde olacağız. Bayındırlık Bakanlığı Yüksek Fen Kurulu'nda, yayınlanan yalıtımla ilgili analizlerin tamamlanması için gerekli girişimleri sürdüreceğiz. Ayrıca temellerde su yalıtımının zorunlu olması için faaliyetlerimize devam edeceğiz ve sürme tipi malzemeler ve sentetik örtülerle ilgili bir uygulama şartnamesinin hazırlanması çalışmalarına başlayacağız.
 


R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Atalay Özdayı; "2025 Yılında da Çift Haneli Pazar Büyümesi Hedefliyoruz"

Yalıtım dergimizin 2025 yılı ilk sayısında röportaj sorularımızı yanıtlayan Baumit Türkiye CEO'su Atalay Özdayı firması hakkında bilgiler verdi. G...
28 Ocak 2025

Ali Murat Ekin; ''Yapı kimyasalları inşaatların görünmez yüzü, binaların gizli kahramanlarıdır.'

2001 yılında yapı kimyasalları üretimine başlayan FİXA bugün İstanbul, Adana ve Ankara'daki 4 fabrikasında su yalıtım malzemeleri, beton katkıları...
21 Kasım 2024

Murat Savcı; 'Bu sene, yenilikçilik vizyonumuzun sonucu 3 ayrı ödüle layık görülmek bizleri gururlandırmıştır'

Yalıtım Sektörü Başarı Ödülleri 2024'te İzocam, Optima Smart ürünü ile 'Yılın Ses Yalıtımı Ürünü' ödülünü ve İzocam Genel Direktörü Murat ...
21 Kasım 2024

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & DoÄŸalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeÅŸilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü KataloÄŸu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü KataloÄŸu
  • Yalıtım Sektörü KataloÄŸu
  • Su ve Çevre Sektörü KataloÄŸu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.