
|
'Ses Yalıtımı Malzemeyle Değil Uygulama Şekliyle Elde Edilir'![]()
Akkor, ses yalıtımının malzemeyle değil uygulama şekliyle elde edilebileceğini vurguluyor ve ülkemizde malzeme açısından değil, fakat malzemenin dokümantasyonu açısından bir takım sıkıntıların yaşandığını dile getiriyor... YALITIM: STD’yi biraz tanıyabilir miyiz, hangi alanlarda faaliyet gösteriyorsunuz? SORGUN AKKOR: Ses yalıtımı, akustik düzenleme, elektronik ses sistemleri ithalatı, projelendirme, danışmanlık ve satış konularında faaliyet gösteren bir firmayız. Şirketi resmi olarak kurmadan önce şahsi olarak bu tür akustik düzenleme projeleri yapıyordum. Danışman olarak, bazı alt yüklenicilerle beraber daha küçük projelerde çalışıyordum. Daha sonra 1999’da NTV’nin büyük stüdyolarının akustik düzenleme projesini aldım. Bu proje biraz daha ciddiydi; devam edeceksem bir şirket kurmam gerektiğini anladım ve 1999 yılının başında STD’yi kurdum. Resmi olarak ilk işim de NTV büyük stüdyolarının akustik düzenlemesiydi. NTV’den önce de stüdyolarla ilgili akustik düzenleme ve projelendirme işleri yapmıştım. Daha sonra Üniversal Müzik’in ön-prodüksiyon stüdyosunu ve GMG Prodüksiyon’un stüdyolarını yaptım. Bunlar hep anahtar teslim proje niteliğindeydi. Dört duvar halindeki mekanı ses yalıtımı, akustik düzenlemesi, havalandırma, kablolama, teknik mobilyaları ve cihazlarıyla birlikte tam bir stüdyoya çeviriyordum. Stüdyoları, insanların içeri girip kayıt tuşuna basabilecekleri haliyle teslim etmeye çalışıyordum. YALITIM: Stüdyo ağırlıklı çalışıyorsunuz ve elliye yakın referansınız var; şu an üzerinde çalıştığınız projeler hangileridir? SORGUN AKKOR: Şu anda Compugraf adlı video post prodüksiyon firmasının ses stüdyolarının yenilenmesini yapıyoruz. Ayrıca Mustafa Sandal’ın stüdyosu var... Ankara GATA’daki jeneratör odasının ses yalıtımı projesi bitmek üzere. Bunun dışında Samanyolu TV’nin dublaj stüdyolarının akustik düzenlemeleriyle ilgili bir proje var. Ayrıca iki senedir devam eden ve bittiğinde Türkiye’nin en büyük müzik stüdyosu kompleksi olacak olan Ulus Müzik’in stüdyoları da son aşamasında... YALITIM: Bir stüdyo yapımının aşamaları nelerdir? Stüdyo projelerinde nelere dikkat edilmeli, bu projelerin püf noktaları nelerdir? SORGUN AKKOR: Stüdyo işi çok detaylı ve giren çıkan çok parametre var. İlk başta tabanımız, dört duvarımız, tavanımız, kolon ve kirişlerimiz belli. Tercihimiz hiç bölme duvarları olmayan boş ve yüksek tavanlı mekanlar. Biz burayı, o mekanın amacına uygun olarak, en efektif şekilde kullanacak yerleşim şeklini buluyoruz. Kayıt mekanlarında paralel duvarlardan kaçınıyoruz, mekanın içinde ses yayınlandığı zaman rezonansa girecek 3 temel frekansın ve onların harmonilerinin mümkün olduğunca birbirlerine yakın olmayacağı boyutları seçiyoruz. Kontrol odalarında stereo dinleme yapılacaksa odanın ortadaki aksa göre simetrik olmasına dikkat ediyoruz. Daha sonra, yapılacak ses yalıtımının miktarını belirliyoruz. Yani bir stüdyoda kabul edilebilecek maksimum çevre gürültüsü miktarı diyelim Noise Rating cinsinden NR20. O mekanda ses ölçümleri yapıyoruz ve değer NR 55 çıkıyor. Bizim STC (Sound Transmission Class) 35 dB’lik bir yalıtım yapmamız gerekiyor. Bu yalıtımı hangi katmanlarla elde edeceğimizi belirliyoruz. Bir çok değişik malzeme kullanıyoruz: içi kum dolu tuğla, alçı blok tuğla, kurşun levhalar, değişik yoğunluklarda taşyünü-camyünü sıklıkla kullandıklarımız malzemeler. Ses yalıtımını da iki şekilde yapıyoruz. Birisi havayla taşınan ses, diğeri de kütleyle taşınan ses için. Kütleyle taşınan ses yalıtımı vibrasyon yalıtımı oluyor. Havayla taşınan ses de yüksek yoğunluklu çeperler ve bağlantı noktalarının birbirlerine iyi birleştirilmesi gibi detaylarla sağlanıyor. Kapı ve pencereler en fazla problemli yerler. Hareketli oldukları için ses yalıtımının en zayıf noktalarıdır. Özellikle kapılarda helezonik menteşeler, özel contalar ve şerit mıknatıslar kullanıyoruz. Camlarda da camın alanına göre ses yalıtım miktarını veren bir formül var ve ona göre kalınlıkları belirliyoruz. İçerideki sesi içeride, dışarıdaki sesi de dışarıda tuttuktan sonra içerideki sesin dinleyiciye (ya da mikrofona) düzgün gelmesi için akustik düzeltmeleri yapıyoruz. Çünkü ses yalıtımı bitince, genelde mekan her tarafı sert ve yansıtıcı yüzeylerle çevrili hamam gibi bir yer oluyor. Sonuçta olması gereken yankılanma zamanını belirliyoruz. Yankılanma zamanı RT60 cinsinden ölçülür. Yayınlanmış bir sesin kesildikten sonra 60 dB azalması için geçen süredir bu... 100-150 m3 hacim aralığındaki kontrol odalarında 0,4-0,5 sn olmalıdır bu değer. Çok kanallı kayıt sistemlerinin bulunduğu kayıt odalarında, yine hacme ve kaydedilecek enstrümana göre değişir RT60. Ama 200 m3 hacimli bir yerde, yaylı grubu, davul gibi enstrümanlarda 0,7-0,8 sn olması gerekirken, gitar, kanun ya da trompet gibi enstrümanların tek başına kayıtlarında 0,3-0,4 sn tercih edilir. Bu farklı yankılanma zamanı gereksinimleri ‘Değişken Akustik’ dediğimiz bir sistemi kullanmamızı gerektirir. Bunlar, açıldığında yutucu, kapandığında yansıtıcı olan hareketli panellerdir. Diğer kullandığımız akustik düzenleme malzemeleri gözenekli ses yutucular, sesi yönlendirmek için kullandığımız yansıtıcılar ve sesin mekanda düzgün yayılmasını sağlayan difüzörlerdir. Akustik düzenleme malzemelerinin ses yutma katsayıları frekansa göre de değişir. Her malzeme bütün frekans bandında (20 Hz Ğ 20 kHz) aynı şekilde çalışmaz. Yani bir odayı tamamen cam elyafıyla kaplayın, elinizi şaklattığınızda hiç yankı duymazsınız ama mesela bir davul çaldığınızda davulun sesi uzaktan bile hiç hoş gelmez. Çünkü davulda daha çok olan bas sesleri yutmaz cam elyafı ve odanın bas seslerdeki yankılanma zamanı hiç azalmamıştır. Bunun için bas seslerde diyafragmatik yutucular kullanıyoruz. Bunlar tavandan asılmış paneller ya da PVC bazlı gerilmiş membranlar oluyor. Her şey bittikten sonra da ölçüm ve raporlama aşamaları geliyor. YALITIM: Nelere dikkat edilmesi gerekiyor?.. SORGUN AKKOR: Dikkat edilmesi gereken binlerce şey oluyor. Mesela danışmanlık yaptığım projelerde daha fazla zorluk çekiyorum. Kendi işlerimde benim ekibim çalıştığı için onlar biliyorlar detayları. Yeni bir ekibe bunları anlattığım zaman çok büyük problemler oluyor. Çünkü gerçekten uygulama detayları çok önemli. Mesela ses yalıtımı için ne malzeme kullandığımı sorduklarında ‘ses yalıtımı malzemeyle değil uygulama şekliyle elde edilir’ diyorum. Yani aynı malzemeyle ses yalıtımı da elde edebilirsiniz ya da daha kötü bir hale de getirebilirsiniz. YALITIM: Gelişmiş ülkeleriyle karşılaştırdığınız zaman Türkiye’deki stüdyoları nereye koyabiliriz? SORGUN AKKOR: Maalesef Türkiye’deki stüdyoların dünya standartlarına göre kaliteleri çok yüksek seviyede değil. Benim de üyesi olduğum Ses Mühendisleri Birliği adlı uluslararası bir kuruluş var. Onların her sene biri Amerika’da diğeri Avrupa’da olmak üzere değişik şehirlerde iki sempozyumları oluyor. Bu sempozyumlarda bulunulan şehrin önemli stüdyolarına geziler düzenliyorlar. Mesela 2001’e New York’taki sempozyumda Hit Factory stüdyolarına gitmiştim. Gerçekten adına yakışır bir yer. Bize stüdyoyu tanıtan ses mühendisi, uykulu gözlerle, önceki gece Michael Jackson’la birlikte bir parçasının remixi ile uğraştıklarını söylemişti. Yani buraları en üst seviye stüdyolar. Bizim stüdyolar buralara göre çok alt seviyelerde ama bu çok normal. Amerika’da bir albüm çıkardığınız zaman dünyada milyonlarca satıyor ve bir kaset ya da CD bizde olduğundan daha pahalı. Ayrıca telif hakları sistemi de işliyor ve müzisyenler parçaları berberde bile çalınsa telif ücreti alıyorlar. Çok para kazanınca bir sonraki albümü hazırlamaya daha fazla bütçe ayırabiliyorlar... YALITIM: Dünyadaki ve Türkiye’deki ses yalıtımı uygulamaları arasında ne gibi farklar görüyorsunuz? SORGUN AKKOR: Dünyadaki uygulamalarla Türkiye’deki uygulamalar bayağı farklı. Yurtdışında gördüğüm uygulamalar genelde bir sisteme uygun oluyorlar. Yani bizdeki gibi alt komşusu piyano çalışırken rahatsız oluyor diye mahkemeye giden birisinin yanında Kuruçeşme’deki gece kulübü Beylerbeyi’ndeki bütün yalıları rahatsız etmeye devam edebiliyor. Onun nedeni de ülkemizde standartların ve yönetmeliklerin henüz oturmamış olması. Özellikle gürültü yönetmeliği...Hatları kesin olarak belirlenmemiş olduğu için herkes istediği yere çekebiliyor. YALITIM: Jeneratör gibi fazla ses çıkaran cihazlar da günlük yaşamda sorun yaratıyor... SORGUN AKKOR: Evet Türkiye’de jeneratörler rahatsızlık yaratabiliyor. Jeneratörden çıkan ses miktarı yasalara uygun mu değil mi belli değil. Çıkan ses en fazla ne kadar olabilir, komşuya ne kadar yansıyabilir, onlar belli değil. Gerçi bu her türlü gürültü kaynağı için geçerli. Gece kulüpleri ve diskoteklerde de aynı sorunlar var. Diskotekleri denetlemeye gidiyorlar; o zabıtaların yaptığı ölçümler tam bir komedi. Kalibrasyonu yapılmamış cihazları hoparlörün on santimetre ötesine tutuyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde on santimetre mesafeden ses ölçülmez; bir metreden ölçülür. Kaldı ki zaten hoparlörden kaç desibel ses çıktığının da bir önemi yok. En yakın yerleşim birimine ne kadar ses gidiyor ona bakmak lazım. Bir de bu kanun belli olmadığı için bu gibi mekanları yapanlar inşaat esnasında ses yalıtımına gerekli önemi vermiyorlar ve mekan açıldıktan sonra zabıtalar gelip gürültüden dolayı kapıya kilidi vurunca da iş işten geçmiş oluyor. Çünkü ses yalıtımı duvarlara ya da tavana kaplanacak bir malzemeyle elde edilemez, en başta yapılması lazımdır. YALITIM: Piyasada malzeme açısından bir sıkıntı yaşanıyor mu? SORGUN AKKOR: Malzeme açısından bir sıkıntı yaşanmıyor ama malzemenin dokümantasyonu açısından sıkıntı yaşanıyor. Mesela geçenlerde bir proje geldi; birileri malzeme alacaklar, ve ellerinde çok detaylı bir şartname var. İstedikleri özellikleri kabaca karşılayan malzemeyi bulduk fakat malzemenin ölçüm raporlarına erişemedik. Aynı şekilde bu sorun broşürlerde de var. Akustik düzenleme projelerimde doğru yankılanma zamanını tutturabilmem için elimde doğru ses yutma katsayılarının olması gerekiyor. Ama o veriler şu ana kadar pek ihtiyaç olmadığı için biraz üstünkörü... Ya da bana gelen bazı malzeme broşürlerinde rastlıyorum ses yalıtımıyla hiç alakası olmayan ses yutumu yapan bir malzeme için 70 dB ses yalıtım değeri yazılmış. Çok iddialı bir değer. Nasıl ölçmüşler bu değeri anlayamadım. Bunun için TÜBİTAK’a gittim, orada UME de ses yutumu ve ses yalıtımıyla ilgili ölçümlerin yapılabileceği bir laboratuvar var. Dünyaca tanınmış standartlarda ölçüm yapabiliyorlar. Şimdi artık bütün malzeme üreticileri ve ithalatçılarından bu laboratuvarda ses yutma ve ses geçirgenlik ölçümlerini yaptırmalarını rica ediyorum. İlginizi çekebilir... Atalay Özdayı; "2025 Yılında da Çift Haneli Pazar Büyümesi Hedefliyoruz"Yalıtım dergimizin 2025 yılı ilk sayısında röportaj sorularımızı yanıtlayan Baumit Türkiye CEO'su Atalay Özdayı firması hakkında bilgiler verdi. G... Ali Murat Ekin; ''Yapı kimyasalları inÅŸaatların görünmez yüzü, binaların gizli kahramanlarıdır.'2001 yılında yapı kimyasalları üretimine baÅŸlayan FİXA bugün İstanbul, Adana ve Ankara'daki 4 fabrikasında su yalıtım malzemeleri, beton katkıları... Murat Savcı; 'Bu sene, yenilikçilik vizyonumuzun sonucu 3 ayrı ödüle layık görülmek bizleri gururlandırmıştır'Yalıtım Sektörü BaÅŸarı Ödülleri 2024'te İzocam, Optima Smart ürünü ile 'Yılın Ses Yalıtımı Ürünü' ödülünü ve İzocam Genel Direktörü Murat ... |
|||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.