
|
'Bu ülkeye ne verdiğiniz önemli'![]()
Mavi Color markasıyla boya sektörüne de giren Kalekim, dördüncü yapıştırma ve yapı kimyasalları fabrikası için bölge arayışı içerisinde... Kalekim ayrıca Usta Kulübü organizasyonuyla Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek ustaları sigortalıyor. Yaşanan tüm bu gelişmeleri Pazarlama Müdürü Can Töre’ye sorduk... Töre, sosyal sorumluluk ilkesiyle hareket ettiklerini söylüyor... YALITIM: Kalekim’i herkes biliyor fakat bir de sizden dinleyelim... CAN TÖRE: Kalekim 1973 yılında Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Sn. İbrahim Bodur tarafından İstanbul’da kurularak Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdi; Kalekim’in çok önemli bir misyonu vardı. O zamana kadar yapıştırıcılar, klasik harç dediğimiz sıva şeklinde yapılıyordu. Bu da doğal olarak bir çok mahsuru yanında getiriyordu. Hem esnekliği hem de gerekli yapışma mukavemeti olmadığı ve bir takım dirençlere karşı güçlendirilmiş bir harç olmadığından dolayı bin bir emekle üretilen seramiklerin duvarda ve yerde kalmasını engelliyordu. İbrahim Bodur daha önceki yıllarda yurtdışıyla temasa geçerek 1973 yılında Kalekim olarak üretime başladı. Ve ürüne ismini verdi; şimdi bir çok marka Kalekim adı altında satılıyor. Bizim için de en büyük dezavantajlardan birisi bu. ‘Her Kalekim Kalekim değildir.’ Kale Grubu olarak kaliteye çok önem veriyoruz. Bütün fabrikalarımızda hammadde tedarikinden itibaren her şey kontrol altında tutuluyor. Kullandığımız sistemler bu sektörde kullanılan son sistemler. Her şey el değmeden kullanılıyor. YALITIM: 1973 yılında İstanbul’da kuruldu dediniz; son dönemlerde iki fabrikanız daha açıldı... CAN TÖRE: Kalekim 1973’te İstanbul’da kurulduktan sonra Türkiye çapında yayıldı. Daha sonra 1998 yılında Isparta fabrikası kuruldu. 2000 yılında da Mersin fabrikamız kuruldu. Şimdi de basına yansıdığı gibi dördüncü Kalekim yapıştırma ve yapı kimyasalları fabrikası için bölge arayışı içerisindeyiz. Yozgat, Malatya gibi bölgelerde arayışlarımız sürüyor. Belki Diyarbakır olabilir. Bu aşamada da pazar büyüklüğü, yetişmiş insan gücü, teşvikler ve elektrik altyapısı gibi faktörler devreye giriyor. Onların fizibilite çalışmalarına devam ediyoruz. YALITIM: Geçen sene içerisinde de Kalekim ile Kaleterasit firmaları birleştirildi. Hangi amaçlar doğrultusunda böyle bir yapılanmaya gidildi; beklentileriniz karşılandı mı? CAN TÖRE: Kaleterasit 1968’de kurulmuş, sıvada jenerik isim haline gelmiş daha eski bir marka... Maalesef daha ucuz veya merdiven altı diye tabir ettiğimiz malzemeler Kaleterasit adı altındaki satılıyor. Hazır sıvaların yarattığı problemlerden dolayı ürünümüz biraz etkilendi diyebiliriz. Yeterli kimyasallarla uygulanmayan, uygun şartlarda hazırlanmayan ürünler nedeniyle bizim ürünlerimizin de imajı zedelendi. Kaleterasit de bir yapılanmaya girdi. Birlikten güç doğar felsefesiyle birleşmeden sonra, büyük bir hareketlenme yaşıyoruz. Yeni nesil sıvalar dediğimiz silikonlu, elastik, daha değişik tekstürü olan sıvalara önem veriyoruz. Üç tane yeni ürün çıkardık. YALITIM: Kale Color’la da piyasaya bir hareket getirdiniz... CAN TÖRE: Kalekim’le birleştikten sonra geçen ay da Kale Color adı altında boya sektörüne girdik. Boya, yıllardır Kaleterasit laboratuvarlarında çalışılan ve şantiye bazında üretilen bir malzemeydi; fakat marka olarak ilk defa çıkarıyoruz. Boya sektöründe de büyük bir rekabet yaşanıyor. YALITIM: Boya sektöründe hedefiniz nedir, nasıl konumlandıracaksınız kendinizi?.. CAN TÖRE: Bu yıl ilk beş firma arasına girmeyi hedefliyoruz. Bu oran da pazar payı olarak yüzde 6-7 civarında oluyor. Güzel bir dağıtım sistemimiz var, bayilerimiz de bu işe ısındılar. Halktan da yoğun bir talep geliyor. Beklediğimiz hedeflere ulaşacağımıza inanıyorum. YALITIM: Geniş bir ürün portföyünüz var; bu size nasıl bir avantaj sağlıyor? CAN TÖRE: Kalekim olarak sadece yapı kimyasalları ve yapıştırıcılarla anılmak istemiyoruz. Kalekim’in 160 çeşit ürünü var. Yalıtım, havuz çözümleri, silikonlar, membranlar, tamir harçları, epoksiler... Temelden çatıya estetik çözümlere sahibiz. Kalekim ile Kaleterasit’in birleşmesinden sonra boyanın ve sıvanın da devreye girmesiyle vizyonumuz ‘temelden çatıya en iyi estetik çözümler’ olarak değişti. Önceden temelden çatıya en iyi çözümlerdi... YALITIM: Yalıtım sektöründeki hareketlenmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? CAN TÖRE: Türkiye’de yalıtım sektörü çok önem kazanıyor, özellikle Avrupa Birliği’ne girme sürecinde bu sektörün daha da gelişeceğini düşünüyoruz. Yapılan binalar yalıtım açısından çok zayıf. Yalıtıma verilecek önemle ülke ekonomisi fayda görecek. Özellikle dövizle ithal ettiğimiz enerji kaynaklarının iyi kullanılması sağlanacak. Binaların çelik konstrüksiyonlarının yalıtım sayesinde sağlam kalması sonucunda depreme karşı binalarımızın direnci de artacak. Küfün ve nemin engellenmesinden dolayı içerideki yaşam konforu da artacak. Yalıtıma harcanan paralar bir iki sene içerisinde kendisini amorti ediyor. YALITIM: Son dönemde Mardav ile de bir işbirliğine girdiniz; Mavi Kale nasıl doğdu?.. CAN TÖRE: Yaptığımız araştırmalarda mavi plakaların pazarda lider olduğunu tespit ettik. Ustalar ve kullanıcılar da bu plakadan çok memnunlardı. Mardav’la temasa geçtik; ardından bizim ürünlerimizi Almanya’da teste tabi tuttular. Bu görüşmelerimiz yaklaşık dokuz-on ay sürdü. Geçen sene bu görüşmelerle geçti diyebilirim. Ürünlerimize 20 yıllık yaşlandırma testleri yapıldı ve Mavi Kale bu sistemi alan ilk marka olma özelliğine sahip. Yani Mavi Kale, yirmi yıl sıvasıyla testi yapılmış bir ürün. Zaten yapıştırıcı plaka 50 yıl yalıtım değerini koruyor. Mavi Kale’nin üzerine de Kaleterasit’in yeni geliştirdiği yeni nesil sıvalar uygulanıyor. YALITIM: Mavi Kale satışları nasıl gidiyor, yaşanan sıkıntılar var mı?.. CAN TÖRE: Satışlarımız beklentilerimiz seviyesinde gidiyor. Mavi Kale Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdi. Stratejik ortaklık şeklinde gerçekleşti; yani karşılıklı tedarikçi değil de Mavi Kale markası hem Mardav’ın hem Kalekim’in ortak markası. İki firma da o markaya yatırım yapıyor. Mavi Kale, iki firmanın bayileri tarafından ortak satılıyor. Kale Grubu’nun bayileri şu anda eğitim aşamasında. Mardav tarafı gayet etkin olarak çalışıyor. Bu ürünler geçen sene de ürün portföyümüzde vardı; ama sistem olarak değil, sadece sıvası ve yapıştırıcısı şeklindeydi. Geçen seneki satışlarımızın on-on beş kat üzerindeyiz bu sene. O bakımdan bu beş altı aylık süreçte gerçekleşen satışlardan çok memnunuz. Satıştan çok altyapıyla, ustaların eğitimi gibi işlerle uğraşıyoruz. Bu işi yapan bayilerimiz vardı, onların sayılarını artırıyoruz. YALITIM: Mavi Kale’yle birlikte televizyon reklamlarına ‘mantolama’ kelimesi de girdi... CAN TÖRE: Evet... Biz yine bir ilki gerçekleştirdik. Reklamlarımızda hem sıcağı hem soğuğu kullandık. ‘Mantolama’, soğuğa karşı bir ürün olarak lanse ediliyordu. Mantolama kelimesi oturmuş bir kelime. Sıcak yörelerde de talep başlıyor. Çünkü klimayla soğutma maliyeti ısıtmadan çok daha yüksek. Soğuttuğunuz bina bir anda tekrar ısınmaya başlıyor. Hem sıcak hem de soğuğa karşı ve donatıların korunmasına karşı gayet güzel bir sistem. Ülke ekonomisine de elektrik ve petrol tüketiminin yüzde elli tasarruf sağlayacak. Yalıtıma herkesin katkıda bulunması gerekiyor, halkı bilinçlendirmemiz gerekiyor. YALITIM: Ürünün kaliteli olması yetmiyor, bir de uygulama boyutu var; bu konuda ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?.. CAN TÖRE: Bu konuda eğitimin de çok önemi var. Kalekim ilk kurulduğundan beri ustalara, mimarlara büyük önem veriyor. Her yıl eğitim seminerleri düzenliyoruz. Bu sene de 15-16 bin ustayı seminerlere alacağız. Mavi Kale için de iki yerde uygulama merkezi kurduk; Ankara ve İstanbul’da ustalarımızı eğitime alıyoruz. Detaylar, köşe profilleri, su basman profilleri, denizlik ve bir sürü detayın uygulanmasıyla ilgili ustalarımızı geniş bir eğitime alıyoruz. Çünkü iyi uygulanmayan ürünlerdeki problemler marka imajını zedeleyebilir.. YALITIM: Sosyal sorumluluk anlamında da Kalekim Usta Kulübü’nün çalışmaları var... CAN TÖRE: Kalekim Usta Kulübü’nün iki çalışması var... Birincisi usta kulübümüze üye olan ustalarımıza eğitim vermek. İkincisi de, AB süreci içerisinde 2006 yılından itibaren ustalarımız mesleki belge bulundurmak zorunda kalacaklar. Her mesleğin belgesi olması lazım. ‘Ben ustayım’ diyorsun da neye göre ustasın, seni neye göre kim usta yaptı?.. İbrahim Bodur Kale Vakfı’nın Milli Eğitim Bakanlığı’yla ortak İş Kurumu’ndan onaylı sertifika verme yetkisi var. Bu, sektörümüzde Türkiye’de ilk ve tek... 150 saat süren uyum kursları açıyoruz, buraya katılan ustalarımız usta olsa bile önce teorik sonra uygulamalı eğitimlerden geçiyor; daha sonra MEB’in öğretmenleri tarafından sınavlara tabi tutuluyorlar. Bu sınavı geçerlerse belgelerini alıyorlar ve ustalıklarını belgeleyebiliyorlar. Ustalarımız da bu kurslardan çok memnunlar. Bu sene 1600 ustayı bu uyum kurslarına, 15-16 bin ustayı da normal sertifikasyon programına tabi tutmayı düşünüyoruz. YALITIM: Ustaları da sigortalıyorsunuz galiba... CAN TÖRE: Kalekim Usta Kulübü’ne üye olan, kart alan ustalarımıza kaza sigortası yapıyoruz. Ustalarımız iş sırasında kaza geçirirlerse sekiz milyar liralık bir teminat altındalar. Bunu Türkiye’de ilk defa geçen sene biz başlattık. Bunun için de bir bedel talep etmiyoruz. Bizim verdiğimiz eğitimlere katılmaları yeterli. Ustalar en az sosyal güvenceye sahip kesimlerden biri. Hiçbir güvenceleri yok, elden ayaktan kesildikleri zaman onlara destek olacak kimse yok. Bedenen çalışıyorlar. Herhangi bir kazaya maruz kaldıklarında hastane masraflarını belgeledikleri takdirde 650 milyon liraya kadar masraflarını karşılıyoruz. Geçen sene de dört ustamız vefat etti, bu ustalarımızın ailelerine 5 milyar lira ödeme yapıldı, bu yıl bu teminat 8 milyar liraya çıkarıldı. YALITIM: Yurtdışında böyle bir uygulama var mı?.. CAN TÖRE: Yurtdışında bir örneğini bilmiyoruz. Ustaların da böyle bir ihtiyacı vardı. Onlar da Kale Grubu’nu kendilerine yakın hissediyorlar. Biz ustalar arasında bu konularda ‘şu kadar boya al; bu kadar kupon biriktir’ tarzı kampanyalar düzenlemiyoruz. Önemli projelerimizden birisi de buydu. Ayrıca Usta Kulübü kartı olan ustalarımıza 24 saat canlı doktor danışmanlık hizmeti de veriyoruz. Yani ustalarımız telefon numarasını aradıkları zaman karşısında bir doktor buluyor ve doktor da onu yönlendiriyor. YALITIM: Sponsorluk anlamında neler yapıyorsunuz?.. CAN TÖRE: Mimarlarla da çok iyi ilişkilerimiz var. 2005 Dünya Mimarlık Kongresi çok önemli bir olay. Kale Grubu, bunun Türkiye’ye alınması için büyük emek harcadı. Geçen yıllarda Çin’de yapılan toplantıda İtalya’nın Floransa kenti ve bir çok Avrupa kenti bu organizasyonuna talipken bu organizasyonun İstanbul’a kazandırılması çok önemli bir olay. Dünyanın önemli mimarları Türkiye’ye gelecek. Hem Türkiye’nin tanıtımı hem de Türk mimarları için de bayağı önem taşıyor. Dünyada da firmalar arasında sosyal sorumluluk çok önemli... Sadece reklam ve ilan yetmiyor. Bu ülkeye ‘ne’ verdiğiniz çok önemli. YALITIM: Sektörde yaşadığınız sorunlar nelerdir? CAN TÖRE: Ülkenin en büyük problemlerinden biri yüzde 60’a varan kayıt dışı ekonomi. Devletimizin de bu konuda büyük oranda vergi kaybı var. Kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması ve mümkünse vergi yükünün de azaltılması gerekiyor. Yüzde 18’lerden yüzde 10’lara çekilmesi gerekiyor. Herkesten bunun eşit seviyede alınması lazım. Kayıt dışına yönelmeyen firmalar çok mağdur oluyorlar. Ama bu problemlerin uzun vadede değişeceğini umut ediyoruz. Ülkemiz de AB sürecinde bir değişimden geçiyor. Vergiler de herkesin verebileceği seviyelere düşerse zaten herkes vergisini verir. Son beş yıldır düşen bir inşaat sektörü var, sanıyorum bu yıl ve önümüzdeki yıldan itibaren de bir çıkış yaşanacak. Bu yıl ilk belirtileri gelmeye başladı. Yıllardır yapı stoğu pek artış göstermedi. Bir çok yarım kalan bina var. Şu anda sanıyorum yarım kalan binalar toparlanıyor. Aylardır, yıllardır satılmayan evler satılmaya başlanmış vaziyette. Türkiye’ye en büyük girdi sağlayan da inşaat sektörü. Çünkü yerli malzeme kullanım oranı da çok yüksek. Tekstil sektörüyle beraber ekonominin iki lokomotifinden birisi. YALITIM: Global bir marka olmak için ne gibi faaliyetler içerisindesiniz? CAN TÖRE: Global marka olmak açısından otuza yakın ülkede satışlarımız sürüyor. Yurtdışında da fabrika kurma fizibiliteleri yapıyoruz. Bu, Rusya veya Dubai olabilir. Dünyadaki rakiplerimiz gibi biz de global pazarda yer almaya çalışıyoruz. Rusya’da yüzlerce marka olmasına rağmen, Türk ustaları orada da Kalekim’i tercih ediyorlar. Çin büyük tehdit; onlar elektrik, altyapı ve doğalgazı çok ucuza mal ediyor. İşçilikleri de çok düşük. Marka olmadığınız zaman bunların tehdit oluşturması çok kolay ve muhtemel. İlginizi çekebilir... Atalay Özdayı; "2025 Yılında da Çift Haneli Pazar Büyümesi Hedefliyoruz"Yalıtım dergimizin 2025 yılı ilk sayısında röportaj sorularımızı yanıtlayan Baumit Türkiye CEO'su Atalay Özdayı firması hakkında bilgiler verdi. G... Ali Murat Ekin; ''Yapı kimyasalları inÅŸaatların görünmez yüzü, binaların gizli kahramanlarıdır.'2001 yılında yapı kimyasalları üretimine baÅŸlayan FİXA bugün İstanbul, Adana ve Ankara'daki 4 fabrikasında su yalıtım malzemeleri, beton katkıları... Murat Savcı; 'Bu sene, yenilikçilik vizyonumuzun sonucu 3 ayrı ödüle layık görülmek bizleri gururlandırmıştır'Yalıtım Sektörü BaÅŸarı Ödülleri 2024'te İzocam, Optima Smart ürünü ile 'Yılın Ses Yalıtımı Ürünü' ödülünü ve İzocam Genel Direktörü Murat ... |
|||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.