Yapı sektöründe faaliyet gösteren uluslararası Türk Henkel

Yapı sektöründe faaliyet gösteren uluslararası Türk Henkel

SÖYLEŞİ
46. Sayı (Ocak Åžubat 2004)

Türk Henkel Yapı Kimyasalları, Okul & Ofis Ürünleri Genel Müdürü H. Cem Åženel ve Teknik Yapıştırıcılar İş Birim Yöneticisi Nejat Tilmaç’la Türk Henkel’in yapılanmasını, stratejisini ve sektörde yaÅŸanan son geliÅŸmeleri konuÅŸtuk.
Cem Şenel, büyük firmaların ‘merdiven altı’ sektörle rekabet etmesinin mümkün olmadığını düşünüyor ve taklit ürünlerin markaya ve özellikle de tüketicilere çok büyük zararlar verdiğini savunuyor. Nihai satıcıların, taklit ürünlerin satışını teşvik etmeleri  ve tüketicilerin de bu ürünleri ‘tasarruf olsun’ diye kullanmasının büyük bir kaynak israfına yol açtığını vurgulayan Şenel, sektördeki diğer bir soruna da değinerek ‘Hayatımızla ilgili konuşurken bile KDV’yi soruyoruz’ diyor...
YALITIM: 4 ana başlık altında toplanan Türk Henkel’in öncelikle faaliyet alanlarını kısaca anlatır mısınız?..

CEM ŞENEL: 1876 yılında kurulan ve tüm dünyada yüzü aşkın ülkede yapılanan Henkel, Türkiye’de 1956 yılından bu yana varlığını sürdürüyor. Bildiğiniz gibi 4 ana bölümümüz var. Bunlar kişisel temizlik ve bakım ürünleri; ev temizliği ürünleri; teknoloji ürünleri ile yapı kimyasalları ve yapıştırıcılardan oluşuyor. Yapıştırıcılar ve Yapı Kimyasalları Bölümü diğer bölümlere nispeten daha yeni bir bölüm. Bu bölümde 1980’li yıllarda ürünlerimiz satılmaya başladı ama ayrı raporlama 1992’de oldu. Yani 1992’de Yapı Kimyasalları olarak bağımsız bir bölüm olduk. Bu bölümler birbirinden farklı yönetiliyor ve hepsi Almanya’daki merkezimize bağlı. Sermayemizin tamamı Alman. Zamanında Çukurova Grubu’yla ortaklığımız vardı; fakat 6 - 7 yıl önce bu ortaklık sona erdi.

YALITIM: Sözünü ettiğiniz bu ürünler ithal ürünler miydi? Üretime ne zaman başladınız?..

CEM ŞENEL: 1980’li yıllarda ürünlerimizin % 80’e yakını ithal ediliyordu. Bugün ise % 70’inin ya üretimi ya da dolumu yapılıyor. Özellikle Pritt gibi kırtasiye ürünlerimiz ithal ediliyor. Bunun haricinde inşaat kimyasallarının hemen hemen tamamı Türkiye’de üretiliyor. Bu ürünler hacimli oldukları için nakliyesi sorun yaratır. Ayrıca Çayırova fabrikamızdaki üretimden ziyade bir de Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’nde yeni bir tesisimiz var. Bu fabrikada da yüksek kapasiteyle çalışmaya başladık. Buradan da komşu ülkelere servis veriyoruz. Ürünlerimizi Romanya, Polonya, Yunanistan’a ihraç ediyoruz. İsrail ile bir Joint Venture’umuz var. Bölgede ‘center of competence’ olmaya başladık. Bu bizim için çok önemli, masraflarımızı kapatıyor ve maliyetlerimizi aşağı çekiyor.

YALITIM: Bayii yapılanmanız nasıl ve satışta hangi stratejileri izliyorsunuz?

CEM ŞENEL: Bayi teşkilatımız hitap ettiğimiz sektörlere göre değişiyor. Yapı kimyasallarını nalburiye ile birleştiriyoruz. Nalburiyede satışta uzman on tane bayiimiz var. 20-25 adet de uygulamacı bayimiz var. Çok bayilik veremiyoruz. Özellikle nalburiyede ihtiyacımız yok. Bayilerimiz Türkiye’nin en büyükleri... Mesela ilk üç tanesinin Türkiye genelinde 15-20 bin tane ziyaret ettiği nokta var. Dolayısıyla satış organizasyonumuz o anlamda yok. Pazarlama ve satışımız birdir. İnşaat işi için ise daha lokal olmak gerekiyor. Bizim ürünlerimizin uygulamasıyla ilgili henüz istediğimiz sayıda bayilik vermiş değiliz. Bu çok nazik bir husus. Türk Henkel olarak bizim bir çalışma prensibimiz var. Biz malı garanti ediyoruz; bayimiz de uygulamayı garanti ediyor. Herhangi bir terslik durumunda her ikimiz de sorumlu oluyoruz. Bizim için çok büyük problem yok; biz malı yenileriz. Ama uygulamadaki sorunlar çok masraflıdır. Mevcut alt yapının da çok iyi yapılmış olması lazım. Bayi ya da uygulayıcı mevcut altyapıdaki herhangi bir kusuru atlarsa sizin malınız veya uygulamanız doğru da olsa sonuçta yine başarısız olacaksınız. Bu bir puzzle gibi. Onun tazmini hem maddi hem de manevi olarak çok zor. Bizim malımızın üzerinde çizik bile olsa malı geri alıyoruz. Uygulamada kaliteyi yaymak zaman alıyor. Uygulamacılar için sürekli seminerler veriyoruz. Ama bizim seminer anlayışımız biraz farklı. Bir otelde oturup, dansözlü falan organizasyonlar yapmıyoruz. Yeni fabrikamızda bayilerimizi eğitiyoruz. En son İzmir Mimarlar Odası’nda bir seminere katıldık. Ama biraz önce sözünü ettiğim organizasyonlar yapmıyoruz. Mesela bayilerimize finansman yönetimini öğretiyoruz.

YALITIM: Tüm dünyada yapılanmış bir firma olarak Henkel’in değerleri, gelenekleri ve öncelikleri nelerdir?

CEM ŞENEL: Henkel’de, ağırlığı çok fazla hissedilen bir firma kültürü vardır. Gerek aile firması olması nedeniyle Alman Henkel’de; gerekse Türk Henkel’de vardır bu anlayış. Özellikle Genel Müdürümüz Can Paker’in yönetiminde oluşan bir kültüre sahibiz. Henkel’in aile firması olmasının getirdiği bazı avantajlar var. Firma borsaya da açık, ama belli bir hisse ailenin elinde. Yanlış diye nitelendireceğimiz bir takım uygulamalar Henkel’de hiç görülmez. Örneğin Henkel’de profesyonel yönetici Henkel ailesinden de olsa 62 yaşında emekli olur. Firma kültürünün sadece kısıtlayıcı taraflarına bakmamak lazım. Bizde çalışanlara çok geniş yetkiler verilir. Hiyerarşik yapımız azdır. Örneğin firmaya yeni giren elemanla benim aramda sadece iki basamak var. Önümüzdeki seneden itibaren de başka basamak olmayacak. Henkel’de insanların ağırlıkları ve karar mekanizmalarına etkileri işlerinin büyüklükleriyle ölçülür. İşiniz ne kadar büyürse siz de o kadar etkin konuma gelirsiniz. Örneğin bir sürü firmada genel müdürde bile olmayan yetkiler Henkel’de kendini kanıtlamış bir pazarlama elemanına verilebilir. Yeri gelir zararına mal satar, yeri gelir risk alır; yani kararlarını o anda verir. Bir firmaya görüşmeye gönderdiğimiz herhangi bir arkadaşımız merkeze bir şey sormaz. Soracak olsa zaten biz o elemanı oraya göndermeyiz.

YALITIM: Bu tarz biraz Alman kültürüne de ters değil mi?..

CEM ŞENEL: Tam olarak uymaz. Bu anlayış bizlere Can Bey’in ve Erdoğan Bey’in yıllar içinde kazandırdığı bir tarz. Almanya’da biraz önce değindiğim kısıtlayıcılı yaklaşımlar belki daha ağırdır, ama bizdeki özgürlük kısmı Almanya’da yok. Henkel’in Almanya’da çok disiplinli bir yapısı var; ordu gibi kıdeme bağlıdır her şey. Almanya’da bulunan merkezimiz bize Belçika veya Fransa’ya karıştığı kadar karışmaz.

YALITIM: Türk Henkel Genel Müdürü Can Paker’in bir de Sabancı Holding Yönetim Kurulu üyeliği vardı galiba?..

CEM ŞENEL: Evet... Can Bey aynı zamanda Sabancı Holding’in Yönetim Kurulu Üyesi. Türkiye’nin bir numaralı profesyonellerindendir. Medyatik bir kişi olmasına ve basın organlarında çok sık görünmesine rağmen basında ağzından Henkel ile ilgili bir kelime bile duyamazsınız.

YALITIM: Biraz da sektöre dönelim... Özellikle sadece Henkel’in ürettiği özel ürünler var mı? Farklı ürünleriniz neler?..

NEJAT TİLMAÇ: Henkel, çok geniş bir ürün yelpazesine sahip bir kimya firması. Ürün yelpazemizde rakip firmalarda olmayan veya rakipte olan fakat malzeme olarak gereken standartları yerine getirmemiş ürünler mevcut. Türkiye’de bazı ürün gruplarında standartlardan bahsetmek mümkün değil. Örneğin silikonlarda kesinlikle standart yok. Zemin tekniğine yönelik, su yalıtımına yönelik özel ürünlerimiz var. Genelde sürme esaslı ürünlerimiz ağırlıkta. Avrupa’da PVC esaslı membranlarımız ve kendinden yapışkanlı membranlarımız mevcut. Fakat rekabet şartlarından dolayı bu ürünleri Türkiye pazarına sokmadık. Özellikle 2001 krizinden sonra piyasada son derece ‘harc-ı alem’ diyebileceğimiz uygulamalar yoğun olarak tercih edilmeye başladı. O yüzden ileri teknoloji sınıfına sokabileceğimiz bu ürünlerimizi henüz Türkiye’ye getirmedik. Örneğin tesviye şapı son derece hassas bir malzeme. Kaplamadan önce zemini düzgünleştirmek ve dengeye getirmek amacıyla kullanılıyor. Bu malzeme 0.5 mm ile 5 mm’e; ayrı bir çeşidi de 1 mm’den 10 cm’ye kadar çeşitli kalınlıklara ulaşabiliyor. Zemini dümdüz ve üzerindeki yüklerin mukavemetine dayanaklı hale getiriyor. Böylelikle nihai kaplama son derece hatasız ve teknik olarak darbeye maruz kaldığında zedelenmeyecek hale geliyor. Bu malzeme çok özel, tabii ki tüm firmalar bunu yapmaya çalışıyor. Fakat maalesef standartlara uygunluğu ve malzemenin gerektirdiği teknik özellikleri sağlayamamış durumdalar. Onun dışında Almanya’dan getirdiğimiz 6 dakikada sertleşen hızlı köpük var. Normal köpükler 24 saatte sertleşir. Yine yeni bir ürün olan kimyasal dübel getiriyoruz. Bu ürün de epoksi esaslı, bunu da standart tabancalarla kullanmak mümkün. 50 kiloya kadar taşıma yapabilen montaj bantlarımız da var. Ayrıca CP 42 isimli yeni bir yalıtım malzememiz var: akrilik esaslı bitüm. Çok elastik ve akrilik esaslı olduğu için güneş ışınlarına dayanıklı. Özellikle membranların tamiratında çok verim aldığımız bir ürün.

CEM ŞENEL: Ayrıca Henkel İspanya’nın bir ürünü var: Poliüretan ve silikon karışımı... Bizde de şimdi deneme aşamasında. Sonuçları çok iyi. Muhtemelen onu da yakın zamanda piyasaya sunacağız. Çok enteresan özellikleri var.

YALITIM: Türk Henkel’de Yapı Kimyasalları’nın grup içindeki diğer bölümlere göre ciro oranı nedir?

CEM ŞENEL: Yapı Kimyasalları, Türk Henkel cirosunun % 2.5’u kadar bir payı sahip. Nalburiye ile düşündüğünüz zaman bu oran % 8’e çıkıyor.

YALITIM: Bu oran dünya çapında da mı böyle; yoksa inşaat sektörüne daha fazla yüklendiğiniz ülkeler de var mı?

CEM ŞENEL: Var, özellikle Doğu Avrupa... Bunun stratejik veya bölgesel nedenleri var. Henkel, Polonya’ya rejim değişikliğinden sonra girdi; en büyük yerli üreticiyi aldı ve kendisi de Ar-Ge’sini getirdi. Polonya’da çok büyük dört fabrika kurdu. Fakat Türkiye’de Henkel’in margarin, deterjan pazarları gibi daha oturmuş bölümleri var. Bunları inşaat pazarıyla karşılaştıramazsınız...

YALITIM: Büyük firmalar genellikle taklit ürünlerden ve haksız rekabetten dolayı zarar görüyorlar... Türkiye pazarı için Henkel’i de en çok bu konular rahatsız ediyor olmalı...

CEM ŞENEL: Evet... Örneğin Tangit adlı ürünümüz çok taklit ediliyor. Taklit edilmek de kötü bir şey değil. Fakat tüketiciyi yanıltmaya yönelik taklitler Türkiye’de çok yoğun. Bu çok nazik bir ürün. Taklit ürünle iki boruyu yapıştırıyorsunuz, fakat tazyikli su geldiği anda boru patlıyor. Evinizdeki atık su borusunun patladığını düşünün, çok fazla zarar verir. Türkiye’de bu bilinç henüz gelişmedi. Örneğin ahşap bir yer döşemesinin metrekaresine 80-100 Euro harcanıyor ve en kötü ziftle yapıştırılıyor. Halbuki kullanılan ziftle en iyi Henkel yapıştırıcısı arasındaki fark metrekarede 1.5 Euro... Tasarruf yapayım diye o aptal şeyi sürüyorsunuz ve iki yıl sonra simsiyah çıkıyor. Şimdi yeni trendler oluştu piyasada. Gazete ilanları halinde de vereceğiz bunları. Örneğin silikonlarda pistonlar çok kalın yapılıyor. Eskiden anlayabiliyordunuz, parmağınızla ucunu açmadan bile ittiğiniz zaman boşa gidiyordu. Şimdi ise gitmiyor. Halbuki piston 1 cm yerine 4 cm içinde, ya da et kalınlığı fazla. Malzemeye zaten solvent eklenerek hacimden çalınıyor. Rekabet etmekten hoşlandığımız rakiplerimiz de var. Büyük firmalar hem tüketici hem de bizim için son derece önemlidir. Mesela bir araştırma yaptık, içinden çıkan malla fiyatını oranlarsanız en ucuz köpük Sista oluyor. Önemli olan bu kötü ürünleri bilmeyenin alması değil, bunu bilen adamın alması.

NEJAT TİLMAÇ: Nihai satıcıların da bunları satmaları ve teşvik etmeleri çok yanlış. Evinize doğrama yaptırıyorsunuz, usta mesela ‘30 kartuş harcadım’ diyor. Halbuki Sista gibi kaliteli bir ürün kullansa o işi 15 kartuşla bitirecek.

CEM ŞENEL: Piyasada çok ciddi bir haksız rekabet yaşanıyor. AB’ye girilmiş veya girilmemiş hiç önemli değil. Biz AB kriterlerini kendimiz için uygulamalıyız. Örneğin Tahtakale’de satılan silikonların yarısından fazlasının ambalajında gramaj dahi yoktur. Kimin yaptığı bile belli değildir. Bizim ürünümüzü aldığınız zaman üzerinde her şeyi bulabiliyorsunuz. 280 ml yazıyorsak 280 ml’dir bu ürün. Tüm ürünleri standartlara uygun üretiyor ve satıyoruz. Türkiye’de çok az sayıda firma faturalı satış yapıyor. Bizde ise numune bile faturasız çıkmaz. Aradaki fark az değil; % 18’den bahsediyoruz. Rekabete daha baştan % 18 pahalı başlıyorsunuz. Bunlarla boğuşuyoruz. Bunun yanı sıra pazarda sadece bu tip merdiven altı firmalar yok tabii ki...Yapı kimyasallarında Sika, Deitermann, Weber gibi önemli firmalar var... Bunlarla rekabet etmek işimizin parçası ve bu firmalarla rekabetten zevk alıyoruz. Birbirimizle rekabet ederek pazarın çıtasını yükseltiyoruz. Büyük markalar için ‘merdiven altı’ sektörle rekabet etmek mümkün değil. Taklit ürünler markaya çok büyük zararlar veriyor.

YALITIM: Bu insanları da bir takım araçlar kullanarak eğitmek gerekiyor. Mesela biz Yalıtım dergisi olarak, Doğa Sektörel Yayın Grubu olarak bu amaçla çalışıyoruz. Bizim aracılığımızla bu insanlara gidiyor bu mesajlar...

CEM ŞENEL: Bu insanları çok da fazla suçlayamıyorum. Yan yana iki dükkan düşünün. Bir tanesi dürüstçe vergisini veriyor vs. Diğeri ise ne vergi veriyor, ne standardı var. Aradaki fark çok yüksek. Bizim tüketicimizde de o bilinç oluşmadığı için işini yapmayan adam ön plana çıkıyor. Biz Henkel olarak dayanabiliriz. Ama esnaf için çok zor, bütün sermayesini oraya yatırmış durumda... Baştan düzgün başlasa da, haksız rekabet düzgün iş yapanı da olumsuz yöne sevkediyor. Bu durum şuna benziyor: Sıkışık trafikte kurallara uyan ve şeridinden giden bir sürücü düşünün... Başkalarının emniyet şeridine dalıp, rahatça ilerlediğini gördüğünde önce onları eleştiriyor fakat daha sonra emniyet şeridine giren araba sayısı arttıkça bunun hata olduğunu bilse bile kendisi de giriyor. Yani sepetteki bir kaç çürük meyve neredeyse meyvelerin çoğunu bozuyor. Henkel ise hep şeridinde gidiyor.

YALITIM: Ciddi bir kaynak israfı var. Haksız rekabet yaşanıyor ve sonuçta da tüketici ve sektör zarara uğruyor. Biz de yayınlarımızda haksız rekabete ciddi bir yer ayırıyoruz. Çünkü zararı hepimiz ödüyoruz.

CEM ŞENEL: En büyük sıkıntımız haksız rekabet. Bu olmadığı zaman biz rekabet ederiz;  servisimizde ve kalitemizde ön plana çıkarız.

YALITIM: Türkiye’de piyasaya sürmediğiniz Henkel ürünleri de vardır muhakkak. Bunun ortalama oranı nedir?

CEM ŞENEL: En azından yarısını Türkiye piyasasına sürmüyoruz.

YALITIM: Türkiye’ye getirilmeme nedeni nedir bu ürünlerin?

CEM ŞENEL: Bunun nedeni Türkiye’deki inşaat teknolojisi ve satın alma gücü. Mesela Henkel’in en son yeniliği 18 kg’lık Light Weight dediğimiz torbalar. Bizim 25 kg sattığımız ürünler Almanya’da 18 kg’lik ambalajlara konuldu. Taşırken daha rahat ediyorsunuz, aynı yeri çok daha az malzemeyle yapabiliyorsunuz. Henkel’in 20 çeşit fayans yapıştırıcısı var; fakat Türkiye’de 2 - 3 çeşit mevcut. Türkiye pazarı ancak bunu kaldırabiliyor şu anda. Yurt dışında uygulamayı yapan için uygulamanın kolay olması ve sıhhatli bir şekilde yapılıyor olması da  çok önemli. Bunlara yönelik ürünler yapılıyor. O farkı koyduğunuz anda aradaki fiyat farkı ödenemez hale geliyor. Dolayısıyla da girmiyorsunuz o işlere. Örneğin zevke hitap eden ürünler var. Biz de son günlerde yavaş yavaş yapıyoruz. En son ‘color line’ silikonları çıkardık. Bu bizden önce bazı firmalar tarafından sipariş üzerine üretiliyordu. Biz piyasaya yepyeni ürünler sunabiliriz ama satılır mı, piyasadan talep gelir mi tam emin değiliz.

YALITIM: Pazar payınızdan memnun musunuz?

NEJAT TİLMAÇ: Pazar payı en önemli kriterlerden biri Henkel için. Pek çok üründe pazar lideriyiz. Ama pazar lideri olmadığımız çok ürünümüz de var. Onlarda da pazar lideri olmaya gayret ediyoruz. Lider konumda olduğumuz ürünlerde bu konumu koruyarak artırmak; lider olmadığımız ürünlerde de lider olmak amacındayız. Kar ve zarar bir yıllıktır fakat pazar payı süreklidir. 2001 yılındaki krizde de çok ciddi zarar ettik.

YALITIM: Yeri gelmişken, o krizi nasıl atlattı Türk Henkel?..

CEM ŞENEL: O krizi değişik bir taktikle atlattık. Euro rapor eden bir firma olduğumuz için piyasada % 30 devalüasyon olduğu gün piyasadaki alacaklarımızın % 30’unu zarar olarak yazdık. Bayilerimizden mallarımızı geri aldık ve satışı kestik. Bayilerimize, ‘ödeyebileceğiniz kadar alın, stok tutmayın’ dedik; tabi onun maliyetine, stok yüküne katlandık. Çok ciddi enteresan olaylarla karşılaştık. Bir sürü outlet’ten sipariş geldi. Biz de ‘veremeyiz’ dedik. O zaman da ‘rafları boşaltırız ve Henkel vermedi deriz’ dediler. Euro fiyat da koymadık, günlük TL’ye döndük. Peşin iskontosuz mal verdik. Tabi bu satışımızı düşürdü. Riski oldukça küçülttük. Eleman çıkarmadık, arkadaşlarımızla konuştuk ve maaşları düşürdük. Ama böylece aramızda da kimse işini kaybetmemiş oldu. İşler normale döndüğü zaman da bu farkları arkadaşlarımıza ödedik. Fabrika yatırımını da durdurma şansımız vardı, fakat durdurmadık ve fabrikayı açtık. Başlamış bir şeyi durdurmak yanlış bir şeydi bizim için. 2004 yılında 2000 yılını yakalamayı umuyoruz. Şu an durgun bir piyasa seyri var ama 2004’ten ümitliyiz. Piyasaların bundan daha fazla geriye gideceğini zannetmiyorum.

YALITIM: Yeni yatırım veya projeleriniz var mı?..

CEM ŞENEL: İnşaatta yaptığımız yatırımın henüz karşılığını alamadık. Elemana yatırımımız sürüyor, kadromuzu genişletiyoruz. Her yapı markette bizim bir veya iki adamımız var. Bu şekilde altyapı ve elemanlara yatırımımız sürüyor. Ama yatırımdan kastınız ‘tesis’ ise artık öyle bir çalışmamız yok. Olan tesisleri önce tam kapasite kullanmak gerekiyor. Ama Doğu Avrupa’ya mal vermek bizim için çok önemli. 19 Henkel ülkesine silikon satıyoruz. O tesisi yaptık, yerli pazardan karşılığını alamadık ama yakın ülkelere bu ürünleri veriyoruz.

YALITIM: Bu anlamda ciddi bir bölgesel etkinliğiniz de var galiba.

CEM ŞENEL: Evet, tam olarak saymak gerekirse Türki Cumhuriyetler, Ermenistan, Gürcistan, İran, Irak, Lübnan, Ürdün, Suriye, Afganistan ve Pakistan. Bütün bu ülkeler bize bağlı. Bunlar zaman içinde bize transfer edilen ülkeler. O yüzden henüz hepsiyle istediğimizi yaptığımızı söyleyemeyiz. Çoğu ülkede de distribütörlerimiz var. İran’da da Türkiye’deki kadar eski bir Henkel var. Bölgemiz coğrafya olarak çok geniş. Ben Henkel Avrupa Yürütme Kurulu üyesiyim. İşin geneliyle de ilgili konularda oy hakkım var. Aslında üretim kapasitesi açısından ilk ona girmiyoruz ama coğrafya olarak çok avantajlı bir konumdayız. Türkiye çok zor bir ülke. Mesela Benelux’te en büyük tehlike enflasyon ya da ekonomik kriz falan değildir; orada olsa olsa rakibin bir aksiyonu veya pazarlamayla ilgili bir takım gelişmeler olur. Türkiye’de ise her an her şey olabilir. Bize çok müdahale etmiyorlar. Yurtdışında çalışan çok arkadaşımız var. Eleman ihracatımız var. Bizim insanlarımız talep ediliyor. Genelde de Türkleri zor pazarlara veriyorlar. Türkler de bu işlerin altından çok kolay kalkabiliyor. Kolay adapte olabiliyorlar. Henkel’in yönetim kademelerinde de çok fazla Türk çalışıyor. Orta Avrupa kültüründen gelenler çok zor adapte oluyorlar. Çünkü çok statik pazarlardan dinamik pazarlara geçtikleri zaman zorlanıyorlar. Onların konuştuğu şeylerle bizlerin yaptıkları şeyler çok farklı.

YALITIM: Son dönemde özellikle dış cephe ısı yalıtımında firmalar bir araya gelerek sistem oluşturuyorlar. Henkel’in böyle bir sisteme dahil olma çalışması var mı?..

NEJAT TİLMAÇ: Sadece sıva ve yapıştırıcıyı ürettiğimiz için, bize bu ürünleri tamamlayıcı olarak talep gelirse tabii ki değerlendiririz. Daha önceden böyle talepler geldi, fakat bazı noktalarda anlaşamadığımız için sonuç alınamadı.


 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Atalay Özdayı; "2025 Yılında da Çift Haneli Pazar Büyümesi Hedefliyoruz"

Yalıtım dergimizin 2025 yılı ilk sayısında röportaj sorularımızı yanıtlayan Baumit Türkiye CEO'su Atalay Özdayı firması hakkında bilgiler verdi. G...
28 Ocak 2025

Ali Murat Ekin; ''Yapı kimyasalları inşaatların görünmez yüzü, binaların gizli kahramanlarıdır.'

2001 yılında yapı kimyasalları üretimine başlayan FİXA bugün İstanbul, Adana ve Ankara'daki 4 fabrikasında su yalıtım malzemeleri, beton katkıları...
21 Kasım 2024

Murat Savcı; 'Bu sene, yenilikçilik vizyonumuzun sonucu 3 ayrı ödüle layık görülmek bizleri gururlandırmıştır'

Yalıtım Sektörü Başarı Ödülleri 2024'te İzocam, Optima Smart ürünü ile 'Yılın Ses Yalıtımı Ürünü' ödülünü ve İzocam Genel Direktörü Murat ...
21 Kasım 2024

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & DoÄŸalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeÅŸilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü KataloÄŸu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü KataloÄŸu
  • Yalıtım Sektörü KataloÄŸu
  • Su ve Çevre Sektörü KataloÄŸu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.