|
İLK VE ÖNCELİKLİ HEDEFİMİZ 'KAMUOYU OLUŞTURMAK'
İZODER olarak önceliği‘kamuoyunu bilinçlendirme’ faaliyetlerine vereceklerini, ve bu amaçla yalıtımı biraz da ‘karikatürize’ ederek kamuoyunda sevimli ve akılda kalıcı bir hale getireceklerini vurgulayan Topçu, 10 sene içerisinde de uygulamalara ‘sertifika’ verebilecek bir dernek olabilmek için çalıştıklarını dile getirdi... YALITIM: Yeni Yönetim Kurulu hakkındaki görüşleriniz nelerdir? DURMUŞ TOPÇU: Genel kurulumuz sonunda seçilen yeni yönetim kurulumuzda beş isim değişikliği oldu. Oldukça etkin bir yönetim kurulu olduğunu düşünüyorum. Yalıtım sektörünün geleceğine yönelik proje başlıklarında da hemfikiriz... YALITIM: İZODER’in plan ve projelerinden bahsedebilir misiniz?. DURMUŞ TOPÇU: İZODER olarak ilk ve en önemli hedefimiz kamuoyunu bilinçlendirme, mesela yalıtımı karikatürize ederek, Sütaş’ın inekleri gibi fikirler üreterek, insanlara yalıtım ve enerji tasarrufunu daha sevimli anlatabilmek öncelikli hedeflerimizden birisi... Medyayı kullanarak, logomuzu değiştirerek, yalıtımı insanların kafasında kalıcı bir logoya, karaktere dönüştürebilirsek, ve bunu gördüklerinde insanların yalıtımı hatırlayabilmelerini sağlayabilirsek, gelecekle ilgili yalıtım sektörünün en büyük kazancı bu olacak diye düşünüyorum. Dolayısıyla bu konuya bir miktar emek ve para harcamayı düşünüyoruz bu dönemde... YALITIM: Bu amaçla bir reklam şirketiyle çalışmayı, profesyonel bir destek almayı düşünüyor musunuz? DURMUŞ TOPÇU: Evet, bütçemizi belirledik. Profesyonel bir destek alarak farklı bir kimlikle insanlara ulaşmaya çalışıyoruz. Dergimizi daha sevimli hale getirerek, çeşitli esprili yaklaşımlarla, insanların yalıtımı daha net algılayabileceği, hatırlayabileceği sembollere ihtiyacımız var. Yoğun şekilde kullandığımız teknik terimler, ulaşmaya çalıştığımız son tüketici için fazla bir şey ifade etmiyor. YALITIM: Hedef kitle artık son kullanıcı diyebilir miyiz?.. DURMUŞ TOPÇU: Muhakkak sektör içinde de mühendis ve mimarlara ulaşma, bilgilendirme ve eğitim faaliyetleri devam edecek, fakat çabamızın ağırlığını son kullanıcıya vermeyi düşünüyoruz. Çünkü yönetmelik adına çalışmalarımızın birinci ayağını tamamladık diye düşünüyoruz, TS 825’de hala revizyon sürüyor, orada çalışmalar var ama, önemli olan son tüketicinin mesajı alması ve bu anlamda talepte bulunması. İGDAŞ ile birlikte bir milyon yüz bin broşür dağıttık son kullanıcıya... Bu da son kullanıcıya yönelik bir çalışmaydı. Buradan bin kadar geri dönüş oldu. Bin rakamı, düşük bir rakam olarak görünebilir, fakat bizi oldukça sevindiren bir rakam bu, bin kişinin İZODER’i arayıp yalıtımla ilgili bilgi alması... Ve bu bin kişi İZODER üyelerine dağıtılarak, İZODER üyelerinin bu bin kişiyi bizzat evlerine gidip ziyaret etmeleriyle ve onlara bilgi vermeleriyle sonuçlandı. İZODER üyeleri tarafından aydınlatılan bu bin kişinin yalıtımın gerekliliğini diğer üç bin kişiye anlatması, ve böylece kamuoyu bilinçlenmesinin çekirdeğini oluşturmak amaçlarımız arasında... Şimdi Ankara’da EGO ile IGDAŞ çalışmasının bir benzerini yapıyoruz. Orada da 800 bin broşür hazırlanıyor... EGO’da da tüm çalışan, mühendislerin ve yöneticilerin yalıtım konusunda eğitilmeleri çok önemli, çünkü doğalgaz kullanımı yalıtımın ve enerji maliyetinin anlaşılması konusunda çok önemli bir başlangıç bence. Üç odalı bir apartman dairesinde oturan ve sadece salonunda kömür sobası kullanan bir aileye enerjinin maliyetini anlatmak mümkün değildir. Ancak, bu aile kalorifer peteği koyup, dört odayı birden ısıtmaya başladığında, önce ısınmanın ve insanca yaşamanın ne olduğunu anlıyor, ama maalesef ev yalıtımlı olmadığı için bir ay sonra doğalgaz faturası geldiğinde de ilk defa enerjinin ve ısınmanın gerçek maliyetiyle yüz yüze geliyor. İlk tepki olarak ‘doğalgazın çok pahalı olduğu’, ‘devletin insanları kazıkladığı’ veya ‘aracıların her birinin çok yüksek karlar koydukları’ gibi ilk tepkiyi gösteriyor... Bu ilk tepkiden sonra doğalgazın yurtdışından ithal edildiği ve bunun bir maliyetinin olduğunu anlama süreci başlıyor. Eğer yalıtım yapılıp daha az yakıtla aynı bina ısıtılamazsa, insanlar doğalgaz peteklerini kapatmaya başlıyorlar, sadece bir veya iki odayı ısıtmaya başlıyorlar, böylece tasarruf yapıldığı zannediliyor, ama yine eski konforsuz günlere geri dönülüyor. Burada bize düşen görev; yalıtım yaparak, kullanılan yakıtın yarısı ile aynı konforun, aynı ısınmanın sağlanabileceğini ve bu yatırımın da bir defa yapılarak elli yıl boyunca bu konforun elde edilebileceğini, ilk 4-5 yılda bu yatırımın amorti edilebileceğini son kullanıcıya aktarmak... Şu anda hedefimizde 5 il var. İstanbul’da İGDAŞ ile devam ediyor, Ankara’da EGO ile başlattık, Eskişehir, Bursa ve Kocaeli var sırada... Arkasından da doğalgazın gitmesi planlanan bütün illerde ve ilçelerde bu çalışmayı sürdürmeyi düşünüyoruz... Dolayısıyla ‘kamuoyu bilinçlendirme’, çabalarımızın ağırlığını oluşturacak önümüzdeki dönemde. Burada bir yanlış anlaşılmayı önlemek için açıklama yapmak ihtiyacı duyuyorum. Duvar, çatı ve döşemelerimizde ısı yalıtım malzemeleri kullanarak, yalıtımlı doğrama, yalıtım camı kullanılarak daha az doğalgaz tüketimi yapılacağı sonucu çıkarılabilir. Ancak, yalıtım sayesinde orta vadede daha çok doğalgaz abonesi ile doğalgazın yaygınlaşması sağlanacaktır. YALITIM: TRT’de de filmler başladı... DURMUŞ TOPÇU: Evet bu da kamuoyu biliçlendirmenin bir parçası... Elektrik İşleri Etüd İdaresi ve TRT işbirliğiyle beraber enerji kullanımının verimliliği ile ilgili bir film hazırlandı. Yalıtım yapılırsa enerjinin maliyetinin azalacağını anlatan, enerjinin verimli kullanımıyla ilgili güzel filmler hazırlandı. Ancak bu filmler oldukça geç saatlerde yayınlanıyor ve tam amacına ulaşmıyor. Yeni hükümetle yapacağımız görüşmelerde bu filmlerin daha etkili saatlerde yayınlanması ile ilgili çalışmalarımız olacak... YALITIM: Diğer iletişim kanalları kullanılacak mı? DURMUŞ TOPÇU: Muhakkak, fakat bunlar bütçe ile ilgili konular, büyük kampanyalarla kamuoyu bilinçlendirmek ciddi maliyetler gerektiriyor... Ancak teknik kadrolarımızla, seminerlerle ve İZODER’in son beş yılda yaptığı isim ve markayla bu işi sürdüreceğiz... Şunu da söyleyeyim, ben sekiz yıldır yalıtım sektöründeyim, 20 yıllık mimarım, iki yılım Almanya’da geçti, son sekiz yılda en büyük keyifi aldım. Samimi söylüyorum insanlara fayda satmanın keyfi, yalıtımla sağlanan faydaları anlatmak, bu faydanın sadece cebinden çıkan enerji maliyetine değil, aynı zamanda çocuğunun hastalanmamasına, hastalık giderlerinin azalmasına, çevreyi korumasına, fosil yakıt tüketiminin azalmasına, karbondioksit emisyonunun azalmasına, ve de ithal kullandığımız yakıtın az kullanılması ile birlikte ülkeye de fayda sağlamanın gerçek mutluluğunu yaşıyorum. Derneğimizin ağırlıklı faaliyet alanı ısı yalıtımı ve enerjinin verimli kullanılması, insanlara ve ülke ekonomisine fayda sağlanması, ama yine derneğimizin önemli bir hedefini de yapı kabuğunun korozyona karşı korunması ve yapı sağlığının temini çalışmaları oluşturuyor. Burada su yalıtımı çok önemli... Sürme, likit ve membran şeklinde son derece sağlıklı çözümler sunuyoruz. Burada da önemli çalışmalar yapıyoruz, en önemlileri; yeni ihale yasasında teknik şartname hazırlanıyor. Bu çok önemli bir adım.Yapı DenetimYönetmeliği ile ilgili yine görüşlerimizi bildiriyoruz. Yapı Denetim Yönetmeliği Türkiye’de çok eleştirilen bir yönetmelik. Yapı denetimi Türkiye’de aksayan bir konu, bunu depremde gördük. Bu aksaklığı gidermek için bu bir model; çalışmayabilir, fakat sonuna kadar denemek zorundayız. Bu modelde yapı denetim firmalarının üç temel görevi var, 1- Zemin etüdü, yani zeminin sağlamlığını ve projenin ona göre yapılıp yapılmadığını incelemek, etüd etmek ve onaylamak. 2- Statik projenin ve yerinde yapılırken bina statiğinin deprem yönetmeliğine uygun yapılıp yapılmadığını denetlemek. 3- Yeni Binalarda TS 825 standartını ve Isı Yalıtım Yönetmeliği’nin gereği uygun yalıtım yapılarak enerjinin verimli kullanılıp kullanılmadığını denetlemek olmak üzere 3 tane önemli ayağı var. Özellikle 1. ve 2. ayakları önemli ve hayati; ama 3. ayağı da sektörümüzü doğrudan ilgilendirdiği için Yapı Denetim Yasası’nı destekliyoruz ve bugüne kadar dernek olarak planlı bir şekilde yapı denetim firmalarında görev alan 1500 tane mühendisi eğittik ve yalıtım konusunda bilinçlendirdik ve bir hafta süren eğitimler sonunda sertifika verdik. Sonra bu firmaların bir kısmı kapandı. Şu anda 330 firma bu alanda iş yapıyor ve yeni bir eğitim planımız var şimdi. Yine en az bin, bin beş yüz mühendisi daha yalıtım konusunda eğitmeyi hedefliyoruz, ve Nisan ayında başlayacağız bu çalışmalara... Dolayısıyla yapı kabuğunun korozyona karşı korunması aynı zamanda bu, Yapı Denetim Yönetmeliği’nde bina statiğinin, bina strüktürünün de korunması anlamına geliyor. Yapı Malzemeleri Direktifi çalışması ve yine Bayındırlık Bakanlığı’nın AB direktiflerine göre hazırlanan, burada yapı malzemelerinin uygunluk denetiminin, uygunluk değerlendirmesinin bağımsız kuruluşlarca yapılması hedefi var. Bizde İngilizce Third Party denen kalite kontrol sisteminin Türkiye’ye getirilmesi, uygulanması hedefimiz var... Yapı Malzemeleri Direktifi Uygunluk Değerlendirme kuruluşları ile ilgili çalışmanın da içindeyiz. Ve 10 yıl sonraki perspektif için İZODER’in de bir belgelendirme kuruluşu, bir uygunluk değerlendirme kuruluşu olmasını hedefliyoruz, bu anlamda çalışmalara başladık. İZODER olarak nasıl bir laboratuvar kurabilir, bu laboratuvar nasıl onaylı ve sertifakalı bir laboratuvar olur, ve bu laboratuvarda yaptığımız testlerle uygunluk değerlendirme belgeleri nasıl verilebilir diye bir taraftan çalışmalarımızı başlattık... Bunu da çok önemsiyoruz. İZODER’in 5 yıl içerisinde gelmesi gereken yer, İZODER’in su, ısı ve ses yalıtımı olsun tüm testleri yapar hale gelmesi ve bu yaptığı testler sonucunda da üyelerinin veya sektördeki diğer firmaların müracaatlarına göre uygunluk değerlendirme testlerini yapıp, bunun karşılığında belge vermek. Böylece İZODER, son derece saygın bir sivil toplum örgütü olacaktır. Ve İZODER onayı olmayan, İZODER belgesi olmayan hiçbir uygulama, sektörde uygulama şansı bulamayacaktır. Bunun örnekleri dünyada var, iki yıllık Almanya deneyimimde bunu net bir şekilde gördüm, İngiltere’de de benzeri sertifikalandırma kuruluşları var. Bunlar testleri yapıyorlar ve firmaların önerdikleri sistemlere sertifika veriyorlar. Bu sertifika alınmadan o proje hiçbir şekilde uygulamaya geçemiyor. İZODER’i de bu ko- DURMUŞ TOPÇU KİMDİR? 1962’de İstanbul’da doğdu. 1983 yılında İTÜ Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. 1985 yılında İTÜ Mimarlık Masterını tamamladı, 1995 yılına kadar özel sektörde projecilik ve şantiyecilik yaptı. 1995 yılında Dow Türkiye’de Teknik Müdür olarak göreve başladı. 1999 yılında İZODER başkanı oldu. TS 825 standardı ve Isı Yalıtım Yönetmeliği’nin yayınlanmasından sonra Eylül 2000’de Dow Deutschland firmasına transfer oldu. 2 yıl Almanya ve İngiltere Isı yalıtım sektöründe görev aldıktan sonra 2002 yılı Ekim ayında Dow Türkiye Bina Ürünleri Ticaret Müdürü ve Mardav Yalıtım A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi olarak Türkiye'ye döndü. 2003 yılı Şubatında yeniden İZODER başkanı seçildi. ![]() İlginizi çekebilir... Atalay Özdayı; "2025 Yılında da Çift Haneli Pazar Büyümesi Hedefliyoruz"Yalıtım dergimizin 2025 yılı ilk sayısında röportaj sorularımızı yanıtlayan Baumit Türkiye CEO'su Atalay Özdayı firması hakkında bilgiler verdi. G... Ali Murat Ekin; ''Yapı kimyasalları inÅŸaatların görünmez yüzü, binaların gizli kahramanlarıdır.'2001 yılında yapı kimyasalları üretimine baÅŸlayan FİXA bugün İstanbul, Adana ve Ankara'daki 4 fabrikasında su yalıtım malzemeleri, beton katkıları... Murat Savcı; 'Bu sene, yenilikçilik vizyonumuzun sonucu 3 ayrı ödüle layık görülmek bizleri gururlandırmıştır'Yalıtım Sektörü BaÅŸarı Ödülleri 2024'te İzocam, Optima Smart ürünü ile 'Yılın Ses Yalıtımı Ürünü' ödülünü ve İzocam Genel Direktörü Murat ... |
|||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.