
|
"Türkiye'nin Baştan Sona Yeniden İmar Edilmesi Lazım'![]()
Şirket Genel Müdürü Fethi Hinginar’la Ytong’un Türkiye’deki 40 yılını, projelerini, inşaat ve yalıtım sektörünü konuştuk... Hinginar, sağlıklı yapı maliyetiyle sağlıksız yapı maliyeti arasındaki farkın büyütülecek bir fark olmadığını savundu ve inşaat sektörünün yakın bir gelecekte büyük bir atılım içerisine gireceğini dile getirdi... YALITIM: Türk Ytong’un 40 yılını ana hatlarıyla değerlendirir misiniz? FETHİ HİNGİNAR: Bu yıl Ytong’un Türkiye’de 40. yılı, Türk Ytong 1963 yılında şirket olarak kuruldu ve fabrikanın yatırımına başlandı. 1965 yılının Aralık ayında da ilk üretim gerçekleştirildi. Bu kırk yılın değerlendirilmesinde bence en önemli faktör, Ytong gibi çağdaş ve batı ülkelerinde çok yaygın olarak kullanılan bir malzemenin 40 yıl önce, Türkiye gibi henüz gelişmeye başlama aşamasındaki bir ülkeye getirilme kararıdır. İnşaat sektörünün son derece muhafazakar ve malzeme değişikliğine çok rahat karar veremeyen bir sektör olması da verilen kararları güçleştiriyor tabi ki. Böyle bir sektörde alternatif bir malzeme olarak değerlendirilen Ytong’un binlerce yıldır yapı malzemesi olarak kullanılan tuğlaya rakip olması o şartlarda önemli bir gelişmeydi... Ve gerçekten bu malzemenin Türkiye’de kabul ettirilmesi için kırk yıl içerisinde çok büyük mücadeleler verildi. Bu mücadelelerin temelinde kaliteyle kalitesizliğin savaşı da var tabi ki... Çünkü maalesef Türkiye’de yapı kalitesi hepimizin bildiği gibi hala Avrupa veya gelişmiş ülke seviyelerinin çok gerisinde... Böyle bir sektörde, böyle bir mücadeleye 40 yıl öncesinden karar verilmesini de büyük bir takdirle karşılıyorum. Hakikaten büyük bir cesaret örneği olmuş bu atılım. 1963’te bu fabrika kurulmaya başlandığı zaman, fabrikanın ilk kuruluş kapasitesi elli bin metreküp olarak belirlenmiş. Elli bin metreküp belki o günkü şartlarda önemli bir kapasiteydi, fakat bugün baktığımız zaman bunun son derece küçük bir kapasite olduğunu görüyoruz. Elli bin metreküpü malzeme ya da konut potansiyeli olarak değerlendirirsek 3-4 bin konutluk malzemeye tekabül eder. Oysa bugün sadece Pendik fabrikasının yıllık kapasitesi dört yüz bin metreküpe ulaşmış durumda. Bunun dışında daha sonraki yıllarda yapılan yatırımlarla Türkiye’deki kapasite 1 milyon 250 bin metreküpe ulaştı. Bu açıdan baktığımız zaman da olumlu şeyler söylemek lazım, bu kadar muhafazakar ve bu kadar sıkıntılı bir sektörde elli bin metreküplerden 25 kat kapasite artışı sağlamak hakikaten önemli bir gelişme... Bu kırk yıllık süreçte 1992 yıllarına kadar sadece Pendik fabrikasında üretim devam etti. YALITIM: 1993’ten sonra önemli bir çıkış başladı galiba... FETHİ HİNGİNAR: Evet 1993’ten sonra bir çıkış başladı. Daha doğrusu 1992 yılına kadar sadece Pendik fabrikasında sürekli kapasite artırımları yapılıyordu. 1992 yılına geldiğimiz zaman Pendik fabrikamızın kapasitesi 400 bin metreküpe ulaşmıştı. Ondan sonra sırasıyla Gebze fabrikası devreye alındı, bu nispeten daha ufak bir fabrika, 120 bin metreküp kapasiteli. Sonraki büyük hamle ise 1996Ğ97 yıllarında gerçekleşti. Trakya fabrikası 1997 yılı sonunda Tekirdağ Saray’da üretime geçti, kapasitesi 270 bin metreküptü. Bu fabrikanın devreye girme dönemlerinde aynı hızla yatırıma devam ediyorduk. Gaziantep ve Antalya fabrikaları da 1998 yılı içerisinde üretime geçtiler. Böylece Türkiye’deki öncelikli yatırım planlarımızı büyük ölçüde gerçekleştirdik. YALITIM: Türkiye’de Ytong yatırımlarının özellikle 1993 yılından sonra başlamasını nelere bağlıyorsunuz? 1990’lı yıllarda Türkiye’de neler değişti?.. Talep mi arttı, başka bir strateji mi uygulamaya sokuldu?.. FETHİ HİNGİNAR: Aslında ikisi bir arada oldu diyebiliriz... Hem talep vardı, hem de stratejik olarak Türkiye’de yatırımın geliştirilmesi baştan beri planlanan bir konuydu. 1970’lerde dahi Ytong’un hem Akdeniz Bölgesi’nde, hem Doğu ve Güneydoğu Bölgesi’nde yatırım projeleri vardı. Ancak o dönemin şartları içerisinde bu projeler etüt safhasından öteye geçememişti. Mesela Gaziantep’teki fabrikanın hammaddeleri 1973’lerde hazırdı. Aynı şekilde Antalya’dan önce Denizli’de çalışmalar vardı. Bir de ekonomideki 1992Ğ93’lü yıllardan sonraki hareket ve yatırım hamlesinde önemli bir atılım yaptık. Bunun bir etkisi de 1992’den sonra Alman Ytong’un Türkiye’ye ilgisinin artmasıdır. 1990’lara kadar TürkYtong’taki ortaklık payları %2 seviyelerinde iken, 1992-1993 yıllarından sonra bu oranı %25’e çıkardık. Bu, Almanların Türkiye’ye olan ilgilerinin ciddi bir göstergesiydi. Ve zaten yatırım hamlesi de bu stratejik ortaklığın gelişmesiyle beraber hızlandı. Türkiye’de Ytong’un stratejisi biraz da malzemenin yapısından kaynaklanıyor. Bu malzeme biliyorsunuz hafif ve taşıma açısından da hacimli bir malzeme... Ekonomik taşıma sınırları 300 kilometre çerçevesindedir, yani malzemeyi daha uzak noktalara götürdüğünüz zaman taşıma maliyeti dolayısıyla ekonomikliği azalmaya başlar. Dolayısıyla Türkiye’ye harita üzerinde baktığımızda Marmara Bölgesi’nde üç fabrika var, Güneydoğu Bölgesi’nde bir fabrika var, Akdeniz’de de bir fabrika var. Ekonomik taşıma sınırlarını göz önünde bulundurarak ülkenin doğusuna ve Karadeniz’e baktığınız zaman bu bölgelerin boş olduğunu görürsünüz. Bu açıdan baktığımızda stratejik bakımdan Doğu Anadolu’da Erzurum’da bir fabrika yatırımı planlıyoruz, bu projeler üzerinde çalışıyoruz. Ama tabi son üç dört yıldır Türkiye’nin yaşadığı kriz dolayısıyla bu yatırım faaliyetimizi de biraz ağır götürüyoruz. YALITIM: Ytong için Türkiye ne ifade ediyor? FETHİ HİNGİNAR: Ytong bugün geleneksel yapı malzemesi olan tuğladan sonra en çok kullanılan yapı malzemesi olma özelliğini taşıyor. Avrupa’nın hemen hemen her ülkesinde, bunun dışında da Uzakdoğu’da özellikle Japonya’da, Amerika’da, Hindistan’da ve bir çok ülkede de yaklaşık elliden fazla fabrikası olan bir kuruluş. Ağırlık olarak iki ana bölgeyi söyleyebiliriz, Avrupa ve Japonya... Japonya’da Ytong’un yaygın olmasının temel nedenlerinden en başta geleni deprem konusu. Ytong’un özellikle çok hafif ve esnek yapısı dolayısıyla deprem dayanımının çok yüksek olduğunu herkes biliyor. Avrupa’da yaygın olmasının temel nedeni ise ısı yalıtım özelliği... Ytong’un bünyesindeki milyonlarca hava kabarcığı dolayısıyla ısı yalıtım özelliği sağlıyor. Ytong hem yapı malzemesi, hem de ısı yalıtımı yapabilme özelliğini taşıyan tek malzeme... Yani iki fonksiyonu bünyesinde barındırıyor. Türkiye’ye bakacak olursak, Türkiye’nin yapısal büyüklüğü, nüfus yapısı ve Türkiye’deki mevcut yapı stoğunun ve yapı geleceğinin Ytong için çok ciddi bir potansiyel olduğunu görüyoruz. Türkiye’nin gerçeklerini hepimiz biliyoruz. Bugün büyük şehirlerin en az %40’ı kaçak veya sağlıksız yapılardan oluşuyor. Hatta diğer yapıların bile mevcut deprem koşullarını da göz önüne aldığınızda son derece yetersiz olduğu biliniyor. Bize göre Türkiye’nin neredeyse baştan sona yeniden imar edilmesi lazım, ve insanların sağlıklı, güvenli ve ekonomik koşullarda yaşayabileceği yapıların imar edilmesi gerekiyor. Onun için de Türkiye, Ytong için çok önemli bir bölge... YALITIM: Bugün olmasa bile 5-10 sene sonra yapı karakterinin değişeceğini mi kastediyorsunuz? FETHİ HİNGİNAR: Tabi ki, bugün olmasa bile yarın mutlaka yapılacaktır bu uygulamalar... Ülkelerin hayatında üç yıl beş yıl çok önemli değil. Uzun süreli bakmak lazım... Beş yıl sonrasına baktığımız zaman Türkiye’nin çok parlak bir geleceği olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz... YALITIM: Türk Ytong’un Almanya’dan sonraki en büyük üretici konumuna gelmesi nasıl oldu?.. FETHİ HİNGİNAR: 1993-1998 yıllarındaki hamlemiz tabi ki Almanların da büyük desteği ile olmuştur. Trakya’da ve Gaziantep’te yaptığımız fabrikalar bugün dünya Ytong’ları içindeki en modern fabrikalar arasındadır. En son teknolojiyle yapılmış fabrikalardır, ve kapasite olarak da üstün fabrikalardır. Almanya’nın kapasitesi 4 milyon metreküptür, Japonya 800 bin metreküp, yine İngiltere o seviyelerde, ve biz bir milyon 250 bin metreküplük kapasiteyle bu ülkeleri geride bıraktık. Dünyadaki Ytong camiası içinde de önemli bir konuma geldik. Bu da bize gurur veriyor. YALITIM: Türk Ytong’un BAE, Kazakistan gibi yabancı ülkelere makine ve ekipman ihracatı konusundaki gelişmeler nelerdir?.. FETHİ HİNGİNAR: Biz son yıllarda Türkiye’de yaptığımız yatırım hamlelerimizde, modern fabrikaların önemli makine ve ekipmanını Türkiye’de ürettik. Türkiye’deki makine imalatçılarıyla, sanayicilerle işbirliği yaparak ürettirdik. Alman Ytong, bütün dünyaya fabrika kuran bir merkez, ve yıllardır da bizim bir savımız vardı: "Türkiye’de sanayi üretiminin kalitesi Avrupa ile rekabet edebilir. Hem kalite olarak rekabet edebilir hem de maliyet olarak rekabet edebilir" Biz bu savı fabrikalarımızda ispat ettik. Gerek Trakya ve Gaziantep’teki fabrikamızda gerekse Antalya fabrikamızda Almanların makine için yaptığı yatırımdan çok daha düşük fiyata fabrikalarımızı bitirdik. Kalite açısından gerçekten de Almanların bile inanamayacağı kadar iyi bir kaliteye ulaştık. Bir hedefimiz de Alman Ytong’un diğer ülkelerde yapacağı yatırımlara Türkiye’den makine Ğ ekipman kullandırmaktı. Bunda da sonuçta başarılı olduk. Böylece Almanlar, dış ülkelerde yapacakları yatırımlarda bizimle işbirliği yapmayı kabul ettiler. Bunun ilk örneğini de Birleşik Arap Emirlikleri’nde yaşıyoruz. YALITIM: Bir de Kazakistan var galiba?.. FETHİ HİNGİNAR: Evet, Kazakistan da var, fakat henüz başlamadık. AlFETHİ HİNGİNAR KİMDİR? 1946 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nden 1968 senesinde mezun oldu. İtalya’da bankacılık, Hollanda ve ABD’de mesleğiyle ilgili kurs ve stajlara katıldı. 1970-79 yılları arasında Türk Philips Tic. A.Ş.’de değişik kademelerde görev aldı. 1979 yılında Türk Ytong’da Mali ve İdari İşler Müdürü olarak göreve başladı. 1990 yılından bu yana Türk Ytong Sanayi A.Ş.’de Genel Müdür olarak görev yapıyor. Halen Finans Klüp Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, Gazbeton Üreticileri Birliği Üyesi, Türkiye Toprak Seramik, Çimento ve Cam Sanayii İşverenler Sendikası Yönetim ve Yürütme Kurulu üyesi olan Fethi Hinginar İngilizce-İtalyanca biliyor. İlginizi çekebilir... Atalay Özdayı; "2025 Yılında da Çift Haneli Pazar Büyümesi Hedefliyoruz"Yalıtım dergimizin 2025 yılı ilk sayısında röportaj sorularımızı yanıtlayan Baumit Türkiye CEO'su Atalay Özdayı firması hakkında bilgiler verdi. G... Ali Murat Ekin; ''Yapı kimyasalları inÅŸaatların görünmez yüzü, binaların gizli kahramanlarıdır.'2001 yılında yapı kimyasalları üretimine baÅŸlayan FİXA bugün İstanbul, Adana ve Ankara'daki 4 fabrikasında su yalıtım malzemeleri, beton katkıları... Murat Savcı; 'Bu sene, yenilikçilik vizyonumuzun sonucu 3 ayrı ödüle layık görülmek bizleri gururlandırmıştır'Yalıtım Sektörü BaÅŸarı Ödülleri 2024'te İzocam, Optima Smart ürünü ile 'Yılın Ses Yalıtımı Ürünü' ödülünü ve İzocam Genel Direktörü Murat ... |
|||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.