Bu sayımızda yalıtım sektöründe faaliyet gösteren Fransız kökenli firma Dnduline Avrasya'nın Genel Müdürü Sn. Albert Costi ile gerçekleştirdiğimiz "ürkiye'de yatırım yapan Avrupalı firmaların değerlendirmesini de veren söyleşiyi ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz.

Yalıtım: Mösyö Costi'ye dergimit ayırdığı için teşekkür ediSöyleşimizi Sn.Costi'yeyi ak başlamak isteriz.

Albert COSTİ: 52 yaşındayım. Üç çocuk babasıyım. Hayatımı yarı İtalya?da yarı Türkiye'de geçiriyorum. Marketing ve Finans eğitimi gördüm. The International Ofic bünyesindekı birçok firmadan, İtalya?da iki, Türkiye'de ise Onduline Avrasya'nın yöneticisiyim. Ofıc Group'un yaşım kadar geçmişi var. Tabii bu bir rastlantı. Grubumuz Fransız kökenli ve bir Aile firması olarak kurulmuş. Ancak daha sonra gelişerek 80 ülde inşaat malzemeleri satış ve pazarlaması faaliyetlerini sürdüren uluslararası bir grup haline gelmiştir. Sanayi tesislerimiz esas olarak Avrupa ülkelerinde bulunmakla birlikte Amerika'da, Malezya?da ve Türkiye'de de fabrikalarımız vardır. Avrupa'da ise ana tesislerimiz Fransa, Belçika ve İtalya? da bulunmaktadır. ürünlerimizin esasını bitüm teşkil etmektedir. Ürün yelpazemizin başında çatı kaplama levhaları ve kiremit altı su yalıtım levhaları gelmektedir. Aynı zamanda yine bitüm esaslı su yalıtım membranı üreticisiyiz. Su yalıtım membranımız Bituline'in dışında, çatı kaplamasında, Asphalt Shıngle malzememiz Bardoline ve temel yalıtım malzemesi Fondaline'in satış ve pazarlamasını yapıyoruz. Şirketimiz, Türkiye'de aynı alanda faal bir başka firmanın grubumuz tarafından satın alınması sonucu, 1994 yılında Onduline Avrasya Şirketimiz, Türkiye'de aynı alanda faal bir başka firmanın grubumuz tarafından satın alınması sonucu, 1994 yılında Onduline Avrasya adı altında kuruldu. Üretimimiz, çatı kaplama levhaları Onduline HR, Kiremit Altı Su Yalıtım Levhaları Rufoline S ve Isoline'den oluşmaktadır.

Üretimimiz, çatı kaplama levhaları Onduline HR, Kiremit Altı Su Yalıtım Levhaları Rufoline S ve Isoline'den oluşmaktadır. Ayrıca, bu sayınız okurlarınızın eline ulaştığında da Bituline su yalıtım membranımızı Türkiye'de üretiyor konumuna gelmiş olacağız. Şu ana kadar bu membranımızı italya'dan ithal ediyoruz. Bildiğiniz gibi italya'da bitümlü su yalıtım membranları 20 yıllık bir geçmişe sahip. Ancak Türkiye'de Bituline onu piyasaya sunduğumuz 1996 yılından beri biliniyor. Türkiye pazarında, yerel üretim olarak bu ürünlerle sınırlı kalmamaktayız. Şirketimiz için münhasıran, alaturka kiremitleri Rufo S ve Valensiya tipi kiremitleri sayabiliriz. Ayrıca ısı yalıtım levhası Ondüpor da münhasıran üretilen ve bizim pazarladığımız üçüncü ürünümüz.

Şirketimiz 140 kişiden oluşmakta; merkez ofisimizde 40 fabrikamızda ise 100 kişi çalışmaktadır. Yalıtım: Ana firmanız Türkiye'deki ekonomik koşulları, yüksek enflasyonu nasıl değerlendiriyor? Albert COSTİ: Çok hassas bir noktaya değindiniz. Türkiye'ye gelirken Türkiye'nin bu özel şartlarını bilerek geldik. Dolayısıyla yüksek enflasyonda işi yönetmenin gereğini önceden biliyorduk. Tabi bu da şirketin hayatını kolaylaştıran değil, zorlaştıran bir unsur. Bu yatırımları yaparken hemen kısa vadede sonuç alacağımızı düşünmüyorduk. Sanayi yatırımı yaptığınızda sonuç almak için 10 sene gibi bir süreyi gözönüne almanız lazım. Türkiye'yi yöneten hükümetlerin enflasyon oranını kabul edilebilir düzeylere indireceğini umut ediyoruz. Yabancı yatırımcılar içinde Türkiye'de alanımızda yatırım yapan ilk şirketlerden biriyiz. Bu koşullarda yatırım yapmış olmamız şirketimize bir öncelik tanıyor. Dolayısıyla ekonomik ortam sakinleştiğinde gelecek olan diğer yabancı firmalardan önemli bir öncelik elde etmiş bulunuyoruz. Gelecekte Türkiye'ye birçok yabancı yatırımcının geleceğini söylüyorum. Çünkü Türkiye dinamik bir pazar. Konut ihtiyacı çok önemli. Yapılan çalışmalar bu ihtiyacı karşılamaya yeterli değil. Bu sektörde yatırım yapan ilk firmalar daha sonra gelecek firmalara göre önemli bir avantaj kazanıyor. Yerel üreticilerle hemen hemen aynı durumdayız. Aynı ekonomik koşullarda aynı şartlarda faaliyet gösteriyoruz. Dolayısıyla bizim yaşadığımız zorlukları onlar da yaşıyor. Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında Türkiye gerçekten de şirket yönetimi oldukça zor olan bir ülke. Karşılaştırmak açısından bir örnek vereyim geçen ay italya'da zor günler yaşandı, gerekçesi ise enflasyon oranının % 0.5 çıkmasıydı.

Yalıtım: Onduline firması Türkiye'ye teknolojisi ile ve 50 yıllık birikim ile geliyor. Tanıtıma önem veren bir firma olduğunu biliyoruz. Bunun yanısıra firmanızın Türk inşaat sektörüne yönelik eğitim programı var mı? Varsa nasıl bir program uyguluyorsunuz?

Albert COSTİ: Sorunuza şöyle bir alıntı ile cevap vermek istiyorum. Bir tanıdığımın röportajında kullandığı ifade benim çok hoşuma gitti. "Türkiye'de yalıtımın esas sorunu, hiç var olmamasıdır". Ama şu bir gerçek ki yalıtım konusunda her geçen gün bilinç artıyor. Burada bilgilendirme ve bilinçlendirme görevi esas olarak firmalara düşüyor. Bu konuda üç yönde çaba gösteriyoruz. Birincisi uzun vadeli bir program. Üniversitelerde, mimarlık fakültelerinde hocaların izni ve katkısıyla dersler veriyoruz. Orada yalıtımın önemi ve genel olarak yalıtım, inşaat malzemeleri konusunda bilgi veriyoruz, ikinci aktivitemiz potansiyel uygulayıcılar ve şu anda uygulama yapan ekiplere yönelik çalışmadır. Proje bölümümüz bu yönde devam eden inşaatlarda işçilere ve uygulamayı yapan ekiplere eğitim çalışması götürüyorlar. Burada amacımız uygulama yapanların dikkatini işin kurallarına çekmek ve doğru uygulama yapılmasını sağlamak oluyor. Eğitim konusundaki üçüncü aktivitemiz ise seminerlerdir. Önümüzdeki günlerde bu yönde bir çalışmamızı Eskişehir'de düzenliyoruz. Mesleğin prosfesyonellerine yönelik bu seminerlere inşaat mühendisleri, mimarlar, proje sorumluları katılıyor. Ve bu seminerlerde ürünlerimizin ne olduğunu, ürün gamımızda hangi ürünlerin bulunduğunu, nasıl uygulandığını ve uygulama resimleri gösteriyoruz. Membranlar gibi ülkemizde geçmişi çok yeni olan ürünlerde daha fazla gayret göstermemiz gerekiyor. Bundan iki sene önce 6 milyon metrekare membran kullanılırken 1997'de bu rakam 10 milyon metrekare'ye çıkmış, 64 milyon nüfusu olan bir ülkede çok düşük bir tüketimi gösteriyor. Türkiye'yi aşağı yukarı aynı nüfusa sahip italya ile karşılaştırırsak, italya'daki tüketimin 12 kat fazla olduğunu görürüz. Sözkonusu Fransa, Almanya, Belçika, italya gibi ülkeler eski binaların çoğunlukta olduğu ülkelerdir. Halbuki inşaat açısından Türkiye çok dinamik, demekki, bu noktada eksik olan yolunda gitmeyen birşeyler var. Yalıtım her yerde uygulanmıyor, bunun tek anlamı budur.

Türkiye'de tamamlanması gereKen bir yasal çerçeve var, ama Asıl problem bence burada değil. Yalıtım binaya baktığınızda dışarıdan görünen birşey değildir. Müteahhitler nasıl dahaekonomik bir şekilde bu binayı yapabilirim arayışı içinde. Bu da ya en ucuz ürünü kullanmaya veya o ürünü hiç kullanmamaya yönlendiriyor. Müteahhitler tarafından inşa ettikleri binaya bir garanti süresi verilmesi gerekiyor. Böyle bir yaptırım ve garanti olduğu zaman müteahhit görünmeyen malzemeleri kullanmak zorunda kalacak. Bu durumda müteahhitler bir tarafta, üreticiler diğer tarafta daha kaliteli uzun süre kullanım garantisi taşıyan ürünlerin üretimi ve yapılarda kullanımı yönünde çalışacağı açıktır. Örneğin biz Bitüline su yalıtım membranı için 10 yıl üretici garantisi veriyoruz. Tabi bu da müteahhite yardımcı bir unsurdur. Ürün garantimiz konut, sanayi yapıları inşa eden müteahhitin bina garantisi verebilmesi için teşvik edici bir unsurdur. Dolayısıyla Onduline'in bu yönde gerekli adımı attığını düşünüyorum. Bu garanti bize üstün kalite için ek bir maliyet getirse de uzun vadede kazançlı çıkacağımıza inanıyorum, imkanlarımız sınırlı da olsa, elimizden geldiğince daha gelişmiş bir pazar için uluslararası standartlara ulaşmış bir inşaat sektörü ve yalıtım sektörü için elimizden gelen gayreti her konuda göstereceğiz.

Yalıtım: Mösyö Costi'ye açıklamaları için teşekkür ediyoruz.

Alberl COSTİ: Yalıtım dergisi'nde Onduline Avrasya'ya yer verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Umarım okurlarınız bu söyleşiden istifade ederler.