Deprem gerçeÄŸi ve yalıtım konusunda kamuoyunu bilinçlendirmek için faaliyetlerini aralıksız olarak sürdüren Ä°ZODER’in Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Levent Pelesen, halen depreme hazırlıklı olmayan Türkiye’de, güvenli ve nitelikli binaların sayısının hızla artırılması gerektiÄŸine dikkat çekerek, “ Topraklarının büyük bir kısmı deprem kuÅŸağında yer alan bir ülkede, can ve mal güvenliÄŸini saÄŸlayabilmek için alınması gereken en temel önlemlerin başında uzun ömürlü ve depreme dayanıklı binalar inÅŸa etmek geliyor. Bunun için de, yapıların, öncelikle su yalıtımı ile donatılarak korozyona karşı korunması gerekiyor” dedi...

Yalıtım konusunda kamuoyunu ve sektörü bilinçlendirmeyi amaç edinen Ä°ZODER (Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları DerneÄŸi) BaÅŸkanı Levent Pelesen, yapıyı oluÅŸturan ana elemanları (demir ve beton), ömrü boyunca koruyacak olan su yalıtımının hayati önem taşıdığını söyledi.

Tüm Marmara Bölgesi’ni etkileyen 17 AÄŸustos 1999 Depremi’nin üzerinden 19 yıl geçmesine raÄŸmen, Türkiye’nin depreme hala hazır olmadığını açıklayan Levent Pelesen, “Ülke olarak depremle yaÅŸamayı öÄŸrenmeli, güvenli ve kaliteli yapılaÅŸma bilinciyle hareket etmeliyiz. Deprem kuÅŸağında yer alan Türkiye’de can ve mal güvenliÄŸini saÄŸlayabilmek için alınması gereken en temel önlemlerin başında uzun ömürlü ve depreme dayanıklı binalar inÅŸa etmek geliyor” dedi. 

Betonarme yapı sistemlerinin en hassas oldukları noktalardan birinin suya karşı hassasiyetleri olduÄŸunu vurgulayan Pelesen, “Yapılarımıza suyun nüfuz etmesi durumunda taşıyıcı elemanlarda bulunan demir donatılar korozyona maruz kalarak paslanmakta ve binalarımızın ömrünü ve dayanıklılığını azaltmaktadır. 17 AÄŸustos depremi sonrasında yapılan Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediyesi Hasar Tespit Komisyonu tarafından yapılan incelemeler sonucu, yüzde 79’u hasarlı bulunan 55 bin 651 konut ve iÅŸyerinin yüzde 64’ünde korozyon tespit edilmesi de su yalıtımının önemini ortaya çıkarıyor” diye konuÅŸtu.

Ülke genelinde milyonlarca konutta halen su yalıtımı olmadığına, 6.5 milyon konutun ise deprem açısından riskli bina statüsünde olduÄŸuna dikkat çeken Pelesen, “Toplumda çok bilinmese de depremlerin yol açtığı büyük yıkımların en önemli nedenlerinden biri korozyondur. Herhangi bir yoldan binaya sızan su, oksijen ve beton içerisinde farklı kimyasal içeriÄŸe sahip maddeler ile kimyasal tepkimeye girerek paslanmaya, yani korozyona neden oluyor. Korozyon sonucunda binanın taşıyıcı sistemi öyle zayıflıyor ki, su yalıtımına sahip olmayan bir bina, yapımından sonraki 20 yıl içinde taşıma kapasitesinin yarısından fazlasını kaybediyor. Binanın taşıyıcı sistemini zayıflatan korozyonu engellemenin tek yolu ise su yalıtımıdır” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

YENÄ° YÖNETMELÄ°KLE SU YALITIMI ZORUNLU HALE GELDÄ°
Pelesen, özetle ÅŸunları söyledi: “Türkiye’de inÅŸaat sektöründe büyük bir eksikliÄŸi gidererek, binalara dayanıklılık, kalite ve konfor kazandıracak ‘Binalarda Su Yalıtımı YönetmeliÄŸi’ 1 Haziran 2018 tarihi itibarıyla yürürlüÄŸe girdi. Çevre ve Åžehircilik Bakanlığı tarafından, destek ve giriÅŸimlerimizle mevzuattaki eksikleri gidermek üzere hazırlanan yeni yönetmelikle yalıtımın yeni binalarda uygulanması zorunlu hale getirildi. Türkiye inÅŸaat sektörü ve bina sakinleri açısından çok önemli bir adım olan bu yönetmelik, su yalıtımı ile ilgili çok büyük bir eksikliÄŸi giderecek. Yeni yapılan binalarda bu yönetmelikte öngörülen esaslara uyulmadığının tespit edilmesi hâlinde, bu eksiklikler giderilinceye kadar binaya yapı kullanma izin belgesi verilmeyecek”

KENTSEL DÖNÜÅžÜM FIRSATI Ä°YÄ° DEÄžERLENDÄ°RÄ°LMELÄ°
“Kentsel dönüÅŸüm süreci su yalıtımı uygulamaları için büyük bir fırsat. Bina dayanımı için gerekli olan su yalıtımı, ÅŸimdiye kadar çoÄŸunlukla ihmal edildiÄŸi için, ülkemizde 30 yıllık binalar ömrünü tamamlamış olarak görülüyor. Oysa asgaride 80-100 yıl gibi bir süre için inÅŸa edilmesi gereken binalarımız, bu süre içinde korozyon etkisine karşı korunmuÅŸ olmalı. Bunun için de mevzuatların öngördüÄŸü gibi su yalıtımı yapılmalı. Önümüzdeki kentsel dönüÅŸüm sürecini iyi deÄŸerlendirip, su yalıtımını kaliteli malzeme ve uzman uygulamalar ile gerçekleÅŸtirirsek, her deprem sonrasında yaÅŸadığımız düÅŸündürücü tabloları engelleyebiliriz”

AVRUPA’DA SU YALITIMLI BÄ°NA ORANI DAHA YÜKSEK
“Türkiye topraklarının yüzde 92’si ve nüfus yoÄŸunluÄŸunun yüzde 95’i deprem kuÅŸağında bulunuyor. Deprem tehlikesi altında olmayan Avrupa’da bile su yalıtımına yönelik yaptırımlar var ve tüm yalıtım uygulamaları, denetim ve sigorta ÅŸirketleri tarafından çok ciddi bir ÅŸekilde denetleniyor. Çünkü korozyon nedeniyle binaların depreme karşı dayanıksız hale geldiÄŸinin bilincindeler. Biz de, hem canımızı korumak, hem de saÄŸlıklı, yaÅŸanabilir yapılar inÅŸa etmek istiyorsak, su yalıtımının olmazsa olmaz bir unsur olduÄŸunu anlamalıyız”

Ä°ZODER, ÜRETÄ°CÄ° FÄ°RMALARA Ä°KOS BELGESÄ° VERÄ°YOR
“Su yalıtımını kaliteli malzeme ve uzman uygulamalar ile gerçekleÅŸtirmek çok büyük önem taşıyor. Ä°ZODER üyelerini mevcut kanun ve yönetmeliklerde yer alan standartlara uygun olarak piyasaya ürün arz ettiklerini belgelemek ve haksız rekabeti önlemek amacı ile yeni bir uygulama baÅŸlattık. Ä°ZODER Kalite Onay Sertifikası (Ä°KOS) adını verdiÄŸimiz bu belge için üyelerimizin ürünlerini piyasadan rastgele alıyor ve Ä°ZODER bünyesinde kurulan TEBAR AÅž’de deneye tabi tutuyoruz. Firmanın beyan ettiÄŸi deÄŸerlerle test sonuçlarını karşılaÅŸtırarak Ä°KOS Sertifikası veriyoruz”.