|
Villalarda Isı, Ses, Su, Yalıtım Sorunları ve Çözümleri
Yalıtımsızlık, hem ülke ekonomisine, hem de hava kirliliğini arttırdığı için çevre ve insan sağlığına büyük zarar vermektedir. Yalıtım konusu gelişmiş ülkeler örnek alınarak, öznel ve lüks bir kullanıcı isteği olarak değil, nesnel ve gerekli bir yapısal gereklilik olarak ele alınıp değerlendirilmelidir.En küçük vatandaş örneğinden başlayarak büyük ölçekte inşaat yapan, kurum, kuruluş ve müteahhitlerin, inşaat maliyetinin bir bölümünü oluşturacak yatırım harcamalarından kaçınmamaları için bilgilendirilmelidir. Bu konuda mesleğini icra eden mimarlar, yalıtım gerekliliğini projelerine her konu ve noktada detaylara yansıtarak dile kaleme ve tasarıma yapı ve uygulamaya getirmelidirler. Eğitim kurumlarında konu ile ilgili mesleklerde bir yapının oluşturulmasına bilimsel yaklaşırken; yapı, yapı fiziği ve yapı malzeme bütünlüğünde yalıtımın neden, nerede, nasıl ve hangi malzemelerle olması gerektiğini öğretim aşamasında aktarılmalıdır. Son yıllarda Türkiye'de yalıtımın önemi; tanıtımları ve uygulamalarıyla daha iyi anlaşılabilmektedir. Özellikle ısı yalıtım konusunda faaliyet gösteren firmaların, yıllardır sürdürdüğü tanıtım çalışmaları, beraberinde çok önemli konular olan su ve ses yalıtımının da gelişmesini sağlamaktadır. Isı yalıtımının önemini vurgulayacak bir örnekleme yapılırsa; Türkiye'de 4 iklim kuşağı için 100 nf'lik çatı alanı olan bir yapıda, bir ısıtma sezonunda yalıtım türü ve kalınlığına, bağlı olarak 17910 kg linyit kömürü veya 4555 İt fuel-oil'e kadar tasarruf edilebilir. Olay bunun yanı sıra çevre kirliliğine karşı önlemde de çok etkindir. 8578 kp C02'den, 56488 kg C02'nin ve 823 kg. SC>2'ye kadar havaya atılmasını önleyen değerlere varan sonuçlarla yalıtımın önemi vurgulanır ve yadsınamayacak değerlere çıkar. Bu bağlamda her yapıda değişik çözümlerle de alınabilecek yalıtım konusunu villalarda özelleştirmek için gerekli incelemeler, oluşabilecek hasarlar, alınabilecek önlemleri ile detaylıca açıklayabiliriz. Villalar günümüz insanının bir özlemi, bir arayışı bir anlamda kentten doğaya bir kaçışı, şehirleşmeye bir karşıt hareketi şeklinde bir yaşam seçeneği olmuştur. Bağımsız ısıtmalı, ayrık düzen, bitişik düzen veya ikiz evlerde karşılaşılan, ısı, ses ve su yalıtım sorunları ve bunların çözümleri günümüzde önemli konularından birisidir.Temelinden başlayarak, çatı arasına kadar kesinlikle gerekli olan yalıtımlara ihtiyacı olan bu yapı tiplerinde bu yalıtımlara sahip olmayanların uzun süreli kullanımında ortaya çıkan yapı hasarları görüldükçe insanlar bu işin gerekliliğine daha da inanmaktadırlar. Çünkü yapım tamamlandıktan sonra, geri dönüşü bazı noktalarda yoktur veya sonradan doğru ve güzel bir çözüm olmamaktadır. Ele alınabilecek konu başlıkları her türü ve bohçalama ile temel su yalıtımları bodrum duvarı ısı ve su yalıtımı, dış duvar dıştan ve içten yatayda ve düşeyde de ısı ve ses yalıtımları, radyatör arkası ısı yalıtımı, daireler arası ses yalıtımı boruların ses ve titreşim yalıtımları, çatı arası ısı yalıtımı, ele alınabilecek konulardan en önemlileridir. Bu konuların genelleştirilip, örneklenip hasar tespitleri ile desteklenip yalıtım türü ve malzeme seçimleri ile kesin çözümlerin üretilmesi gerekmektedir. 1. Giriş Geçmişten günümüze insanoğlunun varlığından itibaren barınma gereksinimi ve bunun önemi, yadsınamayacak kadar büyük sorunları da beraberinde getirerek süregelmektedir. Önceleri bu gereksinimler, yerel malzemelerle, yöresel yapı ve yapım teknikleriyle çok basit bir şekilde yapılar oluşturularak karşılanıyordu. O zamanın olanakları ile bile karşılaşılan güçlükler yenilmeye çalışılmıştır.Doğal çevrede yapılan bir kulübenin de basit ölçekte de olsa, doğa ile etkileşimi ve ayakta kalabilmek için tüm negatif etkilere direnmesi gerekmektedir. Örneğin zemininden veya üst örtüsünden alacağı su etkisine, malzemesiyle ve yapısallığıyla karşıt bir tepki göstererek ayakta kalması, içindeki eylemlerinin uygun bir şekilde yerine getirebilecek şartları sağlaması gereklidir. Çünkü hangi ölçekte olursa olsun bir yapı, içinde doğanın en değerli canlısı olan insana hizmet etmektedir. Dolayısıyla bu görevini optimum şartlarda yerine getirmesi kaçınılmazdır. Olayın ilginç yönü ise doğal olarak oluşmuş mağara gibi barınakların dışında bu yapıyı oluşturan, yine o değerli varlık olan insandır. Hem de bu işin eğitimini almış problemin ciddiyetini bilen, konuya ve tekniğe hakim olan kişiler yani mimarlar, bizler, genel anlamda araştırmacılar, uzmanlar ve uygulayıcılardır. Bu değerlendirmeye göre, yapı ve sorunları ve çözümlerini yorumlamak kapsamında mimarlara ve mühendislere pek çok görev düşmektedir. Bu görevi planlı ve programlı bir şekilde yürütülmelidir. Bu görevin ilk adımı problemlerin çok iyi belirlenmesidir. Problemler yapıma ilişkin olabilir, malzemeyle ilgili olabilir, montaj bakım-onarım ile ilişkili olabilir. Önlemi alınmamış ve giderek etkisi artmış bir dış etken nedeniyle oluşmuş olabilirler. Çevre analizleri, kullanıcılarla görüşmeler, yerinde tespitler ve gözlemlerle problemler netleşti-rirler. istenmeyen nedenlerle ortaya çıkan problemlerin dışında önemli olan bu problemlerin hiçbir zaman oluşmayacağı çözümlerle yapı üretmektedir. Teknik kişiler, uzmanlar bu bağlamda amaçlarını saptayarak, iyi bir planlama ve programlama süreciyle oluşturularak detaylandırıl-mış bir tasarım yapmalıdırlar. Bu tasarımın uygulama adımı olan yapım evresinde ise doğru malzeme seçimi, iyi bir uygulama ve işçilik sonucu oluşacak ürünün niteliği optimuma gidecektir. Ancak uzun süreli kullanım sonucu oluşabilecek problemler dışındaki sorunlar minimuma indirilmiş olur. Daha önce de değinildiği gibi barınma ihtiyacı insanoğulunun varlığı ile başlamıştır. Buna bir başka deyişle nesnel kullanıcı ihtiyaçları da denilebilir. Geçmişten, geleceğe bunlar günün koşullarına göre değişime uyğramışlardır. Çağın ilerleyişindeki etkin faktörlerle ötelenerek, iç ve dış etkilere yoğrulmuş hem nitelik hem de nicelikolarak farklılaşmışlardır. Ön-san ve beş duyusuyla ilişkin optimum fiziksel konfor şartları belirlidir. Bunlar çok az farklarla gen-leştirilmiş olarak değerlendirilip, nesnel kullanıcı ihtiyaçları olarak saptanacaktır.Özellikle yapı fiziği konularına ilişkin olarak incelenen en alt ve üst değerlerdeki farklılaşmalar çok önemli sorunlar değildir. Olayın kökeninde kullanıcıların çeşitli etkenlerle değişime uğramış ve genleştirme yapılması olanağı olmayan öznel kullanıcı istekleridir. Tabanda bunlar kalite ve kantite açısından değişim ve gelişime uğramışlardır.Gelişen teknoloji, hızlı endüstrileşme, nüfus artışı, şehirleşme, çevre faktörleri, eğitim-öğretim düzeyinin iyileştirilmesi vb. pek çok etken insanın temel ihtiyaçlarını karşılama yöntemlerinde bile belirgin değişiklikleri oluşturmuşlardır.Mağara, çadır, kulübe, megaron, tek ev, ikiz ev, sıra ev, apartman, toplu konut gibi dünden bugüne çeşitlendirilerek sıralanabilir. Bağımsız olarak oluşan, tek ev ölçeğinde konuyu ele alırsak, magmanın orijini noktasından uzayın sonsuzluğuna kadar sahip olunabilecek bir mülkiyetten duyulacak haz kişileri sürekli olarak daha da artan dürtülerle "Villa"cılar kervanına katmaktadır. Kullanıcının şehrin gittikçe üzerinde hissettiği yoğunluğundan, bir konudaki kirliliğinden kaçmak gibi bir isteğinden daha tabii bir şey ne olabilir ki? Son yıllarda kullanımda ortaya çıkan sorunlar belirginleştikçe villalarda kendi içlerinde çeşitlenmeye başlamışlardır. Kişiler önce can ve mal emniyetlerini sağlamakla yükümlüdürler. Bu bizim konularımız dışında fakat mutlaka
ele alınması gerekli bir konudur. Çünkü günümüzde kervan geçmez, kuş uçmaz, denilecek nitelikte bir yerde çok nicelikli bir malikâne örneği bulmak mümkündür.Böylesine öznel ve uç isteklerin söz konusu olması olağandır. Önemli olan bu konuyla ilişkin olarak bu tip binaların problemlerini en aza indirmek veya oluşmuş olan problemlerini çözmektir.Çünkü son yıllarda şehrin olumsuz etkilerinden kaçarcasına şehir dışına yerleşen insanların sayısı hızla artmıştır. Problemleri ortaklaşa çözebilen ikiz ev, bir ölçüde sıra ev ve hatta son günlerde söz konusu olan Villa-Apart-man gibi ilginç birkullanım amacı olan binalar çığ gibi oluşmaktadır.İşte bu noktada önemli olan teknik kişilerin kullanıcıya, bir anlamda müşteriye doğruyu ve olması gerekeni açıklayıp; öznel olan kullanıcı isteklerini, nesnel olan kullanıcı gereksinimlerine dönüştürmekve paralelindeki, tasarım, uygulama, işçilik ve malzeme seçimi konusunda bilimsel olarak yaklaşıp sorunların en aza indirilmesi ve oluşmuş olan sorunların çözülmesi gereklidir. Teknolojideki her gelişme ve artan olanaklar, yapı üretiminde, yapım sistemlerindeki gelişmeye paralel olarak üretilen binaların problemleri de karmaşıklaşmış, probleme çözüm bulmak için gerekli sistemler, malzeme çeşitleri üretici ve uygulayıcı firmalar da hızla gelişmektedir. Bizim konumuz ise doğayla öz-deşleşecek, temelinden, çatısına kadar her türlü çevre ve yapı kaynaklı problemi kullanıcı göğüsleyecektir.Otuz katlı bir toplu konutun biriminin tek bir temele, tek bir çatısı bunlarla ilgili problemi birçok kişinin ortak problemi olarak ve yönetim bazında çözülürken, 35 nf'lik bir bina örneğinde de çok küçük ölçekte yaşanabilecek aynı problemler bir kullanıcının omuzlarına yüklenecektir. Öyle ise nedir bu problem; yanıtı ortada bir soru, çok geniş kapsamlı ve bir sempozyuma konu olabilecek kadar önemli bir konudur işte bu problem. 1.1. Yalıtım Bina ile içerisindeki eşyaları ve insanları su, nem, ısı ve sese karşı koruma önlemlerine yalıtım denir. İzolasyon ve tecrit kelimeleri de bu bağlamda kullanılabilir. Genel olarak su ve neme, ısıya, sese karşı yalıtım söz konusudur. Yalıtım türü ve uygulama tipi, binanın yeri ve konumu ile daha sonra daplanlaması ve uygulanması ile doğru ilişkilidir. Su yalıtımı iklim koşulları, topografya, yeraltı su seviyesinin temele göre durumu, binanın bodrumsuz, bodrumlu tasarımı ve aplikasyonu zeminle ilgili su problemleri ile birlikte düşünülmelidir. Bu fikirler planlama kararları aşamasında ele alınmalı ve % 100 bir su probleminin söz konusu olacağı arazide kullanıcı ihtiyacı ve yapıma ilişkin gerek yapısal, gerek ekonomik koşullar göz önüne alınarak ya bodrumsuz bir tasarıma gidilmelidir ya da iyi bir bohçalama sistemi uygulanmalıdır. Bu kararların tasarıma ve uygulamaya yansıtılmasından önce programlama evresinde net bir şekilde tasarıma girdi oluşturacak veriler olarak belirlenmesi gereklidir. Temel suyu yalıtımı En önemli konu kişilerin yalıtım konusunda bilgilenirilmelidir. Kişi , firma veya müteahhit bilinçsizlikten veya ekonomik nedenlerden özellikle temel yalıtımlarına yaptıkları harcamaları, hem görünmez hem de gereksiz gibi yorumlamakta ve çoğu yerde uygulamamaktadırlar. Son derece hatalı olan bu davranış kesinlikle önlenmelidir. Çünkü temel suyu problemleri yapımından kısa bir süre sonra ortaya çıkmakta ve kullanıcıyı perişan etmektedir. Özellikle villalarda, giriş kötü yaşama ve mutfak mekanlarının bulunduğu yerlerdeki su kökenli problemleri kullanımda çözmek hemen hemen imkansızdır. Çünkü bu problemin tek çözümü, temelde yüksek su basınçlı temel yalıtımı yapmaktır. Yapının toprağa oturuş şekline göre; toprağa oturan döşeme türü toprağa üturmayan döşeme türü ve bodrumlu binalar için çanak biçimi yalıtımlar söz konusudur. Bunların çeşitli uygulamaları olabilir. (1)Zemine oturan döşemelerde önemli olan bitmiş döşeme yüzünü sürekli olarak kuru tutabilmek için önlem alınmasıdır. Islak ve rutubetli yüzeyler malzemelere ve her şeyden önce insan sağlığına son derece zararlıdır. Bu tür döşemeler zeminle sürekli ilişkide olmaları nedeniyle, kapilariteyle su emmeleri kaçınılmazdır. Su ve nem kolayca yatay, eğik ve düşey olarak binaya yürür. Dolayısıyla özellikle su basıncı yüksek olan zeminlerde drenaj yaparak su düzeyini düşürmek ve suyu binadan uzaklaştırmak gereklidir. Türkiye'de 20-30 yıl öncesine kadar malzemeler günümüzdeki kadar çeşitli değildi. Genellikle suya karşı yalıtım malzemesi için bitümlü malzemeler ile beton ve harca karıştırılan tıkayıcı malzemeler geçerliydi. Bunların üretim ve uygulama felsefeleri ise aynı tabanda birleşiyorlardı. Arı halde bitümde su geçirimsizliği bitüm kalınlığı ile doğru orantılıdır. Geçirimsizliği sağlayan tabakalarda gerekli bitüm miktarını durağan duruma getirmek gerekir. Taşıyıcı ile kullanılan malzeme hem bitümü durağan hale getirir, hem de tabakalar halinde uygulama olanağı yaratır. Bitümlü yalıtım örtülerinin fiziksel özellikleri taşıyıcı malzemeler ile doyurucu bitümlü malzemenin özelliğine göre değişir.Sahip olması gereken fiziksel özellikler, yalıtımın uzun süreli kullanımında görevini tam olarak yerine getirmesinde en büyük etkendir. Malzeme seçiminde fiziksel, kimyasal özellikleriyle uygulandığı bölgedeki probleme göre seçilmiş olmalıdır. Bunlar en genel anlamda bazı özelliklere sahip olmalıdır. Yalıtım tabakasının eni ve boyu doğrultusunda kopmaya dayanıklı olmalıdır. Yalıtım tabakası veya örtüsü sıfır derece santigratta katlandığında kırılma ve çatlama olmamalıdır. Su içindeki mikroorganizmalardan etki-lenmemelidir. Ağır olmamalıdır. Yalıtım tabakalarının gereksiz yere ağırlaştırılıp taşıyıcı sistemi zorlanmaması gerekir. Kapiler iletkenliği, fazla olan yapı malzemesinde su hareketleri kolaylaşır. Bu nedenle kuruma, yapı malzemesi gereğince ve süratli olur. Kapilaritesi az olan malzemede iç bölgede bir nem çekirdeği oluşur, kuruma yıllarca sürebilir.Günümüz teknolojisinde gerek temel su yalıtımları için gerek çatıdaki ve cephelerdeki su yalıtımları için, firmalar tarafından üretilip hizmete sunulan zengin bir ürün çeşitliliği vardır, ürünler binadaki problemin yerine ve detayına göre uzman kişiler tarafından seçilip gereken şekilde iyi bir işçilikle uygulaması da yapılarak doğru kullanılmaktadırlar. Piyasadaki ürünler yanlış seçim ve kötü uygulama ile problemin olduğu bölgede hiçbir çözüm sağlamayabilirler. Aynı ürünle birkaç tür yalıtımı optimum çözebileceğimiz ekonomik seçenekler de bulunabilir.Su ve nem yalıtım gereçleri olarak kullanılabilecek pek çok malzeme olmakla birlikte çok genel olarak zemine oturan döşemede ısı ve su yalıtımı zemin betonu atılmadan önce ısı yalıtım levhaları döşenerek üzerine, çeşitli bitümlü örtüleriyle zemin suyuna ve rutubete karşı yalıtım yapılır. Yalıtım panelleri, temel yalıtım levhaları, su tutucu bantlar, derz ve dilatasyon kaplaması ruloları vardır. Esnek dolgu harçları ıslak hacim duvar ve döşemelerdeki fayans ve plakalarda, balkon ve teras kaplamalarında da önerilir. Su problemi özellikle bazı iklim bölgelerinde gerek yöresel mimariden veya planlamaya bağlı istekler doğrultusunda ortaya çıkan teras çatılarda oluşmaktadır. Su ve ısı problemi sonucunda üzerinde gezilebilir veya gezile-mez. Her iki düz çatıda kolayca karşılaşılabilecek, çok iyi bir yalıtım uygulamasıyla çözülebilecek sorunlardır.Düz çatıların ısı yalıtımında ters çatı sistemi en uygun çözümdür. Su yalıtımının üzerinde yer alan güneş ve mekanik etkilerden koruma görevini üstlenen öğedir. Mevcut betonarme döşeme üzerinde eğim betonu uygulanarak bitümlü su yalıtım örtüleriyle buhar ve su yalıtım katı uygulanır. Daha sonra döşenen ısı yalıtım levhaları üzerine çeşitli kaplamalar yapılır.Betonda suda erimeyen kristalleri üreten, böylece betonu, su geçirimsiz bir yapı elemanı haline getire, fırça ile sürülerek kolayca uygulanabilen sistemler vardır. Bu tür yalıtımların konut türünden başka; her çeşit temel, bodrum, yeraltı depoları, yüzme havuzu,teras, çatı, istinat duvarı, yol köprü, viyadük, temel, metro, kat otoparkları gibi geniş uygulamaları vardır.Cephelerde su yalıtımı, özellikle kuzey cephelerinde cephe boyama, kaplama, duvar detaylarıyla önlenebilir.Çatı kaplamalarında su yalıtımına % 100 etkili ve pek çok özelliği bünyesinde toplayan komplike malzemeler gelişen teknoloji ürünleri olarak hızla çoğalmaktadırlar. Fibrocam donatılı okside bitümden üretilen renkli, esnek, her detaya uygun çok estetik malzemeleri bulmak mümkündür. Villa planlamalarında genellikle çatı arısı kullanılan mekanlardır. Isı kaybının önemli bir sorun olduğu bu bölümlerde, eğimli betonarme döşeme varsa üzerindeki çatı altı ahşap kadranların arasına, ahşap çatı konstrüksiyonu ise merteklerin arasına folyolu cam yünü şilteler yerleştirilerek gerektiğinde altları kaplanır Cephe ısı yalıtımları Sıcaklık dereceleri farklı ortamları ayıran yapı bileşenlerinde, sıcaklık derecesi yüksek alanda düşük olan yöne doğru devamlı bir sıcaklık akımı oluşur. Sıcaklık ve nem akımları daima aynı yöndedir. Su buharı akımı çoğu zaman difüzyon yolu ile oluşur. Sıcaklık ve su buharı akımları birbirini etkiler, rutubet etkileri düşünülmemiş bir yapı elemanının ısı geçirgenliği çok artmaktadır. Bu nedenle yapı dış ve iç yüzeyleri arasında mutlaka ısı yalıtımı düşünülmelidir. Duvarda ve duvar boşluklarındaki doğrama ve cam detaylarda ısı kaybı minimum olmalıdır.Villalarda cephe ısı yalıtım sistemleri, yapı fiziği ile ilgili problemleri çözmek için, yalıtımla birlikte termik kontrolü sağlamak için yararlanılan sistem çözümleridir. İç ve dış hacim arasındaki sıcaklık farkları ile su buharı basınç farkları oluşmaktadır. Bu nedenle sıcaktan soğuğa doğru bir ısı akımı ve genellikle aynı doğrultuda bir su buharı akımı meydana gelmektedir. Bu akımları durdurmak pratikte tam olmasa da yavaşlatmak mümkündür. İçten veya dıştan sandviç duvar yalıtım uygulaması yapılabilir. Dışarıdan uygulama ısı köprülerinde daha olumlu sonuçlar verir ve ısı tasa-rufunu içten detaylandırmaya göre % 15 daha arttırır. Dış etkenlere açık yalıtılmamış duvarlarda görülen sıcaklık değişimlerinin neden olduğu termik hareketlerden kaynaklanan çatlak oluşumları ve buhar geçirgenliği doğru düzenlenmiş sistem olduğu için taşıyıcı duvarda terleme suyu birikmesi ve buna bağlı olarak mantar küf birikmesi önlenmiş olur. Yapının geç soğuması veya yazın sıcak havayı direkt içeriye almaması yalıtımın diğer avantajlarıdır. Villalar genelde ikiz ve sıra ev şeklinde veya tek ev tipinde yapılırlar. Dolayısıyla ceplerinden, zemin ve çatıdan yani 6 veya 4 yüzeylerinden ısı kayıpları vardır. Bir apartman dairesinin ara kat ısı kaybı tek evden daha az olabilir. Bu nedenle cephede radyatör arkasında, bir yüzü genelde alüminyum yansıtıcı kaplı levha elemanlarıyla ısı kazançları sağlamak olumlu sonuçlar verir. Çeşitli izo tuğlalarla da yeterli cephe yalıtımı sağlanabilir. Bitişik düzen villalarda, farklı ısınmalar olabileceği için, çift duvar uygulaması ve araya ısı yalıtımı levhalarıyla ısı, ses vb. yalıtımı sağlanmış olur. Ayrıca planlama da çıkma altı varsa yine sıva altına dıştan veya yapımda döşeme türü veya ara kat uygulama katmanları yerleştirilmelidir. Döşemede ısıtma sistemi bağımsız, ısıtmalı evlerde yaygın olarak uygulanan sistemlerden biridir. Burada önemli nokta, ısının alta kaçmasını önlemek için, çeşitli köpük levhalar veya benzeri elemanların boru sistemi altına yayılması gereğidir. Kalorifer ve sıcak su boruları ısı kaybına karşı yalıtılmalı-dır. Baca dış duvarda ise yalıtım düşünülmelidir. iyi uygulanmış ve doğru detay-landırılmış bir ısı yalıtımı ile büyük bir enerji tasarrufu sağlanır. Bu konuda bilinçli bir mal sahibi, yapı fiziği konusunda bilgili mimar ve mühendisler, ekonomistler üretici firmalar ve kalifiye işçilik bu tasarrufu optimuma çıkarır. Ülkemizde, dünyadaki belli başlı ısı yalıtım malzemelerinin pek çoğunu bulmak mümkündür. Yerli üretimlerinde, Standart Belgeleriyle ispatlanmış kaliteye ulaşmaları ve iyi bir tanıtımı gerekmektedir. Her yıl ocak ayının ikinci haftası Enerji Tasarrufunun kutlanarak gündeme getirilmesi yeterli bir çaba değildir. Yapı ve ses yalıtımı Yapı kabuğuna gelen gürültü düzeyini etkileyen dış etkenler; uzaklık, havanın moleküler yutu-culuğu, atmosfer ve iklim koşulları, bitki ve zemin örtüsü, topogra-fik durum ve engellerolarak sıralanabilir.Özellikle kırsal yerleşim bölgelerinde yapılaşan villaların yakında karayolu, tren yolu vb. gürültü kaynakları varsa yine bunlara doğal kaynaklı engellerle, binanın konumlandırılması ile engel olabiliriz.Planlayıcıya düşen en büyük görev doğru yer seçimi ve yöndir-medir. Gürültü kaynağına olan uzaklığı, sağır duvarların konumu, doğal engeller, kot farkı, yeşil engeli, ağaçlandırma, bahçeli duvarları, diğer yapıların konumlarında yararlanma, dış ortamda oluşan ses kontrolü için uygun araçlardır.Merkezi sistemli ve ortak bir grupta yer almayanbağımsız ısıtmalı villalarda kat kalorifer dairesinde bulunan brülör ve hidrofor gibi bazı cihazlar gürültü ve titreşim kaynağı olmaktadır. Gürültünün üretildiği mekanda yutulması ve evin diğer bölümlerinde geçmesi önlenmelidir. Mekanın tavan ve duvarlarında cam yünü, taş yünü vb. ses yutucu elemanlar kullanılır.Günümüzün taşıyıcı sistemleri; iskelet taşıyıcılar ve hafif gereçlerin kullanılması ile ortaya çıkan sorun gürültü ile çelişmektedir. Evin içinde bir odada üretilen üst konuşma sesinin bile düşey veya yatay doğrultuda iletilmesi söz konusu olan yapılarda ses yalıtımının önemi yadsınamaz. Evin içinde üretilen çok çeşitli gürültünün yanı sıra boru tesisatının da taşıdığı titreşim, duvar ve döşemelerden geçtiği noktalardan tüm binaya iletilir. Dolayısıyla bu noktalarda da boru seçimi ve detay bağlantılarıyla sesin cidar titreşimi ile geçmesi önlenir. Dolaysız geçişe bu şekilde tedbirler alınırken dolaylı geçiş olan sesin duvar ve bitişik hacimler aracılığı ile geçişi duvar ve döşeme malzeme ve yapım sistemleri ile önlenmelidir. Kaynaklar 1. Cebi M.R., (Prof) Yapı Elemanları l-ll, Yıldız Teknik Üniversitesi, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Sy. 21-11, İstanbul, 1994. 2. Sey, Y., (Doç), İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Fiziksel Çevre Kontrolü Kürsüsü, istanbul, 1997. 3. T.M.M.O.B. inşaat Mühendisleri Odası, Türkiye Mühendislik Haberleri, S. 37, Ankara, 1996
İlginizi çekebilir... Pratik ve Çözüm Üreten Bitümlü Örtülerde Çeşitlilik ArtıyorGelişen teknoloji ve değişen ihtiyaçlar doğrultusunda dünya genelinde yapıların ve inşaat tekniklerinin değiştiğini gözlemliyoruz. Bu değişimlere bağl... Üzeri Kumlu Her Membran, Proof Membran DeğildirPiyasada ticari adı proof olan çift yüzü polietilen kaplı bazı membranlar ve bir yüzü kumlu diğer yüzü polietilen film kaplı viyadük membranları,proof... Su Yalıtımsız Bina Sismik Performansını SürdüremezBinanızın statik hesapları ve zemin etüdleri mükemmel bir şekilde yapılmış, uygulaması en kaliteli malzemelerle ve üst düzey işçilikle yapılmış olabil... |
|||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.