Yalıtım Dergisi 92. Sayı (Eylül-Ekim 2011)

44 YALITIM • EYLÜL - EKİM 2011 tam belli olmayan firmalar var. ‘Kime mal satıyoruz’ sorusu hala sorulan bir piyasada riskler her zaman olacaktır. Bu risk faktörünün kalkması gereki- yor. Yalıtım sektörü büyük ve potan- siyeli yüksek olmasının yanında maa- lesef denetimsiz, güvensiz bir yapıya sahip. Gerek üretim gerek uygulama kısmında zayıf noktası çok. Pazar büyük olmasına rağmen üreticiler ve uygulamacıların kar marjları oldukça düşük. Tüketici mutlu değil. Böyle bir pazarın bir an önce denetim altına alınması şart...” Uluslararası bir markamız yok “Türkiye’nin gerçek sorunu, hiçbir sektörde doğru dürüst uluslararası bir markasının olmaması. Üretmeden tüketen bir millet haline dönüştük. Bu da dünya üzerinde Türkiye’ye bakış açısını olumsuz etkiliyor. Bir kopyacılık ve ezbercilik hakim. Ama- cımız, yaptığımız işte en iyisi olmak. Bu da ancak bir marka ve kaliteyle olur. Sektörün öncü firmaları uzun vadelerle ve ucuz fiyatlarla günü kur- tarmaya çalışıyorlar...” Kalp kırmamaya dikkat ederim “Sert bir görünüşüm var. Çabuk sinirlenirim, bununla birlikte hızlı sakinleşen bir yapım da var. Kalp kır- mamaya çok dikkat ederim. Sadece maaş için çalışan değil de yaptığı işte en iyisi olmayı hedefleyen, gelişime açık, özgüveni yüksek ve dürüst insanlarla çalışmayı tercih ediyoruz. Geser Parex’in böyle bir kültürü var. Sadece işi satmak olan insanlarla değil, etik değerleri de yüksek insan- ları bünyemizde barındırmaya çalı- şıyoruz. Her şey parayla ölçülemez. Aile firması hüviyetinde çalışacak, sıcak ilişkileri tercih eden insanları hedefliyoruz...” Bayi seyahatlerinde çıtayı yükselttik “Yetmişe yakın personelimiz ve yüz elliye yakın bayimiz bulunuyor. Personel ve ürün kalitesinin yanında bayilerimiz de bizim için çok önemli. Düzenlediğimiz geziler ve eğitim- lerle onların ufuklarını da açmayı amaçlıyoruz. Özellikle Küba, Vene- züela, Meksika veya Arjantin gibi farklı kültürlere sahip ve güzel ülke- lere seyahatler düzenliyoruz. Tabii bu arada insanları kaynaştırıyor ve tanışmalarına da aracı oluyoruz. Bu konuda çıtayı yükselttiğimize inanı- yorum...” Deniz, doğa ve aile... “2000 yılında evlendim. İlk ola- rak oğlum Kaan Mert ve ardından kızım Ekinsu doğdu. Ailemle vakit geçirmekten hoşlanıyorum. Vakit buldukça denize veya doğaya açılı- rım. Keşfetmeyi severim. Denizci- lik ve yatlara karşı bir merakım var. Önümüzdeki dönemlerde, işlerin yoğunluğunu azaltmayı ve kendime de boş zaman yaratıp zaman zaman tekneyle denize açılmayı düşünüyo- rum. Bugünlerde böyle bir lüksüm yok. Birçok yer görmeme rağmen en çok Türkiye’yi seviyorum. Ve tabii ki Fenerbahçe’yi...” portre & röportaj Y Küba...

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=