Yalıtım Dergisi 92. Sayı (Eylül-Ekim 2011)
24 YALITIM • EYLÜL - EKİM 2011 görüş JOZEF BONFİL BİTÜDER Teknik Komisyon Üyesi ve BTM A.Ş. Teknik Danışmanı S u yalıtımının önemi 1999 yılı depreminden sonra ortaya çıktı. Depremde yıkılan evler incelendiğinde iki önemli veri dikkat çekiyor: • Tarım arazileri üzerine yüksek binaların yapılmış olması: Suya doygun toprağın üzerindeki bina basıncının etkisi ile deprem titre- şimleri esnasında, su ile toprağın ayrışması sonucunda binalar toprağın içine gömülüyor. • Binalarda su ve ısı yalıtımları olmamasından, betonarme içindeki demir donatını zaman içinde korozyona uğruyor. Deprem esnasında gelen yatay Su Yalıtımında Haksız Rekabet kuvvetleri bina taşıyıcı sisteminin karşılayamaması nedeniyle katlar üst üste yıkılıyor. Bu olayların sonunda, başta kamuoyu olmak üzere inşaatla ilgili tüm teknik kişiler korozyonun öne- mini bir kez daha hatırladı. Yapının korunması hakkında bilinçlenme hareketleri başladı. Su yalıtımına yönelik malzemeler üç ana grupta toplanıyor: a- Bitümlü Örtüler b- Sentetik Örtüler c- Sürme Esaslı Likit Malzemeler Her üç üretim dalında da 1999 yılından sonra pazara yeni üretici- ler girmiş ve 2010 yılında talebin 2,5-3 katına varan kurulu kapasite- lere ulaşılmıştır.1999 yılından sonra pazara giren oyuncuların büyük bir bölümünün merdivenaltı diye yorum- ladığımız düzeydeki üreticiler olması, kurulu kapasitelerin pazar talebin- den daha fazla olması, TSE-CE geçiş döneminin yaşanması, birçok ürünle ilgili uygulama kural standartlarının olmayışı, piyasa denetiminin bulun- maması haksız rekabeti körükledi ve bugüne gelindi. Su yalıtım ürünleriyle ilgili olarak, polimer bitümlü örtülerle ilgili TS EN 13707, 13969; sentetik örtüler ile ilgili TS EN 13956, 13967 standartları yayınlanmışken, su yalı- tımında kullanılan sürme esaslı su yalıtım malzemelerine yönelik TS EN Standardı bulunmamaktadır. Şubat 2001’de polimer bitümlü örtülere yönelik Türkiye’nin ilk uygulama kural standardı olan TS11758-2, İZODER ve BİTÜDER’in ortak gay- retleriyle yayınlanmıştır. Bugün haksız rekabet birçok boyutta gerçekleşmektedir. Sınıflan- dırmayı aşağıdaki gibi yapabiliriz: Kalitesiz Üretim Kurulu kapasitelerin, talepten fazla olması nedeniyle üreticiler, malzemeleri daha ucuza imal etme yönünde eğilimlidirler. Bu ürünü satın alacak nihai tüketicinin fiyat baskıları da eklenince merdivenaltı üreticisi kalite ile oynamaktadır. Hiçbir üretici zarar edeceği bir malı satmayacağına göre, petrol fiyatları bir yıl içinde 90 US$’dan 150 US$ mertebesine çıkmasına rağmen, ürün fiyatlarının sabit kalması veya çok az artması başka şekilde izah edilemez.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=