Yalıtım Dergisi 90. Sayı (Mayıs-Haziran 2011)
50 YALITIM • MAYIS - HAZİRAN 2011 mamız. Geçen sene 90 bin ton civarı üretim yaptık. Bu miktar üzerinde yaptığımız hata sadece bir adet ürün ve sadece 20 kilogram. Bu büyük bir başarı. Geçen sene 57 müşteri şikayeti aldık. Hepsine tek tek gittik, yakından ilgilendik. Yüzde 80’inde uygulama hatası, yüzde 20’sinde de fiziksel şartlarda malzemelerin zarar görmesi gibi hatalar bulduk. Biz üretim kalitemize duyduğumuz güvenden dolayı bütün ürünlerimizi sigortaladık. Bir başka deyişle, ürün- lerimizin kullanıldığı uygulamalar, üründen kaynaklanan bir hataya karşı sigortalanmıştır. Ancak bugüne kadar açılmış bir tek sigorta hasar dosyamız yok. Bu da, müşterilerimi- zin firmamıza karşı duyduğu güveni arttırıyor...” Yalıtım sektörü çok daha fazla büyüyecek “Bugün yapı kimyasalları ve ya- lıtım sektörünün büyüme hızı, in- şaat sektörünün büyüme hızından daha yüksek. Ancak sektör kendi içinde bazı alt gruplara ayrılıyor. Bazı segmentlerin büyüme ivmesi artabilir, bazılarında ise yerinde ka- labilir. Su yalıtımı, ısı yalıtımı, hazır sıvalar, epoksi ve poliüretanlar gibi konularda halen daha çok büyük bir boşluk var. Ama mesela seramik yapıştırıcıları segmenti aynı büyüme hızını yakalayamayabilir. Türkiye’de binaların hala yüzde 90’ından faz- lası yalıtımsız. Yalıtımlı olanların da standartlarının çok yüksek olmadığı kanısındayım. Dolayısıyla yalıtım sektörü ve buna bağlı olarak yapı kimyasalları sektörü, önümüzdeki yıllarda inşaat sektörünün çok üze- rinde büyüyecek...” Örgütlenme yararlı olur “Biz her türlü sosyal ortama ka- tılmak isteriz. Yapı kimyasalları sek- töründe bir örgütlenmede, en azın- dan üreticiler birbirleriyle tanışır, iletişim kurabilirler. Bu kadar inşaat yapılmasına rağmen maalesef yapı malzemecileri hak ettikleri payları alamıyorlar. Seramik, tesisat gibi di- ğer yapı malzemecilerin en azından dernekleri var, organize olabiliyorlar. Ama yapı kimyasalı sektöründe bunu biraz zor görüyorum. Çünkü bizim sektörde, büyük firmaların yanı sıra çok sayıda küçük, yerel firma da var. Hepsini biraraya getirmek biraz zor. Fakat yine de bir örgütlenme sektöre yararlı olur...” Know-how gerektiren işlere yoğunlaşacağız “Önümüzdeki dönemlerde yine kendi sektörümüzde kalmayı düşü- nüyorum. Bunun yanında, özellikle su yalıtımında, Türkiye’de hiç üretil- memiş ürünlerin üretimine geçmeyi planlıyoruz. Bir alanda, üreten ilk firma değilseniz ve çok üretici var- sa hak ettiğiniz kar marjını yakala- ma şansınız pek mümkün olmuyor. Ciddi bir rekabetin yaşandığı bu or- tamda sadece sermaye koyarak, her- hangi bir rakibimin girebileceği bir işe girmek istemiyorum. Bana göre bir işe ciddi anlamda bir bilgi akta- ramıyorsanız, know-how’ınız, bir başka kişinin girmesini engelleyecek kadar büyük değilse işiniz zorlaşıyor. Katma değeri biraz daha yüksek, know-how gerektiren işlere odak- lanmayı planlıyoruz ve bu süreçte şirketteki işlerimi biraz delege edip, bu tip işlere daha fazla vakit ayıra- cağım. Türkiye’nin de sanayisini katma değeri yüksek ürünler ürete- bilecek şekilde dizayn etmesi lazım. Yoksa şu andaki yapıyla hedeflerin yakalanabileceğini düşünmüyorum. Avantajımız ise girişimci insanları- mızın fazlalığı ve onların bakış açı- ları. Hammadde açısından zengin değiliz, enerjimiz ithal, ulaşımımız trajik denecek derecede kötü dizayn edilmiş. Ara insan gücümüz de pek yeterli değil. Özelikle orta kademe yönetici, bir vardiya şefi bulmak ül- kemizde kolay olmuyor...” Ortaklık düşünmüyorum “Geçmişte bizimle ortaklık yap- mak isteyen, hatta şirketi tamamen satın almak isteyen yurtdışı firma- lar olmuştu. Ama ben kimseyle or- tak olmayı düşünmüyorum. Çünkü Türkiye piyasasında onlarla ortak ol- maya ihtiyacımız yok. Belki yabancı ülkelerde iş yapmak için böyle bir ortaklık söz konusu olabilir...” Çok şey talep ederim “Otoriter ve ciddi bir kişi oldu- ğumu söyleyebilirim İnsanları kolay kolay motive etmem. İşin yöneticilik kısmıyla patronluk kısmı arasında çelişen noktalar olduğunu düşünü- yorum. Ben bazen yönetici gibi dav- ranmam gereken yerlerde daha çok patron gibi davranıyor olabilirim; ama bu da işin iyi gitmesini arzu et- memden kaynaklanıyor. Dolayısıyla çalışılması zor biriyim. Çok şey talep ederim. İstediğim işin yüzde 99’u tamamlansa bile ben eksik kısmını dile getiririm. Ama mutlaka başladı- ğım bir işi bitiririm, kolay kolay pes etmem...” Birinci önceliği iş olan insanlarla çalışmayı tercih ederim “Çalışanlarımızdan öncelikle dü- rüst olmalarını beklerim. Yanlışlıklar ve hataları tolere edebilirim. Ama yalanı ve ihaneti kabul etmem zor. portre & röportaj
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=