gündem eleman ile genleştirilmesi sonucunda elde edildiğini ve iki ürünün de katı faz olarak aynı olduğunu iddia etmektedir. Dolayısıyla maliyetin büyük bölümünü oluşturan hammadde maliyeti göz önüne alındığında ikisi de 30 kg/m' ve üzerinde üretilmesi durumunda % 30 maliyet farkını oluşturan unsurların neler olduğunu analiz etmek gerekir. 30 -50 kg/m3 arasinda yoğunlukta üretilen ürünler ile 1O kg/m' ve altında üretilen ürünler arasında elbette ciddi maliyet farkı oluşacaktır. Bir ürünün maliyetini belirleyen en önemli unsurlardan biri de, standardlara uygun üretim yapmaktan ve sağlıklı bir kalite kontrol sisteminden geçmektedir. Bu kriterler, yoğurıluğun yanı sıra ürünlerin belirlenen minimum basma, çekme, bükülme mukavemetine sahip olması, uluslararası seviyede yangın geciktirici kullanılması (Avrupa'daki Enstitülerde B1 testini geçebilmesi}, boyutsal stabilite ve toleransların Avrupa standardlarına uyumu, daldırma yöntemiyle su emmesi, buhar difüzyon değerlerini sağlaması gibi kriterlerdir. Bunlardan birine dahi uyulmaması durumunda ürünlerin tekrar üretim hattına geri döndürülmesi maliyeti artırıcı unsurlardır. - Bu koşullara uyulmaması durumunda dünya da 28 fabrikada bu ürünü üretmekte olan firmamızın 50 yıllık deneyimi göz önüne alındığında, birim başına düşen maliyet kaçınılmaz olarak daha ucuz olacaktır. Sonuç olarak ülkemizde kalite artırıcı çalışmalardan Standard revizyonu konusunu desteklemekle birlikte, getirilen standardlara uyum konusunda titiz davranılmalıdır. 20 yıl boyunca dünyadaki uygulamaların aksine 1O kg/m' ve daha düşük üretim yapmaya devam eden bir sektörün fayda/maliyet konusundaki değerlendirmelerini tereddütle karşılamaktayız. TS 7316 revizyonundan önce PÜD'ün, tüm EPSüreticilerini mevcut standarda yönelik üretim yaparak 2 6 YALITIM• ŞUBAT 2001 TSE uygunluk belgesi almaya teşvik etmesi gerektiği inancındayız. Böylece mevcut TS 7316 EPS standardına uyum sağlanmış olup, daha gelişmiş Avrupa standardı prEN 13163 göre revizyon talep hakkı doğmuş olur. - TS 825 Mecburi Standard kapsamında yer alan bütün ısı yalıtım ürünlerinin, detay ve hesap değerlerine uyulmak koşuluyla kullanılmasında tarafımız adına hiç bir sakınca yoktur. Ancak şunu özellikle belirtmek isteriz ki, piyasada 1O kg/m' yoğunluk ve altında EPSüretimi devam ettiği sürece, yoğunluk ve lambda değerlerinin sadece kağıt üzerinde değiştirilmesi pratik anlamda bir fayda sağlamayacaktır. iddia 4: TS 825'de EPSve XPS ürünlerinin buhar difüzyon direnç katsayıları hatalı konmuştur. Bu ve yukarda sayılan nedenlerle XPS her derde deva, çok pahalı bir ürün haline gelmiştir. Avrupa'da ısı yalıtım anlamında bekledikleri ilgiyi bulamayan XPS, Türkiye'de kapasite artırmaktadır. Yanıt: - TS 825'de yer alan buhar difüzyon dirençleri Avrupa Standardlarından alınmıştır. XPSbuhar difüzyon dirençleri m=80-250 arasındadır. TS 11989'a göre pürüzlü ürünlerimizin değeri m=100, zırhlı ürünlerin ise m=200 olarak TSEuygunluk belge ve test sonuçları mevcuttur. - XPS fayda/maliyet analizi dikkate alındığında pahalı bir ürün değildir. Fayda/Maliyet hesaplarında, ısı iletkenlik değerine göre eşdeğer kalınlık, yoğunluk, basma mukavemeti ve detayda kullanılan diğer yapı malzemeleri göz önüne alınmalıdır. - PÜD'ün yayınlarında ve Bayındırlık ve iskan Bakanlığı başvurusunda, fayda/maliyet analizi olarak, XPSve EPS karşılaştırılması kastedilmektedir. Örnek olarak 30 kg/m' yoğunluklu döşeme için 90 $/m' fiyatlı XPS ürünü ile 30 kg/m' yoğunluklu döşeme için 70 $/m' fiyatlı EPS karşılaştırılmasını görelim. 3 cm XPS yerine 4.26 cm EPS kullanmak gerektiği açıktır. Bu da 90 $/m' XPS fiyatına karşılık 99.4 $/m3 EPSiçin para ödemek demektir. Bu bazda bile EPS fiyatı iddia edildiği gibi % 30 daha ucuz olmayıp, aksine % 1 b daha pahalıdır. Ayrıca toprağa oturan döşemelerde EPS kullanılma durumunda su ve neme karşı koruma zorunluluğu ve bundan gelen maliyet farkı da hesaba katılmamıştır. - Avrupa'da yaklaşık 6.000.000 m'/yıl olan toplam XPS kullanımının, ülkemizde sadece 250.000 m'/yıl civarında olması, ve kişi başına düşen kullanım oranı bu iddianın geçersiz olduğunu göstermektedir. Sonuç: Ülkemiz ısı yalıtım sektöründe, Avrupa standardları baz alınarak yapılacak revizyon çalışmaları, bilimsel verilere sadık kalınmak koşuluyla desteklenmesi gereken bir süreçtir. Gelişmekte olan ülkemiz için fırsatçı yaklaşımlar, sadece ısı yalıtım sektörünü değil aynı zamanda tüm imalat sanayi için tehdit teşkil etmektedir. Uluslararası kalite düzeyinde üretim yapılması, uluslararası kalite konjektüründe ülkemizin yer alması için gerekli ve zorunludur. Bu değişim sürecinin sağlıklı yaşanması için, ilgili kamu kurumlarının teknik kadrolarına büyük görev düşmektedir. Sonuç olarak görüşümüz, TS 7316 revizyonu olumlu bir adımdır ve bu revizyon sırasında, atıf yapılan prEN 13163 standardının bütününe sadık kalınmalıdır. Revizyon sürecinin sağlıklı gerçekleşmesi için, halen ülkemizde üretim yapan TSE belgesiz EPSüreticilerinin, mevcut TS 7316 standardına uygun üretim yapması kanımızca bu süreci daha da anlamlı kılar.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=