35 YALITIM • KASIM - ARALIK / 2025 EPSDER'DEN larını hesaplanıyor ve bu ihtiyaca göre bina duvarının ve yalıtım katmanlarının kalınlığının ne olacağı tasarımcı tarafından belirleniyordu. Ancak, dört mevsimi yaşadığımız ülkemizde sıcak ve soğuk iklim şartlarının yaşandığı bölgelerimiz bulunması sebebiyle enerji ihtiyacımızın ısıtmada olduğu kadar soğutma için de önem ifade ettiği gerçeği karşısında standardın yenilenmesi çalışmaları uzun yıllardır sürdürülmekteydi. Binayı sadece ısıtma ihtiyacı açısından değerlendiren, sıcak veya soğuk tüm iklim bölgeleri için ısıtma enerjisi ihtiyacı üzerinden binalara bir enerji sınırlaması getiren eski standart hakkında sektör temsilcileri ve paydaş kurumlardan alınan görüş, öneri ve bilgiler üzerinde yaptığı çalışmaları Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın standart revizyon sürecine dahil olan EPSDER, sürece önemli katkılarda bulundu. Üstlenilen aktif rol sayesinde ilgili komisyonlarda görüşülen revizyon tasarı TSE’nin 21 Ekim 2024 tarihinde gerçekleştirilen teknik kurulunda kabul edildi. TS 825:2024 Standartı 01.04.2025 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Enerji Kimlik Belgesi ve Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği (BEP-TR) ısıtma ve soğutmayı dikkate alan binalarda bütünleşik bir tasarım felsefesini uyguluyor. Bu durumda standardın 2024 versiyonu olan TS 825:2024 revizyonunda soğutma ihtiyacının hesaplanmasına yönelik ilaveler yapıldı. Yeni yapılacak konutların enerji performansına ilişkin enerji limitleri, U değerleri, ısı yalıtım kalınlıkları, yenilenebilir enerji kaynakları kullanımı gibi kriterlerde köklü değişiklikler içeren Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği'ndeki yenilikler, 30 Haziran 2025 tarihi itibarıyla yürürlüğe girdi. Binalarda uygulanacak zorunlu ısı yalıtım değerleri, değişen iklim verilerinin yanı sıra ısıtma ve soğutma ihtiyacına göre yeniden düzenlendi. Yeni düzenlemeyle bina tasarımları daha enerji verimli olacak şekilde yapılacak, bunun için bina kabuğundan mekanik sistemlere ve yenilenebilir enerjiye kadar bir dizi aktif ve pasif önlem alınması gerekecektir. Binanın bulunduğu bölgeye göre ısı yalıtım kalınlıkları güncellenirken daha sıkı uygulanacak kriterler, malzeme seçiminden tasarım süreçlerine kadar birçok alanda yenilikçi ve sürdürülebilir çözümlerin ön plana çıkmasını teşvik edecek. Tüm bu etkenler elbette yapı malzemeleri sektöründe üretilen EPS dahil tüm ürün gamını doğrudan etkileyerek daha nitelikli, performansı iyileştirilmiş inşaat ve yapı malzemesi üretimini destekleyecektir. TS 825’E GÖRE YAPILACAK VE ISI YALITIM KALINLIKLARI IKLIM BÖLGELERINE GÖRE 1,5-2 KATINA ÇIKACAKTIR. 2026 yılında bahsi geçen mevzuatlardaki gelişmelerden özellikle TS 825’in etkilerinin sahada ve sektörde daha fazla hissedileceğini tahmin ediyoruz. Zira, ruhsatını TS 825’in yeni versiyonu yürürlüğe girmeden alan projeler ve devam eden inşaatlar, halen eski TS 825’e uygun ısı yalıtım kalınlıkları ile dizayn edilip yapılmaktadır. Dolayısı ile yeni projeler hazırlandıkça, bunlar yeni TS 825’e göre yapılacak ve ısı yalıtım kalınlıkları iklim bölgelerine göre 1,5-2 katına çıkacaktır. Bu ülkemiz ve sektörümüz için oldukça hayati bir gelişmedir. Yenilenen standart yeni yapılan binalar için geçerli olduğundan, görüşümüze göre mevcut binaların renovasyonunu kapsayacak şekilde geliştirilmesi enerji verimli bina sayısını beklenen seviyenin üzerine çıkaracak. 2026 yılında enflasyonun ve faiz oranlarının düşecek olması, inşaat sektörünü ve buna bağlı olarak sektörümüzü de olumlu yönde etkileyecek. Özel sektördeki konut imalatının da bu vesile ile artması bekleniyor. Buna ek olarak, ülke genelinde kentsel dönüşüm hareketinin başlayacak olması ve mevcut binalarda yapılacak tadilat ile renovasyon işlerinin normal seviyelere dönecek olması da EPS sektörü için beklenen önemli ve olumlu bir gelişmedir. Ayrıca, kamu tarafından başlatılan ve yürütülen sosyal konut hamlesi de inşaat ve EPS sektörü açısından olumlu bir gelişmedir. Tüm bunların yanında, her geçen gün altyapı projelerinde daha çok kullanılmaya başlanan EPS Geofoam Hafif Dolgu işlerinde de ekonomide başlayacak normalleşme süreci ile bir büyümeye yol açmasını bekliyoruz. Global siyasi krizlerin kısmen de olsa devam edecek olması ve ülke ekonomisindeki normalleşmenin global etkiler nedeniyle kısıtlı kalacak olması, gelecek dönem için olumlu beklentilerimiz olsa da tüm sektörlerde beklenen normal seviyelere dönüşün 2026 sonrasında olacağını gösteriyor. n
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=