İKİ AYDA BİR YAYINLANIR • EYLÜL-EKİM 2025 YIL: 29 • SAYI: 221 • 120 TL. • ISSN 1302-8057 www.yalitim.net BINALARDA ENERJI PERFORMANSI YÖNETMELIĞI’NDEKI YENILIKLER SÖYLEŞİ DOSYA / Lider Markalar BTM Yönetim Kurulu Başkanı Levent Ürkmez ODE Yalıtım, Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan Nimeçatı Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Selçuk Aktepe Panelsan Satış ve Pazarlama Müdürü Cüneyt Boydaş Su Yalıtımı ve Temel Sorunlar
katalog.yalitim.net ürün grubu bin kullanıcı-ziyaretçi kayıtlı firma Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. b2bmedya.com 666
2 YALITIM • EYLÜL - EKİM / 2025 EYLÜL - EKİM 2025 • SAYI: 221 • www.yalitim.net IÇINDEKILER Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği'ndeki Yenilikler Erdem Ateş EPSDER Yönetim Kurulu Başkanı 32 EPSDER'den 04 Haber Enerji Kimlik Belgenizi Sehatek’ten Alın 28 Özel Haber Türkiye’de İnşaat Sektörü Dinamikleri Alper Doğruer BİTÜDER Yönetim Kurulu Başkanı 30 BİTÜDER'DEN Mekanik Tesisat Yalıtımında Maksimum Performans ve Enerji Verimliliği Bir Arada Filli Boya Momento Silan ile Evinizde Yenilenmenin Zamanı 46 Ürün Su Yalıtımı ve Temel Sorunlar Selahattin Özüpek SUDER Yönetim Kurulu Başkanı 34 SUDER'DEN Panelsan Satış ve Pazarlama Müdürü Cüneyt Boydaş 44 Söyleşi Nimeçatı Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Selçuk Aktepe 42 Söyleşi BTM Yönetim Kurulu Başkanı Levent Ürkmez 36Dosya / Lider Firmalar ODE Yalıtım, Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan 39Dosya / Lider Firmalar
3 YALITIM • EYLÜL - EKİM / 2025 SUNUŞ 1999 yılında Gölcük merkezli yaşanan 17 Ağustos Marmara depreminin üzerinden 26 yıl geçti. Maddi manevi büyük kayıplar yaşadığımız depremlerden sonra, bilim insanları ve inşaat otoriteleri güvenli yapı-güvenli kentler için su yalıtımın önemi, doğru proje ve doğru inşaat tekniklerine vurgu yapıyor. Doğal afetlerde can ve mal kayıplarının önlenmesinde yapıların korozyondan korunması ve dirençlerini korumasının ön koşulunun su yalıtımı olduğu gerçeğini Yalıtım dergisi olarak biz de vurguluyoruz. Geçtiğimiz ay inşaat ve yalıtım sektörünün kanaat önderleri de bu yönde bültenler yayınladılar. Haber sayfalarımızda öncelikli olarak bu mesajlara yer verdik. Bakanlık ve belediyelerde görevli teknokratların, karar vericilerin deprem ülkesi olduğumuz gerçeğinden hareketle kentsel dönüşümlerde, yapı denetimlerinde su yalıtımı uygulamalarının usulüne uygun yapıldığı konusunda duyarlı ve titiz davrandıklarını umuyor, imar planlarında deprem gerçeğini unutmadan, uygun mevki ve uygun kat yüksekliklerinin gözetildiğini-gözetileceğini düşünüyorum. BİTÜDER Başkanı Alper Doğruer, “Türkiye’de İnşaat Sektörü Dinamikleri” başlığında, EPSDER Başkanı Erdem Ateş “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği'ndeki Yenilikler” başlığında, SUDER Başkanı Selahattin Özüpek “Su Yalıtımı ve Temel Sorunlar” başlığında yazdı, ilgiyle okunacağını umuyorum. Bu yıl 60-50 ve 40. yılını kutlayan, yalıtım sektörünün sürdürülebilirliğini kanıtlamış markalarına vurgu yapmak, başarılarını öne çıkarmak amacıyla başladığımız dosya sayfalarımızda Eylül sayımızda; Bu yıl 50. yılını kutlayan BTM ve yine bu yıl 40. yaşını kutlayan ODE markasına yer verdik. İki firmamızın da başarılarını kutluyor nice 40 ve 50 yıllar temenni ediyorum. Söyleşi sayfalarımızda, Panelsan Satış ve Pazarlama Müdürü Cüneyt Boydaş ve 27 yılını geride bırakan Nime Çatı’nın Genel Müdürü Selçuk Aktepe konuğumuz oldu. Değerli konuklarımıza keyifli söyleşileri, derneklerimizin sayın başkanlarına da, sektörel gündemi dergimiz için yazarak içeriğimizi zenginleştirdikleri için teşekkür ederim. En derin saygılarımla. 26. YILINDA GÖLCÜK DEPREMİNİ UNUTMUYORUZ Kuruluş Tarihi 1996 Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. Adına İsmail Ceyhan ismailceyhan@b2bmedya.com Danışma Kurulu Prof. Dr. Gül Koçlar Oral Prof. Dr. Nil Türkeri Dr. Erdener Ildız Cem Canseven Bülent Çolak F. Fethi Hinginar Orhan Turan Levent Ünüvar Yazı İşleri ve Reklam Barış Ceyhan barisceyhan@b2bmedya.com 0535 496 62 32 Abone abone@b2bmedya.com Grafik grafik@b2bmedya.com Baskı ve Cilt Şan Matbaa Tel: 0212 289 24 24 Yayınlayan Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. Fikirtepe Mah. Rüzgar Sok. Şua Elite Consept Sitesi 44A - A1 Blok K: 1 D: 48 34720 Kadıköy-İstanbul/Türkiye Tel: 0216 651 78 78 www.b2bmedya.com www.yalitim.net info@b2bmedya.com Fiyatı: 120 TL © 2025 Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. ISSN: 1305-2071 Yılda 6 sayı yayımlanır. Tüm Türkiye’de dağıtılmaktadır. Basın Kanunu’na göre yerel süreli yayındır. İSMAİL CEYHAN Sorumlu Yazı İşleri Müdürü YAPI VE YALITIM TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
4 YALITIM • EYLÜL - EKİM / 2025 HABERLER İZODER’DEN GÜVENLI YAPILAŞMA IÇIN YALITIM UYARISI Tam 26 yıl önce yaşadığımız 17 Ağustos Marmara Depremi, aradan geçen onca zamana karşın toplumsal travmalarımız arasında ilk sıralarda yer alıyor. İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, hafızalarımızda derin izler ve acılar bırakan 17 Ağustos’un yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada Türkiye’nin gündeminden deprem korkusunu çıkarmak gerektiğini söyledi. Deprem kuşağında yer alan ülkemizde, güvenli yapılaşmanın temel taşı olan yalıtım uygulamalarına gereken önemin halen verilmediğine dikkat çeken İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, “Deprem olduğunda insanlar binalarına güvenmek yerine kaçmayı tercih ediyorsa durup düşünmemiz gerekiyor. Güvenli, konforlu ve enerji verimli binalar ülkenin en önemli gündem başlıklarından biri olmak zorunda” dedi. Yüzölçümünün yüzde 90’ınından fazlası deprem kuşağında yer alan Türkiye’de bina stokunun çok büyük bir bölümü betonarme yapılardan oluşuyor. Ülkemizdeki büyük depremlerden sonra yapılan hasar tespit çalışmalarında yıkılan binaların büyük çoğunluğunda korozyon problemi göze çarpıyor. Türkiye’de yaygın bir şekilde kullanılan betonarme yapılarda demirin paslanması en korkulan durum olarak dikkat çekiyor. Paslanmış demir sonucunda binaları çürütmeye başlayan korozyonu önlemenin en etkili yolu, binalar yapılırken su yalıtımını ihmal etmemekten geçiyor. KOROZYON DEPREM OLMADAN DA BIR BINAYI YIKABILIR Depremlerde binaların taşıyıcı sistemlerinin hasar almasının en önemli nedenlerinden birinin su yalıtımı eksikliği olduğuna vurgu yapan İZODER Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, şunları söyledi: “Su yalıtımı olmayan binalarda yağmur, kar, yeraltı suları, zeminde yer alan nem, mutfak, banyo, tuvalet gibi ıslak hacimlerdeki su kaçakları, binanın inşa edildiği zeminde bulunan basınçlı veya basınçsız yeraltı suları nedeniyle binalar sürekli olarak suya maruz kalabiliyor. Yaşamın kaynağı su, demirle buluştuğunda korozyona neden olur. Paslanan demirler betonun taşıma gücünü azaltır. Bu da binanın depreme karşı dayanıklılığını ciddi ölçüde düşürür. Yani bir bina ilk yapıldığında sağlam olabilir ama su yalıtımı yoksa yıllar içinde paslanarak çürüyebilir. Bu durum, deprem olmasa bile binanın yıkılmasına kadar varabilecek üzücü sonuçlar doğurabilir.” YASA VAR ANCAK DENETIMLER YETERSIZ Binalarda Su Yalıtımı Yönetmeliği’nin 1 Haziran 2018 tarihi itibariyle yürürlüğe girmesinin güvenli yapılaşma noktasında önemli bir eşik olduğunu belirten İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, “2018 yılı itibariyle su yalıtımı zorunlu bir uygulama olarak hayatımıza girdi. Ancak sahadaki uygulamalarda ciddi denetim eksiklikleri söz konusu. Yasa var ama uygulama ve denetim mekanizmaları yetersiz. Yalıtım uygulamalarının enerji verimliliği yanında bir bütün olarak yapıları dış etkenlere karşı koruduğunu ve ömrünü uzattığını unutmamalıyız. Su yalıtımı, ısı yalıtımı, ses yalıtımı ve yangın yalıtımı, binalarımızda karşılaştığımız pek çok sorunu önleyen olmazsa olmaz uygulamalardır” diye konuştu. GÜVENLI YAPILAŞMADA SU YALITIMI TEMEL IHTIYAÇ Depremle yaşamayı öğrenmek zorunda olan bir ülke olarak sadece kriz anlarında değil her zaman yapı güvenliği konusuna yatırım yapılması gerektiğini belirten Emrullah Eruslu, açıklamalarını şu sözlerle sürdürdü: “Su yalıtımı, güvenli yapılaşmanın ayrılmaz bir parçası. Bir binanın temeli sessizce çürüyorsa, biz bu binayı güvenli sayamayız. Özellikle deprem riski yüksek bölgelerde yaşayanların, binalarındaki su yalıtımı durumunu sorgulamaları ve uzman kontrolü yaptırmaları büyük önem taşıyor.” İZODER Başkanı, 23 Nisan’da İstanbul’da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin İstanbulluların korkularını yeniden harekete geçirdiğini ve Marmara Bölgesi’nde büyüklüğü 7’nin üzerinde bir deprem beklendiğini hatırlattı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Deprem Mühendisliği Ana Bilim Dalı tarafından hazırlanan “İstanbul İli Olası Deprem Kayıp Tahminlerinin Güncellenmesi Projesi” raporunda yer alan sonuçları da paylaşan Emrullah Eruslu, “İstanbul’da 7,5 büyüklüğündeki bir deprem senaryosunda binaların ortalama yüzde 17’sinin (yaklaşık 194 bin bina) orta ve üst seviyede hasar göreceği tahmin ediliyor.” dedi. n
5 YALITIM • EYLÜL - EKİM / 2025 HABERLER MARMARA DEPREMI'NIN 26. YILINDA AKUT VAKFI'NDAN DEPREMLERE KARŞI ÖNLEM ÇAĞRISI 17 Ağustos Marmara Depremi'nin 26. yılında AKUT VAKFI, afetlere karşı hazırlığın hayat kurtaran bir zorunluluk olduğunun altını çizerek, deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında atılması gereken adımları yeniden hatırlatıyor. Türkiye'nin deprem kuşağında yer aldığı gerçeği, bize her yıl küçük ya da büyük sarsıntılarla kendini hatırlatıyor. Marmara Depremi ise, “hazırlıksızlığın bedelinin” ne kadar ağır olabileceğini acı şekilde öğretti. O günden bu yana biliyoruz ki; bilinçli hazırlık binlerce hayat kurtarabilir. DEPREM ÖNCESI: ÖNCEDEN HAZIRLIK, SONRADAN UMUT Aile bireyleriyle acil durum toplanma noktalarını belirleyin. Ev ve iş yerlerindeki eşyaları uygun malzeme ve teknikle sabitleyin. Herkes için acil durum çantası hazırlayın. Araçlarda her zaman yarım depo yakıtı hazır bulundurun. İrtibat kişisini bölge dışından belirleyin. Yerel acil durum numaralarını öğrenin. Telsiz veya uygu telefonu gibi alternatif iletişim araçları edinin. DEPREM SIRASINDA: PANIK DEĞIL, DOĞRU HAREKET Sarsıntı başladığında sakin kalabilmek çok önemli. Açık alandaysanız “Yak-Kapan-Tutun” , ev veya binadaysanız “Çök–Kapan–Tutun” pozisyonunu alın. Pencerelerden, camlardan, devrilebilecek mobilya ve ağır eşyalardan uzak durun. Asansör ve merdiven kullanmayın. Açık alandaysanız binalardan, direklerden, ağaçlardan uzak durun. Araç içindeyseniz güvenli bir yerde durun, köprü ve tünellerden uzak kalın. Bina içindeyseniz koşmaya çalışmayın… Her bir doğru hareket, saniyeler içinde hayat kurtarabilir. DEPREM SONRASINDA: GÜVENLIK VE DAYANIŞMA Marmara Depremi'nden sonra enkaz başında ortaya çıkan dayanışma, afetten çıkışın en güçlü yoluydu. Önce kendi güvenliğimizi sağlayın, ardından çevrenizde yardıma ihtiyacı olanlara yardım edin. Gaz ve su vanalarını, elektrik şalterlerini kapatın; yangın riskine karşı dikkatli olun. Artçı sarsıntılara karşı hazırlıklı olun. Ailenizin önceden belirlenmiş şehir dışındaki iletişim kişisini arayarak veya mesaj ile durumunuzu bildirin. Yerel yönetim ve acil durum ekiplerinin talimatlarına uyun. Toplanma alanına gidin, resmi bilgilendirmeleri takip edin. Sosyal medyada paylaşacağınız bilgilerin doğruluğunu teyit edin. Tahliye olması halinde, yetkililerden talimat almadan binalara girmeyin. Bunlar, kriz anında toplumsal gücümüzü artıran adımlar. AKUT VAKFI YÖNETIM KURULU BAŞKANI ALI NASUH MAHRUKI, ŞUNLARI SÖYLEDI: “Depremler, ülkemizin kaçınılmaz bir gerçeği. Afetlere hazırlıklı olmak yalnızca bireysel değil, toplumsal bir sorumluluk. Deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında doğru adımları bilmek ve uygulamak, binlerce hayatı kurtarabilir. 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde kaybettiğimiz binlerce vatandaşımızı saygı ve rahmetle anıyoruz. O acı deneyim bize gösterdi ki; hazırlık, doğru müdahale ve toplumsal dayanışma, gelecekte benzer acıların yaşanmasını önlemenin tek yoludur. AKUT VAKFI olarak amacımız, herkesin bu bilinci kazanması ve güvenli bir gelecek için dayanışma içinde olmasıdır.” n
6 YALITIM • EYLÜL - EKİM / 2025 HABERLER DEPREM DAYANIKLILIĞI DETAYLARDA BAŞLAR: SU YALITIMI HAYAT KURTARIR Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeği, 17 ağustos 1999'da yaşanan büyük felaketle hafızalara kazındı. O günden bugüne geçen çeyrek asırda yapı güvenliğine dair pek çok adım atılsa da, deprem dayanıklılığı hâlâ yalnızca kolon ve kirişlerde değil; detaylarda başlıyor. Bu detayların başında ise su yalıtımı geliyor. Su yalıtımı, çoğu zaman yalnızca nem ve rutubete karşı bir önlem olarak düşünülse de, aslında binaların deprem direncinde kritik bir rol üstleniyor. Donatıların korozyona uğramasını önleyerek binanın taşıyıcı sistemini koruyan su yalıtımı, yalnızca afet öncesi değil, sonrasında da yapının bütünlüğünü sürdürmesini sağlıyor. Oysa bu hayati önemine rağmen, toplumda su yalıtımı ile deprem güvenliği arasındaki bağ hâlâ yeterince bilinmiyor. ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan, bu yıl da bir kez daha su yalıtımının yapı ömrü ve afet güvenliği açısından taşıdığı öneme dikkat çekiyor: “Deprem dayanıklılığı yalnızca binanın taşıyıcı sistemine değil, zaman içinde o sistemi zayıflatabilecek tüm dış etkenlere karşı alınan önlemlere bağlıdır. Su yalıtımı bu noktada sessiz ama etkili bir koruyucudur. Özellikle yer altı sularına, yağışlara veya deniz etkisine açık bölgelerde, yalıtım yapılmayan binalarda demir donatılar 10 yıl içinde taşıma kapasitelerinin üçte ikisini kaybedebiliyor. Bu da daha deprem olmadan bile yapının dayanıklılığını zayıflatan bir tablo demek.” ODE Yalıtım tarafından yapılan araştırmalar da bu bilinç eksikliğini ortaya koyuyor. “Su Yalıtımı ve Binaların Deprem Güvenliği Algı Araştırması”na göre, katılımcıların yalnızca yüzde 2,2'si su yalıtımının binanın deprem dayanıklılığında etkili olduğunu belirtiyor. Hatta her iki kişiden biri oturduğu binada su yalıtımı olup olmadığını bile bilmiyor. Bu farkındalık eksikliğini gidermek amacıyla ODE Yalıtım, akademik iş birlikleriyle hazırladığı “Binalarda Su Yalıtımı” kitabını sektöre kazandırdı. Kitap, hem yapı profesyonelleri hem de son kullanıcılar için güvenli yapı tasarımında yalıtımın yeri hakkında önemli bilgiler sunuyor. Ozan Turan, “Yapısal sistemlerin kalitesi ne kadar yüksek olursa olsun, korozyon gibi görünmeyen tehditler karşısında önlem alınmazsa, bu sistemler zamanla işlevini yitirebilir. Su yalıtımı bu tehdidi bertaraf eden en önemli detaylardan biridir. ODE Yalıtım olarak biz de Ar-Ge çalışmalarımızla, sadece bugün değil gelecek kuşaklar için de güvenli yapılar üretmeye katkı sunuyoruz” diyor. n ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan
8 YALITIM • EYLÜL - EKİM / 2025 HABERLER BİTÜDER MARMARA DEPREMININ 26. YILDÖNÜMÜNDE UYARIYOR Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği (BİTÜDER) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Doğruer, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 26. yıl dönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, depremlerin ülkemizin değişmez gerçeği olduğunu vurgulayarak “Depreme dayanıklı binaların ilk şartı doğru su yalıtımıdır; güvenli yarınlar için bugünden harekete geçmeliyiz” dedi. Gölcük merkezli Marmara depreminin 17 bin 480 vatandaşımızın yaşamını yitirmesine neden olduğunu hatırlatan Doğruer, “O gece ve sonrasındaki depremlerde yaşadığımız acılar hala hafızalarımızda. Ülkemizde son 100 yılda ülkemizde 7 ve üzeri büyüklükte 16 deprem gerçekleşti. Ancak bugün milyonlarca vatandaşımız riskli binalarda yaşamaya devam ediyor. Depremi durduramayız ama alacağımız önlemlerle yıkıcı etkisini en aza indirmek elimizde. Bu noktada su yalıtımı, binaların uzun ömürlü ve güvenli olması için kritik bir zorunluluktur” ifadelerini kullandı. Doğruer, betonarme yapılarda en zayıf halkayı korozyonun oluşturduğunu belirtti. “Suya maruz kalan taşıyıcı sistem, birkaç yıl içinde kapasitesini kaybetmeye başlıyor. Donatı 5 yılın sonunda taşıma gücünün yarısını, 15 yılın sonunda ise neredeyse tamamını kaybediyor. Yani deprem olmadan bile binalar kendi kendine çökebilecek duruma geliyor. Bu nedenle su yalıtımı, deprem güvenliğinin vazgeçilmez unsurudur” dedi. “KENTSEL DÖNÜŞÜM BÜYÜK BIR FIRSAT” Ülkemizde yürütülen kentsel dönüşüm çalışmalarına da değinen Doğruer, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı verilerine atıfta bulunarak milyonlarca vatandaşın riskli yapılarda yaşamaya devam ettiğini söyledi. On binlerce yeni konutun hızla inşa edildiğini hatırlatan Doğruer, “Kentsel dönüşüm süreci büyük bir fırsat. Ancak yeni yapılan binalarda su yalıtımı doğru uygulanmazsa, gelecekte aynı sorunlarla karşı karşıya kalırız. Bu binaların gerçekten uzun ömürlü ve güvenli olabilmesi için su yalıtımının mevzuata tam uyumlu, standartlara uygun ve denetimli yapılması zorunludur” dedi. Haziran 2018’de yürürlüğe giren Binalarda Su Yalıtımı Yönetmeliği ile ruhsatlı tüm yeni yapılarda su yalıtımı zorunlu hale geldi. Ancak uygulama hataları ve denetim eksikliklerinin devam ettiğini belirten Doğruer, “Yönetmelik tek başına yeterli değil. Uygulamanın doğru yapılması ve denetlenmesi gerekir. Su yalıtımı bilimsel gerekliliklere uygun şekilde yapıldığında, depremlerin bilançosu çok daha hafif olacaktır. Yaşanan kayıplardan ders çıkarmak ve güvenli yarınlar için bugünden harekete geçmek zorundayız” dedi. n Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alper Doğruer
9 YALITIM • EYLÜL - EKİM / 2025 HABERLER mara Depremi’nden bu yana, başta 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremler olmak üzere meydana gelen büyük afetler, ülkemizin deprem gerçeğini en acı şekilde bizlere göstermiştir. Bu sürede ülkemizde yaklaşık 90 bin vatandaşımızı depremlerde yitirdik. 1 milyondan fazla bina yıkıldı veya ağır hasar gördü. Bu tablo, dayanıksız yapı üretiminin de ne denli yaygın olduğunu ortaya koymuştur” ifadelerini kullandı. “AFET ODAKLI DÖNÜŞÜM SÜRECININ HIZLANDIRILMASI GEREKIYOR” Türkiye nüfusunun %90’ından fazlasının birinci derece deprem bölgelerinde yer aldığını ve deprem kuşağında yer alan bir ülkenin hazırlıklarının ertelenemeyeceğinin altını çizen TMB Başkanı M. Erdal Eren, zemin şartlarını dikkate alan imar planları ile güncel yapı şartnamelerinin hazırlanması gerektiğini ve kaçak yapılaşmanın önlenmesinin zorunlu olduğunu dile getirdi. Yüksek riskli DEPREM DEĞIL, İHMAL VE DENETIMSIZLIK ÖLDÜRÜYOR AZUR YALITIM, KÜRESEL FUARLARDA YER ALACAK Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı M. Erdal Eren, 17 Ağustos Marmara Depremi’nin yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Depremler değil, ihmal, denetimsizlik ve kusurlu yapılar can alıyor. Afet odaklı kentsel dönüşüm, yalnızca inşaat sektörünün değil, ülkenin ortak sorumluluğudur. Yeni acılar yaşamamak için kaybedecek vaktimiz yok” dedi. Marmara Depremi’nin 26. yıl dönümü nedeniyle açıklama yapan Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı M. Erdal Eren, “17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin üzerinden 26 yıl geçti; ama, acımız hâlâ taze. Depremler değil, ihmal, denetimsizlik ve kusurlu yapılar can alıyor. Afet odaklı kentsel dönüşüm, yalnızca inşaat sektörünün değil, ülkenin ortak sorumluluğudur. Yeni acılar yaşamamak için kaybedecek vaktimiz yok” dedi. Marmara Depremi’nde hayatını kaybeden 18 binden fazla vatandaşımızı rahmetle andığını dile getiren TMB Başkanı M. Erdal Eren, “Maryapı stokunun hızla yenilenebilmesi için etkin kentsel dönüşüm politikalarının hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Başkan Eren, 2019 yılında yürürlüğe giren “Yapı Müteahhitlerinin Sınıflandırılması ve Kayıtlarının Tutulması” yönetmeliğinin tavizsiz uygulanmasının önemine dikkat çekti. “Her yeni afet bize aynı gerçeği hatırlatıyor: Hazırlıklarımızı yapıp önlemimizi alırsak can kayıplarını önleyebiliriz” ifadelerini kullandı. n Azur Yalıtım, yüksek kaliteli teknik yalıtım ve havalandırma çözümleriyle yeni pazarlara ulaşmayı, mevcut iş ortaklarıyla bağlarınıı güçlendirmeyi ve sektöre değer katmayı hedefliyor. Iraq Baghdad Build Expo Tarih: 8-11 Eylül 2025 Yer: Bağdat, Irak Azur Yalıtımın, Orta Doğu pazarına yönelik yenilikçi yalıtım çözümlerini sergileyeceği bu fuarda, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik odaklı ürünleri ziyaretçiler tarafından yakından incelenebiecek. Meksika & Panama Ticaret Heyeti & AHR Meksika Fuarı Tarih: 21-27 Eylül 2025 Yer: Meksika & Panama Azur Yalıtım, Latin Amerika’nın dinamik pazarında yeni iş fırsatlarını keşfetmek, pazar ihtiyaçlarını yerinde gözlemlemek ve iş birlikleri geliştirmek için bu bölgede olacak. ISK-SODEX Istanbul Fair Tarih: 22-25 Ekim 2025 Yer: İstanbul, Türkiye Azur yalıtım, Sektörün en prestijli fuarlarından ISK-SODEX’te ziyaretçileri standında ağırlayacak. C&R HVAC Madrid Fuarı Tarih:18-20 Kasım 2025 Yer: Madrid, İspanya Azur Yalıtım, Avrupa’nın önde gelen HVAC fuarlarından C&R’de yer alarak yenilikçi ürünlerini ve çözümlerini İspanya pazarına tanıtacak. n
10 YALITIM • EYLÜL - EKİM / 2025 HABERLER DEPREME DAYANIKLI YAPILARDA YALITIM HAYATI ÖNEM TAŞIYOR Kimya ve poliüretan alanlarında 45 yıllık tecrübesiyle dünya devleri tarafından tercih edilen Flokser Kimya, geliştirdiği poliüretan esaslı yalıtım ürünleri ile sadece enerji verimliliğini değil, yapısal dayanıklılığı da ön planda tutan çözümler sunuyor. Isı ve su yalıtımının bir yapının konforunu değil, yaşamsal güvenliğini de belirlediğine dikkat çeken Flokser Kimya CEO’su Ekin Tükek’e göre geliştirdikleri poliüretan çözümler hem ısı hem su yalıtımında kullanılan çok yönlü malzeme olarak, depreme karşı dayanıklı yapı tasarımlarında önemli avantajlar sunuyor. Türkiye gibi yüksek sismik riske sahip ülkelerde depreme karşı dayanıklı yapıların inşası, sadece taşıyıcı sistemin sağlamlığı ile sınırlı değil. Modern yapı mühendisliğinde yalıtım, özellikle ısı ve su yalıtımı, yapı bütünlüğünü koruyan tamamlayıcı unsurlar olarak değerlendiriliyor. Doğru yalıtım uygulamalarıyla yapısal hasar riski azaltılıyor, betonarme elemanların ömrü uzatılıyor ve deprem anında sistemin dayanımı destekleniyor. Yalıtım sektöründe liderliğe aday olan Flokser Kimya, geliştirdiği poliüretan esaslı yalıtım ürünleri ile yalnızca enerji verimliliğini değil, yapısal dayanıklılığı da ön planda tutan çözümler sunuyor. YAPISAL HASARLARI MINIMUMA INDIRMENIN YOLU: ISI VE SU YALITIMI Deprem sırasında ve sonrasında oluşabilecek çatlaklar, dış cephe kaplamalarının dökülmesi, beton örtüsünün bozulması gibi hasarlar sadece estetik değil, ciddi yapısal riskler doğurabiliyor. Bu tür hasarların büyük bir kısmı, yapı elemanlarının termal stres ve suyun zararlı etkilerine karşı yeterince korunmamasından kaynaklanıyor. Binanın dışında oluşabilecek yapısal hasarları minimuma indirmenin yolu ise ısı yalıtımı ile mümkün oluyor. Isı yalıtımı ile betonarme elemanlarda sıcaklık farklarından doğan çatlamalar önleniyor, termal genleşme kontrol altına alınıyor ve taşıyıcı sistemin çevresel koşullara karşı direnci artırılıyor. Su yalıtımı ile de betonun donatılarıyla olan ilişkisi korunuyor, korozyon engelleniyor, donma-çözülme döngülerinin zararı minimize ediliyor, yapının zeminle temas ettiği temel ve perde duvarlar korunarak, deprem anında deformasyon riski azaltılıyor. POLIÜRETAN ÇÖZÜMLER ENERJI KAYBINI ÖNLERKEN TERMAL GERILMELERI AZALTIYOR Özellikle yer altı suyu seviyesi yüksek bölgelerde, su yalıtımı eksik yapılmış temellerde zeminkaynaklı gevşeme ve taşıyıcı sistemde oturma gibi riskler depremler sırasında yapıyı olumsuz etkileyebiliyor. Bu noktada poliüretan hem ısı hem su yalıtımında kullanılan çok yönlü bir malzeme olarak, depreme karşı dayanıklı yapı tasarımlarında önemli avantajlar sunuyor. Buna göre poliüretan çözümler, yüzeyle bütünleşerek levha veya kaplama ayrılmalarını engelliyor kapalı hücre yapısı sayesinde suyun betonla temasını engelliyor, ek yük bindirmeden etkili yalıtım sağlıyor, enerji kaybını önlerken termal gerilmeleri azaltıyor, titreşim ve hareketlere karşı esnek yapısını koruyor. Aynı zamanda uzun ömürlü olan bu çözümler form stabilitesini de koruyor. Tüm bunların yanında yüksek yoğunluklu poliüretan spreyler, temel perde duvarları, çatı yüzeyleri ve dış cepheler gibi su ve ısı yalıtımının kritik olduğu tüm bölgelerde entegre çözümler sunarak, yapının depreme karşı savunmasını güçlendiriyor. Yönetmeliklerdeki yalıtımın zorunlu rolüne değinen Flokser Kimya CEO’su Ekin Tükek; “Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (TBDY 2023), sadece taşıyıcı sistem hesaplarını değil, yapı bütünlüğünü etkileyen tüm sistemlerin -bu kapsamda yalıtım katmanlarının- yapı davranışı üzerindeki etkisini dikkate almayı zorunlu kılar hale geldi. Aynı şekilde, TS EN 1504, TS EN 13970 ve TS EN 14315 gibi standartlar, yalıtım malzemelerinin suya, buhara ve çevresel etkilere karşı performansını belirliyor; ürünlerin uygunluk belgeleriyle kullanılması teşvik ediliyor. Biz de bu yönetmelik çerçevesinde markamızın ısı ve su yalıtımı çözümleri, deprem riski taşıyan bölgelerdeki birçok önemli projede başarıyla uyguluyoruz” dedi. n
11 YALITIM • EYLÜL - EKİM / 2025 HABERLER BOSTIK TÜRKIYE VE MODUS İŞ BIRLIĞIYLE GÜRCISTAN’DA TEKNIK EĞITIM PROGRAMI GERÇEKLEŞTIRILDI Bostik Türkiye, Gürcistan’daki uzun soluklu iş ortağı Modus’un 26. kuruluş yıl dönümünü, teknik eğitimlerle taçlandırdı. Tiflis ve Batum şehirlerinde düzenlenen iki günlük eğitim programlarında, Bostik’in yenilikçi sızdırmazlık ve yapıştırıcı ürünleri katılımcılarla buluştu. Bayi temsilcileri, uygulamacılar ve son kullanıcılar hem teorik bilgi edindiler hem de demo uygulamalara aktif olarak katıldılar. Eğitim oturumlarında vaka çalışmaları üzerinden yürütülen analizlerle, sahada karşılaşılan sorunlara pratik ve uygulanabilir çözümler sunuldu. Etkinlik yalnızca teknik içerikle sınırlı kalmadı. Modus ekibinin hazırladığı özel hatıra hediyelerinin dağıtımına eşlik eden Bostik Türkiye ekibi, bu sayede ortak başarı hikâyelerini bir kez daha pekiştirmiş oldu. İş birliklerine önem verdiklerini söyleyen Bostik Türkiye ve Merkez Asya Yapı Tüketici Departmanı İş Birimi Direktörü Bilgehan Türkkan: “Bostik Türkiye olarak yalnızca yerel pazarda değil, Kafkasya’dan Orta Asya’ya uzanan geniş bir coğrafyada teknik eğitim, bilgi transferi ve satış sonrası destek faaliyetlerimizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Yenilikçi ürün portföyümüzle bölgedeki profesyonellerin güvenilir çözüm ortağı olmaya devam ederken, kalite ve sürdürülebilirlik standartlarını birlikte yükseltmeyi hedefliyoruz.” dedi. n Dünya genelinde yapı sektöründe ileri malzeme çözümleri alanında öncü konumda bulunan Arkema, Türkiye’deki yapılanmasını güçlendirmeye devam ediyor. Bu kapsamda, sektörün deneyimli isimlerinden Doğan Öz, Arkema Türkiye Genel Müdürü olarak göreve başladı. İnşaat ve kimya sektörlerinde kazandığı güçlü tecrübelerle öne çıkan bir isim olan Doğan Öz, 2005 yılında iş hayatına atıldı. Ülke satış liderliği ve proje yönetiminde kanıtlanmış başarılarıyla tanınan Öz; pazar payı büyümesi, kârlılık, marka değerinin artırılması ve güvenilirlik konularında önemli başarılara imza attı. Satış geliştirme, teknik çözümler, yetenek yönetimi ve değer zinciri stratejilerinde uzmanlık sahibi olan Öz, yerel ve global ölçekte bilinen yapı malzemeleri şirketlerinde edindiği deneyimlerle de dikkat çekti. Yenilikçiliği teşvik eden, ilham veren ve vizyoner bir lider olarak; yeni iş entegrasyonları, ürün lansmanları, strateji geliştirme ve ekip yönetimi süreçlerinde kültür dönüşümü ve değişim yönetimlerini başarıyla uyguladı. Ayrıca, güçlü iletişim ve müzakere becerileri sayesinde iç ve dış paydaşlarla kalıcı ve değerli iş birlikleri kurdu. 2016 yılında Bostik ailesine katılan Öz, 2023 yılına kadar Bostik Türkiye ekibinde görev alarak Yapı Malzemeleri İş Birimi Direktörlüğü pozisyonuna yükseldi. Ardından yurt dışında Bostik markası için çalışmalarına devam etti. Arkema Grubu’nun yapıştırıcı çözümleri markası Bostik, Türkiye’deki güçlü varlığıyla sektörün önemli oyuncularından biridir. Bostik’te edindiği uzun yıllara dayanan deneyimiyle bugün Arkema Türkiye Genel Müdürü olarak göreve başlayan Doğan Öz, böylece grubun Türkiye operasyonlarıyla birlikte Bostik markasının bölgedeki gelişiminde de önemli bir rol üstlenmiş oldu. n DOĞAN ÖZ, ARKEMA TÜRKIYE GENEL MÜDÜRÜ OLARAK GÖREVE BAŞLADI
12 YALITIM • EYLÜL - EKİM / 2025 HABERLER MURAT SAVCI: "YENI DÜZENLEMELERLE YALITIMDA YENI BIR DÖNEM BAŞLIYOR" TS 825 Standardı ve Ulusal Hesaplama Tebliği’nin ardından geçtiğimiz günlerde imzalanan İklim Kanunu ile enerji verimliliği standartları yeniden şekillendi. İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, binaları sürdürülebilir geleceğe hazırlayan bu düzenlemelerin, yalıtım sektöründe yeni bir dönemin kapılarını araladığını vurguladı. Türkiye’nin enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik 2025 yılı içinde yürürlüğe giren üç önemli yasal düzenleme; yalıtım sektöründe yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyor. 1 Nisan 2025’te güncellenen TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı, 30 Haziran 2025’te yürürlüğe giren Binalarda Enerji Performansı Ulusal Hesaplama Yöntemine Dair Tebliğ ve son olarak 9 Temmuz 2025 tarihinde imzalanan İklim Kanunu, enerji tasarrufu, sürdürülebilir kalkınma ve çevre dostu binalar hedefi doğrultusunda birbirini tamamlayan önemli adımlar olarak nitelendiriliyor. Yapılan düzenlemelerin hem yalıtım sektörüne hem de ülke ekonomisine etkilerine dikkat çeken İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, “Kısa aralıklarla yayımlanan bu üç önemli düzenleme; ülkemizin enerji ithalatını azaltma hedefiyle uyumlu biçimde, yalıtım sektöründe nitelikli büyümeyi desteklerken, bina stokunun çevresel etkilerini azaltmayı ve yapıların uzun vadeli performansını artırmayı amaçlamaktadır. Teknik standartların yükseltilmesi ve stratejik uygulamaların sahaya yansıtılmasıyla hem ülke ekonomisine katkı sağlanması hem de bireysel enerji faturalarının düşürülmesi hedeflenmektedir” dedi. YENI TEBLIĞ ILE ENERJI PERFORMANSINDA BÖLGESEL VE HASSAS YAKLAŞIM Yasal düzenlemelerle geçerli olan değişiklikleri, Türkiye’nin enerji verimliliği hedefleri açısından son derece kritik bir dönüm noktası olarak yorumlayan Murat Savcı, “Binalarda Enerji Performansı Ulusal Hesaplama Yöntemine Dair Tebliğ, yeni yapılacak binalarda enerji performansını artırmak amacıyla daha hassas ve bölgesel koşullara uygun bir hesaplama sistemini devreye alırken, TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı’ndaki güncellemelerle uyumlu biçimde, yalıtım kalınlıklarının artırılmasını ve U değerlerinin düşürülmesini zorunlu hale getirmiştir. Bu tebliğ, yeni yapılacak binaların tasarımından uygulamasına kadar enerji performansı kriterlerini yeniden şekillendirerek çok daha hassas, bilimsel ve yerel koşullara uygun bir hesaplama metodolojisi ortaya koymuştur. Binaların enerji performansını ölçen ve sınıflandıran BEP-TR yazılımında yapılan bu kapsamlı güncelleme sayesinde, tasarım aşamasında binaların gerçek enerji ihtiyaçları daha doğru şekilde belirlenecek; iklim verilerine göre ısı yalıtım kalınlıkları ve uygulama detayları bölgesel gereksinimlere uygun biçimde optimize edilecektir. Tebliğ kapsamında meteorolojik istasyon sayısının 84’ten 730’a çıkarılması da ülkemizin coğrafi çeşitliliğini daha iyi yansıtan detaylı ve hassas enerji hesaplamalarını mümkün kılacaktır” diye konuştu. SOĞUTMA İHTIYACINA DUYARLI YENI DÖNEM Tebliğ ile birlikte getirilen en önemli değişikliklerden birinin de ısı yalıtım gereksinimlerinin yalnızca ısıtma ihtiyacına göre değil, aynı zamanda soğutma ihtiyacına göre de tanımlanması olduğunu vurgulayan Murat Savcı, “Bundan böyle Türkiye’nin farklı iklim bölgelerindeki binalar artık hem yaz hem kış konforunu en az enerjiyle sağlamaya yönelik şekilde tasarlanacaktır. Bu da binaların yıllık enerji performansında yaklaşık %40’lık bir iyileşme hedefini beraberinde getirmektedir. Geçtiğimiz yıl enerji ithalatı için yaklaşık 70 milyar dolar harcayan ülkemizde, enerjinin yaklaşık yüzde 33’ü binalarda tüketilmektedir. Bu tüketimin yüzde 80’i ise ısıtma ve soğutmaya ayrılmaktadır. Bu tablo, ısıtma ve soğutma giderlerinin azaltılmasının hem bireysel bütçeye hem de ülke ekonomisine sağlayacağı katkıyı açıkça ortaya koymaktadır” dedi. n
14 YALITIM • EYLÜL - EKİM / 2025 HABERLER PANELSAN'DAN SEKTÖRÜ YENIDEN TANIMLAYACAK BIR ADIM: LOICCORE SERISI Yenilikçiliğin öncüsü Panelsan, yeni ürün hattı Logiccore ile geleceğin yapı teknolojilerini bugüne taşıyor. Dayanıklılık, enerji verimliliği ve çevre dostu tasarımı birleştiren Logiccore serisi, sektördeki standartları yeniden tanımlayacak. Logiccore, enerji verimliliği, dayanıklılık ve çevre dostu tasarım anlayışıyla sektörde fark yaratmayı hedefliyor. Bugün yapı sektörü, sadece dayanıklılık ve estetikle sınırlı değil; sürdürülebilirliğini de kanıtlaması gereken bir dönemden geçiyor. Logiccore ailesi, yenilikçi birleşim detayları ve yüksek mühendislik standartlarıyla bu gerekliliklere tam anlamıyla yanıt veriyor. Bu serinin temelinde enerji tasarrufu ve uzun ömürlülük yatıyor. Logiccore yüksek yalıtım performansı ve sunduğu çevresel ve teknolojik avantajlarla öne çıkıyor. Panelsan, yeni nesil çekirdek yapımız sayesinde karbon ayak izini azaltan ve çevre dostu binalar inşa etmeyi mümkün kılan bir sistem geliştirdi. Üstün otomasyon teknolojisi, kaliteyi standart hâle getirirken, kendi kendini taşıyan yapısıyla projelere hem güvenlik hem de verimlilik kazandırıyor. Paneller, yalıtım performansıyla iç mekanlarda konfor sağlarken, solar panel bağlantı uyumu ile sürdürülebilir enerji projelerinin ayrılmaz bir parçası hâline geliyor. Ayrıca en büyük yeniliklerden birinin de taşyünü gibi uzun yıllardır bilinen bir yalıtım malzemesinin yeni formlara uyarlanması oldu. Özellikle sinüs formundaki taşyünü paneller, sadece estetik bir görünüm sunmakla kalmıyor, aynı zamanda bağlantı performansını ve uyumluluğunu artırıyor. Kısacası, Logiccore sadece bir yapı malzemesi değil; teknolojiyi, çevreyi ve dayanıklılığı bir araya getiren yenilikçi bir çözüm. LOGICCORE AILESINDEKI SERILER VE ÖZELLIKLERI NELERDIR? Panelsan Satış ve Pazarlama Müdürü Cüneyt Boydaş, Logiccore ailesindeki seriler ve özellikleri hakkında şunları söyledi: “Logiccore ailesi, her biri farklı ihtiyaçlara yönelik tasarlanmış dört temel seriyle sektöre sunuldu. Bu seriler, üstün yalıtım performansı, dayanıklılık ve yenilikçi detaylarıyla dikkat çekiyor. Şöyle açıklayayım: Logiccore BIO serisi, çevre dostu yapısıyla ön plana çıkıyor. Bu seride kullandığımız yenilenebilir hammadde içerikleri hem doğal kaynakları koruyor hem de üretim sürecinde ortaya çıkan atık miktarını önemli ölçüde azaltıyor. Daha düşük enerji ihtiyacıyla üretilen panellerimiz, doğada daha az karbon ayak izi bırakıyor. Üstelik Logiccore BIO, yalnızca çevreye değil, kullanıcı sağlığına da değer katıyor. %10 oranında kimyasal içerikten arındırılmış özel yapısı sayesinde, projelerde daha sağlıklı ve güvenli iç mekanlar oluşturulmasına imkân tanıyor. Tüm bunlara ek olarak, zorlu hava koşullarına ve fiziksel etkilere karşı yüksek dayanıklılığı ile uzun ömürlü, güvenli ve çevre dostu bir çözüm sunuyor. Logiccore Promix serisi, endüstriyel tesislerden soğuk hava depolarına kadar geniş bir kullanım alanına hitap ediyor. Bu seri, yüksek ısı yalıtımı sayesinde projelerde enerji tasarrufu sağlarken, uzun yıllar güvenle kullanılabilecek dayanıklı ve uzun ömürlü bir yapı sunuyor. Çevre dostu hammaddelerle üretilen Promix serisi, sürdürülebilir projelere katkı sağlıyor. Logiccore Prestige serisi, enerji verimliliği konusunda sektörde ses getirecek bir yalıtım sınıfında yer alıyor. Bu serinin en büyük avantajı, 0.018 W/mK ısıl iletkenlik katsayısı sayesinde binaların enerji sınıfını yükseltmesi ve ısıtma-soğutma maliyetlerinde önemli bir tasarruf sağlaması. Ayrıca daha ince panel kalınlığıyla aynı yalıtım performansını sunuyor, bu da nakliye ve montaj maliyetlerinde düşüş anlamına geliyor. Düşük GWP değeri sayesinde çevre dostu bir ürün. Aynı zamanda TS 825 gerekliklerini tam olarak sağlayan Logiccore yapılarınızda yüksek standart beklentilerinizi de karşılayacak. n
15 YALITIM • EYLÜL - EKİM / 2025 HABERLER RAVAGO BINA ÇÖZÜMLERI, TÜRKIYE’DE ISI YALITIMIYLA ELDE EDILECEK KAZANIMLARA DIKKAT ÇEKIYOR Küresel enerji talebi 2024’te yüzde 2’den fazla artarak tarihin en yüksek seviyesine ulaşırken, elektrik talebi ise yüzde 4’ün üzerinde büyüdü. Türkiye özelinde toplam enerji arzı bir yılda yüzde 5,1 artarken, son 10 yıldaki ortalama yüzde 3,5 büyüme oranıyla Avrupa’nın en hızlı enerji arzı artışı yaşayan ülkesi konumuna geldi. Türkiye’nin her yıl yaklaşık 80 milyar dolara yaklaşan enerji ithalatında, yalnızca yalıtımsızlık nedeniyle 12–15 milyar doların boşa harcandığını belirten Ravago Bina Çözümleri Mineral Yünler Satış ve Pazarlama Direktörü Özge Müçek, doğru ısı yalıtımıyla enerji faturalarında en az yüzde 15 tasarruf sağlanabileceğini söyledi. Ülkemizde karbon salımına neden olan enerji tüketiminin büyük bir bölümünün ısıtma ve soğutmadan kaynaklandığına dikkat çeken Müçek, doğru ısı yalıtımı malzemeleriyle yapılacak doğru uygulamaların karbon salımının düşürülmesinde de kritik rol oynayacağını vurguladı. Enerji talebinin her geçen gün arttığı günümüzde, tüketimi azaltmanın en etkili yollarından biri binalarda uygulanacak ısı yalıtımı olarak öne çıkıyor. Isı yalıtımı yalnızca bireysel enerji faturalarında düşüş sağlamakla kalmıyor, karbon emisyonlarının azaltılması, fosil yakıtlara olan bağımlılığın azaltılması ve enerji arz güvenliğinin güçlendirilmesi açısından da kritik bir rol üstleniyor. Kaliteli malzeme ve doğru uygulama ile hayata geçirilen ısı yalıtımının enerji israfında ciddi tasarruf sağladığına dikkat çeken Ravago Bina Çözümleri Mineral Yünler Satış ve Pazarlama Direktörü Özge Müçek, ısı yalıtımının sürdürülebilirlik da Türkiye, maalesef Avrupa’nın en hızlı enerji arzı artışı yaşayan ülkesi konumuna geldi” dedi. YALITIMSIZ BINALAR NEDENIYLE YILDA 15 MILYAR DOLAR HAVAYA GIDIYOR Türkiye’nin enerji ithalatının her yıl 80 milyar dolara yaklaştığını hatırlatan Müçek, “Binalarda yapılacak doğru ısı yalıtımı sayesinde bu yükün kayda değer şekilde hafifletilmesi mümkün. Bugün yalıtımsızlık nedeniyle her yıl yaklaşık 12 ila 15 milyar dolarlık enerji boşa harcanıyor. Halbuki yalnızca binaların yalıtımlı hale getirilmesiyle ülke genelinde enerji faturalarında en az yüzde 15 tasarruf sağlanabilir. Bu tasarruf, bireysel kullanıcıların enerji faturalarını düşürmekle kalmaz, aynı zamanda ülke ekonomisine de doğrudan katkıda bulunur” diye konuştu. Elektrik faturalarının da yüksek seviyelere ulaştığı günümüzde özellikle konut tarafında ciddi bir ekonomik yükün ortaya çıktığını söyleyen Müçek, “Isı yalıtımı, kışın ısıtma, yazın soğutma giderlerini azaltırken binaların iç ortam konforunu artırarak yaşam kalitesini yükseltir. Bu da enerji maliyetlerinin yanı sıra karbon emisyonlarını da azaltarak çevresel sürdürülebilirliğe katkı sunar” ifadelerini kullandı. Yenilenen TS 825 yönetmeliği ile yalıtım kalınlıklarının artışına ve bu sayede kazanılacak tasarrufa da değinen Müçek, sadece ısı yalıtımı değil aynı zamanda soğutma maliyetlerinin yükünün de çok daha fazla olduğunu söyledi. Ayrıca Türkiye’de yalıtımın sadece soğuk iklim bölgelerinde yapılması gerektiği yönündeki yanlış inanışın değişmesi gerektiğine dikkat çekti. n ve ülke ekonomisi için vazgeçilmez bir çözüm olduğuna dikkat çekiyor. Türkiye’de nihai enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 37’sinin bina sektöründe gerçekleştiğine vurgu yapan Özge Müçek, “KPMG ve Enerji Enstitüsü iş birliği ile hazırlanan Dünya Enerji İstatistik Raporu, küresel enerji tüketimindeki artışı tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Rapora göre, 2024 yılında küresel enerji talebi bir önceki yıla göre yüzde 2’den fazla artarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Elektrik talebi ise yüzde 4’ün üzerinde artış göstererek, elektrifikasyonun hız kazanmasıyla genel enerji tüketiminin üzerinde bir seyir izlemeye devam etti. Türkiye özelinde bakıldığında ise 2024’te toplam enerji arzı bir önceki yıla göre yüzde 5,1 oranında arttı. Son 10 yıldaki yıllık ortalama yüzde 3,5 büyüme oranıyla Ravago Bina Çözümleri Mineral Yünler Satış ve Pazarlama Direktörü Özge Müçek
16 YALITIM • EYLÜL - EKİM / 2025 HABERLER ŞIŞECAM’DAN 90. YILINDA ÇAĞDAŞ CAM SANATINA DESTEK Cam ve kimyasallar sektörünün global oyuncusu Şişecam, 90. kuruluş yılında camın kültürel ve sanatsal değerine katkı sunan projelere destek vermeyi sürdürüyor. Bu kapsamda Şişecam, çağdaş sanatın önemli temsilcilerinden İsveçli sanatçı Asa Jungnelius’un Türkiye’deki ilk kişisel sergisinde yer alan cam eserlerin üretim sürecine, deneyimli cam ustalarının katkılarıyla destek verdi. “Toprak, Ateş, Su ve Havayla Yazılmış Bir Dize” başlıklı sergi 16 Eylül 2025 – 18 Ocak 2026 tarihleri arasında Pera Müzesi’nde sanatseverlerle buluşacak. Şişecam, 90’ıncı yılında çağdaş sanatın önemli temsilcilerinden Asa Jungnelius’un Pera Müzesi’nde açılacak sergisine, cam eserlerin üretiminde sağladığı iş birliğiyle katkı sağladı. Pera Müzesi’nde 16 Eylül 2025 – 18 Ocak 2026 tarihleri arasında sanatseverlerle buluşacak olan “Toprak, Ateş, Su ve Havayla Yazılmış Bir Dize” başlıklı sergi, Şişecam’ın cam ustalarının katkılarıyla üretilen cam eserleri içeriyor. Şişecam’ın deneyimli cam ustalarıyla yürütülen ortak üretim sürecinde, geleneksel kalıplar bir kenara bırakılarak sanatçının yönlendirmesiyle sıcak cam özgürce şekillendirildi. Bu kolektif üretim sürecinde serbest üfleme tekniğiyle doğaçlama formlar yaratan ustalar, camın sadece endüstriyel bir malzeme değil, aynı zamanda sanatın güçlü bir anlatı aracı olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Ortaya çıkan eserler hem tanıdık hem de yabancı görünümleriyle nefes, emek ve malzemenin dönüşümünü yansıtan heykellere dönüştü. Camın kırılganlığı ve dayanıklılığı arasında kurulan bu denge, insanla kurduğu ilişkiye yeni bir yorum getiriyor. Şişecam, ustadan çırağa aktarılan cam zanaatını yaşatırken, bu mirası çağdaş sanatla buluşturarak kültür ve sanat dünyasına kalıcı değerler kazandırmaya devam ediyor. n ODE Yalıtım'ın, organizasyonel yapısını geleceğin ihtiyaçlarına uyumlu hale getirmek amacıyla başlattığı; kurumsal yönetimi güçlendirmeyi, daha çevik ve verimli bir işleyişi hedefleyen ‘Organizasyonel Dönüşüm Projesi' kapsamında, icradan sorumlu Genel Müdür pozisyonuna Barış Haznedar atandı. Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü mezunu olan Haznedar, yüksek lisansını Georgia Institute of Technology'de tamamladı. Koç-Mentor, Yönetici Koçu, Değişim Yönetimi Lideri ve Yalın 6 Sigma Siyah Kuşak sertifikalarına sahip olan Haznedar, boya, kimya, hijyen ürünleri ve yapı malzemeleri sektörlerinde üretim, operasyon ve dönüşüm projelerinde önemli sorumluluklar üstlendi. Jotun Boya, DSM Firmenich, GCP Applied Technologies, SCA, Betek Boya ve Umur Basım'da üst düzey yöneticilik yapan Haznedar, son olarak REPKON Şirketler Grubu'nda genel müdür olarak görev yaptı. Kariyeri boyunca fabrikalardan bölgesel operasyonlara, dönüşümden iş mükemmelliği projelerine uzanan farklı alanlarda deneyim kazanan Barış Haznedar, şirketin sürdürülebilir büyüme hedefleri doğrultusunda Türkiye'nin yanı sıra uluslararası pazarlardaki konumunu güçlendirmeye odaklanacak. n BARIŞ HAZNEDAR, ODE YALITIM'IN GENEL MÜDÜRÜ OLDU
17 YALITIM • EYLÜL - EKİM / 2025 HABERLER Türkiye’nin ön üretimli yapı sektöründeki öncü kuruluşlarından Vefa Group, 35. yılını kutluyor. Uluslararası standartlarda sağladığı üretim kalitesinin yanında ihtiyaca uygun sunduğu çözümlerle Vefa Group 35 yıldır Mayotte Adası’ndan Libya Çölleri’ne; Artvin’den Peru’ya dünyanın dört bir yanında çözümler üretiyor. Bugün yalnızca Türkiye’de değil, dünyanın dört bir yanında güvenilirliğiyle tanınan Vefa Group, ikinci kuşağın da yönetime katılmasıyla sürdürülebilirlik ve teknoloji odaklı vizyonunu geleceğe taşıyor. Vefa Group, 35. yaşını yeni teknolojiler ve sektördeki öncülüğünü pekiştirecek projelerle kutluyor. Bugüne kadar 121 ülkeye ihracat yapan Vefa, yarım asra yakın süre içinde toplamda 7 milyon metrekareyi aşan projeyi hayata geçirmenin gurunu yaşıyor. Sadece ürün değil, uzman mühendislik ve çözüm üretim yeteneği ile de farklılaşan marka, zorlu projelerin tercih edilen adresi olarak ayrışıyor. Türkiye’de prefabrike ve çelik yapılara olan ihtiyaç her geçen yıl artarken, Vefa Group kuruluşundan bu yana sektörün gelişimine yön veren adımlar attı. 2000 yılında Türkiye’nin ilk hafif çelik binasının kaynaksız yapı teknolojisi ile inşasıyla başlayan bu yolculuk, yayımlanan Hafif Çelik Mimari Detay Kitabı ile standartların oluşturulmasına kadar uzandı. Depremler sonrasında hızla hayata geçirilen hafif çelik köy evlerinden hibrit sistemle inşa edilen hastane, okul ve kamu binalarına; yurt içi ve yurt dışındaki toplu konut projelerinden VEFA GROUP, 35. YILINDA GELECEĞIN YAPI TEKNOLOJILERINE YATIRIM YAPIYOR farklı ölçeklerdeki yapı uygulamalarına kadar mühendislikten kuruluma uzanan hizmetler, grubun kriz anlarında dahi hızlı ve güvenilir çözümler geliştirme kabiliyetini ortaya koyuyor. Grubun sektörde öncü konumunu 35 yıldır sürdürmesinin altında inovasyonun gelişimin anahtarı olduğu düşüncesi yer alıyor. Grubun İstanbul’daki fabrikasında devreye alınan robotik sistemler, üretimde milimetrik hassasiyet ve yüksek verimlilik sağlarken; bu yatırımlar ile üretim süresinde yüzde 50’ye varan zaman tasarrufu, kapasitede ise yüzde 65’e varan artış elde edildi. Bilecik’te bulunan üretim tesisinde ise flow-on teknolojisiyle fibercement levhaların üretimi gerçekleştiriliyor. Yüksek dayanıklılığı, doku çeşitliliği ve A1 yanmazlık sınıfıyla öne çıkan bu cephe malzemeler, sürdürülebilirlik açısından önemli bir avantaj sunuyor. VEFA GROUP YÖNETIM KURULU BAŞKANI ORHAN GÜNER; “Türkiye’nin ilk hafif çelik evini 25 yıl önce ilk kez Yapı Fuarı’nda inşa ederek sektöre yön verdik. Bugün 121 ülkede projeler hayata geçirmiş bir Türk markası olmanın gururunu yaşıyoruz. 35. yılımızı yalnızca geçmiş başarılarımızı kutlamak için değil, geleceğe dair hedeflerimizi pekiştirmek için de bir dönüm noktası olarak görüyoruz.” Dedi. Yurt içinde ve dışında hayata geçirilen projeler, Vefa Group’un geniş bir yelpazede çözüm sunma kabiliyetini ortaya koyuyor. Kapsamlı şantiye mobilizasyonlarından okullara, sağlık yapılarından toplu konutlara kadar birçok projede imzası bulunan grup, uluslararası pazarlarda da güvenilir iş ortağı olmayı sürdürüyor. Sadece ön üretimli çelik yapı değil, aynı zamanda ileri mühendislik becerisini de ihraç eden marka, uluslararası projelerde geliştirdiği çözümler ile de sektörde ayrışıyor. VEFA GROUP İCRA KURULU BAŞKANI TURAN KOÇYIĞIT; “Amacımız yalnızca daha fazla ülkeye ihracat yapmak değil; Türkiye’nin mühendislik gücünü ve inovasyon kabiliyetini küresel ölçekte görünür hale getirmek. Üniversitelerle iş birliklerimiz ve sosyal projelerimizle genç mühendisleri desteklemeyi sürdüreceğiz. Yeni yatırımlarımızla küresel ölçekte daha büyük ve yenilikçi projelere ve yapı sistemlerine imza atacağız.” dedi. Kurulduğu günden bugüne, ön üretimli yapılar ve yapı malzemeleri alanlarında ülkemiz ve dünya için kalıcı değerler üreten Vefa Group çatısı altında bugün Vekon, Ekobord, Nestavilla ve Profacto markaları yer alıyor. n
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=