Yalıtım Dergisi 184. Sayı (Temmuz 2019)
Yalıtım / Temmuz 2019 21 yalitim.net daki yönetim de bütün yetkiyi bana bıraktı ve sonuna kadar arkamda olduğunu hissettirdi...” YENI ÜRÜNLER GELIŞTIRDIK “Farklı ve özgür bir ortamda kısa süre içinde Türkiye’nin bugüne kadar yaşadığı en büyük ekonomik krizin içinde, inşaat sektörünün yüzde elliye yakın daraldığı, maliyetlerin ve dövizin neredeyse 2 katına çıktığı bir dönemde biz Fullbo- ard olarak üretimimizin tamamını satmayı, Ar-Ge çalışması yaparak yeni ürünler geliştirmeyi başardık. Kasım ayından bu yana hem personel alımına devam ettik hem de üç vardiyaya çıkarak kapasitemizi artırdık. Yeni yeni ürünler geliştiriyoruz. Grandex dış cephe alçı plakanın seri üretimine ve satışına başladık. Bu sene bizler için yeni ürünler sunma ve portföyü tamamlama yılı...” KRIZLERDE YAPILAN TASARRUFA KARŞIYIM “Mesele, illa bir şeyler değiştirmek değil. Fakat belli dönem- lerde muhakkak bir düşünüp, iş hayatını güncellemek gerek- tiğine inanıyorum. Dönem neyi gerektiriyor, gelecek ne üze- rine kuruluyor?.. Tüm bunları masaya koyup bir güncelleme yapmak şart. Yoksa laf olsun, farklılık olsun diye değişiklik yapılmaz. Kriz dönemlerinde tasarrufa da son derece karşıyım. Krizde ilk başta tasarruf yapılması gerekiyorsa zaten bugüne kadar yanlış yönetmişsin, dağıtmışsın demektir. Kazanırken bol keseden dağıtıp, krizde küçülmek pek doğru bir yönetim tarzı gelmiyor bana. Kriz zamanlarında tasarruf yapıyorum, küçülüyorum dediğin zaman genç arkadaşların kariyer plan- lamasındaki tercih maalesef siz olmuyorsunuz. Güncelleme, planlama gereği bir iyileştirme yapıyorsanız o zaman söyle- necek bir şey yok. Ben de kendimi sürekli güncelleme ihtiyacı hissediyorum. Permolit’ten sonra Fullboard benim için bu anlamı taşıyor...” TÜRKIYE’DE İLK PAKETLI, PALETLI PLAKAYI PIYASAYA SUNDUK “İnsanoğlu değişik dönemlerde değişik şeyler yapıyor. Onun için fikirlerin hep güncel ve taze kalması şart. Fullboard bu anlamda önem arz ediyor. Türkiye’de ilk alçı plakanın çıkışı 1989. Tam 30 sene boyunca bu ülkede hemen hemen hep aynı şey üretilmiş. Bazı dönemler içinde yer almamıza rağ- men belki bizler de bunu yapmadık, yapamadık ama şimdi trend yalnızca güncelleme değil, üstüne bir şey katma vakti. Bu anlamda alçı plakalardaki tozlu görüntüyü kaldırmak için Türkiye’de ilk defa paketli, paletli plakayı piyasaya sunduk. Şantiyelerdeki, bayilerimizin stok alanlarındaki görünüm bir anda değişti. Her ürün kendini ifade eder şekilde paketleniyor. Stok sayımını ve stok görüntüsünü güzelleştirdik. Stoklar teker teker sayılmadan kontrol edilebiliyor, derli toplu, pırıl pırıl ortamlar yaratmaya çalıştık. Paketli plakalarımız büyük beğeni topladı. Ayrıca alçı plakaları oldukça hafiflettik. Yap- tığımız Ar-Ge çalışmaları sonucu Yeni Nesil Plaka dediğimiz hafif plaka dönemini başlattık...” DOST OLURSAK BIRBIRIMIZI ALDATMAYIZ “Savaş Güzelküçük isminin, -ki S.GK olarak da bilinir-, sektörde bir yere geldiğini düşünüyorum. Çok çalıştım, çok uğraştım, hep katkı üretmeye gayret ettim. Şanslıydım da; çalıştığım firmalardaki yönetici veya patronlar da bana fikir üretme ve bunları gerçekleştirme fırsatı verdiler. Bu çok önemliydi. Kimse sen mi patronsun ben mi, sen mi yöneticisin ben mi diye gocunmadı. Bayilerimi de hep dostlarım olarak gördüm. Çünkü dost olursak birinci önceliğimiz para olmaz ve birbirimizi aldatmayız. Biraz daha eğlenceli ve rahat geçen, belki biraz da yanlış anlaşılabilecek bayi toplantılarının da hep bir disiplin içinde geçmesi için çaba harcadım. Mesela toplantı- ların kravatlı ve takım elbiseli olmasını temin etmeye çalıştım, bunda da başarılı olduğumu zannediyorum. Firma neyi nasıl tariflerse, neyi talep ederse bu talebe inanan bayi ve çalışanlar da bir şekilde ona uyuyor...” İŞI HEP SAHIPLENDIM “Her şirketin kendine göre bir karakteri vardır. Bu da o şirketi yöneten yöneticilerde daha çok hissedilir. Çalışanların da şirketi ve markayı yaşamaları ve hissetmeleri gerektiğine inanıyorum. Markayı gördüklerinde bir mutluluk yaşayıp, tüylerinin diken diken olması çok önemli. Ben çalıştığım çoğu firmada bunu hissettim. İşi hep sahiplendim ve katma değer üretmeye çalıştım. Mesai saatlerinin, çok özel bir durum yoksa, işi yapmak için fazlasıyla yeterli olduğuna inanıyo- rum. Dolayısıyla 18:00’den sonra herkesin ailesiyle, eşiyle, dostuyla zaman geçirmesi, özel hayatını sürdürmesinden yanayım. O vakitler iş hayatının stresinden kafasını sıyırması önemli. Dedikodu ve söylenti bir şirketi içten içe çürütür, yok eder. Çalışanların bu tür şeylerden kaçınmasını öneririm. Çalışanlar iş geliştirmeye, eğitime ve kendilerini güncellemeye yönelmeliler...” MARKANIN KÜLTÜRÜ DIKKATE ALINMALI “Satış ekiplerinin muhakkak markanın kültürüne uygun bir kıyafet içinde olması gerekiyor. Her şirket kendi karak- terine uygun bir kıyafet tarzı geliştirebilir. Ayrıca bir kravat takılıyorsa, bence gömleğin üst düğmesi açık bırakılmamalı. O arada kalmışlık başka bir şeyi tarifliyor. Dolayısıyla çalı- şanların bu disiplini içlerinde yaşamaları gerekiyor. Tabii ki basın-yayın veya reklamcılık gibi daha özgür meslek grupları var fakat onlar da kendi iç dinamikleriyle hareket ediyorlar. Tek unutulmaması gereken iş ortamının, evimizin oturma odası veya bir kahvehane olmadığını hatırlamak. Şirketin bir karakteri varsa buna göre giyinilir. Şirketin karakterine göre satış ekiplerinin de bir genel karakter görüntüsü sergilemesi gerektiğini düşünüyorum...”
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=