Yalıtım Dergisi 184. Sayı (Temmuz 2019)

Yalıtım / Temmuz 2019 19 yalitim.net Bağdat Baharat’ta çıplak maliyeti, adaleti ve çalışan memnu- niyetinin ne demek olduğunu öğrendim diyebilirim. Güzel bir dönemdi, bilgisayar sistemleri kurulup, ambalaja dolum otomatik makinelerle yapılmaya çalışılıyordu ki o dönemde Türkiye’de baharat dolumu işi çok ilkel koşullarda, hijyenden yoksun ortamlarda elle yapılıyordu. Yani ilerici bir projeydi. Fakat bir aile şirketi olduğundan kariyerim açısından daha ileri gidememe riski nedeniyle iki senenin ardından ayrılma kararı almıştım...” KAR KIŞ DEMEDEN BINLERCE KILOMETRE YOL YAPIYORDUM “Ardından Yaşar Holding’de çalışan bir arkadaşımın yön- lendirmesiyle DYO’ya iş görüşmesine gitmiştim. Tavsiyeyle, bir öğle tatilinde gittiğimden, genel müdür ve yardımcısı bir taraftan pizza yiyor bir taraftan da benimle ilgileniyorlardı. Sıradan bir iş görüşmesi değildi. Müdürün, ‘İleride şirkette ne olmayı hedefliyorsun, ne planlıyorsun’ sorusu üzerine, bir düşüncem olmadığını, sadece 3-5 sene içinde o koltuğu bana vermeyi kabul edebilirlerse bu işe talip olduğumu söylemiştim. Sonuç itibariyle işe kabul edildim ve DYO İç Anadolu Bölge Müdürlüğü’nde Oto Boyaları Grubu’nda çalışmaya başladım. Ankara, Nevşehir, Kayseri, Bayburt, Erzincan ve Erzurum’dan oluşan hattan sorumluydum. Kar-kış demeden çok çalışıyor, dönemin Toros markalı araçlarıyla binlerce kilometre yol kat edip müşteri ziyaretleri gerçekleştiriyordum. Şaka bir tarafa, tek başıma kat ettiğim o yollarda çok şarkı besteleyip çok da şiir yazmışlığım, onlarca proje üretmişliğim vardır. Üç yıl görev yaptığım şirkette henüz ikinci sene İstanbul, İzmir ve Ankara gibi bölgeler dururken Kayseri ve Nevşehir’den Türkiye satış birincisi çıkmasına vesile olmuştum...” GÖZLERIM DOLMUŞ, GEÇEN 8 SENEYE ÇOK ÜZÜLMÜŞTÜM “Yaşar Holding’in belli aralıklarla İzmir’de organize ettiği çok güçlü bir satış eğitim programı vardı. Mesela hiç unutmu- yorum profesyonel iş hayatımın neredeyse 8. senesiydi. Sabah başlayan ve sekiz saat süren bir satış eğitiminin sonunda aldı- ğım o katılım belgesine bakakalmış, çok etkilenmiştim; çünkü 8 saatlik bir eğitim süresinde bana neredeyse sekiz yılda, hiç eğitim almadan sahada öğrendiğim kadar bilgi aktarılmıştı. Keşke 8 sene önce biri bana bu dersi verseydi, her şey çok daha farklı olurdu. Gözlerim dolmuş, eğitim almadan geçen o senelere cidden çok üzülmüştüm. Ondan sonraki iş hayatım boyunca da eğitime çok önem verdim...” “Yaşar Holding’de üçüncü senenin içinde, rakip bir firmanın da kurulma aşamasında, kendi toptancı bayilerimizin stokla- rını sıfırlayıp, finansal açıdan biraz daha onları rahatlatmaya yönelik bir öneri ve yine bayilerin eğitimine ilişkin geliştirdi- ğim projenin, incelenmeden reddedilmesi beni çok üzmüş ve ardından istifa ederek işten ayrılmıştım...” TEPE ALÇIPAN’DA DOST İNSANLAR TOPLULUĞU OLUŞTURMAYA ÇALIŞTIM “Ardından, 1996 yılında, Türkiye’nin ilk alçı plaka markası Tepe Alçıpan’ın Genel Müdürü Mehmet Özaydın’ın önerisi üzerine Tepe Alçıpan’da Satış, Eğitim ve Pazarlama Yöneticisi olarak işe başlamıştım. Firma, Tepe Grubu’nun 46 şirketinden birisiydi. Departmanda sadece ben vardım. O gün Türkiye haritasını bir artı işaretiyle dörde bölüp, üç tane hiç tecrübesi olmayan, bir tane de kıdemli bir arkadaşı işe alıp Türkiye satış ekibini kurmuştum. Hemen ardından, daha önce yapılmış ama tam bir iş toplantısı hüviyetine erişememiş bir bayi top- lantısı düzenlemiştim. O toplantıda bayilerin davranış, yaşam biçimleri, düşünceleri, tarzları, tavırları gibi birçok gözlemde bulunma fırsatı yakalamıştım. Toplantı sonunda bazı bayilerle yolların ayrılmasına karar vermiştik. Amacım bayilerle kader ortaklığı yapmaktı, yoksa sadece ticari birlikteliğin firmayı ileriye götüreceğine inanmıyordum. Onlarla dost olursak, aynı lokmayı paylaşırsak, aynı şeylere kederlenip, aynı şeylere gülersek bu iş yürürdü. Dost olabilecek insanlar topluluğu oluşturmaya çalıştım. Yıllar içinde de bu amaca ulaşıldığını düşünüyorum...” SEMINERLERE VALI, KAYMAKAM VE KOMUTANLAR BILE GELIYORDU “1997’de, Eğitim Bölümü Müdürümüz ile 32 ilde seminer düzenledik. Alçıyla duvar yapımını, tavan yapımını, alçının çev- reye zarar vermeyen, çok hafif ve sağlıklı bir yapı malzemesi olduğunu anlatıyorduk. Hisseli Harikalar Kumpanyası gibi bir şeydi. Akşam bir şehirde, sabah başka bir şehirdeydik. Gittiğimiz şehirde Mimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri Odası üyelerini, belediye yetkililerini ve müteahhitleri davet ediyor- duk. Yoğun bir katılımla gerçekleştirdiğimiz seminerlere vali, kaymakam ve garnizon komutları bile geliyordu. Tabi şimdi birçok şey değişti, insanlar rezidanslarda, otellerde, konut- larda alçı plaka bölme duvarlarda yaşamaya çok alıştılar. Ama o zamanlar anlatılan şeyler Türkiye için yeni şeylerdi. 1998 yılında ise mimarlık ve inşaat mühendisliği fakültelerinde ciddi eğitim faaliyetlerine başladık. Hem alçıyı anlatıyor hem de uygulamasını gösteriyorduk. Amacımız gençlere fayda sağ- layıp, katkı sunmaktı. Fabrikamızı gezdiriyor, detaylı bilgiler

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=