Yalıtım Dergisi 104. Sayı (Kasım 2012)
YALITIM • KASIM 2012 49 oluyor. Deniz olmayan iç kesimdeki kentler de Tuz Gölü’nün etkisiyle korozyona uğruyor. Ülke olarak her yönden korozyona açığız ama önlem almıyoruz. Adeta facialara davetiye çıkarıyoruz” diyor. Yurtdışında da korozyona gereken önemin verilme- diğini belirten Çakır, korozyondan ötürü oluşan maddi kaybın tamamını geri kazanamasak da, yüzde 40’lık kısmının alınacak önlemlerle geri kazanılabileceğini hatırlatıyor. Çakır’a göre korozyona karşı alınacak en iyi önlem ise su yalıtımı. Türkiye’de yapı sektörünün büyük bir hızla gelişti- ğini söyleyen Ali Fuat Çakır, özellikle çelik konstrüksiyonlu binaların daha da tehlikede olduğunu vurguluyor ve şu yorumlarda bulunuyor: İnșaat sektörü korozyona dikkat etmeli “İnşaat sektörü, dünyada her tür metalik ve metalik olmayan malze- meyi kullanan bir sektör. Bu sektörde artık yaygın olarak çelik kullanılıyor. Yüksek binalardan köprülere kadar her yapıda tercih ediliyor. Dolayısıyla inşaat sektörü özellikle bu metalik malzemeyi korozyondan nasıl koru- yacağına dikkat etmeli. Deniz kena- rındaki bütün yapılarda isteseniz de istemeseniz de havadan klorür, yani tuz gelmesi kaçınılmazdır. Bu tuzlu su beton yapılara nüfuz ettiği zaman beton içindeki donatıyı korozyona uğratır. Bir hacim demir çözündü- ğünde çıkan korozyon ürünü 4 ila 7 hacimdir. Bu şekilde oluşan basınca beton dayanamaz, çatlar. Deniz kena- rındaki binalar da kaçınılmaz olarak bu tip korozyona maruzdur. Aynı şekilde karayollarını ele alalım. Soğuk havalarda karayollarını devamlı açık tutmak için en ucuz yöntem oldu- ğundan her yerde tuzlama yapılıyor. Köprünün üzerinde de tuzlama yapı- lıyor. Sonuçta betonarme köprü dona- tılarında yoğun bir korozyon başlı- yor. Ortadoğu ülkeleri, petrol zengini olduklarını anladıklarından sonra o bölgede ciddi bir inşaat furyası baş- ladı. İnşaat için kum arıyorlar, ki o coğrafyada kumdan bol bir şey yok. Halbuki o kum yoğun tuz içeriyor. Sonuç olarak Ortadoğu’da bu kum ile yapılan lüks binalarda yoğun beto- narme korozyonu başladı. Yani tuz, metali koruyan ve tabii olarak oluşan katmaları tahrip ederek metal yüzeyi korozyona açık hale getirir. Artık klo- rür içermeyen kum, agrega ve suyun ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı. Türkiye’de yıllarca denizden çekilen kumlar kullanıldı, acısını da çektik. Neyse ki artık kullanılmıyor.” Yalıtım, iși çözer Su yalıtımı özellikli dış cephe boyalarına da değinen Çakır, boya- dan önce uygun ortam koşullarının beklenmesinin gerekli olduğunu söy- lüyor ve şöyle devam ediyor: “En iyi boya markası seçilip, en iyi yüzeyi hazırlayıp, en iyi uygulama şeklini ve uygulamacıyı bulsanız dahi ortam, boya uygulamasına müsait olmadığı zaman yaptığınız uygulamanın hiç- bir değeri olmaz. Dolayısıyla iyi boya temelde dört faktöre bağlı: iyi boya, iyi yüzey, doğru uygulama yöntemleri ve en önemlisi uygun ortam koşul- larını beklemek. Çok sıcak ve çok soğuk ortamlarda boya yapmanın hiç- bir anlamı yok. Yalıtım yalnız çelikte değil, diğer metallerde de önemli. Su ile temasta olan diğer metaller de az veya çok korozyona uğrarlar. Mesela su boruları... Eğer suyu, uzak mesafelere çelik boru ile taşıyorsa- nız, boruların içleri büyük oranla çimento kaplıdır, bu da bir inorganik yalıtımdır. Yani içinde oksijen taşı- yan suyla temas eden yüzeyler ister istemez korozyona maruzdur. Ama korozyon ürünü koruyucu olabilir, bunu tahrip etmemek lazım. Kalo- rifer sorunlarından tutun, su taşıma sistemlerine kadar, çelik kullanıl- ması halinde betonarme yapılarda donatı veya çelik yapılarda çeliğin korozyonunun temeli, oksijen içeren suyun bu yüzeylerle temasta olma- sından kaynaklanmaktadır. Müm- kün ise yüzeylerin sudan yalıtılması, bu sorunu çözer. Yalıtımdan kasıt, kaplamak değildir. Sıva, geçirimlidir ama onun üzerine sürdüğünüz su geçirgenliğini önleyen veya azaltan organik maddeler binanın kritik bölgelerine, betonarme bölgelerine suyun girmesini engeller. Betonda klorürlü malzeme kullansanız bile içeri su giremeyeceği için klorürün aktive olma ihtimali düşer.” En iyi önlem bilinç ve bilgi “Korozyondan korunmak için çeşitli yöntemler var. Bunlardan biri, madem korozyonu ortam yapıyor, ortamı değiştirmek lazım. Ama oksi- jeni ve suyu kaldırmak imkansız. Ya da metal, bulunulan ortamda koroz- yona uğruyor; metali değiştirsek veya daha dayanıklı hale getirsek... Bun- lar çok büyük masraflar. Dolayısıyla koruma yöntemlerinin çok önemli bir kısmı, metalle ortam arasındaki ara yüzeyi, yani korozyonun başladığı yerin kaplanmasına veya ara yüzeyin değiştirilmesine dayanır. Boyamalar, kaplamalarla korozyondan korunma yöntemleri hep bu ara yüzeyi kapla- mak için yapılır.” “Türkiye’nin yarısından fazlası deniz kenarı. Ege’de dağlar denize doğru dik gider, vadiler sizin tuzlu suyunuzu her tarafa taşırlar. İç tarafta da Tuz Gölü bulunuyor. Coğrafi
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=