Yalıtım Dergisi 103. Sayı (Ekim 2012)

42 YALITIM • EKİM 2012 ülke, dolayısıyla konut ihtiyacı gün- den güne artıyor. Tabi ki buradaki en büyük sorun, konut alacak kişilerin doğru finansmanı bulamaması. Buna karşılık ilk altı ayda geçen seneye göre satışlar yüzde 10 oranında arttı. Artık markalaşamayan tüm firmalar zorlanıyor. Markalaşmış firmalarsa ‘yap-sat’ değil de ‘sat-yap’a dönüyor. Daha temel aşamasında konutların yüzde 80’ini satarak neredeyse pro- jenin finansmanını önceden çıkartmış oluyorlar. Kısacası inşaat sektörünün önünün açık olduğunu düşünüyo- rum.” Bize uyum sağlayanlar iyi noktalara geliyorlar “İki yüz civarında bayimiz var. 2001 yılında en çok satış yapan ilk 20 bayimizden bir kısmıyla çalışmaya devam ediyoruz. Çünkü ODE her yıl ortalama yüzde 25 büyüdü. Fakat her bayimiz o oranda büyüyemedi, bizim gibi her ürünü satamadı. Örne- ğin sadece ısı yalıtımındaki ürünleri- mizi çok iyi satan bayilerimiz vardı, hala iyi satıyorlar. Fakat ciromuzdaki payları iyice ufaldı. Sadece membran satan bayimiz camyünü veya kauçuk satmıyorsa ciromuzdaki payı küçülü- yor. Genel anlamda baktığımızda nasıl ODE personelinde zaman içerisinde ciddi bir değişim yaşanıyorsa, yeni bayi organizasyonumuzda da ciddi anlamda değişiklik oluyor. Kısacası, hangi firma ortalama 10 senede 10 kat büyürse, mutlaka elemanın da, departmanların da yenilenmesi gere- kiyor. Kendini geliştirenler ve uyum sağlayanlar da gerçekten iyi noktalara geliyor.” “ODE olarak bayilerini en çok zor- layan firma olduğumuzu söyleyebili- rim. Bu aslında bayi açısından yararlı. Mesela tek bir ürün satan firma o sene ürünün karlılığı iyi değilse bun- dan olumsuz etkileniyor. Ama 4-5 tane farklı ürünü satan bir firma kaza- nıyor. Ne kadar çeşitli ürün satılırsa risk dağıtılmış oluyor.” röportaj Y hedefi belli. Bu tür çalışmaların İZO- DER tarafından da yapılması lazım. Örneğin, bugün ısı yalıtım pazarı 11,7 milyon metreküp. Fakat üç sene sonra hangi ürünün ne kadar pazar payı olacağını bilmiyoruz. Yani bu tür vizyon çalışmalarıyla stratejiler geliştirebilir. Bugün yenileme paza- rının hacmi 1.6 milyar lira. Aslında daha iyi bir algı yaratsak bu rakam kolaylıkla iki katına çıkabilir. Genelde derneklerde pazarı geliştirmeye yöne- lik konulara az odaklanıyor. Daha çok işin rekabet kısmındaki konulara odaklanılıyor...” Yalıtım yerine ampuller tartışılıyor “Enerji verimliliği konusunda da yanlış algılar var. Çeşitli etkinliklerde ampulle, dayanıklı beyaz eşyayla yapı- lan enerji tasarrufu çok çok ön plana çıkartılıyor. Amaç binanın toplam ısı ve enerji kaybını azaltmaktır. Yalıtım yapılırsa yüzde ellilere yakın tasarruf sağlanır. Verimli ve enerji tasarruflu cihazlar ile bu oran biraz daha artırılır. Bu tip etkinliklerde enerji verimliliği konusunda, ısı yalıtım gibi ana bir konu geri planda bırakılıp ampuller tartışılıyorsa, sektör olarak burada bir hata yapıyoruz demektir.” Markalaşamayan firmalar zorlanıyor “İnşaat sektörünün geleceği bence çok açık. Son on senede büyük bir ivme kazandı. Bugün Türkiye inşaat malzemelerinin ihracatında Avrupa’da ya da dünyada ilk üçe gire- biliyor. Dünyada ENR tarafından açık- lanan en büyük 225 müteahhit fir- maya baktığımızda bunların 33’ünün Türk firması olduğunu görüyoruz. Bu istatistiklerden de anlayacağımız gibi Türkiye’de inşaat sektörü kaliteli. Ancak daha katma değerli proje ve ürünlere yönelmeliyiz. Yurtiçi inşaat sektöründe eksiğimiz, haksız reka- betin önüne geçilememesi. Yurtdı- şında da biraz daha lobi faaliyetleri, biraz daha devletin desteğiyle daha iyi pazarlar elde etmeyi sağlamalıyız. Türkiye nüfus bazında kalabalık bir

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=