TMMOB Kanunu'nu Değiştirme Girişimlerine Karşı Odalar Görüş Açıklıyor

TMMOB Kanunu'nu Değiştirme Girişimlerine Karşı Odalar Görüş Açıklıyor

13 Mayıs 2020 | HABERLER
2.435 kez okundu

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener'in basın açıklaması
Kamuoyunca bilindiği üzere iktidar yıllardır gündeminde olan, Anayasa’nın kamu kurum ve kuruluşu niteliğindeki 135. maddesine dayalı 6235 sayılı TMMOB Kanunu’nu değiştirme girişimini tekrar gündemine almıştır.
Özellikle 2007 yılından bu yana süregelen iktidarın kurgu ve girişimleri ile şimdi edindiğimiz ön bilgilerden hareketle, bu girişimin üç ana ekseni bulunduğunu söyleyebiliriz.
Birincisi: Üye çoğunluğunun özgür iradesine dayalı seçim sistemini değiştirerek, demokratik yollarla ele geçiremedikleri Odalarımızı yandaşlarına açmak ve işleyişimizi kaosa sürüklemektir.
İkincisi: İktidarın doğasına uygun bir otoriter idari ve mali denetim yoluyla yönetici ve çalışanlarımızı cezalandırmaya kadar varacak şekilde Odalarımızı baskı altına almak, mali olarak güçten düşürmek ve işlevsizleştirmektir.
Üçüncüsü: Odalarımıza kayıtlı meslek mensuplarının toplumsal yaşamın her alanına yönelik projeleri üzerindeki kamusal mesleki denetimi tamamen kaldırarak kuralsızlığı egemen kılmak ve Odalar ile üyelerinin ilişkilerini kesmektir.
Böylelikle iktidar, benimsediği neoliberal politikalar gereği düşman bellediği, kamu-toplum yararı kavram ve uygulamaları ile Anayasa’nın 135. Maddesine dayalı kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu, kamu tüzelkişiliği, yerinden yönetim özerk kuruluşu olma hüviyetimizi dönüştürerek yok etmek istemektedir.
Bu girişim, toplumsal yaşamın her alanıyla doğrudan bağlantılı mühendislik, mimarlık, şehir planlama hizmetlerini bir bütün olarak piyasa güdümüne sokarak değersizleştirme, kuralsızlaştırma ve tasfiyeye yöneliktir.
Bu çaba ile sömürü ve rant imparatorluğunun sınırsız ve kuralsız tam hakimiyetini kurma çabaları arasında doğrudan bağlantılar bulunmaktadır. Bu çaba ile bilimin özgürce serpilip geliştiği laikliğin, demokrasinin ve cumhuriyetin iktisadi ve sosyal kazanımlarının yok edilmesi arasında doğrudan bağlantılar bulunmaktadır.
İşte bu nedenler bütünü itibarıyla özerk ve demokratik işleyişe sahip Odalarımız, üst birliğimiz TMMOB, diğer demokratik kitle örgütleri ve bütün toplum üzerinde otoriter vesayet oluşturmaya çalışan iktidarın bu girişimine herkesi karşı çıkmaya çağırıyoruz.
Belirtmek isteriz ki, iktidarın mevzuatımızı değiştirme girişimleri bizleri ülkemizden, halkımızdan, bilimden yana, sömürü ve rant karşıtı mücadelemizden alıkoyamaz. Yaptığımız hizmetlerin kamusal niteliğinin sermaye-rant-yandaş güçleri lehine tasfiyesine, mesleklerimiz ve örgütlerimize yönelik etkisizleştirme, itibarsızlaştırma çabalarına karşı duruşumuz, 1970’lerden günümüze uzanan mücadeleci geleneğimiz doğrultusunda sürecektir.
 

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası 46. Dönem Yönetim Kurulu’nun Basın Açıklaması
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından, meslek odaları ve baroların kuruluş kanunlarını değiştirmek için yapılan açıklamanın ardından, iktidar partisi marifetiyle hazırlanan mevzuat değişikliği, kısa zamanda parlamentonun gündemine taşınmak istenmektedir.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş`ın toplumun çeşitli kesimlerini hedef alan söylemlerine yönelik Ankara Barosu`nun yaptığı açıklama üzerine, kimi gazetelerin köşe yazarları ve sosyal medya trolleri tarafından alevlendirilen "Cuma hutbesi" tartışmaları konusunda, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Mayıs 2020 tarihinde partisinin MYK toplantısında; Ankara Barosu, Tabip Odası başta olmak üzere Anayasa`nın 135. Maddesi uyarınca kurulmuş olan meslek odalarının seçim sistemi ve mevzuatlarının değiştirilmesini gündeme getirmiştir.
Öncelikle belirtmek isteriz ki; Koronavirüs (Covid-19) ile mücadelenin dorukta olduğu ve tüm dünyanın gözünü halk sağlığına ve giderek bozulan ekonomik tedbirlere yönelttiği böylesine bir ortamda; Türkiye`deki siyasi iktidarın TMMOB Yasasını değiştirmek istemesi ancak, "akıl tutulması" olarak açıklanabilir.
Krizi fırsata dönüştürmek isteyen siyasi iktidar, küresel salgınla mücadelenin ilk günlerinde toplumun içinde bulunduğu panik ortamından ve yaşadığı büyük şaşkınlıktan yararlanmış; Kanal İstanbul Projesi ihalesini gerçekleştirmiş, SİT alanlarını ve tarımsal alanları kullanıma açan yönetmeliği çıkarmıştır.
Siyasi iktidar, 18 Mart 2020 tarihinde, koronavirüse yönelik alınması gereken ilk tedbir paketini açıklamıştır. 19 maddelik tedbir paketi içinde sıralanan hiçbir madde işin ciddiyetinin anlaşılmadığını göstermiştir. Salgın sürecinde açıklanan diğer tedbir amaçlı alınan kararlar da aynı mantıkla sürdürülmüştür.
Anlaşıldığı kadarıyla, "hızlandırılmış bir koronavirüs çıkış programı" uygulayan hükümet, Ülkemizde uzun süredir yaşanan ekonomik krizi de bir şekilde kapatmanın yollarını aramaktadır.
İktidara geldiği 18 yıldan beri, meslek odalarının faaliyetlerinden duyduğu rahatsızlığı çeşitli zamanlarda gündeme getiren siyasi anlayış, yasa taslakları hazırlamış ancak sonra da vazgeçmek zorunda kalmıştır.
TMMOB ve odalardan neden rahatsızlık duyulmaktadır? Çünkü; TMMOB ve bağlı odaları, kuruldukları günden bu yana en zor dönemlerde bile iktidarların karar ve tasarruflarını toplumsal yarar ve mesleki fayda süzgecinden geçirip, bilimin ve aklın ışığında sadece gerçeklere dayalı çalışmalar yürütmüşlerdir.
Toplumun geleceğini yok eden ve halkımızın yüz yılda biriktirdiklerini "Özelleştirme" adı altında, yerli ve uluslararası sermaye gruplarına peşkeş çeken iktidara karşı durmuşlardır.
Türk Telekom`da yapılan, artık sağır sultanın bile duyduğu, yolsuzluk ve vurguna, enerji sektöründe yapılan özelleştirmeler ve izlenen neoliberal politikalara karşı çıkmışlardır. Çıkmaya da devam edeceklerdir.
Keza, TMMOB ve diğer odaları kendi uzmanlık alanlarında görevlerini yerine getirmiştir.
Hangi ad ile yapılırsa yapsınlar bu saldırıların temelinde, yerli ve uluslararası sermaye gruplarının talepleri yatmaktadır. Dinsel motiflerle saklamaya çalışılan asıl gerçek sadece budur.
Meslek odalarımıza yapılan müdahaleyi, sadece meslek odalarına değil, Ülkemizde yıllarca büyük bedeller ödenerek oluşturulan demokrasi kültürüne, toplumsal yaşam tarzına da bir müdahale olarak değerlendiriyoruz.
Bizler, mesleki bilgi birikimini, kamu yararı doğrultusunda ortaya koyan ve her platformda mücadele yürüten, meslek odalarımıza yönelen bu tür müdahaleleri kabul etmiyoruz.
Yasa teklifine karşı, tüm demokrasi güçleriyle birlikte mücadelemizi sürdüreceğiz.
Bizler, bu ülkenin ve toplumun ortak çıkarlarını, kamu yararı ilkesinden vazgeçmeden savunmaya devam edeceğiz.
 


 

İlginizi çekebilir...

İzocam, Tüm Tesislerinde Eş Zamanlı Çevre Dostu Etkinliklere İmza Attı

İzocam, çevresel sorumluluk anlayışıyla tüm tesislerinde eş zamanlı çevre temizlikleri ve fidan dikimleri gerçekleştirdi....
30 Haziran 2025

Saınt-Gobain, 2025 Uluslararası Mimarlık Öğrencileri Yarışması'nın Kazananları Belli Oldu

Finale kalan projeler arasında Fransa'dan "From Knowledge to Making", Estonya'dan "Sense of Community", Çin'den "Energ...
28 Haziran 2025

İzocam'dan 60. Yıla Yakışır Çifte Spor Başarısı

İzocam, 60. yılında sporda çifte başarıya imza attı! İzocam Yelken Takımı Schüco-BAYK 2025 Kış Trofesi'nde 3.'lük elde ederken, İzocam Masa Te...
26 Haziran 2025

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & Doğalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeşilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü Kataloğu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü Kataloğu
  • Yalıtım Sektörü Kataloğu
  • Su ve Çevre Sektörü Kataloğu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.